A HABER GALERİ
ABD basınından çarpıcı rapor: Husiler ABD donanmasını nasıl sarstı? Çin Savaşı provası iddiası
Orta Doğu'da başlayan bir çatışma, Pasifik'te çıkabilecek bir savaşın provasına mı dönüştü? ABD basınında yer alan yeni bir rapor, Yemenli Husilerin son aylarda Amerikan donanmasına karşı yürüttüğü saldırıların, sadece bölgesel bir güvenlik krizinden ibaret olmadığını ortaya koydu. Pentagon'un 'yıpratıcı' olarak tanımladığı bu çatışmalar, savaş uçaklarının kaybından uçak gemilerinin bakım planlarının çökmesine kadar ciddi sonuçlar doğururken, Washington'da alarm zillerini de çaldırdı. ABD'li askeri yetkililere göre bu mücadele, Çin'le yaşanabilecek olası büyük savaşın ön izlemesi olabilir. Peki Husiler, dünyanın en güçlü donanmasını nasıl bu kadar zorladı?
Yemen'deki İran destekli Husi milisleri, 2023 sonlarından itibaren Kızıldeniz'de başlattıkları saldırılarla deniz savaşlarının doğasını kökten değiştirdi. Ucuz ama etkili balistik füzeler ve kamikaze dronlar kullanarak, Soğuk Savaş dönemine ait gemisavar silahları bile yeniden sahneye sürdüler.
ABD Donanması ise bu asimetrik tehdide karşı hâlâ ağırlıklı olarak milyarlarca dolarlık savunma sistemlerine bel bağlamış durumda. Şimdiye kadar en az 30 Amerikan savaş gemisinin bölgeye gönderildiği tahmin ediliyor—bu, donanmanın aktif gücünün yüzde 10'u demek.
ABD merkezli Wall Street Journal, "Husiler ABD Donanmasını Nasıl Sarstı ve Deniz Savaşını Nasıl Dönüştürdü" başlığıyla yayınladığı analiz haberinde dünyanın güçlü donanmalarından ABD'nin Yemen'de silahlı bir örgüt olan Husiler'e nasıl yenildiğini analiz etti.
Sınırlı sularda sürekli bombardıman, denizcileri çıkmaza sürükledi ve bu da başarısızlıkla sonuçlanan maliyetli bir savaşa yol açtı. Peki ama nasıl?
HUSİLER KİM VE HİKAYE NASIL BAŞLADI?
Yemen'de uzun süredir devam eden iç savaşın taraflarından biri olan Husiler, yaklaşık on yıl önce ülkenin büyük kısmını ele geçirerek önemli bir güç haline geldi. Sonrasında, onları geri püskürtmeye çalışan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri öncülüğündeki Körfez ülkelerinin harekâtını da savuşturdular. Gazze Savaşı'nın başlamasıyla birlikte, "Amerika'ya ölüm, İsrail'e ölüm" sloganları atan ve kendilerini Filistinlilerin savunucusu olarak konumlandıran Husiler, İsrail şehirlerine ve Kızıldeniz'den geçen gemilere saldırmaya başladı.
ABD DONANMASI HAZIRLIKSIZ YAKALANDI
USS Carney destroyeri, 19 Ekim 2023'te Husilerin ilk drone ve füze saldırısını başlattığı sırada Kızıldeniz'deydi. Bu saldırı, gemideki denizcileri hazırlıksız yakaladı. On saat süren çatışmanın sonunda mürettebat, neredeyse bir yüzyıldır bir ABD savaş gemisinin yaşadığı en yoğun muharebeyi atlatmıştı; ondan fazla dronu ve dört yüksek hızlı seyir füzesini düşürmüşlerdi.
Bu ilk saldırı, ABD'nin tahmin ettiğinden daha uzun sürecek bir çatışmanın habercisiydi.
HUSİLER TAARUZU HİÇ KESMEDİ
2024 boyunca Husiler, ticari gemilere onlarca saldırı düzenledi; ABD ise bu saldırıları önlemek ya da militanların cephaneliğini zayıflatmak amacıyla Yemen'e karşı misilleme yaptı. Şubat ayında İngiltere'ye ait bir dökme yük gemisi vuruldu ve daha sonra taşıdığı gübre yüküyle birlikte battı. Mart ayında Barbados bayraklı bir gemiye yapılan saldırıda üç kişi hayatını kaybetti. Haziran'da ise Husi füzeleriyle vurulan iki gemi terk edildi.
Bu yoğun operasyon temposu, sürekli Husilerin menzilinde kalan ve 24 saat boyunca tetikte olması gereken denizciler üzerinde ciddi bir baskı yarattı. USS Dwight D. Eisenhower uçak gemisi, yedi aylık savaş süresince yalnızca kısa süreli bir liman ziyareti yapabildi.
ABD DONANMASI İYİ BAŞLADI ANCAK SONRA...
Geçtiğimiz Kasım ayında, yoğun geçen bir günde ABD Donanması gemileri, Husiler tarafından fırlatılan en az sekiz tek yönlü saldırı dronu, beş gemisavar balistik füze ve dört gemisavar seyir füzesini herhangi bir zayiat ya da hasar almadan etkisiz hale getirdi.
Husilerin saldırıları artırma sözü vermesiyle birlikte, ABD'li askeri yetkililer ciddi bir lojistik sorunla başa çıkmak zorunda kaldı: Carney gibi destroyerler, Akdeniz'e mühimmat ikmali için gidip geldiklerinde iki haftaya kadar savaş dışı kalıyordu ve bölgedeki ülkeler de Husi hedefi olmaktan çekindikleri için destek vermeye isteksizdi. Pentagon sonunda, savaş gemilerinin görev bölgesini terk etmeden yeniden silahlanmasına olanak tanıyan ve bir yetkilinin "oyun değiştirici" olarak nitelendirdiği bir Kızıldeniz limanına erişim sağladı.
IŞIKLAR KAPATILDI, ZİKZAK ROTALAR ÇİZİLDİ ANCAK...
Yakın zamanda düzenlenen bir denizcilik sempozyumunda, ABD'nin Orta Doğu'daki askeri komutan yardımcısı Koramiral Brad Cooper, geçtiğimiz yılın sonlarında USS Stockdale destroyerinde geçen bir geceyi anlattı. Destroyer, Kızıldeniz'in güneyindeki dar bir geçitten ilerlerken, mürettebat tüm ışıkları kapattı, zikzak rotalar çizdi ve saldırıya karşı hazırlandı.
Gece yarısını biraz geçe, Husiler dört balistik füze fırlattı. 155 metrelik destroyer hızını artırdı ve savunma amaçlı hava savunma füzeleri ateşledi. Hedef alınan Husi füzelerinden biri, saatte yaklaşık 6.400 kilometre hızla seyrediyordu ve o kadar yakındı ki, düşen parçaların da vurularak etkisiz hale getirilmesi gerekti.
ABD DONANMASI BİR DRONU DÜŞÜRDÜ VE...
On dakika sonra Husiler bir gemisavar seyir füzesi daha fırlattı; bu füze, yakınlardaki bir uçak gemisinden havalanan savaş uçakları tarafından vuruldu. Uçaklar, başka bir seyir füzesini ve patlayıcı yüklü birçok dronu daha düşürdü; aynı zamanda uçak gemisi Yemen içindeki Husi hedeflerini de vurdu.
Gece saat 2 civarında, Stockdale'e doğrudan, alçaktan ve yavaşça yaklaşan başka bir Husi dronu tespit edildi. Mürettebatın tek seçeneği, güvertedeki otomatik top sistemiyle ateş açmaktı. Dron denize düştüğünde gemide alkışlar ve sevinç çığlıkları yükseldi; personel birbirine sarılarak zaferi kutladı.
'HEDEF TAHTASI GİBİ'
Savaş alanı Husilere avantaj sağlıyordu. Kızıldeniz'in en geniş noktasında bile yalnızca yaklaşık 320 kilometre genişliğinde olan dar sularında, büyük gemiler manevra kabiliyetinden yoksun kalıyor ve uzun süre kıyıya açıkta seyrederek Husi gözcülerinin hedef göstermesine açık hale geliyordu.
Mürettebatlar genellikle drone ve füze saldırılarını ancak bir veya iki dakika kala algılayabiliyor ve tepki verme kararını yaklaşık 15 saniye içinde vermek zorunda kalıyordu. Yüzlerce Husi saldırısı bu şekilde engellendi. Hudson Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan eski Donanma stratejisti Bryan Clark, bölgeye uçak gemisi konuşlandırmayı kastederek şöyle dedi:
"Orada onu bir hedef tahtasına çeviriyorsunuz, üstelik Husi silahlarının menzili içinde."
KIZILDENİZ'E ALIŞIK OLAN ABD DONANMASI NASIL OLDU DA SINIFTA KALDI?
Donanma, İranlıların yakın mesafede bulunduğu Basra Körfezi gibi ortamlarda çalışmaya alışkındır. Ancak Husiler gibi milis gruplar, düzenli bir hükümete kıyasla caydırılması çok daha zor hedeflerdir—ve bu tür gruplar, gemisavar balistik füzeler ile saldırı dronlarının yaygınlaşmasıyla birlikte daha da tehlikeli hale gelmiştir.
Bryan Clark, "Eskiden kıyıya bu kadar yakın faaliyet gösterebiliyorduk, çünkü karşı tarafın, misilleme korkusuyla uçak gemisine saldırmaya cesaret etmeyeceği varsayılırdı." dedi.
ABD DONANMASININ EN ZORLU VE STRESLİ GÖREVİ: SAHTE SİNYALLER
Denizciler genellikle radar sistemlerini yüksek hassasiyete ayarlıyordu ki dronları ve füzeleri zamanında tespit edebilsinler. Altı ay boyunca Kızıldeniz'de görev yapan bir subaya göre, radar ayarlarını sahte sinyalleri eleyip gerçek tehditleri uygun mesafeden algılayacak şekilde ayarlamak en zorlu görevlerden biriydi ve gemi personeli için önemli bir stres kaynağıydı.
USS TRUMAN'IN SINAVI
Ekim 2023'ten itibaren Husiler, İsrail şehirlerine ve Kızıldeniz'e yönelik saldırılar başlattı ve bu da dünyanın en hayati deniz yollarından birindeki gemi trafiğini sekteye uğrattı.
2023 Ekim'inden 2025 Mayıs'ına kadar bölgede yüzlerce saldırı teyit edildi. Aralık 2024'te, USS Harry S. Truman uçak gemisi ve ona bağlı savaş grubu bölgeyi devriye etmek üzere gönderildi.
ABD KENDİ SAVAŞ UÇAĞINI VURDU
Aynı ay içinde Truman'dan Kızıldeniz'e havalanan bir F/A-18 Super Hornet savaş uçağı, grup içerisindeki başka bir gemi tarafından Husi füzesi sanılarak düşürüldü. Pilotlar fırlatma koltuğunu kullanarak kurtuldu ve daha sonra denizden alındı.
SAVAŞ UÇAKLARI HEBA OLDU
Nisan ayı sonunda, Truman'ın hangarında çekilmekte olan bir F/A-18E Super Hornet, geminin bir Husi saldırısından kaçınmak için aniden manevra yapması sonucu denize düştü. Böylece iki savaş uçağı kaybedilmiş oldu. Her birinin maliyeti: 67 milyon dolar.
Mayıs ayında, bir ateşkesin ilanından sadece birkaç saat sonra, üçüncü bir F/A-18 Super Hornet daha kaybedildi. Uçak, iniş sırasında yavaşlatma mekanizmasındaki bir arıza nedeniyle denize düştü. Olayın tam yeri ve uçağın görevi açıklanmadı.
BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR DURUM
USS Truman'ın kaybettiği üç savaş uçağı şu anda Pentagon tarafından soruşturuluyor. Bir Donanma yetkilisi, "Bu benzeri görülmemiş bir durum. Belki sadece kötü bir tesadüf ya da şanssızlık—ya da altında başka sorunlar yatıyor olabilir." dedi.
GİZEMLİ BİR ŞEKİLDE KAYBOLAN ABD DONANMASI SEAL
Geçen yılın başlarında, deniz-hava-kara özel harekât gücü olan iki Donanma SEAL tim üyesi, gece vakti İran'dan Yemen'e balistik ve seyir füzesi parçaları taşıdığı belirtilen bir tekneye çıkmaya çalışırken denizde kayboldu. SEAL'lerden biri tekneye tırmanmaya çalışırken suya düştü, diğeri ise onu kurtarmak için ardından atladı. Donanma, onları 10 gün boyunca aradıktan sonra ölü ilan etti. Bu olay, Yemen kıyılarına yüzlerce kilometre uzaklıkta, Somali açıklarında, Arap Denizi'nde meydana geldi.
HUSİLER TAKTİK DEĞİŞTİRDİ
Husiler hiçbir zaman bir ABD gemisini başarıyla vuramadı, ancak hareketli hedefleri takip etme konusunda zamanla daha başarılı oldular.
Donanma yetkililerine göre, başlangıçta Husiler genellikle bir ya da iki füze ve dronu aynı anda ve nispeten yüksek irtifadan fırlatıyordu; bu tür saldırılar Donanma tarafından etkili şekilde durdurulabiliyordu. Ancak daha sonra militanlar saldırılarını gece yapmaya başladı ve deniz yüzeyine çok yakın şekilde alçak irtifada gelen mühimmatlar kullanmaya yöneldi; bu da onları tespit etmeyi zorlaştırdı. Ayrıca füze ve drone saldırılarını farklı kalıplarla karıştırarak gerçekleştirdiler.
Husiler ayrıca ABD'ye ait bir düzineden fazla Reaper dronunu da düşürmeyi başardı. Bu insansız hava araçlarının her biri yaklaşık 30 milyon dolar değerindeydi.
BIDEN YÖNETİMİNİN ÇEKİNCESİ, HUSİLERİN AKILLICA İLERLEYİŞİ
2023 yılında Husiler Kızıldeniz'deki gemi trafiğine saldırmaya başladığında, ABD Merkez Komutanlığı'ndaki (CENTCOM) üst düzey yetkililer, onların kapasitesini zayıflatmak için agresif biçimde harekete geçmek istiyordu.
Ancak bir ABD yetkilisine göre, Biden yönetimi olası bir tırmanmadan çekiniyordu.
Saldırılar onaylandığında ise Husiler ya taktik değiştirmiş ya da teçhizatlarını yer değiştirmiş oluyordu ve ABD'li yetkililer sık sık planlarının ve istihbarat bilgilerinin güncelliğini yitirdiğini fark ediyordu.
TRUMP YÖNETİMİYLE GELEN SAVAŞ
Trump göreve geldikten sonra, CENTCOM Komutanı Orgeneral Erik Kurilla'ya saldırıları onaylama yetkisi verdi. Bu sayede ABD, füze rampaları ve dronlara ilişkin hedef istihbaratına çok daha hızlı tepki verebilir hale geldi. CENTCOM, başkanlık kararları hakkında yorum yapmayı reddetti.
ABD, mart ortasında bu çabalara ciddi kaynak aktardı ve "Rough Rider" (Sert Binici) adı verilen bir operasyon başlattı. Bu kapsamda bölgeye ikinci bir uçak gemisi, altı B-2 bombardıman uçağı, bir F-35 filosu ve güdümlü füzelerle donanmış birçok destroyer sevk edildi.
ABD hava saldırılarında aralarında birçok üst düzey yetkilinin de bulunduğu yüzlerce savaşçı öldürüldü, kritik bir yakıt limanı ile büyük miktarda silah ve askeri malzeme imha edildi. 53 gün süren bombardımanın ardından Husiler ağır darbe aldı ama tamamen etkisiz hale getirilemedi.
ABD'Lİ SUBAY ŞAŞKINLIĞINI BÖYLE DİLE GETİRDİ
Ateşkes ilanından bir hafta önce, Husi operasyonları hakkında bilgi sahibi bir subay, militanların kararlılığına ve uyum yeteneğine hayret ettiğini belirtti: "Füzeleri gittikçe daha da gelişmiş hale geliyor, bu inanılmaz. Şu ana kadar ABD Donanması tümünü başarılı şekilde durdurdu ve bunun devam edeceğini umuyorum—ama ne zamana kadar sürecek?"
ABD MASAYA OTURMAYA RAZI OLDU HUSİLER İSRAİL'İ VURUYOR
Wall Street Journal'a göre Sonuçta Trump, en temel şartlarda bir ateşkese razı oldu: Husiler Amerikan gemilerine ateş açmayı durduracak, ABD de bombardımanlarına ara verecekti. USS Truman Süveyş Kanalı'ndan geçip Akdeniz'den ayrılırken, Husiler hâlâ İsrail'e balistik füze fırlatmaya devam ediyor.
PENTAGON SORUŞTURMA BAŞLATTI
Söz konusu harekâtı yakından incelemeye başlayan askerî ve kongre yetkilileri, bu tür yıpratıcı görevlerin ordu genelindeki hazırlık seviyesini ne kadar zorladığı konusunda endişeli. Pentagon, kaybedilen uçaklar ve denizde yaşanan ayrı bir çarpışma olayını—hepsi Truman görev grubuna ait—soruşturuyor. Sonuçların önümüzdeki aylarda açıklanması bekleniyor. ABD Merkez Komutanlığı (Centcom), yürütülen soruşturmalarla veya operasyonun genel başarım ve etkisiyle ilgili yorum yapmayı reddetti.
DEV SAVAŞ UÇAKLARI MUTLAKA BAKIMA ALINMASI GEREKECEK
Wall Street Journal'a göre konuşlanmanın etkileri yıllarca hissedilecek. Çin'i caydırmaya yönelik Asya'daki çabalardan kaynakların buraya yönlendirilmesi ve uçak gemilerinin bakım takvimlerinin ertelenmesi, on yılın ikinci yarısında ciddi boşluklar oluşmasına neden olabilir—bu dev savaş gemilerinin mutlaka bakıma alınması gerekecek.
ÇİN'LE SAVAŞ ÖNCESİ PROVA MI?
Yıpranmalara rağmen, ABD Donanması yetkilileri Husilerle olan bu çatışmanın paha biçilemez bir savaş tecrübesi sağladığını söylüyor. Pentagon içinde, Kızıldeniz'deki çatışma, Çin'le yaşanabilecek olası bir "yüksek yoğunluklu" savaş için bir prova olarak değerlendiriliyor.