A HABER GALERİ
Epstein'in e-postaları ortaya çıktı! Trump fuhuş ağından haberdar mıydı?
Reşit olmayan kız çocuklarına yönelik fuhuş ağı oluşturduğu iddiasıyla yargılandığı sırada hapishanede ölü bulunan milyarder Jeffrey Epstein'ın ortaya çıkan e-postalarında, ABD Başkanı Donald Trump hakkında, mağdurlardan birisiyle 'saatlerce vakit geçirdiği' iddiası yer aldı.
The New York Times'ın haberine göre, ABD'de Temsilciler Meclisi Denetim Komitesi'nin Demokrat üyeleri, Epstein'ın, kız arkadaşı Ghislaine Maxwell ve yazar Michael Wolff'a gönderdiği e-postaları yayımladı.
Epstein'ın 2011'de Maxwell'e gönderdiği bir e-postada, Trump'ın, kendisinin evinde adı gizlenen mağdurlardan birisiyle "saatlerce vakit geçirdiği" iddiası yer aldı.
Cinsel suçlardan hüküm giyen ve hapishanedeki intiharıyla tanınan Jeffrey Epstein'ın, yaklaşık 15 yıl önce başladığı özel yazışmalarda ABD Başkanı Trump'ın adını defalarca kez andığı ortaya çıktı.
ABD Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi'ndeki Demokrat üyeler tarafından yayımlanan yeni e-postalara göre, Epstein bu yazışmaları hem eski ortağı Ghislaine Maxwell'le hem de Trump'a yakınlığıyla bilinen yazar Michael Wolff'la yapmış.
Bu ifade, Trump'ın daha önce "Epstein'ı Mar-a-Lago kulübünden genç kadınları rahatsız ettiği için kovduğunu" söylediği iddiasıyla çelişiyor.
Ayrıca Wolff'un, 15 Aralık 2015'te Epstein'a "heads up" (ön bilgilendirme) başlığıyla gönderdiği bir e-postada, "CNN bu akşam Trump'a seninle ilişkisini soracakmış, istersen bir cevap hazırlayabiliriz" dediği ortaya çıktı. Epstein ise "Ona nasıl cevap vermeliyiz?" diye sormuş. Wolff'un yanıtıysa dikkat çekici:
"Kendini batağa soksun. Eğer seninle uçağa binmediğini veya evine gitmediğini söylerse bu senin için siyasi değer yaratır. Onu zor durumda bırakabilir veya kazanacak gibiyse sonra kurtarıp kendine borçlu çıkarabilirsin."
Wolff, geçmişte Epstein'la röportaj yaptığını kamuoyuna açıklamıştı. The Daily Beast, Epstein'ın Wolff'a Trump'la dost olduklarını söylediği kayıtları yayımlamış, Trump cephesi ise bunları "iftira" olarak nitelendirmişti.
Epstein'ın Trump hakkındaki ağır sözleri
Demokratların yayımladığı belgelerin ardından Cumhuriyetçiler, Epstein'ın mal varlığından alınan 20 bin sayfalık ek dokümanı paylaştı. Bu belgelerde Epstein'ın Trump'a yönelik ağır ifadeleri de yer alıyor.
Trump'ın göreve başlamasından bir hafta sonra, Ocak 2017 tarihli bir e-postada Epstein, New York Times muhabirine "Donald delirmiş gibi" diye yazmış.
Aralık 2018'de eski Hazine Bakanı Larry Summers'a yazdığı bir başka e-postada ise Trump'tan "sınırda deli" diye bahsetmiş. Aynı ay eski Obama Beyaz Saray avukatı Kathryn Ruemmler'a yazdığı mesajdaysa şu ifadeleri kullandı:
"Trump'ı mafya babası gibi görmek hata. Onun elinde çok tehlikeli bir güç var. İpi fazla yavaş sıkarsanız felaket olur. Gambino başkomutan değildi, o yüzden çaresizdi. Ama bu manyak öyle değil."
Wall Street Journal, Ruemmler'ın o dönemde Epstein'la profesyonel bir ilişki yürüttüğünü, bir hukuk firması üzerinden danışmanlık yaptığını bildirmişti.
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Demokratların yayımladığı belgelerin "hiçbir şey kanıtlamadığını" belirterek, "Bu e-postalar sadece Başkan Trump'ın hiçbir yanlış yapmadığını gösteriyor" dedi.
2 Nisan 2011 tarihli bir e-postada Epstein, Maxwell'e şu mesajı yazmış:
"Havlamayan köpek Trump... (adı sansürlenmiş) onunla birlikte evimde saatler geçirdi ama hiç anılmadı. Polis şefi falan. yüzde 75 oradayım."
Maxwell ise bu mesaja, "Ben de bunu düşünüyordum..." diye yanıt vermiş.
Cumhuriyetçi komite üyeleri, Epstein'ın bahsettiği kadının Nisan ayında intihar eden ve Epstein'ın en tanınmış mağdurlarından biri olan Virginia Giuffre olduğunu açıkladı. Cumhuriyetçiler, Demokratların ismi gizleyerek Trump'a yönelik bir ima yaratmaya çalıştıklarını savundu.
Giuffre, "Nobody's Girl" adlı kitabında Trump hakkında herhangi bir suçlama yöneltmiyor. Mar-a-Lago'da 2000 yılında babasının yardımıyla işe girdiğini ve Trump'ın kendisine oldukça kibar davrandığını yazıyor. Trump'ın, "Çocukları sever misin? Bebek bakıcılığı yapar mısın?" diye sorduğunu belirtiyor.
Trump'ın adı yeniden gündemde
Epstein'ın 2019'daki intiharının ardından, federal hükümetin dava dosyalarını ne zaman açıklayacağı tartışmaları Washington'da yeniden alevlendi. Trump yönetimi, Epstein'ın ölümünün "intihar" olduğu yönündeki önceki kararda bir değişiklik olmadığını açıklayınca, Kongre'de ve Trump'ın kendi destekçileri arasında tepki doğdu.
Bu tepkilerin ardından Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi, Epstein'ın mal varlığından belgeler talep etti. Ayrıca Kongre'de, ABD hükümetine ait tüm dosyaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu kılacak bir oylama girişimi de başlatıldı. Bu girişim, Çarşamba günü milletvekili Adelita Grijalva'nın desteğiyle gerekli 218. imzayı topladı.
Leavitt, Demokratları belgeleri "seçici biçimde sızdırmakla" suçladı:
"Bu hikâyeler, Başkan Trump'ın tarihi başarılarını gölgeleme amacı taşıyan kötü niyetli çabalar. Aklı başında her Amerikalı bunun sahte bir dikkat dağıtma hamlesi olduğunu görüyor."
Trump da Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, Demokratların "Jeffrey Epstein yalanını yeniden gündeme getirmeye çalıştığını" savunarak, "Bu tuzağa düşecek Cumhuriyetçi, ya kötü niyetlidir ya da aptaldır" ifadelerini kullandı. Trump, Cumhuriyetçilere yalnızca "ülkeyi yeniden açmaya ve Demokratların neden olduğu zararı onarmaya" odaklanmaları çağrısında bulundu.
Jeffrey Epstein olayı
En küçüğü 14 olmak üzere 18 yaş altındaki onlarca kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmak ve fuhuş ağı oluşturmak suçlamasıyla yargılanan Epstein, tutuklu olduğu New York Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesi'ndeki hücresinde 10 Ağustos 2019'da ölü bulunmuştu.
Açıklanan Epstein dava dosyalarında Prens Andrew, ABD Başkanı Donald Trump, eski ABD Başkanı Bill Clinton, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, aktör Kevin Spacey, şarkıcı Michael Jackson, illüzyonist David Copperfield, avukat Alan Dershowitz ve eski New Mexico Valisi Bill Richardson gibi ünlü isimler yer almıştı.
ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da ABD Adalet Bakanlığı ile incelemesi sonucunda ünlü isimlerden oluşan "müşteri listesi"nin tutulduğuna dair herhangi bir kanıta ulaşılamadığı, aralarında hükümet yetkilileri, ünlüler ve iş insanlarının da bulunduğu kişilerin suçuna ortak olduğu gerekçesiyle örtbas amacıyla öldürüldüğü öne sürülen Epstein'in ise aslında hücresinde intihar ettiği sonucuna varıldığı açıklanmıştı.