A HABER GALERİ
Amerikan basını yazdı: İran'a 7 saatte saldırı hazırlığı! İsrail yeni bir ateşi fitillemeye hazırlanıyor
New York Times'ın özel haberine göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD'nin diplomatik çabalarını hiçe sayarak İran'a tek taraflı saldırı planlıyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'la yeni bir nükleer anlaşma yapma çabaları devam ederken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bu süreci sekteye uğratabilecek tehlikeli bir adımın eşiğinde olduğu ortaya çıktı.

The New York Times, diplomatik kaynaklara dayandırdığı özel haberinde, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine yönelik tek taraflı ve ani bir saldırı için kapsamlı hazırlık yaptığını aktardı. Üstelik İsrail'in bu saldırıyı yalnızca yedi saat içinde gerçekleştirebilecek kapasitede olduğu belirtiliyor.

Trump "İki gün içinde olumlu bir gelişme olabilir" dedi İsrail vurmayı düşünüyor
Trump, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada İran'la yürütülen görüşmelerde "önümüzdeki iki gün içinde iyi bir haber çıkabileceğini" söyledi.
Ancak İsrail tarafı, bu diplomatik süreci yetersiz buluyor. Netanyahu, Trump yönetiminin Obama dönemindeki anlaşmadan daha iyi bir mutabakat sağlayamayacağına inanıyor ve bunun yerine İran'ın nükleer altyapısının tamamen yok edilmesi gerektiğini savunuyor.

New Yrok Times'ın haberine göre İsrail'in talepleri şöyle: İran'ın nükleer programına dair tüm tesislerin dağıtılması, Natanz ve Fordow gibi yeraltı nükleer merkezlerin tamamen imha edilmesi.
Netanyahu, bu taleplerin karşılanmadığı her anlaşmanın "kötü bir anlaşma" olduğunu savunuyor.

İsrail'in saldırgan stratejisi: Hizbullah ve İran
İsrail son dönemde yalnızca İran'ı değil, onun bölgedeki müttefiklerini de hedef alıyor. Gazze'de binlerce sivilin ölümüne yol açan barbar saldırılar, dünyadan gelen kınamalara rağmen durdurulmadı. Bu saldırılar artık uluslararası kamuoyunda bir savaş değil, uluslararası hukuk açısından soykırım boyutuna ulaştı.

Öte yandan İsrail, geçtiğimiz aylarda Hizbullah'a büyük darbe vurduğunu iddia ediyor. Bu hamle, İran'a yapılacak bir saldırıda Lübnan merkezli örgütün İsrail uçaklarını vurmasını engellemeyi amaçlıyordu. Ancak İsrail'in Hizbullah'a yönelik saldırıları Tel Aviv'in İran saldırısına yönelik "ön temizlik" stratejisinin parçası olarak değerlendiriliyor.

Trump'la Netanyahu arasında gerilim: Diplomasi mi, savaş mı?
Netanyahu ile Trump arasında bu meselede ciddi bir görüş ayrılığı olduğu ifade ediliyor. Netanyahu, İran'ın şu an zayıf olduğunu ve askeri müdahale için "tarihi bir fırsat" yakalandığını savunurken; Trump, bu zayıflığın diplomatik baskı için bir kaldıraç olarak kullanılabileceğini düşünüyor.
İkilinin bu görüş ayrılığı geçtiğimiz günlerde gergin bir telefon görüşmesine de yansıdı. Netanyahu'nun saldırı hazırlıklarını Trump'a doğrudan ilettiği, hatta bunu "sınırlı bir zaman penceresinde" gerçekleştirmesi gerektiğini vurguladığı öğrenildi.
İsrail basını ise bunun uluslararası kamuoyunda ve diplomatik müttefikleri arasında yalnız bırakılan Netanyahu için olukça zorlu bir süreç olduğunu ifade ediyor.

Uranyum krizi: ABD ve İran ortak bir zemin bulabilecek mi?
Trump'ın baş müzakerecisi Steve Witkoff, İranlı muhatabı Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile yürüttüğü görüşmelerde, İran'ın topraklarında nükleer yakıt zenginleştirmesine tamamen son vermesi gerektiğini savunuyor. Ancak İran bu talebi net bir dille reddediyor. Arakçi, sosyal medyada yaptığı açıklamada "sıfır zenginleştirme" şartının kabul edilemeyeceğini ve bu çizgide ısrar edilirse konuşacak bir şey kalmayacağını belirtti.

Yine de taraflar arasında bir "ara anlaşma" formülü gündemde. Bu anlaşma kapsamında İran'ın zenginleştirdiği uranyumu ya başka ülkelere göndermesi ya da daha düşük seviyelere seyreltmesi bekleniyor.
Bu geçici çözüm, Trump'a "nükleer tehdit geçici olarak ortadan kalktı" deme imkânı sağlarken, İsrail tarafından hâlâ yetersiz bulunuyor.

İsrail bölgede istikrarsızlığı körüklüyor: Netanyahu kendi sonunu mu getirecek?
İsrail'in İran'a yönelik askeri planları, yalnızca bu iki ülkeyi değil, tüm bölgeyi içine çekecek yeni bir savaşın zeminini hazırlıyor. Siyasi gözlemciler, Netanyahu hükümetinin yalnızca İran'ı değil, tüm Arap dünyasını provoke edici adımlar attığını ve bunu ABD'nin desteğini almak ya da emrivaki yaratmak için kullandığını belirtiyor.
Öte yandan İran'a yapılacak bir saldırı, İran'ın da karşı yanıt vereceği büyük bir savaşa dönüşebilir. Gazze'de yürütğğü soykırım ve bölgede açtığı yeni cepheler nedeniyle ekonomik ve askeri krizin eşiğinde de olan İsrail'in bu savaşı yürütüp yürütemeyeceği merak konusu.
Geçtiğimiz günlerde İngiltere İsrail'le serbest ticaret anlaşmasını askıya almış ve bir dizi yaptırım uygulamıştı. Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin de İsrail'e silah sevkiyatını incelediği belirtilmişti.

Ancak ne olursa olsun, İsrail'in politikaları bölgeye barış değil, kan ve gözyaşı getiriyor. Filistin'e uyguladığı sistematik baskılar ve Gazze'deki sivil katliamlar, artık uluslararası toplum tarafından açıkça "soykırım" olarak nitelendiriliyor. Aynı zihniyetin İran'a yöneltilmesi, çok daha büyük bir insani krizi tetikleyebilir.