A HABER GALERİ
Almanya'nın ilk kadın başbakanı Merkel dönemi geride kaldı
Almanya Şansölyesi Angela Merkel 16 yıla damga vurdu. Almanya'nın kaderini belirleyen adımlar atan Başbakan Angela Merkel dönemi bugün sona erdi. Merkel, kendisinin ardından yeni hükümette Başbakanlık yapacak Olaf Scholz'a bugün görevini devretti.

Ülkede, 2005'te başbakan seçilen Merkel, Almanya tarihinde 16 yıl 16 gün veya 5 bin 860 gün ile Helmut Kohl'dan sonra en uzun süre Başbakanlık yapan ikinci kişi oldu.

Almanya ve Avrupa siyasetinin 16 yılına damgasını vuran Merkel, 1954'te Hamburg'da papaz bir baba ve öğretmen bir annenin kızı olarak dünyaya geldi.

Babasının görevi nedeniyle ailesinin göç ettiği eski Demokratik Almanya'da (DDR) büyüyen Merkel, eğitimini de bugün Leipzig Üniversitesi ismini alan Karl-Marx Üniversitesi'nde tamamladı.

Merkel, seçimlerin ardından dönemin Başbakanı Helmut Kohl tarafından kurulan hükümette sürpriz şekilde Kadın ve Gençlik Bakanı olarak kabineye alındı.
İki Almanya'nın birleşmesinin mimarı sayılan Kohl'un "kızım" diye nitelendirdiği Merkel, 1994-1998 yıllarında Çevre Bakanı, 1998'de CDU'nun seçimleri kaybetmesinden sonra partisinin genel sekreteri oldu.

CDU'nun bağış skandalıyla çalkalandığı dönemde hem Kohl'u hem de partinin üst yönetimini eleştiren Merkel, genel başbakanlık için aday oldu.
2000'de 46 yaşında CDU Genel Başkanı seçilen Merkel, Almanya tarihinde ilk kez bir partinin kadın lideri oldu.

Merkel, 2002 seçimlerinde partisinin başbakan adayı olmak istemesine rağmen partideki erkek siyasetçilerin karşı çıkmasından dolayı başbakan adaylığını CDU'nun kardeş partisi konumundaki Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı Edmund Stoiber'e bıraktı.

TÜRKİYE İLE DİYALOG YANLISI
Türkiye ile ilişkilerde "diyalogdan" yana siyaset izleyen Merkel, Avrupa için Türkiye'nin önemli bir partner olduğunu vurgulayarak, Ankara ile iletişimini hiç kesmedi.
Şansölye Merkel, Doğu Akdeniz'de Yunanistan'ın hukuksuz adımları yüzünden yaşanan gerilimde ara buluculuk rolü üstlenirken, 2016'da AB ile Türkiye arasında varılan göç mutabakatında da etkin oldu.

MERKEL'İN MÜCADELE ETTİĞİ KRİZLER
Merkel, iktidarı boyunca finans, avro, mülteci, Brexit krizleri ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) gibi birçok önemli sınamalarla karşılaştı.
Dünya ekonomilerinin 2008'de sarsıldığı finans krizinde Alman ekonomisini ayakta tutmayı başaran Merkel, ardından başlayan avro krizinde de borçlu olabilecek ülkeler için Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) adlı kurtarma şemsiyesinin oluşmasında önemli rol oynadı.

"Avro başarısız olursa Avrupa da başarısız olur." diyen Merkel'in avro kriziyle mücadele yöntemi, başta Yunanistan olmak üzere diğer bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin tepkisini çekti.

Ülkeye gelen sığınmacılarla fotoğraf çektiren Merkel'in "Wir schaffen das. (Başarabiliriz)" ifadesi, Alman siyasetinde bu dönemi anlatmak için slogan olarak kullanılmaya başlandı.

Merkel, ancak sığınmacı konusunun siyasi malzeme haline getirilmesinin ardından bir daha böyle bir şeyin (mültecilere kapılarının açılması) tekrarlanmayacağını ilan etti.

YENİDEN BAŞBAKAN OLMAYACAK
Merkel, gelişen süreçte aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin yükselişi ve eyalet seçimlerinde CDU'nun ciddi oy kaybetmesi üzerine siyasi olarak zayıfladı.

Karşılaştığı krizlerde "uzlaşı metodunu" kullanan Merkel "kriz yöneticisi" olarak nitelendirilirken, sorunların çözümünde de pragmatik bir siyaset izlemeyi yeğledi.
Zorunlu askerliğin kaldırılması, nükleer enerjiden vazgeçme ve mültecilere kapıların açılması gibi kendi tabanında popüler olmayan konularda tek başına karar veren Merkel, böylelikle birçok konuda "iktidardayken muhalefetin siyasetini izleyerek" rakiplerinin kendisini zorda bırakacağı konuları sahiplendi.

TRUMP İLE YILDIZI BARIŞMADI
Dış politikada çok taraflılığı savunan Merkel, Donald Trump'ın başbakan seçilmesiyle ABD ile ilişkilerde sorun yaşadı.
Merkel, yıldızı barışmayan Trump'ın "Önce Amerika" politikasına tepki göstererek, "Tamamen başkalarına güvenebileceğimiz dönemler biraz geride kaldı." diyerek ABD'ye güvenmediğini ima etti.

MERKEL'İN BAŞARAMADIKLARI
İzlediği politikayla Almanya dışında çoğu zaman takdir edilen Merkel, ülke içinde aynı popülariteye sahip olmadı.
Merkel, Almanya'da 8'i Türk 10 kişiyi öldüren ve 2011'de varlığı tesadüfen ortaya çıkan aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün cinayetlerinin tamamen aydınlatılması sözünü verdi.

Bu sözünü yerine getirmeyen Merkel, NSU ile ilgili gizli dosyaların açılması yönünde çaba da göstermedi.
Merkel, ülkedeki konut piyasası ve yoksul ailelerinin çocuklarına eğitimde fırsat eşitliği sağlanamaması meselelerini çözmemesinin yanı sıra dijitalleşmede ve iklimi korumada ilerleme sağlayamadığı için eleştirildi.
Şansölye Merkel, başbakanlığı döneminde yükseliş gösteren aşırı sağcı parti AfD'yi engellememek ve izlediği politikayla halkın kutuplaşmasına neden olmakla da suçlanıyor.

MERKEL'DEN AKILDA KALACAKLAR
Merkel, gelecekte Almanya'nın ilk kadın başbakanı ve Almanya siyasetine bir dönem damga vuran lider olmasının yanında, değişmeyen giyim tarzı, "güç elması" ve titreme nöbetleriyle de akıllarda kalacak.
Saç stilinde bir dönüşüm geçiren Merkel, görev süresi boyunca kesimi birbirine benzeyen renkli ceketlerle kamuoyunun karşısına çıktı.