Türk ekonomisini büyütmek ve dev yatırımları hayata geçirmek amacıyla oluşturulan Türkiye Varlık Fonu büyük yankı yarattı. CHP başta olmak üzere bazı kesimlerin ekonomik büyümeye yıllık yüzde 1.5 katkı sağlaması beklenen Fonu 'Düyun-u Umumiye'ye benzetmesi ve antipropagandaya yönelmesi üzerine AK Parti, yapılan çalışmayı halka anlatmak için harekete geçti. Hazırlanan çalışmada, Varlık Fonu oluşturmanın amacına dikkat çekilirken, ABD'den Çin'e, Japonya'dan Norveç'e kadar ülkelerdeki yapılanmaya işaret edildi. 55 ülkede, 82 varlık fonu bulunduğu belirtilirken, 'Türkiye hariç, G-20 ülkelerinin tamamında Varlık Fonu bulunmaktaydı, Türkiye de bu listeye dahil oldu' denildi. 55 ÜLKE UYGULUYOR Çalışmada, dünyada 'varlık fonu' uygulamalarından örnekler verilirken, 'Varlık Fonu birçok ülkede yaygın olarak uygulanmaktadır. Önceleri petrol gibi emtia gelirleri yüksek olan ve sürekli şekilde cari fazla veren ülkeler varlık fonu kurmuştur' deniliyor. İlk varlık fonunun, 1953'te Kuveyt tarafından kurulduğu belirtilirken, sistemin başarılı olması üzerine diğer ülkelerin de bu uygulamaya yöneldiği kaydediliyor. Çalışmada, dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisini buluşturan G-20'ye de işaret edilirken, şu ifadeler kullanılıyor: 'Türkiye hariç G-20 ülkelerinin tamamında Varlık Fonu bulunmaktaydı, Türkiye de Varlık Fonu'nu kurarak bu listeye dahil oldu. Dünyada başta ABD ve Çin olmak üzere 55 ülkede 82 varlık fonu bulunmaktadır. ABD VE JAPONYA'NIN TRİLYONLUK FONLARI Dünyanın dev varlık fonu oluşumlarının geldiği noktaya da dikkat çekildi. ABD'deki SSTF'nin büyüklüğü 2 trilyon 835 milyar doları bulurken, Japonya'daki GPIF'nin bilançosunda 1 trilyon 264 milyar dolar yazıyor. Norveç'teki GPFG'nin 850 milyar dolar, Çin'deki CIC'ın 813 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki ADIA'nın 792 milyar dolar büyüklüğü görünüyor. İSTİHDAM SAĞLAYACAK YATIRIMLAR ARTACAK AK Parti tarafından hazırlanan söz konusu çalışmada 'Varlık Fonu'yla ne amaçlandığı şu ifadelerle anlatılıyor: - Büyüme oranında artış sağlanması l İstihdam sağlayacak yatırımların artırılması - Savunma sanayi, yazılım vb. ileri teknoloji ürünlere yönelik ARGE yatırımları için bütçe ayrılması - Büyük çaplı altyapı projeleri için kamu borcu artırılmadan finansman sağlanması - Bürokratik ve hantal şirket yapılarının daha verimli hale getirilmesi. SABOTAJLARA KARŞI KALKAN Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli Türkiye Varlık Fonu'ndan sonra ekonomik işleyişte hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına işaret ederek, Fon'un Türkiye'nin ekonomik kaynaklarıyla birlikte küresel oyuncu olarak dünya arenasına çıkışının ve ekonomik bağımsızlığının, güçlü, iddialı, rasyonel, tutarlı ve dengeli bir sistemle tüm dünyaya ilan edilmesi projesi olduğunu belirtti. Canikli bunun yanında Fon'un, 'ekonomik sabotajlar ve saldırılara karşı güçlü bir kalkan oluşturma projesi' olduğunu ifade etti. HEDEF 400 MİLYAR DOLAR Fonun çok kısa bir sürede yönettiği varlıkların 200 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Bu rakam yüksek olsa da hedef çok daha büyük. Türkiye Varlık Fonu'nun orta vadede 400 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması hedefleniyor. Bu rakam fonu dünyanın en büyükleri arasına sokacak ve Türkiye'nin küresel piyasalarda daha fazla söz sahibi olmasını sağlayacak. SATIŞ PROJESİ DEĞİL Nurettin Canikli, Türkiye Varlık Fonu'nun kamu varlıklarının satışı veya özelleştirilmesi, kamu varlıklarının teminat gösterilmesi suretiyle kredi temin edilmesi projesi olmadığını belirtti. Fonla10-20-30 yıl vadeli finansman imkanlarının doğacağını sözlerine ekledi. 3 AŞAMALI DENETİM Maliye Bakanı Naci Ağbal, fonun Sayıştay gibi bir denetim mekanizmasının dışında olmasına yönelik eleştirilerin tamamen haksız olduğunu belirtti. Türkiye Varlık Fonu'nun denetçiler tarafından denetleneceği bilgisini veren Ağbal, '3 aşamada denetim var. Bağımsız denetim var, ardından Başbakan tarafından görevlendirilen konusunda 3 uzman merkezi denetim elemanının yyapacağı denetim var. Bu fonla ilgili, şirketle ilgili Meclis denetimi var' diye konuştu. YETKİ BAŞBAKAN'DA Çalışmada Varlık Fonu'na; Ziraat Bankası, PTT, Türk Telekom, THY, Milli Piyango İdaresi, BOTAŞ, Borsa İstanbul, Eti Maden, TPAO, Türksat, ÇAYKUR ve Halk Bank'ın devredildiği hatırlatılırken, gerektiğinde uygulama esaslarını belirleme yetkisinin ise Başbakan'da olduğu kaydedildi. YÖNETİME KARIŞILMAYACAK Ağbal, fona devredilen şirketlerle lgili olarak 'sadece hissedarlıktan kaynaklanan yönetim organlarını oluşturma yetkisi kullanılacak' diye konuştu. Ağbal, 'Yönetim kurullarına müdahale hakkı söz konusu olmayacak mı?' sorusunu da 'Hayır, öyle bir şey asla söz konusu değil' diyerek yanıtladı. Akşam