A HABER GALERİ
Hindistan'dan vahşet! Müslüman Rohingyalar gizli operasyonla denize atıldı
Myanmar'da Budist halk tarafından zulme uğrayan ve ardından Hindistan'a sığınan Müslüman Rohingyalar, Yeni Delhi yetkililerinin gizli operasyonuyla korkunç bir şekilde kendi ülkelerine geri gönderildi.
Yeni Delhi'de çöp toplayıcılığı yaparak kızına bir gelecek kurmaya çalışan Mohammad İsmail, sekiz yıl önce kaçtıkları ülkeye geri gönderilen kızı Asma'nın hasretini çekti.
Asma, düğününden günler önce Hindistan makamları tarafından "biyometrik veri" bahanesiyle çağrıldı ve ortadan kayboldu.
CNN International'ın özel soruşturması, Hindistan'ın 40 Müslüman Rohingyayı yargı süreci olmadan, insan haklarına aykırı şekilde Myanmar'a sınır dışı ettiğini ortaya koydu.
2017'de Myanmar ordusunun Rohingya topluluğuna yönelik haftalar süren devlet destekli tecavüz, yangın ve katliam saldırılarından kaçan Mohammad ve kızı, Hindistan'da bir süreliğine güven bulmuştu. Mohammad çöp toplarken, Asma başkent Yeni Delhi'de okula gitmişti. 20 yaşına geldiğinde, Mayıs ayında Asma'nın evlenmesi planlanmıştı.
Ancak düğünden sadece birkaç gün önce, Asma ve şehirde yaşayan 39 Rohingya, yeni kimlik belgeleri için biyometrik veri vermeleri gerekçesiyle Hindistan makamları tarafından çağrıldı ve ortadan kayboldular.
Kandırılarak uçağa ardından denize
6 Mayıs akşamı, polis Shaheen Bagh mahallesinde Rohingya mültecilerin evlerine giderek karakola çağırdı. Asma ve kız kardeşi de listedeydi.
Ertesi sabah Asma, gözaltına alındıklarını bildirdi.
Aynı gün, üzerlerindeki kıyafetleri çıkarıp üniforma giymeleri istendi. CNN'e konuşan tanıklar, bu sürecin ardından grubun sağlık kontrolü bahanesiyle havaalanına götürüldüğünü doğruladı.
Mohammad, kaybolan kızı Asma için hâlâ çaresizce beklerken, "Hiçbir yanlış yapmadım, sadece sığınmak için buraya gelmiştim… Kızımı benden nasıl alabilirlerdi? Eğer deport edecekseniz hepimizi birlikte göndermeliydiniz." dedi.
O gün tutuklanan Rohingyalı John Anwar, CNN'e yaptığı açıklamada, biyometrik işlemler sonrası "sağlık kontrolü" bahanesiyle uçağa alındıklarını aktardı.
CNN'in uçuş verilerine dayandırdığı analizine göre, 7 Mayıs'ta Delhi yakınlarındaki Ghaziabad Havaalanı'ndan bir Airbus A321-211 tipi uçak havalandı.
Uçak, Andaman Adaları açıklarında vericisini kapattı ve yaklaşık üç buçuk saatlik uçuşun ardından Port Blair'e ulaştı. Bu uçuş, Hindistan Savunma Bakanlığı'na bağlı Savunma Araştırma ve Geliştirme Örgütü (DRDO) tarafından işletilen bir uçaktı.
Gemiye bindirildiler, gözleri bağlandı
Port Blair limanında, mülteciler iki güverteli büyük beyaz bir gemiye bindirildi.
CNN'in AIS verilerine göre, o tarihlerde Myanmar'a giden sivil gemi kaydı bulunmadı.
Donanma gemilerinin verileri ise kamuya açık değildi. Tanıklar, gemide gözbağı takıldığını ve silahlı adamların "başını kaldıranı vururuz" tehdidinde bulunduğunu aktardı.
Yaklaşık dört saatlik deniz yolculuğunun ardından mülteciler, karanlıkta küçük teknelere aktarıldı.
Kıyıdan uzakta bir ağaca bağlanan halatla suya inmeleri emredildi. Yaşlılar büyük zorluk yaşadı.
CNN'in elde ettiği ses kayıtlarında, mültecilerin paniği ve Myanmar'a geri gönderildiklerini fark ettikleri anlar duyuldu.
"Sizin ülkeniz yok"
Gemideki bir memur, "Hayatınızın hiçbir değeri yok. Sizin bir ülkeniz yok. Sizi öldürsek bile kimse bize bir şey söylemez," dedi.
Bu sözler, Hindistan'ın mültecilere yönelik yaklaşımının vahametini gözler önüne serdi.
Ses kayıtları: "Denizin ortasındayız, lütfen herkese söyleyin"
CNN'e ulaşan ses kayıtlarında, mülteciler bir adaya bırakıldıklarını ve Hint güçlerinin onları denizin ortasında bıraktıkları duyuluyor.
"Ordu bizi her an yakalayabilir," diyen genç bir adamın, ailesine yardım çağrısında bulunduğu aktarıldı.
BM'den sert tepki
BM İnsan Hakları Özel Raportörü Tom Andrews, "Rohingya mültecilerinin denize atılması akıl almaz bir vahşettir. Bu tür zalimce eylemler insanlık onuruna hakarettir ve uluslararası hukukun ciddi ihlalidir." dedi.
Hindistan, yaklaşık 20 bin Müslüman Rohingya barındırıyor ancak BM Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) korumasına rağmen, bu kişileri tehlikeye atacak yerlere geri gönderme yasağına uymadı.
Myanmar'da tehlike devam ediyor
Denize bırakıldıktan sonra Tanintharyi bölgesine ulaşan Rohingyaların yerel silahlı gruplar tarafından korunduğu iddia edildi ancak bölgede askerler ve isyancı gruplar arasında süregelen çatışmalar nedeniyle durumları belirsiz.
Rohingya topluluğu, Myanmar'da resmi olarak tanınmıyor ve sistematik ayrımcılığa maruz kalıyor.
Bangladeş'teki mülteci kamplarından CNN'e konuşan Sharif, "Myanmar'da en nefret edilen biziz. İnsanların çoğu hakkımızda sadece dedikodulara dayanıyor. Ailem nerede, ne olacak bilmiyoruz." dedi.
Mohammad ise binlerce kilometre uzakta Yeni Delhi'de çaresizce bekliyor:
"Soykırımdan kaçarken aileler ayrıldı, biz birlikte kalmaya özen gösterdik. Myanmar ordusunun kızımı benden koparmasına izin vermedim… Onu güvenli şekilde Hindistan'a getirmek için büyük çaba harcadım. Burada güvende olduğumuzu sanmıştım."
Myanmar'daki Rohingyalar kimdir?
Rohingyalar, Myanmar'ın batısındaki Arakan (Rakhine) eyaletinde yaşayan, çoğunluğu Müslüman olan bir etnik azınlıktır. Yüzyıllardır bölgede yaşamalarına rağmen Myanmar devleti tarafından resmî olarak tanınmadılar ve vatandaşlık haklarından mahrum bırakıldılar.
Myanmar nüfusunun yaklaşık yüzde 88'i Budisttir. Bu dini çoğunluk içinde Müslüman Rohingyalar, hem inançları hem de etnik kökenleri nedeniyle dışlandı. Myanmar hükümeti, Rohingyaları "Bangladeş'ten gelen yasa dışı göçmenler" olarak tanımladı.
Bu nedenle Rohingyalar, 1982 tarihli Vatandaşlık Yasası kapsamında vatandaşlık alamadılar ve temel haklardan yoksun bırakıldılar.
Rohingyalar, uzun yıllar boyunca seyahat özgürlüğü, eğitim, sağlık hizmeti gibi temel haklardan mahrum bırakıldı. İnsan hakları örgütleri, Rohingyaların yaşadığı koşulları "apartheid benzeri" olarak tanımladı.
2012 ve özellikle 2017 yıllarında Myanmar ordusu tarafından Rohingyalara yönelik geniş çaplı şiddet operasyonları yürütüldü.
Bu saldırılar; köylerin yakılması, toplu tecavüzler, infazlar ve zorla yerinden etmelerle sonuçlandı. Birleşmiş Milletler bu olayları "etnik temizlik", ABD ise "soykırım" olarak tanımladı.
Hindistan'a ulaşan Rohingyalar ise mülteci statüsü kazanmakta zorlandı ve çoğu, belirsizlik içinde yaşamaya devam etti.