CANLI YAYIN
A HABER GALERİ
Soykırımın dijital ortağı Microsoft! Bulut'tan ölüm yağdı: Teknoloji devinden “özel erişim” itirafı
Amerikan teknoloji devi Microsoft, Gazze'de on binlerce sivilin yaşamını yitirdiği İsrail'in saldırılarına yapay zekâ ve bulut teknolojileriyle destek verdiğini resmen kabul etti. Şirket, özellikle İsrail işgal güçlerinin rehine kurtarma operasyonlarına katkı sağladığını belirtirken, bu süreçte Gazzelilerin yaşamına mal olan saldırılarda kullanılan verilerin işlenmesinde Azure platformunun devreye alındığını doğruladı.
ABD merkezli teknoloji devi, İsrail işgal güçlerine verdiği yapay zekâ desteğini resmen kabul etti!
Amerikalı teknoloji devi Microsoft, Gazze'de on binlerce sivilin hayatını kaybettiği İsrail saldırılarına yapay zekâ ve bulut altyapısıyla destek verdiğini ilk kez kamuoyuna açıkladı. Şirket, özellikle İsrail işgal güçlerinin rehine kurtarma operasyonlarına katkı sunduğunu belirtirken, Gazzelilerin ölümüne yol açan saldırılarda kullanılan verilerin işlenmesinde Azure platformunun aktif şekilde kullanıldığını da doğruladı.
Gazze'de on binlerce can kaybı, Microsoft'tan "biz bilmiyoruz" savunması
Microsoft'un açıklamasında, ürünlerinin Gazzeli sivillerin hedef alınmasında kullanılıp kullanılmadığına dair doğrudan bir kanıta ulaşamadıkları öne sürüldü. Ancak aynı açıklamada, İsrail'e "özel erişim" ve "acil durum desteği" sağlandığı itiraf edildi.
Bu desteklerin, işgal güçlerinin 7 Ekim sonrası başlattığı saldırı ve istihbarat operasyonlarında kullanıldığı biliniyor.
İşgal güçlerine özel ayrıcalık: "Ticari anlaşmaların ötesinde" destek verildi
Microsoft, İsrail'e verdiği desteğin yalnızca ticari değil, aynı zamanda özel izinlerle sağlandığını belirtti. Şirket, dil çevirisi, veri işleme, siber savunma gibi alanlarda işgal güçlerine yardımcı olduklarını kabul etti.
Özellikle rehine kurtarma operasyonlarında verilen bu desteğin, sivillerin hedef haline gelmesinde oynadığı rol sorgulanıyor.
İşgalde teknoloji ittifakı: Microsoft yalnız değil
ABD merkezli Associated Press'in (AP) haberine göre sadece Microsoft değil, Google, Amazon, Palantir gibi diğer Amerikan teknoloji devlerinin de İsrail işgal güçleriyle yakın ilişkileri olduğu vurgulandı.
Bu firmaların sağladığı yapay zekâ çözümleri ve bulut altyapıları, Gazze'de gerçekleştirilen hava saldırılarının hedef belirleme süreçlerinde kullanılıyor. İnsan hakları savunucuları, bu sistemlerin yanlış hedeflemelerle masum sivillerin ölümüne yol açtığını belirtiyor.
274 cana mal olan rehine operasyonu: Teknolojiyle gelen ölüm
Haziran 2024'te Nuseyrat Mülteci Kampı'na düzenlenen rehine kurtarma operasyonunda 4 İsrailli kurtarıldı ancak en az 274 Filistinli hayatını kaybetti. Aynı şekilde, Şubat 2024'te Refah'taki bir başka operasyonda 60 Gazzeli sivil öldü.
Bu saldırıların hazırlık süreçlerinde istihbarat analizlerinin yapay zekâ sistemleriyle işlendiği belirtiliyor. Microsoft'un teknolojisinin burada oynadığı rol, şirketin açıklamalarına rağmen soru işaretlerini artırıyor.
Microsoft çalışanlarından isyan: "Bu bir PR çalışması"
Microsoft içinde yer alan bazı mevcut ve eski çalışanlar, şirketin yaptığı açıklamanın gerçeğin tamamını yansıtmadığını ve yalnızca kamuoyunu yatıştırmaya dönük bir PR çalışması olduğunu savundu. "No Azure for Apartheid" isimli oluşumdan yapılan açıklamada, Microsoft'un hazırladığı iç soruşturma raporunun tam metninin kamuoyuna açıklanması talep edildi.
Bu isimler, Microsoft'un İsrail'in işlediği soykırım suçunda çok daha fazla pay sahibi olduğunu savunuyor.
"Şirketler değil, halklar hesap sorar!"
İfade özgürlüğü savunucuları ve sivil toplum temsilcileri, teknoloji şirketlerinin savaş suçlarına alet olmamasını ve şeffaflıkla hesap vermelerini istiyor.
Microsoft gibi devlerin, işgalci güçlere sundukları desteği sınırlamak bir yana, "etik kurallar" kisvesiyle meşrulaştırmaya çalışması tepki çekiyor.
Teknolojiyle gelen yıkım
Microsoft'un itirafı, Gazze'de teknolojinin nasıl bir ölüm makinesine dönüştüğünün çarpıcı bir örneği. Gazzeli sivillerin yaşam hakkı, dünyanın en büyük yazılım şirketleri tarafından geliştirilen algoritmalarla tehdit altında. Ve her ölüm, bu sistemlerin bir çıktısı olarak insanlık vicdanına kazınıyor.
