A'dan Z'ye her yaş grubundaki insanın ilgisini çekebilen bu numaralar ne kadar zor gözükse de aslında çok basit olduğunu görüyoruz. Yok olan süt numarasının sırrı tamamem sürahide... Kaşık Bükme Numarası Etki: Seyircilerden bir kaşık istersiniz veya kendi kaşığınızı çıkarırsınız. Kaşığı kas gücüyle bükmeye başlarsınız. Elinizi döndürmenizle kaşık tekrar eski haline dönmüştür. Kaşık seyirciye gösteriden önce ve sonra kontrole verilebilir ancak hiçbir şey bulunamaz. Bu yöntem kaşığı büktüğünüzü göstermek için en kolay yoldur. İhtiyaç duyduğunuz tek şey kaşık renginde bir madeni paradır. Elinizi tutuş biçiminizle madeni parayı kaşığın ucu gibi gösterirsiniz. Kaşığı çapraz tutup madeni parayı eğerek kaşığı büküyormuş gibi gösterirsiniz. Bunu yaparken gayret sarf ettiğinizi göstermek de önemli elbette. İpucu: Bu numaranın kilit noktalarından birisi de seyircilerin sizi gördüğü açı. Size, sadece karşıdan bakmalıdırlar. Yanlardan ve arkadan değil. Madeni paranın para olmadığını göstermeye çalışın. En çok ilgi çeken ve merak uyandıran hilelerden birisi de budur. Senelerce 'kesin ip var' tarzında yorumlarla geçiştirildi, sırrının çözüldüğü düşünüldü. Fakat işin aslı pek de öyle değil aslında. Öncelikle güzel bir kadın seçilir, elbette amaç dikkatleri illüzyonistten ziyade kadının üzerinde toplanmasını istemek. Daha sonra kadın bir levhanın üzerine çıkarılır ve gösteri başlar. Önce levhanın altındaki blok kaldırılır, sonra sırasıyla destek görevi gören sandalyeler kaldırılır ve kadın havada asıl kalır. Aslında olay basit. Destek amacıyla levhanın altında bulunan blokun ardındadır asıl numara. Bu blokun arkasında 3. bir ayak görevi gören ve illüzyonistin bacağıymış gibi görünen, illüzyonistin pantolonu ile aynı şekilde örtülmüş bir destek vardır. Tabi ki illüzyonistin fazla hareket etmemesi ve açıdan dolayı seyirciler bunu fark edemez. İşin içinde kan olduğu için ilgi çeken ve merak uyandıran bir başka hile. İllüzyonist eline aldığı uzunca bir iğneyi koluna batırır, etinin içerisinde oynatır ve kendi kanını akıtır. Aslında ne iğneyi kendi etine sokar ne de kanını akıtır. Olay tamamen sıvı ve yapışkan bir jeldedir. Gösteriden önce bu jeli güzelce koluna sürer. Jel kuruduğunda ise kesinlikle dışarıda görünmeyecek haldedir. Sonra iğneyi, koluna seyircilerin göremeyeceği bir açıdayken sokuyormuş gibi yapar fakat aslında iğneyi, bu yapışkan jele iyice sürter. Daha sonra diğer eliyle, iğnenin üstünü etiyle kapatır. Böylece iğne, sanki ete girmiş gibi gözükür. Peki kan? O da yine başka bir hile. Gösteriden önce illüzyonist, gösteride kullanacağı iğneyi bir kan dolu sıvıya batırır ve iğnenin içine bu sıvıyı çeker. Gösteri başladığında illüzyonist, iğnenin başına dokunduğunda bu sıvı akmaya başlar ve herkes sanki illüzyonistin kanı akıyor zanneder. Sokaklarda havada duran, bir bastona tutunup yerden yarım metre yükseğe çıkan o şaşırtıcı gösterinin sırrını biliyor muydunuz? İşte cevabı...