Suriye'de çatışmalar tırmanıyor! Halep'in ardından İdlib'in tamamı muhaliflerin kontrolünde | A Haber Suriye'de...
Suriye'de Beşşar Esad rejimi ile rejim karşıtı askeri grup Heyet Tahrir Şam (HTŞ) arasında, Halep ilinin kırsalında çatışmalar sürüyor. Suriyeli muhalif gruplar, Halep'i tamamen ele geçirdi. Bununla birlikte Halep'teki camilerden sela sesleri yükselirken, cezaevindeki mahkumlar da muhalifler tarafından serbest bırakıldı. Öte yandan Rusya ise Suriye'ye 72 saat içinde askeri teçhizat yardımında bulunacağını açıkladı. Öğle saatlerine doğru Rusya ve rejim jetleri Halep'e bomba yağdırdı. Esad rejimi saldırmak için geri çekildiğini açıkladı. Öte yandan rejim karşıtı güçlerin İdlib'in tamamını ele geçirdiği iddia edildi.
27 Kasım sabahı başlayan çatışmalarda HTŞ'ye bağlı muhalifler kısa sürede Halep'e girdi ve valilik ile kamu kurumlarının binalarını kontrol altına aldı. Sivillerin sokağa çıkması yasaklanırken kimseye zarar verilmemesi için tüm birlikler uyarıldı. Halep Havalimanı uçuşa kapatıldı. Rusya ve Esad rejimi Halep'e bomba yağdırdı.
İŞTE 26 KASIM -30 KASIM TARİHLERİNDE YAŞANANLAR
MUHALİFLERİN HALEP YÜRÜYÜŞÜ
Halep’te YPG/PKK terör örgütüne kaybedilen mahalleler muhalifler tarafından tekrar kontrol altına alındı.
"İDLİB'İN TAMAMI MUHALİFLERİN KONTROLÜNDE"
REJİM GÜÇLERİ STRATEJİK NOKTALARI PKK/YPG'YE BIRAKIP ÇEKİLİYOR
Muhalif grupların Halep ve İdlib'de adım adım ilerleyişinin ardından Suriye rejiminin terör örgütü YPG/PKK ile iş birliği içine girdiği iddia edildi. İddiaya göre terör örgütü YPG/PKK anlaşma sonucunda Halep'teki sanayi kenti, Şeyh Neccar'ı kontrol altına aldı ve rejim güçlerinin çekilmesinin ardından Nubl ve el-Zahraa kasabalarına girdi.
HALEP KALESİ'NDE ZAFER POZU
ESAD HEYEKLİ YIKILDI
Suriye’den A Haber muhabiri Halil İbrahim Uğur’un aktardıkları: Muhalifler tarafından kontrol altına alına Halep Belediyesi önünde güvenlik sağlandıktan sonra bina önünde yer alan Esad heykeli muhalifler tarafından kırıldı. Ellerinde balyozlarla o heykeli yıktılar. Muhalifler kontrollü bir şekilde ilerleme kaydediliyor ve bölge bölge ele geçirilen yerler var. Hem batıdan hem doğudan ilerliyor ve Halep tamamen ele geçirilmiş olacak.
Bundan sonra sadece geriye Tel Rıfat kalacak ve orası çembere alınmış olacak. Muhaliflere katılmayan askerler ile İranlı milislerin silahlarını bırakıp çıkması için izin veriliyor. Şeyh Maksut ve Eşrefiye Mahallelerine operasyonlar sürüyor. Burada PKK unsurları da var. Çatışmalar yaşanıyor.
Muhalifler, rejimin geri çekildiği yerlerde ele geçirdiği tank, zırhlı araç ve silahları yine rejime karşı kullanıyor. Yıllardır hazırlanan bir operasyon dan bahsediyoruz. Muhalifler tarafından yapılan açıklamada ele geçirilen yerlerde asla bir zarar verilmediği belirtildi. Bu noktada birliklere de uyarılar da yapılıyor. Muhalifler hiçbir canlıya izin verilmemesi gerektiğini sürekli olarak ifade ediyor ve bölgeye gazetecileri çağırıyor.
ÇATIŞMALAR NEDEN BAŞLADI?
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Cihan Günyel: Türkiye’nin oluşturduğu ve gözlem kulelerinin olduğu çatışmasızlık bölgesi var İdlib’de Suriye ve rejim bir süredir İdlib’i ve bu bölgeleri vurmaya başladı. Topçu birlikleriyle atışlar yapılarak Astan ve Soçi sürecine yönelik ihlaller yapıldı. Son olarak Kur’an kursunun vurulması ve çocukların katledilmesiyle fitil ateşlendi. Şam yönetimi de bu bölgeye yığınak yapması etkenler arasında yer alıyor. Burada muhalifler ve HTŞ karşı önleyici saldırıya geçtiler. Çok iyi hazırlandıklarını görüyoruz. Aslında çok sınırlı olması düşünülen operasyon rejim güçlerinin çekilmesiyle Halep merkeze girdiler ve Serakib’i ele geçirdiler.
RUSYA’NIN ODAK NOKTASI DEĞİŞTİ
Şam rejiminin yanında olan Rusya yönünü biraz Ukrayna’ya çevirmiş durumda neredeyse 3 senedir devam eden bir savaş var. Ruble çok önemli derecede değer kaybı yaşadı. Uzun menzilli füzelere ateşleniyor. Yani orada durumlar biraz karışık. ABD, İngiltere ve Fransa uzun menzilli füzelerin kullanımı için Ukrayna’ya izin verdi hal böyle olunca Rusya odağını buraya kaydırdı. Suriye sahası geri plana düştü. Rusya, Ukrayna konusunda da problemler yaşıyor bunu bizler de biliyoruz. Kuzey Kore’den de asker aldı. Hizbullah ile İsrail çatışması da başlayınca buradaki İranlı milisler aşağı doğru kaydı. Esad rejimi İran ve Rusya’dan aldığı destek ile ayakta duruyor ve bu sahanın bir gerçeğidir. Devlet formatından çıkmış ordusu yıpranmış gücü kalmamış bir ülke var.
RUSYA DESTEĞİNİ KESMEZ
Muhaliflerin sahaya çıkmasıyla İran ve Hizbullah’ın ne kadar zayıflamış olduğunu ateşkes ile Hizbullah’ın yenilgisini görmüş oluruz. Rusya’nın da Suriye sahasını geri plana itmesi işleri değiştirdi. Ancak Rusya’nın Suriye’de çok büyük askeri üsleri ve askeri limanları var. Orta Doğu politikasını geliştirirken odak noktası Lazkiye ve çevresindeki üsleridir. Bu nedenle Rusya’nın Esad rejimine desteğini kesmesini beklemek doğru olmaz. Ben Putin’in Türkiye ile görüşeceğini ve diplomatik bir çözüm arayacağını düşünüyorum. İran’ın da 45 yıldır oluşturmaya çalıştığı bir Direniş Ekseni var ve Suriye’de burada önemli bir yer. Hizbullah’a giden noktalar hep burada.
"SALDIRMAK İÇİN GERİ ÇEKİLDİK"
Suriye rejiminden Halep’e yönelik açıklamalar geldi. Yapılan açıklamada saldırımak için çekildikleri belirtildi. Birliklerin hazırlık yaptığı ve geçici bir çekilme olduğu ifade edildi.
MUHALİFLERİN İLERLEYİŞİ SÜRÜYOR
Suriye'de rejim karşıtı silahlı gruplar, sabah saatlerinden itibaren İdlib'in doğu ve güneydoğusunda hızla ilerleyerek 50'den fazla köyü rejim güçlerinden geri aldı.
ESAD’IN İZLERİ SİLİNİYOR
A Haber Muhabiri Halil İbrahim Uğur Suriye’den şunları aktardı:
Halep’te muhalifler ilerleyişine devam ediyor. İdlib’in kontrol altına alınmasında sonra Halep’in batısında başlayan ilerleyiş Halep merkezine kadar sürdü ve valilik binası ile kamu binaları ele geçirildi.
Son 3 saat içerisinde 25 köy daha muhaliflerin kontrolüne geçti. Çatışmalar sürerken kaçmaya çalışan rejim askerleri var. Onların kaçmasını engellemek için de bir dizi tedbirler alınmış durumda. Rus savaş uçakları sabah saatlerinde Hazvan Köyü civarlarını vurdu.
Öte yandan muhalifler bölgede bulunan tüm Esad izlerini siliyor. Posterler kaldırılıyor, heykeller yıkılıyor. Güvenlik için de çalışmalar yürütülüyor. Halep içerisindeki Eşrefiye Mahallesi’nde PKK ile muhalifler arasında çatışmalar var. Rejim ordusunda ele geçirilen tüm araçlar ve silahlar kullanılmaya başlandı.
RUSYA VE SURİYE REJİMİNDEN HALEP'E BOMBARDIMAN
BÖLGE KAYNAYAN KAZAN
Terör ve güvenlik uzmanı Coşkun Başbuğ: Bölge aylardır hatta yıllardır kaynayan bir kazan gibiydi. Yani Suriye dünyada tansiyonun en yüksek olduğu yer ve dünyanın da geldiği bir coğrafya. Burada İran, Rusya, Amerika, Fransa ve İngiltere var. Burada bütün terör örgütlerinin kurduğu ve lokal hakimiyet sağlamaya çalıştığı yerler var. PKK var. Rejim var ve biz varız. Şimdi böyle bir coğrafyada kimin kimle beraber olduğunu, kimin kimle argo tabiriyle iş tuttuğunu kestirmek zor. Şimdi bu açıdan baktığında, zaten bölgede eninde sonunda bu olayların bir yerden başlayacağı aşikardı. Türkiye aylardır, hatta yıllardır neyin savaşını veriyor? 2017’den bu yana Astana zirvesini niye biz teşkil ettik? İran’ı, Rusya’yı masaya oturttuk; ‘Kardeşim bakın, bu coğrafya normalleşmezse bu coğrafyada yaşananlar kağıt üstünde çözülmezse burada çok sıkıntılı, hatta bölgeye gelecek savaşların öncüsü olduğu bir süreç başlayabilir. Aman dikkat” dedik. Zaman zaman bu çağrı karşılık buldu. Astana zirvesi zaten bana göre bizim gayretimizle kurulan bir yapı.
SALDIRILAR İŞİ BURAYA GETİRDİ
Fakat çoğu zaman da maalesef suiistimal edildi veya istismar edildi. Şimdi bunun en yakın örneğini İdlib’te gördük. 4 milyona yakın insanın yaşadığı işte Gazze’nin ikinci örneği diyebilirsiniz oradaki oluşan o demografik tabloya. Burada Türkiye Astana’da almış olduğu tedbirlerle ve aldırmış olduğu tedbirlerle iç ve dış iki tane oluşturulan güvenli kuşağı ile akan kanı durdurdu ve oyunları da kısmen de olsa engelledi. Biz bu oyunları bugünlere kadar engellemeyi başardık ve son zamanlarda muhatap taraf İran, Rusya ve rejim bu bölgelerde anlaşmayı bozan hareketlerde bulunsa da, biz gene oradaki yapıyı domine etmeyi başardık; “Bakın, bu saldırıların sonunda bu bölgede gerginlik artar. Şu ana kadar kontrol ettiğimiz, kontrol altında tuttuğumuz yapılar hareketlenir ve bu son dönemde saldırıları iyice artırdınız. Bu gidiş iyi değil.” dedik. İşte yaklaşık üç hafta önce yapılan saldırılar, hava saldırıları, karadan saldırılar, ardından işte bu saldırı sonucu hayatını kaybeden siviller, yaralılar. Nihayet Kur’an kursunda çocukların hayatını kaybettiği o saldırı. Ve bir anda HTŞ merkezli başlayan muhalif grupların tepkisi, süratle ele geçirilen köyler, ki 50’nin üzerinde köy 48 saatte ele geçirildi. Ardından Halep il merkezine yapılan bu tepki, işi bu noktalara getirdi.
SONRAKİ HEDEF RAKKA
Şimdi İran zaten, o yayılmacı politikasını gösterdi. İran’a şunu sormak lazım; “Senin ne işin var hemşerim Suriye’de?” Orada destekleyeceğini ifade ediyor. İşte Direniş Ekseni diye bir isim uydurmuş kendi kendine. Bunun doğrusu Şii Hilali yani o yayılmacı İran politikası. İran’ın savaşa yeri aşağıda İsrail. Benim işte aylardır vurgulamak istediğim husus o. İsrail’e hiçbir kuvvet gönderdiğini görmedik. Bir anda “işte takviye kuvvet göndereceğim. Suriye’yi normalleştireceğim.” ifade ediyor kendince. İran zaten işte o nedenle diyorum yayılmacı politikasını Batı’nın lehine, Batı’nın işlerine gelecek şekilde bugünlere kadar taşımayı başardı.
İran büyükelçisinin yaptığı açıklamalar Rusya ile birlikte yani “bakar mısın durum ne?” Rusya ve İran, rejim “Yaşananlara şiddetle karşı koyacağız.” diyor ve buradaki o tabloyu muhakkak lehimize çevireceğiz diyor. Şimdi İran burada zaten etkileniyor ve elinden gelen ardına koymayacak şekilde bir takım yapılanmanın içinde. Rusya, zaten Rusya muhatap ana devlet oydular. Rejim üzerine baskıyı kurdu. Bak burada rejimi masaya oturttur. Dolayısıyla tansiyon yükseliyor dedik. Olmadı, yapmadı. Tam tersi Türkiye’nin yaptığı harekatı doğru bulmuyoruz diye bir açıklama yaptı. Amerika’yı zaten hiç anlatmaya gerek yok tavrı ortada. İsrail zaten bölgede baştan beri Suriye’yi vurmaya çalışan ve Irak üzerinden de bir takım kirli oyunları yürütmeye çalışan bir yapı. Şimdi bunların hiçbiri olanlardan memnun değil. Biz de bu olayları masa başında çözmek istedik fakat şu ana kadar başaramadık. Halep’in kontrol altına alınması, hakimiyeti sağlayabilirlerse diğer şehirlere sirayet eder. Hani benim ilk beklentim Rakka, ardından Deyrizor olur çünkü aşiretler de ayaklandı. Zaten onlar da bugüne kadar kısmen Türkiye’nin etkisiyle duruyorlardı. Şimdi aşiretler zaten şeye katıldı muhalif gruplara katıldı. Şimdi bunların hepsi orijini Rakka’ydı, oradan sürüldüler. Muhtemelen Halep kontrolü sağlandığı takdirde oraya doğru da bir hamle olacaktır diye düşünüyorum. Eğer yayılırsa tüm Suriye’de çok büyük rejime karşı yapılanma var. Rejimin oraya yerleştikleri bile saf değiştirilerek muhalif gruplara katıldılar. Bu Şam’a kadar dayandı onu söyleyeyim.
TÜRKİYE AÇISINDAN NE DEĞİŞİR?
Türkiye burada terörle olan o hareketlenmeyi, terör ve göç konusunu çok yakın takip ediyor. Tel Rıfat’tan bazı duyumlar alıyoruz. İşte teröristlerin bölgeyi terk ettiği, Münbiç’e doğru bir kaçış olduğu yönünde. Rusya’nın gene bölgeyi terk ettiğini duyuyoruz. Dolayısıyla Türkiye bu olayları yakından takip ediyor. Terörde bir hareketlenme olduğu takdirde Türkiye zaten olası bir harekata operasyonu konuşuyordu. O gereken tedbiri sahada da yerinde de alıp biz şu an takipteyiz.
"HALEP'İN YARISINI ELE GEÇİRDİLER"
İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SOHR) verilerine göre, Suriye'deki muhalif güçler ülkenin ikinci büyük şehri Halep'in "yarısını" ele geçirdi.
SOHR Direktörü Rami Abdurrahman, AFP haber ajansına yaptığı açıklamada, isyancıların önemli bir direnişle karşılaşmadan "Halep'in yarısını" ele geçirmeyi başardıklarını söyledi ve "Rejim güçleri çekilirken herhangi bir çatışma yaşanmadı, tek bir kurşun bile atılmadı" dedi.
ESAD'IN RESİMLERİNİ ATEŞE VERDİLER
Muhalif gruplar Suriye'nin kuzey Halep vilayetinde hükümet güçlerine karşı saldırılarını sürdürürken 29 Kasım 2024 tarihinde savaşçılar Zarbah bölgesinde cihatçılar tarafından ele geçirilen bir binanın önünde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın bir resmini ateşe verdi.
ŞAM YÖNETİMİNDE PANİK
Şam yönetiminin elinde bulunan kritik noktalar birer birer ele geçirilirken Şam’da panik başladı. Reuters’ın bildirdiğine göre Esad yönetimi muhalif isyancıların Halep'in kalbine ulaştıklarının bildirilmesi üzerine cumartesi günü Halep havaalanını ve şehre giden tüm yolları kapattı.
SURİYELİ GENERAL: HALEP'TE ESAD'IN DÜŞMESİ YPG'NİN DÜŞMESİNİ HIZLANDIRIR
Suriye Halep'te, muhalif grupların başlattığı rejime karşı başlattığı operasyonlar sürüyor. Operasyonlara ilişkin açıklamalarda bulunan Suriye muhalefetinden General Ahmet Rahal, "Biz düşünüyoruz ki, Esad'in ve Hizbullah'ın Suriye'de hızlı düşmesi o da kesin olarak hızlı bir şekilde YPG'nin düşmesine özellikle Menbiç ve Tel Rıfat ve yakın bölgelerin düşmesinde etkili olur. Bu olaylardan dolayı Suriye Muhalefeti rahat nefes alabilir. Aynı zamanda mülteciler kolay kolay evlerine dönebilir" dedi.
Suriye'nin Halep kentinin batı kırsalında 27 Kasımda Suriyeli Muhalif gruplar ile Esad rejimi arasında başlayan çatışmalar sürüyor. Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Bölgesel İnsani Yardım Koordinatör Yardımcısı David Carden, Halep'te devam eden çatışmalarda aralarında çocukların da bulunduğu 27 sivilin hayatını kaybettiğini açıkladı. Beşar Esad rejimiyle çatışan muhalifler ise, Halep kent merkezine girmeye başladı. İki gündür yaşanan çatışmalar nedeniyle 14 binden fazla kişinin yerinden edildiği açıklandı.
Suriye'de Tuğgenerallik yapan Ahmet Rahal, yaşanan olaylara ilişkin İhlas Haber Ajansı'na (İHA) açıklamalarda bulundu. Operasyonlarla önümüzdeki günlerde başka bölgelerin de muhalif grupların eline geçebileceğini belirten Rahal, "Halep'in batısında ve kurtulan bölgelerde iki gündür devam eden operasyon, Türkiye'nin desteği ile bu operasyonun hedefi insanların ve mültecilerin evlerine dönmesidir. Han Şeyhun ve Moarra An Numan, oradaki bu bölgelere Türkiye'deki 2.5 milyon mülteci buraya dönebilir. Bu operasyonlar çok büyük bir çizgide başarıyla yol kat etti. Bugün ve hedef Halep ve Sarakıp belki önümüzdeki günlerde başka bölgeler de kurtulabilir" dedi.
"ESAD REJİMİNİN DÜŞMESİ YPG'NİN DÜŞMESİNİ DE HIZLANDIRIR"
Halep'te rejimin çabuk düşmesine şaşırdıklarını belirten Rahal, "Biz gerçekten şok olduk, Suriye rejimi hemen nasıl düştü. Ama biz biliyoruz ki, rejim İran desteği ile ayakta kalıyor ve Halep'in hepsi Hizbullah'ın kontrolü altında, biz umarız ki, bu operasyonlar genişlesin ve Al Zahra bölgesine ilerlesin. Aynı zamanda operasyon Tel Rıfat'a devam etsin istiyoruz. Çünkü orası bir YPG var, o koridoru kurtarmak için. Biz düşünüyoruz ki, Esad'in ve Hizbullah'ın Suriye'de hızlı düşmesi o da kesin olarak hızlı bir şekilde YPG'nin düşmesine özellikle Menbiç ve Tel Rıfat ve yakın bölgelerde etkili olur. Bu olaylardan dolayı Suriye Muhalefeti rahat nefes alabilir. Aynı zamanda mülteciler kolay kolay evlerine dönebilir" diye konuştu.
Halep'te yaşanacak olası göç olayında Türkiye'nin nasıl etkileneceği sorusuna ilişkin Rahal, "Şimdi olay bir değişik gidiyor, eskiden Esad'in saldırılarıyla halk, Suriye'den Türkiye'ye kaçıyor. Ama şimdi ters olacak, Türkiye'den Suriye'ye dönecekler" cevabını verdi.
RUSYA'DAN ŞAM'A ASKERİ TEÇHİZAT YARDIMI
Reuters'ta yer alan haberlere göre; Suriyeli yetkililer Uluslararası Halep Havalimanın kapatıldığı duyurdu.
Suriye rejimi, muhaliflerin ilerleyişini durdurmak için Rusya'dan ek destek sözü aldı.
72 saat içinde Rus askeri ekipmanlarının Suriye'deki Hmeymim Hava Üssü'ne ulaşması bekleniyor.
HALEP'TE SELALAR OKUNUYOR
Muhaliflerin Halep'i ele geçirmesinden sonra Halep'teki camilerden selalar okunmaya başladı.
ESAD'IN SAVUNMA HATTI KIRILDI
HTŞ'den Halep'in tamamını ele geçirdiğini duyurdu. Hamdaniye Yeni Halep ve Zehra'da Esad'ın savunma hattı kırıldı.
HALEP'TE MAHKUMLAR SERBEST
Halep'te Esad rejimine karşı ilerleme kaydeden muhalifler cezaevindeki mahkumları serbest bıraktı.
HALEP ÜNİVERSİTESİ MUHALİFLERİN ELİNDE
HALEP'TE SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI İLAN EDİLDİ!
Muhalifler Halep'te 23.30 - 08.00 arasında sokağa çıkma yasağı ilan etti. O anlar ise sadece A Haber'de yayınlandı.
Rejim karşıtı gruplar tarafından yapılan açıklamada, "Halep brikaç saat içerisinde askeri ve güvenlik açısından kontrol altına alınıcak ve ardından da tüm şehrin özgürleştirileceği ilan edilecek" ifadeleri kullanıldı.
HALEP VALİLİĞİ MUHALİFLERİN KONTROLÜNDE
REJİM KARŞITI GRUPLAR HALEP MERKEZDE!
RUS VE REJİM UÇAKLARI MARE'Yİ VURDU! O ANLAR SADECE A HABER'DE
Suriye Halep'te yer alan Mare Rus ve rejim uçakları tarafından hedef alındı. O anlar ise sadece A Haber'de yayınlandı.
A Haber muhabiri Mehmet Geçgel: Türk Üs bölgemizde herhangi bir problem yok. Fakat Mare'deki noktalar Rus uçakları tarafındna hedef aldıondı. 5 yaralı var, ve can kayıplarının olduğu bilgisi elimize ulaştı. 2 gündür sadece Mare kasabasına saldırı gerçekeleşiyor. Son 4 yılda Mare'ye saldırı düzenlediğini hiç duymamıştım, ta ki düne kadar.
İSRAİL'DEN 25. ATEŞKES İHLALİ! LÜBNAN'I YİNE VURDULAR
İsrail, Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'a ait bir füze rampasının hedef alındığını duyurdu. İsrail ordusundan yapılan yazılı açıklamada, "Az önce, Lübnan'ın güneyinde Hizbullah'a ait bir mobil füze rampasında hareketlilik gözlendi. Hava kuvvetlerine bağlı bir savaş uçağının hava saldırısı sayesinde söz konusu tehdit bertaraf edildi." ifadesi kullanıldı.
Hizbullah'tan ise konuyla ilgili henüz bir açıklama yapılmadı.
İSRAİL, ATEŞKESİ 25 KEZ İHLAL ETTİ
Öte yandan İsrail ordusunun ateşkes anlaşmasını birçok defa ihlal ettiği belirtildi. Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberine göre, İsrail ordusu 7'si bugün olmak üzere ateşkesin yürürlüğe girdiği 27 Kasım'dan bu yana anlaşmayı 25 kez ihlal etti.
Haberde, İsrail ordusunun, ateşkese rağmen akşam saatlerinde ülkenin güneyindeki birçok beldeye hava saldırılarını sürdürdüğü ifade edildi.
MUHALİFFLER HALEP'İN DIŞ MAHALLELERİNDE HAKİMİYETİNİ GENİŞLETİYOR
Suriye'de, öğle saatlerinde Halep kent merkezinin dış kesimlerine giren Beşşar Esed rejimi karşıtı silahları gruplar, kentin dış mahallelerinde kontrolünü genişletiyor.
Rejim karşıtı silahlı gruplar, öğle saatlerinde Halep ilinin batısındaki Esed rejiminin savunma hattını kırarak kent merkezine girmeye başlamıştı.
Rejim karşıtı silahlı gruplar, daha sonra kentin kuzey, güney ve doğu mahallerine yöneldi.
Silahlı gruplar, kentin çevre mahallelerinden Hamdaniyye, Şehba, Azamiyye, Furkan, Ramusa, Eşrefiyye ve Ansari'de kontrolü ele aldı.
"İDLİP'TE SUKUNET ÖNECLİLİKLİ MESELE "
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli: Sınırımızın sıfır noktasında bulunan İdlib ve çevresindeki bölgede sükunetin sağlanması Türkiye için önceliklidir.
2017'den bu yana İdlib gerginliği azaltma bölgesiyle ilgili olarak birçok anlaşmaya varıldı. Türkiye taraf olduğu tüm anlaşmaların gereklerini titizlikle yerine getiriyor.
Çeşitli uluslararası platformlarda, İdlib'e yönelik son saldırıların Astana anlaşmalarının ruhunu ve uygulanmasını baltalayacak bir düzeye ulaştığını ve çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini söyledik. Bu saldırıların sona ermesi gerektiğini vurguladık. Aslında, son çatışmalar bölgede istenmeyen bir gerginlik tırmanışına yol açtı.
Türkiye açısından yeni ve daha büyük bir istikrarsızlığın önlenmesi ve sivillerin zarar görmemesi büyük önem taşımaktadır.
Aynı zamanda, Tel Rıfat ve Menbiç'te terörist grupların sivillere ve Türkiye'ye yönelik saldırılarındaki artışı yakından izliyoruz. Bu gruplar, mevcut istikrarsızlık ortamından yararlanmaya çalışıyor. Ayrıca, bu bölgelerdeki terörist varlığını sona erdirmek için ilgili taraflarla daha önce varılan anlaşmaların henüz yerine getirilmemiş olmasından endişe duyuyoruz.
Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğüne olan bağlılığımız ve terörle mücadele önceliğimiz doğrultusunda gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
BU GÖRÜNTÜLER SADECE A HABER’DE! MUHALİFLER HALEP’E BÖYLE GİRDİ
Suriyeli muhaliflerin Halep şehir merkezine yakınlaşarak girdikleri anlar ilk defa A Haber ekranlarına geldi.
Orta Doğu uzmanı Mete Sohtaoğlu: 4-5 yerden şu anda muhaliflerin Halep’e girişi oluyor. Halep içerisinde ilginç şekilde Esad rejiminin konuşlanmaya çalıştığını gördük. Çok zayıf kaldılar. Halep kent merkezi içerisinden ÇNRA ile Suriyeli muhaliflerin üzerine ateş açmaya çalışıyorlar. Obüsleri de kullanıyorlar ama bunlar zayıf kaldı.
İÇERİDEN DESTEK
Halep içerisinde Esad ve İran karşıtı güçler var. Bunların tam sayısı bilinmiyor ama silahlı çatışmaya girdiler. Yani içeriden de Esad ve İranlı milislere karşı direniş var. Halep kent merkezinden silah sesleri geliyor. İçeriden bir grubun muhaliflere destek olarak çatışmaya girdiler.
İNSANLAR EVLERİNE DÖNÜYOR
Bu taarruz devam ederken kontrol altına alınan batı Halep’teki bütün bölgelerde bir şekilde çevresel temizlik çalışmaları da yapılıyor. İdlib’de, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı bölgesinde bulunan ama 4 senedir bölgeden kaçan ailelerin hemen geri getirilmesi için bir çalışma bile başlatıldı. Batı bölgesine buradan koparılan insanlar getiriliyor.
İŞTE MUHALİFLERİN HALEP’E GİRİŞİ
Halep içerisinde 117 tane İran askeri karargahı, askeri binası ve kışlası var. Tam 117 tane var. Şu anda A Haber’de yayınlanan görüntüler ilk defa geliyor. Suriyeli muhaliflerin Halep şehir merkezine yakınlaşarak girdikleri anlar bunlar ve ilk defa A Haber’de ekrana geliyor. Halep kent merkezine giden bir caddeden ilerliyorlar. Bunlar ilk defa A Haber’de ekrana geliyor.
MUHALİFLER HALEP'E GİRDİ
Halep Cedid mahallesi kontrol altına alındı. Bölgede çatışmalar devam ediyor.
A Haber muhabiri Halil İbrahim Uğur’un bölgeden aktardıkları şöyle: Suriye’de tarihi olaylar yaşanıyor. Yıllar sonra muhalifler yıllar önce çıktıları Halep’e tekrar girdiler. Bölgeden elime ulaşan görüntüler var. Orada ayrı kalan insanların kavuşmasına şahit oluyoruz. Hamdaniye yani yeni Halep denilen bölge muhaliflerin kontrolü altına girdi. Son 1 haftaya bakıldığı zaman Suriye topraklarında çok sıcak çatışmalar yaşandı. Bizler de A Haber olarak operasyonların yapıldığı bölgelere ulaşmaya çalışıyoruz. Halep kırsalına çok yakın bir noktadayız. Orada günlerdir devam eden bir çatışma var. Halep merkezine çok sayıda muhalifin de gittiğini söyleyebiliriz.
M-4 ve M5 karayolları da muhaliflerin kontrolüne geçmiş durumda. Halep’e giden M-5 karayollarında kontrol noktası ele geçirildi ve batıdan Halep’e girildi.
ESAD’IN TANKLARI MUHALİFLERDE
A Haber muhabiri Halil İbrahim Uğur Afrin’den son bilgileri aktardı:
Bizler A Haber olarak Afrin şehir merkezindeyiz. Burası bir tarafı Halep’e uzanan bir tarafı Tel Rıfat’a çıkan çok kritik bir nokta. Türkiye’nin terörden temizlediği bir yer. Muhaliflerin Halep’e yönelik başlattığı operasyon devam ediyor. Muhalifler rejime ait silahlar ve zırhlı araçlar ilgili açıklamalar yaptı.
Esad rejimine ait 31 tank muhaliflerin elinde bulunuyor. Bunun yanında Sovyet yapımı olan paletli zırhlı araçlar da muhalifler tarafından ele geçirildi. 17 adet top makinası operasyonlar kapsamında Suriye rejiminden muhaliflere geçti. Muhalifler bunları kullanmaya başladı.
A HABER SICAK BÖLGE SURİYE’DE!
Halil İbrahim Uğur’un Suriye’de Afrin kırsalından aktardıkları şöyle:
Şu anda biz A Haber olan Afrin kırsalındayız. Afrin kırsalından sonra Tel Rıfat var. Stratejik noktalardan bir tanesi de Afrin. Sabah saatlerinde son olarak aslında muhaliflerin Han Tuba’yı kontrol altına aldığı bilgisini paylaşmıştık ve sonrasında yine o noktada muhalifler ilerlemeye devam etti ve şu anda İdlib’in doğusunda Salihiye noktasını kontrol altına aldı Diğer taraftan da Halep’in batısında Raşidin bölgesinde yine muhalifler ilerlemeye devam ediyor ve o noktada şu anda çatışmaların yaşandığını söyleyebiliriz. Aslında baktığımızda dört ayrı koldan ilerlediğini söyleyebiliriz muhaliflerin ve her bir noktada da ayrı ayrı yerleşkeler bulunuyor. İşte onlar da yine muhalif kontrolüne geçmeye devam ediyor. Yine Halep’in güneyinde Zeytan köyü de şu anda artık muhaliflerin kontrol altına aldığıgeçtiği noktalardan bir tanesi ve bir taraftan da tabii ki Esad rejime özellikle de uçaklarla hava saldırısına devam ediyor.
Orada sivil kayıpların da olduğunu söylemekte fayda var ve her geçen dakikada aslında buradaki yaralıların sayısı da hayatını kaybedenlerin sayısı da artmaya devam ediyor. Halep operasyonu öncesinde muhalifler uzun bir zamandan bu yana hazırlık içerisindeydi ve tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra bölgeye ilerlemeye devam ettiler. Tabii ki her bir noktada aslında yapılan operasyonlar kapsamında ele geçirilen zırhlı araçlar da var ve gözaltına aldıkları esirler de var. İşte o anlamda da sayı giderek artıyor.
Yine Halep’in güneyine baktığımızda Halsa köyü bulunuyor. Yine bu noktada aslında saatler 11’i gösterdiği andan itibaren yine muhaliflerin kontrolüne aldığı noktalardan bir tanesi ve bu noktada da yine muhalifler özellikle Halep kırsalında yaşayan sivillerin çatışma sahasına girmemesi noktasında çağrılar da yapıyorlar. Özellikle de sosyal medya hesabından bu noktaya bu noktadan uzak uzakta kalmaları söyleniyor.
KÜRESEL GÜÇLERİN SURİYE PLANI
Gazeteci Mahmut Övür: Zaten Suriye’nin kendisi de küresel güçlerin özellikle son 20-30 yıldır bölgeyi dizayn etmenin manivelası olarak kullanılan bir yer. Terör örgütleri oradan geçiyor. Barışı sabotaj eden bir misyonu var Suriye’nin bu noktada.
Herkes orada, baktığımız zaman Lübnan’da 60 günlük bir ateşkes var. ABD ve İsrail’in bölgeyi dizayn etme projesi var. Bunu Gazze üzerinden yapmaya başladılar. Sonraki adım Suriye’dir. Burayı bölüp parçaladığında anda Türkiye’yi, Irak’ı ve İran’ı etkilersin. Bunun arkasında ABD ve İsrail parmağı olabilir mi? Bunu bilmiyoruz. Aylardır Rusya ve Suriye bu muhalifleri bombalıyor. Buna yönelik bir tepki harekatı da olabilir. Kur’an kursunu vurup çocukları öldürdüler. Sonrasında ortalık karıştı.
KARIŞIKLIĞIN PATLAK VERMESİ MANİDAR
Prof. Dr. İrfan Kaya Ülger: Suriye’nin karışmasında zamanlamaya çok dikkat etmek gerekir. HTŞ 48 saatte Gazze’den daha büyük bir coğrafyayı kontrol altına aldı ve 57 köyü ele geçirdi. Halep’in kapısına dayandılar. Rusya ve Suriye tarafından anlaşmalar ihlal edildi ve çatışmasızlık bölgesine saldırılar yapıldı. Şu anda muhalif harekatın burada karşılık verdiğini görüyoruz. Halep sahip olabilirler mi? Buranın demografisi değişti. Sunni Arap’tan İranlı milislerin yerleştiği bir bölgeye dönüştü ve 2 milyon insandan bahsediyoruz.
Türkiye’nin Suriye ile meseleleri çözmek için diyalog başlattığı dönemde karışıklığın meydana gelmesi manidardır. İsrail-Lübnan ateşkesinin başlamasında sonra patlak vermesi de dikkat çekicidir. Türkiye bölgede çatışmasızlık durumunu korumaya çalıştı.
PKK HALEP'E KAYMA DERDİNDE
Gazeteci Güngör Yavuzaslan canlı yayında bölgeden son bilgileri şöyle paylaştı: Son 48 saatte Esad karşıtı silahlı gruplar çok hızlı bir ilerleme kaydetti. Rusya ve Suriye dün HTŞ’nin ilerlediği noktalara hava saldırıları düzenledi. Önümüzdeki 48 saat saha için kritik. Suriye Devlet Başkanı Esad Moskova’ya bir ziyaret düzenledi. Buradaki gelişmeler ele alındı. 2020 Şubat ayında İdlib için Türkiye-İran ve Rusya arasındaki protokol güncellendi. Buna göre rejimin ve muhaliflerin duracakları temas hatları belliydi. Son zamanda rejim ve unsurları İdlib’i vurmaya başladı. Burada 2 milyonun üzerinde iç sığınmacı var. Saldırılar insanların Hatay sınırına gelmesi manasına geliyor. Son 1 hafta PKK’nın Tel Rıfat üzerinden hem Fırat Kalkanı hem Zeytin Dalı bölgelerine sızma girişimleri oldu.
Muhalifler saldırılar nedeniyle cezalandırma operasyonlarına başladı. Burada hem İran milisleri hem Suriye unsurları geri çekildi. Muhalifler bazı yerlerde tankları de ele geçirdi. Şam ile Halep bağlantısını sağlayan M-5 yolunu ele geçirdiler. Muhalifler bağlantıyı kesti. Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu, Tel Rıfat bölgesine yığınak yapıyor. Hizbullah’ın güneye kaymasından dolayı bölgeye PKK’nın geldiğini biliyoruz. Zaten bundan dolayı PKK’nın eylemleri artış gösterdi.
TÜRKİYE ÇIBANI PATLAMALI
Türkiye ve Rusya, HTŞ’nin Halep’e girmesini ister mi? HTŞ’nin kimin vekili olduğu kimin kontrolünde olduğu belli değil. Kimisi ABD kimisi İsrail diyor. Ankara’dan bakıldığında rejim mi olmalı yok HTŞ mi olmalı? Türkiye aslında Suriye Milli Ordusu’nu görmek ister. Türkiye’nin burada yapacağı kazanım Tel Rıfat’ı halletmektir. Tel Rıfat’taki çIbanı patlamak gerekir.
İRAN MİLİSLERİ HAREKTE GEÇTİ
Terör ve güvenlik uzmanı Ali Fuat Gökçe: İdlib bölgesinde HTŞ unsurları var ve Türkiye’de dahil bir çok ülke bunları terör örgütü olarak değerlendiriyor ama İslib’de gerginliği azaltmak için İran-Rusya ve Türkiye arasında anlaşmalar var. Rusya ve Suriye HTŞ’nin varlığından oldukça rahatsız. Son 1 ay burada Suriye ve Rusya’nın operasyonları oluyordu.
Kur’an kursuna yönelik bir saldırıdan sonra HTŞ unsurları batıya doğru harekete geçti. Burada Suriye ordusunun unsurları hızlı bir şekilde çözüldü ve Halep’e doğru ilerleme başladı. Şu anda Halep kıyısındalar ve merkeze çok yaklaştılar. Suriye birlikleri burada geri çekildi ve 36 saatte çok hızlı bir ilerleme kaydedildi. Rus uçakları bombalamasına rağmen çok bir etki yaratmadı.
HTŞ’nin içinde Suriye Milli Ordusu yok. İsrail’in Golan saldırılarına karşı İran milisleri güneye indi ve burada bir güç boşluğu meydana geldi. İşte HTŞ buradaki boşluğu kullandı. Rus uçaklarının saldırıları da bunda etkili oldu. İran milisleri tekrar Halep’e doğru gelmeye başladı. Suriye güçleri ile İran milisleri birlikteler ve HTŞ ile karşı karşıya geliyorlar.
KRİTİK NOKTA MUHALİFLERİN ELİNE GEÇTİ
Sınır hattında neler oluyor? A Haber muhabiri Halil İbrahim Uğur:
Halep şehrinin güneyinde bulunan Han Tuba bölgesi muhaliflerin eline geçti. Çok önemli ticaret güzergahı M-4 ve M-5 karayolları var. Muhalifler M-5’i tekrar ele geçirdi. Çatışmalardan dolayı bu yol kapalı.
Şu anda Zirve beldesindeki çatışmalarda dolayı ulaşım sağlanamıyor. Buradaki ilerleme sürdükçe Serakib’e yaklaşıyorlar. Muhalifler burayı tekrar kontrol altına almak istiyor. Muhalifler toplamda 57 noktayı ele geçirdi ve 400 kilometrekarelik bölge kontrol altına alındı.
Esad rejiminin İdlib’i hedef alması oradaki sivilleri göçe zorluyor ve onlarda Türkiye’nin kontrolü altına buluna Afrin’e doğru harekete geçtiler. Esad’ın saldırıları sürerse daha fazla göçün olması bekleniyor.
GÜÇ BOŞLUĞU DOLDURULDU
Sabah gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu:
Suriye’de oyun içinde oyun var. Bu nedenle oradaki denklem çok karışık. Türkiye merkezli baktığımız zaman gördüklerimiz bambaşka bir durumda. İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları Halep ve çevresinde bulunan Hizbullah unsurlarının ülkeye yani Lübnan’a dönüşüne ve mevzi almasına yol açtı ve Halep kısmında bir güç boşluğu oluştu.
Esad rejimi buradaki boşluğu doldurmak için harekete geçecekti. PKK ve YPG Tel Rıfat’tan Halep’e doğru hareketlenme niyetindeydi. Elbette muhalifler bu boşluğu doldurmak için ciddi inisiyatif aldı. Bu kadar hızlı bir ilerleme beklenmiyordu. Suriye’de İran’a bağlı paramiliter güçler istenmiyor. İsrail’in Suriye’de İran bağlı gruplara yaptığı operasyonlara Rusya bir ses çıkarmadı. Esad da bu saldırılara ses etmedi.
ABD ve Rusya Fırat Nehri’ni baz alarak doğu ve batı eksenli bir durum ortaya koydu. Muhaliflerin Halep ve Tel Rıfat’a ilerlemesi gecikmiş bir işin tamamlanması anlamına geliyor. Sahada fiili bir durum var ve boşluk kaldırmıyor. Rusya Suriye’de stratejik yerlerini koruma planında ve bunun dışında hedefi Ukrayna’dır. Burada açıktan ABD-İngiltere-Fransa ile savaş halindedir.
MUHALİFLER 4 BÖLGEYİ DAHA ALDI
Sınır hattından son durumu A Haber muhabiri Halil İbrahim şöyle aktardı:
Çatışmalar sabah saatlerinde yine başladı ve devam ediyor. Halep’in batısında yer alan Mansura, Babaviye ve İdlib’in doğu kısmında Talhiye kırsal kesimde Tek Karetil muhaliflerin kontrolüne geçti. Doğu İdlib’in kırsalında Cubbes Köyü kırsalında şiddetli çatışmalar yaşanıyor ve muhalifler ilerlemeye devam ediyor. Serakib için çember daralıyor burada hedef noktalardan bir tanesi de odur.
Muhalifler çok hızlı bir şekilde ilerliyor. İdlib’de yaşayan ılımlı muhalifler ile Suriye Milli Ordusu aynı çatı altında değillerdi ayrı ayrı gruplar olarak biliniyor.
HALEP VE İDLİB'TE ÇATIŞMALAR ARTIYOR!
Dün Halep'in batısında 32 köy ve noktanın kontrolünü ele geçiren silahlı gruplar, bugün de Halep ve İdlib illerinde toplam 24 köy ve noktayı daha denetimine aldı.
Rejim karşıtı grupların Halep'in batı kırsalında kontrolünü ele geçirdiği yerleşim yerleri ve noktaların arasında El Ragib Tepesi, Kuptan Dağı, Debbabat Tepesi, Ancara beldesi, 46. Liva ile Kefer Besme, Basartun, Hur, Elkasimiyye, Acil, Bele, Sellum, Kefer Bissin, Şeyh Akil, Hırderkal, Acemi, Ürumsugra, Uveycil, El Hüte, El Dab'a, Urum Elkübra, Bişantara, Bakdina, Cemiyet Elmaari, Cemiyet Ebu Amşe, Cemiyet Emin, Cemiyet Manahil, Cemiyet er Rıdvan, Mühendisin, Arnaz, Kefernaha, Kanasel, Kefercum, Şeyh Ali, Yaged Elades, Babis, Kefer Naha, Arrade, Mühendisin 2, Başkatin, Zirbe, Mansura, Cemiyet, Er Rahhal, Şuun Elidara, Kemari, İkarde, Elberkum, Miznaz, Keferdeal ve stratejik öneme sahip Kefer Halep yer alıyor. Bu bölgeler, daha önce Esed rejiminin kontrolündeydi.
Halep kentinin dış mahallerine bir kilometre kadar yaklaşan ve yaklaşık 400 kilometrekarelik alanın kontrolünü ele alan rejim karşıtı gruplar, ayrıca günün ilk saatlerinde Halep Neyrap Askeri Havaalanı'na dronlarla saldırdı ve bir helikopteri imha etti.
Esed rejimi, çatışmalar sürerken sivil yerleşim birimlerini karadan karaya atış yapılan silahlarla hedef aldı.
SURİYELİ MUHALİFLER HALEP'E 1 KM UZAKLIKTA
Beşşar Esed rejimi güçleriyle çatışan rejim karşıtı gruplar, Halep kentinin dış mahallelerinin 1 kilometre yakınlarına ulaştı. Öte yandan Esad Güçleri'nin Halep’i terk ettiği iddia edildi.
"MUHALİFLER M5 OTOYOLUNU KAPATTI"
Esad rejimi ile rejim karşıtı gruplar Halep kırsalında çatışıyor. A Haber muhabiri Halil İbrahim Uğur, bölgeden son durumu aktardı. Uğur, “Suriye’nin Afrin kentindeyiz. Suriye’de yaşanan hareketliliğin bir kısmı da Afrin’e yansımış durumda. Zira Halep’te çatışmalar devam etse de işte oradan kaçan sviller şuan Afrin’e doğru ilerlemeye devam ediyor. İlerleyen günlerde de burada göç dalgasının olması nedeniyle tedbirler alınmış durumda. Şu son dakika bilgisini hemen paylaşalım. İdlip’teki muhalifler M5 uluslarası otoyolunu ele geçirmek üzere otoyolu zırhlı araçla kesti. M5 Karayolu oldukça önemli çünkü Orta Doğu’nu Akdeniz’e açılan koridoru. Bu anlamda Halep’e ilerlerken İdlipli muhalifler tarafında kesildiğini belirtelim. " dedi.
İRANLI TUĞGENERAL ÖLDÜRÜLDÜ
İran Devrim Muhafızları Ordusu komutanlarından Tuğgeneral Keyumers Purhaşimi'nin Suriyeli muhaliflerin Halep'in batısına düzenlediği saldırıda öldüğü bildirildi.
Devrim Muhafızları Ordusuna yakınlığıyla da bilinen İran'ın yarı resmi Tesnim Haber Ajansı'nın haberine göre, "askeri danışman" olarak nitelendirilen Tuğgeneral Purhaşimi, Suriyeli muhaliflerin Halep yakınlarındaki saldırısında öldü.
Haberde, Purhaşimi'nin askeri görevleri hakkında detay verilmedi.
Suriye'nin Halep ve İdlib illerinde Beşşar Esed rejimi ile rejim karşıtı silahlı grup Heyet Tahrir Şam (HTŞ) arasında 2 gündür çatışmalar yaşanıyor.
Rejim karşıtı gruplar, çatışmalarda Esed rejiminin kontrolündeki toplam 39 köyü ele geçirdi.
RUS SAVAŞ UÇAKALRI HALEP'İ VURDU
Muhaliflere ait uçak gözlemevinden alınan bilgiye göre, Lazkiye ilindeki Hımeymim Üssü'nden kalkan Rus savaş uçakları, öğle saatlerinde Daret İzze'ye hava saldırıları düzenledi.
Sivil Savunma (Beyaz Baretliler) kaynaklarından alınan bilgiye göre, saldırılarda 4 sivil yaşamını yitirdi, 7'si çocuk toplam 21 sivil yaralandı.
Yaralılar çevredeki hastanelere kaldırıldı.
Öte yandan Halep ve İdlib illerinde Beşşar Esed rejimiyle rejim karşıtı silahlı grup Heyet Tahrir Şam (HTŞ) arasında 2 gündür çatışmalar yaşanıyor.
ONLARCA REJİM ASKERİ ESİR ALINDI
HTŞ, kontrolünü ele aldığı bölgelerde, Esed rejimine ait ağır silah ve askeri araçları ele geçirirken, onlarca rejim askerini esir aldı. Çatışmalarda çok sayıda rejim askeri de öldü.
Bölgedeki çatışmalardan kaçan yaklaşık 10 bin sivil de İdlib kırsalına sığındı.
Çatışmalar, Halep kent merkezine doğru yoğunlaşarak sürüyor.
ÇATIŞMALAR DEVAM EDİYOR
Suriye'nin Halep ve İdlib illerinde Beşşar Esed rejimiyle rejim karşıtı silahlı grup Heyet Tahrir Şam (HTŞ) arasındaki çatışmalar devam ediyor.
Çatışmalar ilk olarak dün sabah erken saatlerde Halep ilinin batı kırsalında başladı ve gün boyunca sürdü.
Dün Halep'in batısında 32 köy ve noktanın kontrolünü ele geçiren silahlı gruplar, bu sabah 2 köyü daha aldı.
ESAD YÖNETİMİNDEN ALINAN BÖLGELER
Rejim karşıtı grupların Halep'in batı kırsalında kontrolünü ele geçirdiği yerleşim yeri ve noktalar arasında, El Ragib Tepesi, Kuptan Dağı, Debbabat Tepesi, Ancara beldesi, 46. Liva ile Kefer Besme, Basartun, Hur, Elkasimiyye, Acil, Bele, Sellum, Kefer Bissin, Şeyh Akil, Hırderkal, Acemi, Ürumsugra, Uveycil, El Hüte, El Dab'a, Urum Elkübra, Bişantara, Bakdina, Cemiyet Elmaari, Cemiyet Ebu Amşe, Cemiyet Emin, Cemiyet Manahil, Cemiyet er Rıdvan, Mühendisin, Arnaz, Kefernaha, Kanasel, Kefercum ve Şeyh Ali yer alıyor.
Bu bölgeler daha önce Esed rejiminin kontrolündeydi.
SINIRA KAÇANLAR VAR
Görgü tanıkları, Esad karşıtlarının son sığınağı olan Halep'te yüzlerce ailenin, Türkiye sınırına yakın daha güvenli bölgelere kaçtığını bildirdi.
HAVAALANINA SALDIRI
HTŞ güçleri Halep’in doğusundaki İran yanlısı savaşçıların üslerinin bulunduğu el-Neyrab havaalanına saldırdı.
Arap basını bu saldırının, Suriye'nin güney İdlib bölgesinde sivillere yönelik Rusya ve Suriye hava kuvvetlerinin son haftalarda artan hava saldırılarına bir yanıt olarak ve yapılmış olabileceğini bildirdi.
Suriye'nin resmi devlet medyası çatışmalardan bahsetmezken, hükümet yanlısı web siteleri ordunun HTŞ'nin sığınaklarını vurduğunu ve onlarca kişiyi öldürdüğünü yazdı.
16 REJİM ASKERİ DAHA ÖLDÜRÜLDÜ
Birleşik Krallık merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), HTŞ’nin geniş çaplı bir operasyon başlatmasının ardından Çarşamba günü çıkan çatışmalardan bu yana yaklaşık 100 muhalif savaşçı ve rejim askerinin öldüğünü söyledi.
Gözlemeviyle çalışan aktivistler, HTŞ'nin 44 üyesinin ve müttefik silahlı gruplardan 16 kişinin öldüğünü bildirdi.
10 BÖLGE VE 35 KÖY ELE GEÇİRİLDİ
Hay’et Tahrir el-Şam (HTŞ) silahlı grubu ve müttefik güçler, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ordusunun kontrolündeki en az 10 bölgeyi ve 35 köyü ele geçirdi. Halep eyaletinde çıkan çatışmalarda onlarca Suriye askerinin ve rejim karşıtının öldüğü bildirildi.
HAMAS'TAN ULUSLARARASI TOPLUMA "HAREKETE GEÇME ÇAĞRISI"
Gazze'nin kuzeyinde sivilleri hunharca öldüren ve çok sayıda kişiyi alıkoyan İsrail'in işlediği suçları sürdürdüğü ifade edilen açıklamada, kuzeydeki hastanelerin, sağlık personelinin ve sivil savunma birimlerinin hedef alındığı hatırlatıldı.
Açıklamada, Cibaliya ve Beyt Lahiya beldelerine sıkı ablukanın devam ettiğine dikkati çekilerek, "Düşman, gün boyu şiddetli bombardımana maruz kalan Beyt Lahiya'ya yönelik ablukasını ve katliamlarını yoğunlaştırıyor. Filistin halkının orayı terk etmesini, göç etmesini istiyor." denildi.
Gazze'de Filistin halkını hedef alan soykırımdan tümüyle ABD yönetiminin sorumlu olduğu vurgulanan açıklamada, uluslararası topluma, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Filistinlilerin kurtarılması için acilen harekete geçilmesi çağrısında bulunuldu.
İSRAİL SAVUNMA BAKANI KATZ: ANLAŞMA İHLAL EDİLİRSE GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YANIT VERMEYE HAZIRIZ
İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, Lübnan'da yürürlüğe giren ateşkes antlaşması ile ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamasında, Golan Tepeleri ve kuzey sınır bölgelerindeki okulları ateşkese rağmen kapalı tutma kararına değinen Katz, "Savunma kısıtlamalarını kaldırmama ve Celile ve kuzey bölgelerinde hayatı normale döndürmeme kararı, gerekli bir tedbir adımı ve İsrail'in antlaşmayı uygulama kararlılığıyla ilgili net bir mesajdır" ifadelerini kullandı.
Hizbullah ile Lübnan hükümetini ateşkes antlaşmasına uymaları konusunda uyaran Katz, "Hizbullah'ın anlaşmayı ihlal etme girişimleri devam ederse ve Lübnan hükümeti yükümlülüklerini yerine getirmezse, İsrail güçlü bir şekilde yanıt vermeye hazır" dedi. "Pes etmeyeceklerini" vurgulayan Katz, İsrail halkının güvenliğinden ödün vermeyeceklerini de sözlerine ekledi.
HİZBULLAH'TAN ATEŞKES SONRASI İLK AÇIKLAMA: ELLERİMİZ TETİKTE KALACAK
Hizbullah'tan yapılan açıklamada, İsrail'in gelecekte gerçekleştirebileceği olası saldırılara dikkat çekilerek, "Güçlerimiz, İsrail'in saldırılarına karşı koymaya tamamen hazır olacaktır" denildi.
İsrail'in Güney Lübnan'dan çekilme sürecinin yakından takip edildiği vurgulanan açıklamada, "Savaşçılarımızın gözleri düşmanın sınır ötesindeki hareketleri ve geri çekilme süreci üzerinde olacak, elleri ise Lübnan'ın egemenliğini savunmak üzere tetikte kalacaktır" ifadelerine yer verildi.
Ateşkes yürürlüğe girmişti Lübnan'da İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 14 ayı aşkın süredir devam eden çatışmaları sona erdiren ateşkes antlaşması dün erken saatlerde yürürlüğe girmişti.
Hizbullah'ın, İsrail'in Mavi Hat'ın güneyindeki askerlerini aşamalı bir şekilde geri çekmesini, Lübnan ordusunun ise güney Lübnan'a asker konuşlandırmasını öngören ateşkes antlaşmasına vereceği tepki merak konusu olmuştu.
"GECE ASLINDA HALEP’İN ALINACAĞI İFADE EDİLİYOR"
Esad Rejimi ile muhalif gruplar arasında çatışmalar yaşanıyor. Detayları A Haber muhabiri Mehmet Geçgel anlattı. Geçgel, “Aslında çatışmalar gün içerisinde başladı. Şu saatlere kadar da devam ediyor. Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile Beşşar Esad rejimi Halep kırsalında çatışıyor ve de muhaliflerin Halep'e çok yaklaştıklarını söyleyebiliriz. Şuana kadar 16 köyün kontrolünü Esad rejimi askerlerinden alınmış durumda. Esad milisleri ile İranlı Şii milisler Halep merkezine doğru kaçmaya başladılar. Özellikle muhalifler Halep’e doğru ilerliyor. Gece aslında Halep’in alınacağı ifade ediliyor. Muhalifler tarafından içerideki kaynaklar gece Halep’in kontrolünün sağlanacağını, gece içeriye girileceği ifade ediliyor. Muhaliflerin çok sayıda Esad askerini de esir aldıklarını sizlerle paylaşalım. Camilerden tekbirler yükseliyor." dedi.
CAMİLERDEN TEKBİRLER YÜKSELİYOR
Suriye'nin Tel Abyad bölgesinde camilerden muhaliflerin Halep'e operasyonu sebebiyle tekbirler getiriliyor.
MUHALİFLERİN HALEP'E GİRMESİ AN MESELESİ!
Suriyeli muhalif grupların, Halep şehir merkezinin dış mahallelerine sadece 3 km uzaklıkta olduğu aktarılıyor.
Sabah erken saatlerde başlayan çatışmalarda HTŞ'ye bağlı silahlı gruplar, Halep'in batı kırsalında Esed rejimi kontrolündeki El Ragib Tepesi, Kuptan Dağı, Debbabat Tepesi, Ancara beldesi, 46. Liva ile Kefer Besme, Basartun, Hur, Elkasimiyye, Acil, Bele, Sellum, Kefer Bissin, Şeyh Akil, Hırderkal, Acemi, Ürumsugra, Uveycil, El hüte, El dab'a, Urum Elkübra, Bişantara, Bakdina, Cemiyet Elmaari, Cemiyet Ebu Amşe, Cemiyet Emin, Cemiyet Manahil, Cemiyet el Rıdvan, Mühendisin, Arnaz, Kefernaha, Kanasel dahil olmak üzere 32 köy ve noktayı ele geçirdi.
HTŞ, Halep kent merkezinin 5 kilometre yakınına kadar yaklaşırken, bugün kontrolünü ele geçirdiği bölge 245 kilometrekarelik bir alana ulaştı.
Esed rejimi, çatışmalar sürerken sivil yerleşim yerlerini, karadan karaya atış yapılan silahlarla hedef aldı.
HTŞ ele geçirdiği bölgelerde, Esed rejimine ait ağır silah ve askeri araçları ele geçirirken, onlarca rejim askerini esir aldı.
Rejim ile HTŞ arasındaki çatışmalar devam ederken, bölgedeki çatışmalardan kaçan yaklaşık 10 bin sivil de İdlib kırsalına sığınıyor.
Çatışmalar, Halep merkezine doğru yoğunlaşarak sürüyor.
İŞTE LÜBNAN İLE İSRAİL ARASINDA VARILAN ATEŞKES ANLAŞMASININ TAM METNİ
Lübnan ile İsrail arasında sabah saatlerinde yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının tam metnine Anadolu Ajansı (AA) ulaştı.
İsrail'in Lübnan'a saldırganlığını sona erdiren 13 maddelik ateşkes anlaşmasında, Lübnan'ın Hizbullah veya Lübnan topraklarında bulunan diğer tüm silahlı grupların, İsrail'e karşı herhangi bir operasyon düzenlemesini engelleyeceği buna karşılık İsrail'in de Lübnan'da sivil veya askeri hedeflere kara, deniz veya havadan herhangi bir askeri saldırıda bulunmayacağı taahhüt ediliyor.
Ateşkes anlaşmasının tam metni ise şöyle:
1- İsrail ile Lübnan, 27 Kasım saat 04.00 itibarıyla aşağıda detayları belirtilen taahhütlere göre ateşkes anlaşmasını yürürlüğe koyacaktır.
2- Lübnan hükümeti, Hizbullah veya Lübnan topraklarında bulunan diğer tüm silahlı grupların, İsrail'e karşı herhangi bir operasyon düzenlemesini engelleyecek ve İsrail de Lübnan'da sivil askeri veya devlete ait hedeflere kara, deniz veya havadan herhangi bir askeri saldırı bulunmayacak.
3- Hem İsrail hem Lübnan, sürdürülebilir barış ve güvenlik için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1701 sayılı kararının önemini kabul ediyor ve kararın tam olarak uygulanması için adımlar atacağını taahhüt ediyor.
4- Bu taahhütler, İsrail ve Lübnan'ın uluslararası hukuka uygun doğal meşru müdafaa hakkından vazgeçtiği anlamına gelmez.
5- Lübnan'daki BM Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) ve sorumlulukları veya BMGK'nın 1701 sayılı kararı ve önceki kararlarındaki taahhütler saklı kalmak üzere, Lübnan'ın resmi askeri ve güvenlik güçleri, altyapısı ve silahları, Güney Litani bölgesine konuşlandırılacak.
6- BMGK'nın 1701 ve önceki kararlarıyla uyumlu olarak, Lübnan'da devlet dışı silahlı grupların yeniden kurulmasını ve yeniden silahlanmasını önlemek için, Lübnan'a herhangi bir silah ve ilgili malzeme satışı veya tedariki Lübnan hükümeti tarafından düzenlenecek ve kontrol edilecektir. Ayrıca, Lübnan'daki tüm silah ve ilgili malzeme üretimi Lübnan hükümeti tarafından düzenlenecek ve kontrol edilecektir.
7- BMGK'nın 1701 sayılı kararının uygulanması ve birinci paragraf uyarınca ateşkesin başlaması üzerine Lübnan hükümeti, Lübnan'ın resmi askeri ve güvenlik güçlerine, hareket özgürlüğü dahil olmak üzere gerekli tüm yetkileri sağlayacak ve BMGK'nın 1701 sayılı kararıyla ve önceki kararlarla uyumlu olarak, bunları şu şekilde talimatlandıracaktır:
a) Lübnan'a ve Lübnan genelinde, tüm sınır kapıları dahil olmak üzere, izinsiz silah ve ilgili malzeme girişini ve Lübnan içinde izinsiz silah ve malzeme üretimini izlemek ve bunlara karşı yaptırım uygulamak.
b) Güney Litani Bölgesi'nden başlayarak, silah ve ilgili malzemelerin üretimine yönelik mevcut tüm izinsiz tesisleri tasfiye etmek ve gelecekte bu tür tesislerin kurulmasını önlemek.
c) Güney Litani Bölgesi'nden başlayarak tüm altyapı ve askeri mevzileri tasfiye etmek, bu taahhütlere aykırı tüm ruhsatsız silahlara el koymak.
8- ABD ve Fransa, Lübnan için Askeri Teknik Komitesi içinde mümkün olan en kısa sürede Lübnan'ın güneyine Lübnan askeri kuvvetlerinden 10 bin askerin konuşlandırılmasına çalışacaktır. ABD ve Fransa ayrıca, Lübnan'daki konuşlanma seviyelerinin artırılması ve yeteneklerinin geliştirilmesi için uluslararası toplumla birlikte çalışarak Lübnan askeri kuvvetlerine gerekli desteği sağlamaya çalışacak.
9- Birinci paragrafa göre ateşkesin başlaması üzerine ve UNIFIL ve BMGK'nın 1701 sayılı kararı ve önceki kararlarındaki yetki ve sorumlulukları ihlal edilmeksizin İsrail ve Lübnan, UNIFIL ile koordinasyon halinde üçlü Mekanizma'yı yeniden formüle edecek ve geliştirecek. ABD'nin liderlik yaptığı, Fransa'nın da dahil olduğu ve UNIFIL'in bünyesinde yeniden formüle edilip geliştirilen Mekanizma, bu taahhütlerin izlenmesine, doğrulanmasına ve uygulanmasının sağlanmasına yardımcı olacak.
a) İsrail ve Lübnan, Mekanizma'nın çalışmalarını kolaylaştıracak, işbirliği yapacak ve güvenliklerini sağlayacak.
b) Mekanizma, Lübnan Silahlı Kuvvetleri'nin, yetkisiz tesisleri ve yer üstü ve yer altı altyapılarını denetleme ve sökme, yetkisiz silahlara el koyma ve yetkisiz silahlı grupların varlığını önleme kapasitesini ve eğitimini güçlendirmek için Askeri Teknik Komite ile birlikte çalışacak.
c) Mekanizma'nın çalışmalarının yanı sıra, UNIFIL'in yetki alanı uyarınca çalışmaları devam edecek ve UNIFIL'in Mekanizma'nın etkinliğini artıran düzenleyici rolü aracılığıyla desteklediği çabalar da buna dahil olacak.
10- İsrail ve Lübnan, BMGK ile doğrudan iletişim kurma hakları saklı kalmak üzere iddia edilen ihlalleri Mekanizma ve UNIFIL'e bildirecektir. Mekanizma, bu taahhütlerin uygulanmasını sağlamak için danışma, inceleme, bilgi toplama ve yardımcı olma konusunda uygun prosedürler geliştirecektir.
11- Birinci paragrafa göre ateşkesin başlamasına müteakip Lübnan, resmi askeri ve güvenlik güçlerini tüm sınırlara ve tüm düzenlenmiş ve düzenlenmemiş kara, hava ve deniz sınır geçişlerine konuşlandıracaktır. Ayrıca Lübnan Silahlı Kuvvetleri, Güney Litani Bölgesi'ni sınırlayan hat boyunca tüm yollara ve köprülere güçler konuşlandıracak, yol blokları ve kontrol noktaları kuracaktır.
12- Birinci paragrafa göre ateşkesin başlaması üzerine İsrail, Mavi Hat'ın güneyinde aşamalı bir şekilde güçlerini çekecek ve buna paralel olarak Lübnan Silahlı Kuvvetleri, Güney Litani Bölgesindeki mevzilere konuşlanacak ve izinsiz alanların ve altyapının sökülmesi ve izinsiz silahların ve ilgili malzemelerin müsadere edilmesi dahil olmak üzere taahhütler kapsamındaki yükümlülüklerini uygulamaya başlayacaktır. Mekanizma, İsrail Savunma Kuvvetleri ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri tarafından bu alanlarda 60 gün içinde aşamalı çekilme ve konuşlanma için belirli ve ayrıntılı planın yürütülmesini koordine edecektir.
13- İsrail ve Lübnan, ABD'nin BM'nin ortaklığıyla, 1701 sayılı karara uygun olarak Mavi Hat boyunca kalan anlaşmazlık noktalarının çözümü amacıyla İsrail ve Lübnan arasındaki dolaylı müzakerelere aracılık etmesini talep ediyor.
Metinde, bu taahhütlerin, Mavi Hat'tın her iki yakasındaki sivillerin topraklarına ve evlerine güvenli bir şekilde dönmelerini sağlamayı hedeflediği belirtilirken, ABD ve Fransa'nın bu bölgede istikrar ve refahı ilerletmek için Lübnan genelinde ekonomik kalkınmayı desteklemek için uluslararası çabalara öncülük etmeye çalışacağı ifade edildi.
İSRAİL'DEN ANLAŞMAYA MUHALİF SESLER YÜKSELDİ
İsrailli belediye başkanları ABD'nin desteğiyle Lübnan ile anlaşmaya varılan ve sabah saatlerinde yürürlüğe giren ateşkesi eleştirdi.
İsrail'in kuzeyindeki Merum el-Celil Bölge Konseyi Başkanı Amit Sofer, ateşkes anlaşmasının "İsrail'in Lübnan sınırını korumasız bıraktığını" savundu.
İran'ın finansmanıyla Hizbullah'ın Lübnan'ın güneyinde yeniden güçleneceğini öne süren Sofer, "Bu (ateşkes) anlaşmayla elde ettiğimiz şey güvenlik değil." ifadesini kullandı.
"GÜVENLİK SAĞLAYAN BİR ANLAŞMA DEĞİL"
Sofer, Lübnan topraklarında tampon bölge kurulması taleplerine işaret ederek, "Sınıra yaklaşan herkesin kanının akması için bu bariyerin oluşturulması önemliydi. Bu uygulanmayacak anlaşmalardan daha etkili olurdu. Bu, güvenlik değil sükunet sağlayan bir anlaşmadır." şeklinde konuştu.
"MUTLU OLAN LÜBNANLILAR ACI ÇEKEN İSRAİLLİLER"
Mate Asher Yerleşim Birimi Başkanı Moshe Davidovich de "Bir tarafta neşeli ve mutlu olan Hizbullah ile Lübnan'ın güneyindekiler var, diğer tarafta da üzgün ve acı çeken (İsrail'in) kuzey bölgelerinde yaşayanlar var." dedi.
Davidovich, "Hizbullah'ın ateşkes sebebiyle daha güçlü döneceğine hiç şüphem yok. Tek amacı birlikleri toplamak ve kendisini bir sonraki göreve hazırlamaktır." ifadelerini kullandı.
"BİR SONRAKİ TUR GERİ GELECEK"
Shilomi Yerleşim Birimi Belediye Başkanı Gabi Naman ise İsrail ordu radyosuna yaptığı açıklamada, "Başbakan ve Genelkurmay Başkanı'nın (Herzi Halevi) bize sunduğu şeyler ister bir ay, ister iki ay, isterse 10 yıl sonra bir sonraki turun geleceğini gösteriyor." dedi.
İsrail'in kuzeyinden tahliye edilenlerin geri dönüşüne ilişkin bir gelişme olmadığını söyleyen Naman, tahliye edilenlere tazminat ödenmediğinden ve bölgeye yatırım yapılmadığından da şikayet etti.
İsrail'in kuzeyinden tahliye edilenlerin sayısının 70 bin olduğu tahmin ediliyor ve bu kişiler Ekim 2023'ten bu yana ülkenin çeşitli yerlerinde otellerde ikamet ettiriliyor.
ÜLKELER ATEŞKESİ MEMNUNYETLE KARŞILADI
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, İsrail ve Lübnan arasındaki ateşkes anlaşmasıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, "İtalya, hükümetin uzun süredir üzerinde çalıştığı bir hedef olan Lübnan'daki ateşkesin ilanını memnuniyetle karşılamaktadır." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, "Ateşkes, İsrail ile Lübnan arasındaki sınırın istikrar kazanması ve yerinden edilmiş kişilerin evlerine geri dönmesi için bir fırsat sunmaktadır. Bu hedefe ulaşmak için 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının tam uygulanması en doğru yol olarak görülmektedir." denildi.
ALMANYA: UMUT IŞIĞI
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, yaptığı yazılı açıklamada, Lübnan'da sağlanan ateşkesin diplomasinin başarısı olduğunu, Lübnan'daki yüz binlerce kadın, çocuk ve aile ile İsrail'in kuzeyindeki on binlerce insanın artık umutlanabileceğini ifade etti.
Bu ateşkesin diplomatik yollarla nelerin mümkün olabileceğini gösterdiğini vurgulayan Baerbock, "İsrail ve Hizbullah arasındaki ateşkes tüm bölge için bir umut ışığıdır." değerlendirmesinde bulundu.
AVUSTURYA'DAN "ANLAŞMAYA UYUN" ÇAĞRISI
Avusturya Dışişleri Bakanlığının resmi X hesabından yapılan paylaşımda, İsrail ve Lübnan arasında varılan ateşkes anlaşmasına ilişkin açıklama yapıldı.
Açıklamada, "Lübnan'daki ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşılıyoruz ve tüm tarafları buna uymaya çağırıyoruz. Bu, nihayet İsrailli ve Lübnanlı sivillerin evlerine dönmelerine olanak tanıyacak." ifadesi kullanıldı.
IRAK YIKIM VE ACIYA SON VERİLMESİNİ UMDU
Irak, İsrail ve Lübnan arasında sağlanan ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşıladığını bildirdi.
Irak Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "Lübnan ve İsrail arasında varılan ateşkes anlaşmasının memnuniyetle karşılandığı, ateşkesin Lübnan halkının maruz kaldığı şiddet, yıkım ve acılara son vermesinin umulduğu" ifade edildi.
İKİYÜZLÜ İŞGALCİ BAKAN! ATEŞKESİ ÖNCE ELEŞTİRDİ SONRA SAVUNDU
İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, daha önce karşı çıkmasına rağmen kabine toplantısında Lübnan ile ateşkes anlaşması lehinde oy kullanmasını savundu.
Smotrich, X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, Lübnan ile yapılan ateşkesin İsrail hükümeti için "büyük bir sınav" olduğunu belirtti.
İsrailli Bakan, şunları kaydetti:
"Eğer buna (anlaşma) bağlı kalırsak, İsrail'in güvenliğini sonsuza kadar güçlendireceğiz. Buna bağlı kalacağımıza inandığım için lehinde oy kullandım."
İsrail'in "güvenliğine" işaret çeken Smotrich, ateşkes anlaşmasına yönelik karar metninde düzeltme taleplerinin kabul edildiğini aktardı.
Smotrich, 25 Kasım'da liderlik ettiği Dini Siyonizm Partisi'nin toplantısında yaptığı konuşmada, Lübnan ile ateşkese karşı olduğunu ifade etmişti.
İsrailli aşırı sağcı Bakan, "Anlaşma yok (Lübnan'da), eğer imzalanırsa da imzalı bir kağıttan daha büyük bir değere sahip olmayacak. Hizbullah'ı parçaladık ve parçalamaya devam edeceğiz." demişti.
Lübnan ile İsrail arasında varılan ateşkes antlaşması yerel saatle 04.00 (TSİ 05.00) itibarıyla yürürlüğe girmişti.
DIŞİŞLERİ: KALICI OLMASINI TEMENNİ EDİYORUZ
Dışişleri Bakanlığından ateşkese yönelik yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Lübnan’da ateşkes sağlanmasına yönelik müzakerelerin olumlu sonuçlanmasını memnuniyetle karşılıyor ve ateşkesin kalıcı olmasını temenni ediyoruz.
İsrail’in ateşkese harfiyen uyması ve Lübnan’da yol açtığı zararı tazmin etmesi için uluslararası toplum tarafından baskı kurulmalıdır.
Türkiye, Lübnan’da iç barışın tesisi amacıyla gerekli desteği sunmaya hazırdır.
Bu vesileyle, bölgede barış ve istikrarın sağlanması için Gazze’de bir an önce kalıcı ve kapsamlı ateşkes ilan edilmesi ve İsrail’in saldırgan politikalarına son vermesi gerektiğini hatırlatmak isteriz."
HAMAS'TAN ATEŞKES AÇIKLAMASI
İsrail ile Lübnan arasında yapılan ateşkes sonrası Hamas'tan da ateşkes açıklaması geldi. Yapılan açıklamada "Gazze'de ateşkese hazırız" denildi.
Agence France-Presse'e konuşan (AFP) Filistinli direniş örgütü Hamas'ın üst düzey bir yetkilisi, Lübnan'da gerçekleşen ateşkesiten memnun olduklarını bildirerek Hamas'ın Gazze'de ateşkese hazır olduğunu söyledi.
Yetkili AFP'ye verdiği demeçte, İsrail' i anlaşmayı engellemekle suçlayarak, "Mısır, Katar ve Türkiye'deki arabuluculara Hamas' ın ateşkes anlaşmasına ve esir değişimi konusunda ciddi bir anlaşmaya hazır olduğunu bildirdik." dedi.
İRAN ATEŞKESİ MEMNUNİYETLE KARŞILADI
İran, Tahran'ın Ortadoğu'daki ana militan ortağı İsrail ile Lübnan'daki Hizbullah arasındaki ateşkesi memnuniyetle karşıladı.
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Esmail Baghaei çarşamba sabahı yaptığı açıklamada ateşkese övgüde bulundu.
Baghaei, İran'ın Gazze Şeridi'ndeki İsrail-Hamas savaşında hala ateşkes istediğini söyledi.
"ATEŞKES SAĞLANMASI TARİHİ BİR AN"
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrail ve Lübnan arasında ateşkes sağlanmasının “tarihi bir an” olduğunu belirterek, “Bu diplomatik çözüm, hem Lübnan'da hem de İsrail'de on binlerce sivilin sınırın her iki tarafındaki evlerine güvenli bir şekilde dönmelerini sağlayacak ve bu çatışmanın şiddetine ve yıkımına son verecek” dedi.
LÜBNAN HALKINDAN ATEŞKES KUTLAMASI
Ateşkes Çarşamba günü erken saatlerde yürürlüğe girerken, Lübnan'ın çoğu, güney ve doğu Lübnan'da haftalarca süren yoğun gece bombardımanları yerini sevinç çığlıklarına bıraktı.
İsrail'in Arap askeri sözcüsü Avichay Adraee, yerinden edilmiş Lübnanlıları güney Lübnan'daki köylerine dönmemeleri konusunda uyardı, ancak sosyal medyada dolaşan bazı videolar yerinden edilmiş Lübnanlıların bu çağrılara meydan okuduğunu ve güneydeki kıyı kenti Tire yakınlarındaki köylere döndüğünü gösterdi.
Lübnan hükümetine göre, savaş yaklaşık 1,2 milyon insanı yerinden etti.
LÜBNANLILAR GERİ DÖNÜYOR
Ateşkes sonrası evlerini terk eden Lübnanlılar geri dönmeye başladı.
Ateşkes sonrası yüzlerce arabanın Güney Lübnan'a doğru ilerlediği görüldü.
Yerel yetkililere göre, Salı günü Lübnan'daki İsrail saldırılarında en az 42 kişi öldürüldü. Hizbullah da Salı günü İsrail'e roket atarak ülkenin kuzeyindeki hava saldırısı sirenlerini tetikledi. İsrail-Hizbullah ateşkesi, Hamas'ın Ekim ayında İsrail'e saldırısının tetiklediği bölge çapındaki huzursuzluğu sona erdirme yolundaki ilk büyük adımı işaret ediyor.
ATEŞKES SAATİNE KADAR SALDIRI
İsrail ordusu, İsrail ile Lübnan arasında varılan ateşkes antlaşması yürürlüğe girene kadar başta başkent Beyrut olmak üzere ülkenin çeşitli bölgelerine yönelik saldırılarını sürdürdü.
Lübnan resmi haber ajansı NNA, İsrail ordusunun Beyrut'un güneyine hava saldırıları düzenlediğini bildirirken, yerel basında da İsrail ordusunun ateşkes antlaşmasının yürürlüğe girdiği ana kadar ülkenin güneyine ve doğusuna yönelik hava saldırıları düzenlediği ifade edildi.
Ateşkes antlaşmasının yerel saatle 04.00 (Türkiye saati ile 05.00) itibarıyla yürürlüğe girmesinin ardından İsrail saldırılarının durduğu bildirildi.
Antlaşmanın yürürlüğe girmesiyle özellikle başkent Beyrut'un Dahiye bölgesinden ateşkesi kutlamak için havaya yoğun ateş açılırken, İsrail saldırılarının yerinden ettiği Lübnanlıların güneye doğru hareket etmeye başladığı aktarıldı.
Öte yandan İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, X hesabından yaptığı paylaşımla güney Lübnan sakinlerine uyarıda bulundu.
Adraee, "Ateşkes antlaşması yürürlüğe girmiştir ve şartlar uyarınca İsrail ordusu Güney Lübnan'daki mevzilerinde konuşlanmaya devam etmektedir." ifadesini kullandı.
İsrail ordusunun konuşlandığı bölgelere ilerlenmemesi uyarısında bulunan Adraee, yerinden edilen bölge halkının güvenliği için bölgeye hareket etmekten kaçınması gerektiğine işaret etti.
ABD Başkanı Joe Biden'ın Lübnan ile İsrail hükümetlerinin onaylamasının ardından duyurduğu ateşkes antlaşması yerel saatle 04.00 (Türkiye saati ile 05.00) itibarıyla yürürlüğe girmişti.
ATEŞKES ANTLAŞMASI YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
ABD Başkanı Joe Biden'ın Lübnan ile İsrail hükümetlerinin onaylamasının ardından duyurduğu ateşkes antlaşması yerel saatle 04.00 (Türkiye saati ile 05.00) itibarıyla yürürlüğe girdi.
ABD Başkanı Biden, Lübnan ile İsrail hükümetleri arasında ateşkes antlaşmasına varıldığını basın açıklamasıyla duyurdu.
Ateşkesin bugün yerel saatle 04.00'te yürürlüğe gireceğini açıklayan Biden, Lübnan Silahlı Kuvvetlerinin 60 gün içinde Lübnan'ın güney sınırına konuşlanarak bu bölgenin kontrolünü sağlayacağını belirtti.
Antlaşmanın, söz konusu bölgeden Hizbullah unsurlarının silahsızlandırılarak Litani Nehri'nin kuzeyine geçirilmesini öngördüğünü kaydeden Biden, 60 günlük süreç zarfında İsrail askerlerinin kademeli şekilde bölgeden geri çekileceğini söyledi.
Biden, bu süreçte Lübnan'da herhangi bir Amerikan askerinin görev almayacağını da kaydederek, ABD ve Fransa'nın öncülüğünde uzun süren diplomatik çabaların sayesinde anlaşmaya varıldığını vurguladı.
Başkan Biden ayrıca, ABD ve Fransa'nın başını çektiği bir uluslararası koalisyonun ateşkes antlaşmasının uygulanması konusunda destek vereceğini belirtti.
Biden, İsrail saldırıları sebebiyle yerinden edilen Lübnanlılar ile İsrail'in kuzeyindeki Yahudi yerleşimcilerin evlerine dönmesinin sağlanacağını da dile getirdi.
Ateşkesin yürürlüğe gireceğinin açıklanmasından önce basına yansıyan iddialara göre, İsrail ordusunun ve Hizbullah'ın çekildiği İsrail-Lübnan sınırından Litani Nehri'ne kadar olan bölgeye 5 bin ila 10 bin kadar Lübnan askeri konuşlandırılacak.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1701 sayılı kararına uygun olarak Lübnan'daki söz konusu grupların yeniden silahlanmasını önlemek için, Lübnan'a silah satışı veya Lübnan içinde silah üretimi Lübnan hükümeti tarafından denetlenecek.
Öte yandan basında yer alan diğer bir iddiaya göre, "ABD, Hizbullah'ın antlaşmayı ihlal ettiği tespit edilirse İsrail'e yeniden saldırma hakkı tanıyan ve antlaşma metninde olmayan bir taahhüdde bulundu."
İSRAİL'İN SALDIRILARINDA 29 KİŞİ ÖLDÜ
İsrail ordusunun, dün Lübnan'ın güneyi ve doğusundaki farklı bölgelerine düzenlediği onlarca yoğun hava saldırısında 29 kişi hayatını kaybetti, 72 kişi yaralandı.
İsrail, ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden saatler önce, başkent Beyrut'un merkezi ve güney banliyöleri de dahil olmak üzere Lübnan'a yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırdı.
Lübnan resmi ajansı NNA ve Lübnan Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamalarda, İsraill'in, ülkenin güneydeki Bint Cubeyl ilçesi, Sur şehrinin Raşidiye bölgesi ve Sayda ilçesine bağlı Sarafand kasabası ile ülkenin doğusundaki Baalbek-Hirmil Valiliği'ne bağlı Baalbek ve Hirmil ilçeleri ile Bekaa Valiliği'ne bağlı Zahle ve Batı Bekaa ilçelerine yönelik yoğun hava saldırıları düzenlediği belirtildi.
Açıklamalarda, söz konusu hava saldırılarında 29 kişinin yaşamını yitirdiği, 72 kişinin yaralandığı ifade edildi.
ABD Başkanı Joe Biden, Lübnan ile İsrail hükümetleri arasında ateşkes anlaşmasına varıldığını ve ateşkesin yerel saatle 04.00'te yürürlüğe gireceğini açıklamıştı.
HİZBULLAH'IN SINIR BÖLGESİNDEN ÇEKİLMESİNİ ÖNGÖRÜYOR
İsrail kabinesinin dün akşam saatlerinde onayladığı ateşkes antlaşmasına göre, İsrail ordusu Lübnan topraklarından, Hizbullah ise sınır bölgelerinden 60 gün içerisinde kademeli olarak çekilecek.
İsrail ile Lübnan arasında yerel saat ile 04.00'te (Türkiye saati ile 05.00) yürürlüğe girecek olan ateşkes antlaşmasının içeriği açıklanmamasına karşın, ABD Başkanı Joe Biden'ın konuya ilişkin yaptığı açıklama ve basındaki bazı iddialar bazı ipuçları verdi.
ABD Başkanı Biden'ın açıklamasına göre, İsrail ile Lübnan arasında varılan ateşkes antlaşmasıyla İsrail ordusunun 60 gün içinde Lübnan'ın güneyinden kademeli olarak çekilmesi, Hizbullah unsurlarının ise silahsızlandırılarak Litani Nehri'nin kuzeyine geçmesi öngörülüyor.
Eş zamanlı olarak İsrail saldırıları sebebiyle yerinden edilen Lübnanlılar ile İsrail'in kuzeyindeki Yahudi yerleşimcilerin evlerine dönmesi sağlanacak.
Böylece Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) haricinde Lübnan ile İsrail sınırındaki Mavi Hat'ta tek silahlı unsur Lübnan ordusu olacak.
ABD ve Fransa'nın başını çektiği bir uluslararası koalisyon ateşkes antlaşmasının gereklerinin uygulanması konusunda destek verecek fakat ABD Lübnan'da asker konuşlandırmayacak.
Ateşkesin yürürlüğe gireceğinin açıklanmasından önce basına yansıyan iddialara göre, İsrail ordusunun ve Hizbullah'ın çekildiği İsrail-Lübnan sınırından Litani Nehri'ne kadar olan bölgeye 5 bin ila 10 bin kadar Lübnan askeri konuşlandırılacak.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1701 sayılı kararına uygun olarak Lübnan'daki söz konusu grupların yeniden silahlanmasını önlemek için, Lübnan'a herhangi bir silah satışı veya Lübnan içinde silah üretimi Lübnan hükümeti tarafından denetlenecek.
Öte yandan basında yer alan diğer bir iddiaya göre, "ABD, Hizbullah'ın antlaşmayı ihlal ettiği tespit edilirse İsrail'e yeniden saldırma hakkı tanıyan ve antlaşma metninde olmayan bir taahhütte bulundu."
GUTERRES ATEŞKESİ MEMNUNİYETLE KARŞILADI
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, İsrail ve Lübnan arasında sağlanan ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşıladığını bildirdi.
BM Sözcülük Ofisi'nden Guterres'in gelişmeye ilişkin tepkisine dair yazılı açıklama yapıldı.
Anlaşmanın şiddete ve iki ülke halkının yaşadığı acı ve yıkıma son vereceğini umduğunu ifade eden Guterres, taraflara anlaşmaya uyma ve tam olarak yükümlülüklerini yerine getirme çağrısında bulundu.
Guterres, anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını belirterek, taraflara acilen BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararını uygulama çağrısı yaptı.
BM Genel Sekreteri, Lübnan'daki BM Geçici Gücü (UNIFIL) ve BM'nin Lübnan Özel Koordinatörlüğü'nün anlaşmanın uygulamasını desteklemeye hazır olduğuna dikkati çekti.
ABD Başkanı Joe Biden, Lübnan ile İsrail hükümetleri arasında ateşkes anlaşmasına varıldığını ve ateşkesin yerel saatle 04.00'te yürürlüğe gireceğini açıklamıştı.
DSÖ ATEŞKES ANLAŞMASINI MEMNUNİYETLE KARŞILADI
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Lübnan'daki ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşıladıklarını bildirdi.
Ghebreyesus, İsrail ile Lübnan hükümetleri arasında varılan ateşkes anlaşmasına ilişkin X'ten paylaşımda bulundu.
DSÖ'nün, son dönemdeki çatışmaların artmasının sağlık sistemi için özellikle yıkıcı olması nedeniyle Lübnan'daki ateşkes anlaşmasını memnuniyetle karşıladığını kaydeden Ghebreyesus, "Bunun derhal uygulanmasını ve Lübnan'da kalıcı bir barışa dönüşmesini, Gazze'ye ve bölge genelinde barışı sağlamak için acil eylem tetiklemesini umuyoruz." ifadelerini kullandı.
Ghebreyesus, "Gazze'deki siviller çok acı çekiyor ve çok geç olmadan hayat kurtaran bir ateşkese, geniş çaplı insani yardıma ve barışa ihtiyaçları var. En iyi ilaç barıştır." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden, Lübnan ile İsrail hükümetleri arasında ateşkes anlaşmasına varıldığını ve ateşkesin yerel saatle 04.00'te yürürlüğe gireceğini açıklamıştı.
MACRON ATEŞKESİ MEMNUNİYETLE KARŞILADIĞINI BELİRTTİ
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İsrail ve Lübnan arasında varılan ateşkesi memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Macron, İsrail ve Lübnan arasında duyurulan ateşkese ilişkin X hesabından video mesaj yayınladı.
Bu iki ülke arasında varılan ateşkesi memnuniyetle karşıladığını söyleyen Macron, ABD ile yakın işbirliği içinde aylardır İsrail ve Lübnan makamları nezdinde sarf edilen çabaların neticesinde bu ateşkese varıldığını ifade etti.
Macron, "Lübnanlıların ve İsraillilerin güvenliğinin yeniden sağlanması, iki ülkenin yerinden edilen insanlarının evlerine geri dönebilmesi ve Lübnan'ın egemenliğinin yeniden tesis edilmesi için bu ateşkese uzun vadede saygı gösterilmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 1701 sayılı kararın bölgede kalıcı ateşkesin koşullarından olduğuna işaret eden Macron, ülkesinin, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) ile bu ateşkesin uygulanması için elinden geleni yapacağını kaydetti.
Macron, Fransa'nın, bu ateşkesin uygulanması için ayrıca, Lübnan ordusunun gücünün ülkenin güneyinde artırmasına destek vereceğini belirterek, "Birkaç saat önce imzalanan bu anlaşma, Lübnan için yeni bir sayfa açmalı. Çatışmaların sona ermesi, Lübnanlılara, ortaklarının desteğiyle ülkelerinin kalıcı olarak kalkınması için bir fırsat sunuyor." diye konuştu.
Fransa Cumhurbaşkanı, Lübnan'ın egemenliğinin yeniden sağlanması için, Lübnanlıları birleştirebilecek bir Lübnan cumhurbaşkanının derhal seçilmesi gerektiğini savundu.
Macron, bölgede sağlanan ateşkesin İsrail ve vatandaşları için önemli olduğunu vurgulayarak, "Bu ateşkes, savaşın tüm şiddetiyle Gazze'de devam ettiğini bize unutturmamalı" dedi.
Fransa'nın, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının sona ermesi, esirlerin serbest bırakılması ve bölgeye insani yardımın ulaştırılması için çabalamayı sürdüreceğini ifade eden Macron, bölgede adil ve kalıcı siyasi çözümün iki devletin kurulmasından geçtiğini savundu.
Macron, İsrail-Lübnan arasındaki ateşkesi kastederek, "Bu anlaşma Gazze halkının tarifsiz acıları karşısında çok uzun zamandır beklenen ateşkese de bir yol açmalı." ifadelerini kullandı.
KATİLDEN BİBİ'DEN BIDEN'A TEŞEKKÜR
İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan sosyal medya paylaşımında, Başbakan Netanyahu ile ABD Başkanı Biden'ın ateşkes anlaşması üzerine görüştüğü duyuruldu.
Paylaşımda, Netanyahu'nun "Lübnan'da ateşkes anlaşmasının sağlanmasında ABD'nin katkısı" ve "İsrail'in anlaşmanın uygulanmasında hareket serbestisini koruması yönündeki anlayışı için" Biden'a teşekkür ettiği belirtildi.
"TÜRKİYE, KATAR VE MISIR İLE ÇALIŞACAĞIZ"
ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in ateşkes talebi sonrası Beyaz Saray'da açıklama yapıyor. Biden, "İsrail ve Lübnan ateşkese onay verdi. Siviller artık hayatlarına dönebilecek. İsrail Kabinesi ateşkesi 10'a karşı 1 oyla kabul etti. Gazze'de ateşkeste Türkiye, Katar ve Mısır ile çalışacağız." dedi. Biden ayrıca ateşkesin yarın yerel saatle 04.00'te yürürlüğe gireceğini açıkladı. Türkiye saati ile 05.00'da anlaşma yürülüğe girecek.
İSRAİL'DE SİRENLER ÇALIYOR: HİZBULLAH VURDU
İsrail'de sirenler çalıyor. Ateşkes öncesi Hizbullah Hayfa'yı hedef aldı. Hayfa roketle vuruldu.
SAAT BELLİ OLDU
İsrail basını, İsrail kabinesinin Lübnan'da ateşkesi onayladığını ve ateşkesin yarın yerel saatle 10'00'da yürürlüğe gireceğini duyurdu.
"HİZBULLAH ANLAŞMAYI BOZARSA VURURUZ"
Ateşkes kararı sonrası katil Netanyahu, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını güvenlik kabinesinin onayına sunacağını söyledi.
Netanyahu: Gazze'de kalan rehineleri geri getirmeye hazırız. Hizbullah anlaşmayı bozarsa vururuz. Kuzeyde yaşayan tüm vatandaşlarımız evine dönecek. Hamas’ı yok etmekte kararlıyız. İran tehdidine odaklanmak, ordumuzu yeniden güçlendirmek ve Hamas’ı izole etmek için ateşkesi kabuk ettik. Anlaşma İran tehdidine odaklanacağımız anlamına geliyor. Bu savaşta hedeflerimizin çoğunu gerçekleştirmeyi başardık.
İSRAİL KABİNESİ, LÜBNAN İLE ATEŞKESİ ONAYLADI
Reuters'da yer alan habere göre, İsrail Kabinesi, Lübnan ile olan ateşkes anlaşmasını onayladı.
BLİNKEN DUYURDU: SON AŞAMAYA GELİNDİ
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Lübnan'da ateşkes anlaşmasının son aşamasına gelindiğini belirterek "Ateşkesin, Lübnan ve İsrail üzerinde olumlu etkileri olacak. Gazze'de savaş sonrası için bir plan yapılmalı. Halk Hamas'sız bir yaşam sürdürmeli." dedi.
LÜBNAN'DAN İSRAİL'E SALDIRI!
Lübnan'ın güneyinden İsrail'in kuzeyine bir dizi roket atıldı. Atılan roketler, İsrail’in kuzeyinde, Lübnan sınırına yakın bir noktadan görüntülenirken, roketlerin bir kısmı, İsrail hava savunma sistemi 'demir kubbe' tarafından imha edildi.
İSRAİL ATEŞKES İÇİN SAAT VERDİ!
Kanal 12'de yer alan haberde, adı açıklanmayan üst düzey yetkililer, Lübnan'da olası ateşkesin bu akşam açıklanacağını belirtti.
Söz konusu ateşkesin yarın sabah yürürlüğe gireceği ifade edildi. Öte yandan Lübnan'ın El-Cedid televizyonu, olası ateşkesin Türkiye saatiyle 23.00’te ABD ve Fransa'nın yapacağı ortak açıklamayla duyurulacağını paylaştı.
ATEŞKES ÇOK YAKIN
ABD Başkanı Joe Biden'ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein, Lübnan'da ateşkese varılmasına yönelik müzakereler kapsamında geçen hafta Beyrut ve İsrail'i ziyaret etmişti.
Biden'ın Danışmanı Hochstein, 20 Kasım'da Beyrut'ta yaptığı açıklamada ateşkes müzakerelerinde ilerleme kaydedildiğini belirtmişti. Soykırımcı İsrail'in Washington Büyükelçisi Michael Herzog, Lübnan'da Tel Aviv ile Hizbullah arasında ateşkese varılmasına "yakın olduklarını" belirtmişti.
NETANYAHU VE YANCILARI SUÇLU BULUNDU!
İsrail’de sivil bir komisyon, 7 Ekim’deki başarısızlıktan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hükümet, savunma ve istihbarat birimlerinin sorumlu olduğunu açıkladı.
The Times of Israel gazetesinin haberinde, Bağımsız Sivil Soruşturma Komisyonunun "7 Ekim'deki başarısızlığa" dair son 4 ayda yaptığı araştırma ve tanık ifadelerine ilişkin açıklamasına yer verildi.
İsrail istihbarat teşkilatlarına “güvenilir ve etkili mekanizmalar geliştirme” çağrısında bulunulan açıklamada, hükümet, ordu ve istihbarat, 7 Ekim’deki başarısızlıkta hazırlıksız olmakla eleştirildi. Açıklamada, İsrail siyasi liderliğinin “kibir ve körlükle” hareket ettiği ve doğrudan Netanyahu’nun suçlu olduğu belirtilerek, üst düzey komutanların tekrarlanan uyarılarının ciddi tartışmalara yol açmadığı, başbakan ve askeri yetkililer arasındaki kötü ilişkiler ile ordu ve polis arasındaki koordinasyon eksikliğine dikkat çekildi.
“İsrailli liderler ulusal güvenliğin çöktüğünü, artık uygun olmadığını kabul etmeli ve ulusal güvenlik güncellenmeli." ifadelerine yer verilen açıklamada, Netanyahu'nun kabine üyelerinin "7 Ekim'de hükümet sisteminin çökmesinden doğrudan sorumlu olduğu” vurgulandı.
LÜBNAN'DAN ATILAN FÜZE TEL AVİV'DE BİR EVE İSABET ETTİ
Lübnan'dan atılan bir füze İsrail'in başkenti Tel Aviv'de bir eve isabet etti. Saldırı sonucu hedef alınan bölgede yangın çıktı, yaralananlar hastaneye kaldırıldı.
LÜBNAN BU AKŞAM ATEŞKES OLMASINI UMUYOR
Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib, İsrail saldırısı altındaki ülkesinde bu akşamdan itibaren ateşkesin başlamasını umduğunu söyledi.
Buhabib, merkezi İtalya'da bulunan düşünce kuruluşu Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsünün (ISPI) İtalya Dışişleri Bakanlığının katkılarıyla bu yıl 10'uncusunu düzenlediği "MED Akdeniz Diyalog Forumu"nda "Barış için Diyalog" oturumunda konuştu.
"HERKES İSRAİL'İ BEKLİYOR"
Lübnan Dışişleri Bakanı Buhabib, İsrail saldırılarının 60 gündür yoğun şekilde devam ettiğini ve ateşkesten yana olduklarını belirterek, "Umuyorum ki bu akşam ateşkese sahip olabiliriz. Herkes, İsrail'in ateşkesi kabul etmesini bekliyor." dedi.
Buhabib ayrıca "Güney Lübnan'daki tek otorite Lübnan hükümeti olmalıdır. Bunu başarmak için, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) ile Lübnan ordusu arasında işbirliğini teşvik etmek hayati önem taşımaktadır." diye konuştu.
Bu konuşmasından sonra İtalyan Rainews24 kanalına verdiği demeçte forumdaki konuşmasına değinen Buhabib, ateşkes için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu işaret etti ve "Evet, bunu söyledim ama nihai karar İsrail kabinesinindir ve her şeyden önce Başbakan Netanyahu'nundur." ifadesini kullandı.
CANLI YAYINDA BEYRUT'A BOMBARDIMAN
Lübnan resmi haber ajansı NNA'da yer alan habere göre, İsrail'e ait savaş uçakları, güneydeki Nebatiye iline bağlı köy ve kasabaları bombaladı.
BOMBARDIMAN ANLARI A HABER CANLI YAYININDA
İsrail'in ateşkesin gölgesinde Beyrut'taki katliamı A Haber canlı yayınında aktarıldı.
ÇOK SAYIDA ÖLÜ VE YARALI VAR
Saldırılarda 8 kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı. İsrail ordusunun Sayda kentine düzenlediği saldırıda ise 1 kişi öldü, 7 kişi yaralandı.
Lübnan'ın doğusundaki Baalbek-Hermel'deki Nebi Şit beldesine düzenlenen İsrail saldırısında ise 4 kişinin öldüğü aktarıldı.
İSRAİLLİ YETKİLİLER ATEŞKESE KARŞI
İsrail Güvenlik Kabinesi'nin Hizbullah ile ateşkes anlaşmasını ele almak üzere bugün toplanması beklenirken, İsrailli siyasiler ve Lübnan sınırındaki yerleşim yerlerinin belediye başkanları anlaşmaya karşı çıkıyor.
The Times of Israel gazetesinin haberinde, İsrail Güvenlik Kabinesi'nin bugün akşam saatlerinde Hizbullah ile ateşkes anlaşmasını görüşmek üzere bir araya geleceği belirtildi.
Kanal 12 televizyonunun haberinde ise ateşkes metninin pazartesi günü netleştirildiği, kabine toplantısından önce anlaşmanın bozulması için "şiddetli bir şey olması gerektiği" yorumuna yer verildi.
İsrail basınında Hizbullah ile ateşkes anlaşmasının netleştirildiğine ilişkin haberlere rağmen, İsrailli siyasiler ve kuzeydeki belediye başkanları anlaşmaya tepki gösterdi.
Başbakan Binyamin Netanyahu'nun partisi Likud üyesi ve Güvenlik Kabinesi üyesi Avi Dichter, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Hizbullah ile ateşkes konusunda karar vermek için yeterli detayları bilmediğini belirterek, ateşkesi "BMGK'nin 1701 sayılı kararının aynısı olması halinde" desteklemeyeceğini kaydetti.
ATEŞKESE "TESLİM OLMA" YORUMU
İsrail'in kuzeyinde Lübnan sınırında yer alan Metula yerleşim birimi Belediye Başkanı David Azoulay, Kanal 12 televizyonuna yaptığı açıklamada, Hizbullah ile ateşkes anlaşmasının "teslim olma anlaşması" olduğunu savundu.
Lübnan sınırındaki Kiryat Shmona yerleşim birimi Belediye Başkanı Avichai Stern de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Hizbullah ile ateşkes anlaşmasının "kuzeyde 7 Ekim saldırısının tekrarını hızlandırdığı ve bunun olamayacağını" öne sürdü.
Stern, ateşkes anlaşmasını eleştirerek, “Tam zaferden tam teslimiyete nasıl geçtiğimizi anlamıyorum." ifadelerine yer verdi. Muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz da Netanyahu’ya Hizbullah ile ateşkes anlaşmasını kamuoyuyla paylaşması çağrısında bulundu.
İsrail muhalefetindeki Evimiz İsrail Partisi lideri Avigdor Liberman da anlaşmaya karşı çıkarak, “Lübnan ile yapılan anlaşmanın İsrail açısından korkunç olduğunu” savundu.