CANLI YAYIN
A HABER GALERİ
Skandal mail ortaya çıktı! FETÖ elebaşı Gülen için Epstein'den yardım
15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in avukatı Reid Weingarten'in çocuk istismarı ve fuhuş ağı lideri Jeffrey Epstein'a ulaşıp 'Gülen'i koruyun' talebinde bulunduğu ortaya çıktı.
FETÖ elebaşının avukatı, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından ABD'deki fuhuş ve çocuk istismarı ağı lideri Jeffrey Epstein'e, "Gülen'i koruyun" talebinde bulundu.
Ortaya çıkan mail, FETÖ'nün darbe sonrası panik içinde ABD'deki karanlık bağlantılarını gözler önüne seriyor.
ABD'de görülen Epstein belgelerinde yer alan e-postalara göre, avukat Reid Weingarten, 5 Ağustos 2016'da—yani darbe girişiminden yalnızca birkaç hafta sonra—Epstein'a yüksek önemde işaretlenmiş bir mail gönderdi.
Darbe girişiminden günler sonra: "Siyasi nüfuzunu kullan"
Weingarten'in attığı mailde, Türkiye'den gelebilecek olası iade taleplerine karşı Fetullah Gülen'in korunması isteniyor.
Mailde FETÖ elebaşının avukatı, örgüt liderinin hayatından endişe duyduklarını belirterek, ABD makamlarının harekete geçirilmesi için Epstein'ın "Amerikan siyasetindeki nüfuzunu kullanması" gerektiğini ifade ediyor.
Epstein'a atılan e-postaya, FETÖ'nün ABD'deki yöneticilerinden Yüksel Alparslandoğan da eklenmiş. Mesajın başlığında "Önem derecesi: yüksek" ibaresi bulunuyor.
Bu durum, FETÖ'nün darbe girişimi sonrası panikle ABD'de lobi faaliyetlerini hızlandırdığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Mailin Anatomisi: FETÖ avukatı Epstein'a koştu
Mailin orijinal göndericisi Will Bohlen olarak görünürken, içerik daha sonra FETÖ elebaşının avukatı Reid Weingarten tarafından doğrudan Jeffrey Epstein'ın Gmail adresine iletildi.
Forward edilen içerik ise, Wall Street Journal'ın "Lawyers for Imam Wanted by Turkish Authorities Fear for Their Client's Life" başlıklı haberiydi.
Yani mail, Gülen'in Türkiye'ye iade edilme ihtimaline karşı duyulan kaygıları ve ABD'de harekete geçme gerekliliğini özetleyen bir haber kaynağını içeriyordu.
Mailin alıcı listesinde, hukukçular, politikacılar ve iletişim çevrelerinden isimler ile FETÖ hareketine yakın olabilecek kişiler yer alıyordu. Mesajın "High Importance" (yüksek önem) ile işaretlenmesi, gönderenlerin konuyu son derece ciddiye aldığını gösteriyor.
Özetle, bu mail üç temel unsurdan oluşan bir lobicilik trafiğini açığa çıkarıyor: haber kaynağı + etkili isimler + Jeffrey Epstein'a yönlendirme
FETÖ'nün ABD'deki ağının karanlık yüzü: Epstein'a uzanan yardım çağrısı
Mailde Weingarten ve Alparslandoğan'ın, darbe girişiminden bu kadar kısa süre sonra Epstein'a başvurması, örgütün ABD'de kurduğu ilişkilerin boyutuna işaret ediyor. "Gülen'i korumak için ABD yetkilileriyle görüşmeler yapılabileceğini" belirten avukat, Epstein'dan sürece dahil olmasını talep ediyor.
Uzmanlara göre bu e-posta, FETÖ'nün yalnızca politik çevrelerle değil, ABD'de suç dosyaları kabarık kişilerle de temas kurduğunu gösteren en açık belgelerden biri.
Jeffrey Epstein olayı
En küçüğü 14 olmak üzere 18 yaş altındaki onlarca kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmak ve fuhuş ağı oluşturmak suçlamasıyla yargılanan Epstein, tutuklu olduğu New York Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesindeki hücresinde 10 Ağustos 2019'da ölü bulunmuştu.
Açıklanan Epstein dava dosyalarında Prens Andrew, ABD Başkanı Donald Trump, eski ABD Başkanı Bill Clinton, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, aktör Kevin Spacey, şarkıcı Michael Jackson, illüzyonist David Copperfield, avukat Alan Dershowitz ve eski New Mexico Valisi Bill Richardson gibi ünlü isimler yer almıştı.
ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da ABD Adalet Bakanlığı ile incelemesi sonucunda ünlü isimlerden oluşan "müşteri listesi"nin tutulduğuna dair herhangi bir kanıta ulaşılamadığını, aralarında hükümet yetkilileri, ünlüler ve iş insanlarının da bulunduğu kişilerin suçuna ortak olduğu gerekçesiyle örtbas amacıyla öldürüldüğü öne sürülen Epstein'ın ise aslında hücresinde intihar ettiği sonucuna varıldığını açıklamıştı.
ABD'li gazeteci Tucker Carlson da Epstein'ın, "İsrail için çalıştığını, başkent Washington'da herkesin aynı şekilde düşündüğünü ancak açıkça söylenemediğini" iddia etmişti.
