CANLI | Hamas'tan esir takasına erteleme! Trump'ın ardından Netanyahu'dan da açık tehdit: Ateşkes sona erecek

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Filistin'de barış çağrısında bulunarak saldırıların son bulmasını istedi.

Ülkesindeki özel bir televizyon kanalında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Maduro, "Adaletsizliği bırakın. Eski ve yeni sömürgecilik anlayışına son verin; var olma ve gelişme hakkı üstün gelsin. Artık 21. yüzyıldayız, tehditlerin, camilere ve evlere bomba yağdırmanın zamanı değil." ifadelerini kullandı.

Maduro, isim vermeden İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını kınayarak, başta Gazze olmak üzere Filistin'in tamamında barışın sağlanması gerektiğini vurguladı.

Simon Bolivar Kurtarıcı Yasası çalışmalarına da değinen Maduro, şunları söyledi:

"Bu ülke, seçimlerin Venezuela'nın ihtiyaç duyduğu sükuneti bozmak için kullanılmasına izin vermemelidir. Venezuela, inşa ettiği gibi gerçekten sağlam ve güçlü bir demokraside ilerlemeye devam etmelidir. Seçimlere katılmak isteyen herkes anayasaya sadık kalmak zorundadır. Kim seçimlere girerse girsin, halka bağlı kalmak zorundadır."

Maduro, Türkiye ile ilişkilerine de değinerek iki ticaret fuarı düzenleyeceklerini, Venezuela'nın ihracat kapasitesini artırmak için yüzlerce Venezuelalı iş insanının katılımıyla hazırlıklar yapıldığını kaydetti.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD olarak "Hamas'ın bir daha Gazze'yi asla yönetmemesi gerektiğini" düşündüklerini belirtti.

ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed Bin Zayed Al Nahyan'la bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Rubio, BAE Devlet Başkanı Al Nahyan'la görüşmesinde Gazze'deki son durumu ve ateşkesle ilgili güncel gelişmeleri ele aldı.

Rubio, görüşmede, ABD yönetimi olarak "Hamas'ın Gazze'yi bir daha asla yönetmemesi ve İsrail'i tehdit etmemesi gerektiğini" düşündüklerini kaydetti.

ABD Dışişleri Bakanı, bu hafta Gazze'deki kırılgan ateşkesin ortasında diplomatik çabaların bir parçası olarak BAE, İsrail ve Suudi Arabistan'da planlanan duraklarla Orta Doğu'yu ziyaret edecek.

ABD Başkanı Donald Trump, Gazze'deki tüm esirlerin cumartesi günü saat 12.00'ye kadar serbest bırakılmaması halinde ateşkesin iptal edilmesi gerektiğini belirtmiş ve "sonra kıyamet kopsun" ifadesini kullanmıştı.

Mısır'ın Kuzey Sina Valisi Halid Mucavir, Türkiye'nin Gazze Şeridi'ne yardım etme ve Filistin davasına destek olma konusunda oynadığı önemli rolden övgüyle söz etti.

Kuzey Sina Valisi Mucavir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, Hamas ile İsrail arasında varılan ateşkes ve esir takası anlaşmasının ardından Gazze'ye insani yardım gemisi gönderen "ilk ülke" olduğunu söyledi.

Gazze'ye her türlü insani yardımın ulaştırılmasında Türkiye'nin rolünün çok belirgin ve açık olduğunu, birkaç gün önce gelen bir Türk yardım gemisini Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi ile birlikte limanda karşıladıklarını aktaran Mucavir, gemide bulunan yardımların tamamının Gazze Şeridi'ne girdiğine işaret etti.

Gazze'ye yardım taşıyan yeni bir Türk gemisinin El-Ariş Limanı'na ulaştığını dile getiren Mucavir, yükünü boşaltmadan önce limana gidip gemiyi karşılayacağını belirtti.

Türkiye'nin, Filistin davasına siyasi olarak destek vermeye devam ettiğini dile getiren Mucavir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Filistin davasını destekleyen son açıklamalarından övgüyle söz etti.

Kahire'nin Filistin davasına destek çabalarına da değinen Mucavir, Mısır'ın 1948'den bu yana Filistin davasına destek verdiğini ve Gazze'de ateşkes anlaşmasına varılması için büyük çaba sarf ettiğini söyledi.

Mucavir, Mısır'ın, Gazze'deki Filistinlilerin yerlerinden edilmesi planına ve Filistin davasını tasfiye etme girişimlerine şiddetle karşı çıkan ülkeler arasında yer aldığına dikkati çekti.

Vali Mucavir, siyasi çaba ve siyasi mücadelenin devam ettiğini, ancak şu an, anlaşmanın şartlarının tamamlanmasına ve Filistin davasına gerçek bir çözüm bulunmasına odaklanıldığını dile getirdi.

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), 9 Şubat'ta yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 15. Gazze İyilik Gemisi'nin Mısır El-Ariş Limanı'na ulaştığını duyurmuştu.

Açıklamada, sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle hazırlanan, 1956 ton insani yardım malzemesi taşıyan 15. İyilik Gemisi ile Gazzelilerin yaralarının sarıldığı belirtilerek, bugüne kadar 15 gemi ve 14 uçak seferi, yerelden temin ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) işbirliğiyle Gazze'ye gönderilen insani yardım malzemelerinin toplamının 96 bin 131 tona ulaştığı bilgisi paylaşılmıştı.

İsrail ordusu tarafından alıkonulan Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Kemal Advan Hastanesi Müdürü Dr. Hüsam Ebu Safiyye'nin sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi.

Ebu Safiyye'nin ismi açıklanmayan oğlu tarafından yapılan yazılı açıklamada, El-Mizan İnsan Hakları Merkezi avukatlarından Muhammed Cebbarin'in Ebu Safiyye'yi hapishanede ziyaretinin ardından, kendilerine ziyaretin detayları hakkında bilgi verildiği belirtildi.

Açıklamada, Ebu Safiyye'nin alıkonulmasının ilk günlerinde İsrail ordusu tarafından ağır kötü muameleye ve işkenceye maruz bırakıldığı, 24 gün boyunca hücre hapsinde tutulduğu ve daha sonra Ofer Hapishanesi'ne nakledildiği aktarıldı.

Kronik yüksek tansiyon ve kalp kası büyümesi şikayeti olan Ebu Safiyye'nin şu anda tedavi gördüğü ve sağlık durumunun iyi olduğu ifade edilen açıklamada, ancak günde sadece bir öğün yemek verildiği, bunun da yetmediği ve yiyeceklerin çok kötü olduğu kaydedildi.

Ebu Safiyye'nin adli dosyasına da değinilen açıklamada, adli dosyasının temiz olduğu ve hakkında hiçbir iddianame bulunmadığı, kendisine atfedilen tüm suçlamaların delil yetersizliğinden dolayı reddedildiği belirtildi.

Açıklamada, Ebu Safiyye'nin tüm dünyaya, "kendisinin ve tüm hastanelerdeki tutuklu sağlık personelinin serbest bırakılması, korunmaları, haklarının sağlanması, bakım ve ilgi gösterilmesi ve en kısa zamanda serbest bırakılmaları için" yardım çağrısında bulunduğu aktarıldı.

Ebu Safiyye'nin alıkonulması olayıyla ilgilenen herkese teşekkür edilen açıklamada, yardım edebilecek herkese, Ebu Safiyye'ye uygun gıda ve ilaç temin edilmesi ve ayrıca onun en kısa sürede serbest bırakılması için İsrail'e baskı yapmaları çağrısında bulunuldu.

Gazze Şeridi'nde esir tutulan bir İsraillinin kardeşi olan Dany Elgart, ABD Başkanı Donald Trump'ın Hamas'ı değil, ateşkes ve esir değişimi anlaşmasını ihlal eden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu "kıyametle" tehdit etmesi gerektiğini belirtti.

Gazze Şeridi'ndeki İsrailli esirlerden İtzik'in kardeşi Elgart, İsrail Meclisi Anayasa Komitesi toplantısında konuşma yaptı.

Konuşmasında, Trump'ın Gazze'deki tüm esirlerin cumartesi günü öğle vaktine kadar serbest bırakılmaması halinde ateşkesin iptal edilmesi gerektiğini söyleyerek, "Sonra kıyamet kopsun" ifadesini kullanmasını eleştiren Elgart, "Trump'ın Hamas yerine, Netanyahu'ya kıyamet tehdidinde bulunmasını öneririm." dedi.

İsrailli esirin kardeşinin bu sözlerinin ardından Netanyahu'nun partisi Likud Milletvekili Tali Gottlieb, önündeki masaya vurarak "bu kadar yeter" dedi.

Likud Milletvekili Moshe Saada ise "Bir sınır var, utanmalısın! Hamas yerine, başbakan için kıyamet istediğini söyleyemezsin. Sana konuşma izni vermeyeceğiz." ifadesini kullandı.

İsrail'in "Walla" haber sitesine verdiği röportajda da Elgart "Bibi (Netanyahu), ABD'den Trump'ın boş vizyonlarından ve lüks otellerdeki yolsuzluk yemeklerinden büyük bir mutlulukla döndü ve tüm gücüyle öldürülen esirleri geri getirmeye çalışıyor." demişti.

Elgart, "tüm şartları yerine getiren Hamas'a karşı anlaşmayı ihlal etmesinin İsrail için savaş suçu anlamına geleceğini" söylemişti.

Filistin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden (BMGK), Tel Aviv yönetiminin işgal altındaki Batı Şeria'da gasbedilen topraklar üzerindeki yasa dışı yerleşim yerleri faaliyetlerini durdurmaya zorlamak için İsrail'e müdahale etmesini isteyerek, Kudüs'ün Filistin'den tecrit edilmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, konuya ilişkin bilgi verildi.

Bakanlığın açıklamasında, BMGK'dan acziyet halini aşması; işgalci güç olarak İsrail'i Batı Şeria'daki saldırılarını ve gasbedilen topraklar üzerindeki yasa dışı yerleşim faaliyetlerini durdurmaya zorlamak için ivedilikle harekete geçmesi talep edildi.

Uluslararası Adalet Divanı'nın istişari görüşünde belirtilenlere göre İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalinin sona ermesini garanti eden uluslararası meşruiyet kararlarının uygulanması için gerekenin yapılması çağrısı yapılan açıklamada, İsrail'in artan saldırıları ve bunun neticesinde bölgeyi hedef alan uzun vadeli tehditlerin durdurulamamasından uluslararası toplum sorumlu tutuldu.

Başta Filistin'de gasbedilen topraklar üzerindeki yasa dışı yerleşimi derinleştirme ve genişletme suçu olmak üzere İsrail'in tek taraflı ve yasa dışı faaliyetlerinin şiddetle kınandığı açıklamada, İsrail'in Beytüllahim'de yaklaşık 720 dönüm araziye el koymasının yanı sıra gelişigüzel yerleşim karakolları kurulduğuna, yerleşim yerlerini de birbirine bağlamak için büyük meblağlar tahsis edildiğine dikkati çekildi.

Açıklamada ayrıca "Kudüs'ün Filistin çevresinden izole edilmeye çalışıldığı ve işgal altındaki Batı Şeria'nın 800'den fazla askeri kontrol noktası ve demir kapıyla parçalara ayrıldığı" konusunda uyarıda bulunuldu.

İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği 5 beldede bulunan evlere saldırılar düzenledi.

Lübnan resmi haber ajansı NNA, ülkenin güneyindeki Blida, Merkebe, Tallusa, Yarun ve Aytarun beldelerindeki evlere İsrail güçlerinin saldırdığını bildirdi.

İsrail askerlerinin Blida'daki evlere bombalı saldırılar düzenlediği, Merkebe ve Tallusa'da evleri yaktığı aktarılırken, Yarun ve Aytarun'da çok sayıda evin ve altyapının hedef alındığı saldırılar kaydedildi.

Saldırılarda, Lübnan ve İsrail arasında yapılan anlaşma beş kez daha ihlal edilirken, resmi açıklamalara göre toplam ihlal sayısı 914'ü buldu.

Lübnan ile İsrail arasında 27 Kasım 2024'te ateşkese varılmıştı. Bu ateşkes kapsamında İsrail ordusunun 60 gün içinde Lübnan'ın güneyinde işgal ettiği noktalardan çekilmesi gerekiyordu. Ancak İsrail, Lübnan ordusunun ülkenin güneyine "tam olarak yerleşmediğini" ileri sürerek işgal süresini 18 Şubat'a kadar uzatmıştı.

Lübnan Sağlık Bakanlığının açıklamalarına göre, ateşkesin sağlanmasının ardından İsrail ordusunun saldırılarında 75 kişi hayatını kaybetti, 267 kişi yaralandı.

İsrail ordusu, çekildiği yerlerde konutlar ve tarım arazileri dahil büyük çapta yıkıma neden oluyor.

 Mısır Savunma Bakanı Abdulmecid Sakr, "silahlı kuvvetlerin çeşitli koşullar altında kendilerine verilen görev ve sorumlulukları yerine getirebilmesi için Üçüncü Saha Ordusu mensuplarının savaşa hazırlık düzeylerini en üst düzeyde sürdürmelerini" istedi.

Mısır Ordu Sözcüsü Albay Garib Abdulhafız tarafından yapılan açıklamada, Üçüncü Saha Ordusu Seferberlik Komuta Merkezleri Projesi'nin ana aşamasına Mısır Savunma Bakanı Sakr ve Mısır Genelkurmay Başkanı Korgeneral Ahmed Fethi İbrahim Halife'nin yanı sıra çok sayıda komutanın katıldığı belirtildi.

Silahlı kuvvetlerin oluşumları ve birimleri için savaş eğitim planı çerçevesinde gerçekleştirilen ana aşamanın birkaç gün sürdüğü aktarılan açıklamada, tatbikatın yeri ve süresine ilişkin net bilgi verilmedi.

SAVUNMA BAKANINDAN AÇIKLAMA

Açıklamada, Mısır Savunma Bakanı Sakr'ın projenin ana aşamasını takip ettiği ve bu sırada "Üçüncü Saha Ordusu mensuplarına savaşa hazırlık düzeylerini en üst düzeyde sürdürmeleri" talimatı verdiği kaydedildi.

Sakr'ın proje kapsamında görev alan bazı katılımcılarla, görevlerini yerine getirme yöntemleri ve operasyon yönetimi sırasında karşılaşılabilecek ani durumlarla başa çıkmak için en uygun kararları nasıl alabilecekleri konusunda görüştüğü belirtildi.

Mısır Savunma Bakanının görüşmede "Üçüncü Sahra Ordusu mensuplarının en yüksek düzeyde savaş hazırlığını korumaları gerektiğini, böylece silahlı kuvvetlerin her türlü koşulda kendilerine verilen görev ve sorumlulukları yerine getirebilecek kapasitede olacağını" vurguladığı aktarıldı.

Mısır Üçüncü Saha Ordusu'nun en önemli görevleri arasında ülkenin Sina Yarımadası ve Gazze Şeridi sınır hattının güvenliği yer alıyor.
 

Hamas, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazzelilerin yerinden edilmesi ve ateşkes anlaşmasına ilişkin açıklamalarına yanıt verdi. Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, Trump’ın yeniden yapılandırma bahanesiyle Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılmasına ilişkin sözlerinin "kabul edilemez" olduğu vurgulanarak, "Trump'ın ırkçı açıklamaları Filistin davasını tasfiye etmeyi ve halkımızın ulusal haklarını inkâr etmeyi amaçlayan bir etnik temizlik çağrısıdır" denildi. Filistinlileri Gazze’den sürme planının Filistin, Arap ve İslam dünyasının muhalefetiyle karşılaşacağı ve başarılı olamayacağı ifade edilen açıklamada, "Gazze’deki bombardıman ve saldırganlık karşısında dimdik duran yüce halkımız, topraklarında kalmaya devam edecek ve tüm yerinden etme ve zorla sürgün planlarını boşa çıkaracaktır" ifadelerine yer verildi.

"ATEŞKESE BAĞLI KALMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
İşgal, saldırganlık ve katliamlarla başarılamayan şeyin tasfiye ve yerinden etme planlarıyla da başarılamayacağı vurgulanan açıklamada, "Hamas, işgalciler ateşkese uyduğu sürece ateşkes anlaşmasına bağlı kalmaya devam edecektir. Bu anlaşma, arabulucular Mısır, Katar ve ABD tarafından desteklenmiş, garanti altına alınmış ve uluslararası toplum tarafından anlaşmaya şahitlik edilmiştir" hatırlatmasında bulunuldu. Taahhütlerine uymayan tarafın işgalciler olduğu ifade edilen açıklamada, "Her türlü sorun ve gecikmeden işgalcilerin sorumlu olduğunu bir kez daha yineliyoruz" ifadeleri kullanıldı.

TRUMP TEPKİ ÇEKEN AÇIKLAMALARDA BULUNMUŞTU

Daha önce Gazze’deki Filistinlilerin başka ülkelere gönderilmesini önererek tepki çeken ABD Başkanı Donald Trump, son olarak Ürdün Kralı II. Abdullah ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşme öncesinde Gazze hakkında açıklamalarda bulunmuştu. "Gazze’yi elimizde tutacak ve yöneteceğiz" diyen Trump, "ABD’nin bu toprak parçasını kontrol etmesiyle birlikte Orta Doğu'da ilk kez istikrar sağlanabilir. Filistinliler ya da şu anda Gazze'de yaşayan insanlar başka bir yerde güzel bir şekilde yaşıyor olacaklar" ifadelerini kullanmıştı.

ABD Başkanı Donald Trump, Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüşmesinde, Gazze'yi "ABD'nin yetkisi altına" alacaklarını kaydederek, "Gazze'yi devralacağız ve orayı elimizde tutacağız." dedi.

ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray'da ağırladığı Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüşmesinden önce Oval Ofis'te basın mensuplarına Gazze'yi değerlendirdi. Gazze'deki Filistinlilerin Mısır ve Ürdün gibi komşu ülkelere gönderilmesine yönelik planını hatırlatan Trump, Gazze'nin yaşanabilir bir alan olmadığını ve yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirtti.

GAZZE'YE "EMLAK" NİTELEMESİ!

ABD'nin Gazze'yi satın alıp almayacağına ilişkin değerlendirmeler yapan Trump, "Orada satın alınacak bir şey yok. Orayı devralacağız ve elimizde tutacağız. Eninde sonunda Orta Doğu'daki insanlar için pek çok iş imkanı yaratacak bu projeyi hayata geçireceğiz. Burası bence bir elmas olabilir." ifadelerini kullandı.

Trump, ABD'nin Gazze'yi ne şekilde elinde tutacağına yönelik soruya ise "ABD'nin yetkisi altında olacak." diye yanıt verdi.

Ürdün Kralı Abdullah, ABD Başkanı Donald Trump'la görüşmesinin ardından Gazzelileri ülkesine kabul edeceğini açıkladı

Netanyahu, yayınladığı görüntülü mesajında, Hamas'ın cumartesi yapılacak esir takasını İsrail'in ateşkes anlaşmasındaki maddeleri ihlal ettiği gerekçesiyle askıya aldığını açıklaması üzerine "bugün dört saat süren kapsamlı siyasi ve güvenlik kabinesi oturumu gerçekleştirdiklerini" söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze Şeridi'ndeki İsrailli esirlerin serbest bırakılmasına ilişkin çağrısını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Netanyahu, Trump'ın Gazze'deki Filistinlilerin başka ülkelere sürülmesi planını da takdir ettiklerini dile getirdi.

Netanyahu, Hamas'ın esir takasının bir sonraki turunu askıya aldığını açıklaması üzerine İsrail ordusuna Gazze içinde ve çevresindeki birliklerini takviye etmesi talimatı verdiğini duyurdu.

Askerlerin bölgeye intikal etmeye başladığına işaret eden Netanyahu, güvenlik kabinesi oturumunda oy birliğiyle kabul edilen kararlar hakkında şunları kaydetti:

"Eğer Hamas esirlerimizi cumartesi öğleye kadar serbest bırakmazsa, ateşkes sona erecek ve İsrail şiddetli saldırılarına yeniden başlayacak ve Hamas sonunda yenilene kadar devam edecek."

Öte yandan İsrail ordu sözcülüğünden yapılan açıklamada, Güney Cephesi Komutanlığında teyakkuz durumunun artırılmasına bağlı, yedek askerler de dahil takviye kuvvetlerin artırılmasının kararlaştırıldığını duyurdu.

Açıklamada, takviye birlik gönderilmesi ve yedek askerlerin takviyesinin farklı senaryolara hazırlık için yapıldığı ifade edidi.

Yerel basında çıkan haberde, Gazze'de ateşkes ve esir takası gündemiyle yapılan Netanyahu liderliğindeki güvenlik kabinesi toplantısının 4 saatlik görüşmenin ardından sona erdiği belirtildi.

Adı açıklanmayan İsrailli bir yetkiliye dayandırılan haberde, güvenlik kabinesinin ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrailli esirlerin tamamının 15 Şubat Cumartesi günü yerel saatle 12'de serbest bırakılmasına ilişkin açıklamasını desteklediği aktarıldı.

Güvenlik kabinesinin Trump'ın Gazze'deki Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini içeren planını da destek verdiği ifade edildi.

Bir başka kaynak ise Hamas'ın 15 Şubat Cumartesi günü 3 İsrailli esiri serbest bırakması halinde Tel Aviv yönetiminin mevcut ateşkesi devam ettirmeye hazır olduğunu ileri sürdü.

Öte yandan Netanyahu'nun İsrailli bakanlardan Gazze'deki ateşkes ve esir takasına ilişkin açıklama yapmamalarını istediği belirtildi.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkesin 22. gününde İsrail ordusunun saldırıları sonucu ölenler ve yaralananlarla ilgili son bilgileri paylaştı.

Son 24 saatte hastanelere 11 kişinin cansız bedeni ile 10 yaralının ulaştığı aktarıldı. Hayatını kaybedenlerin 8'inin enkaz altından çıkarıldığı belirtildi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 48 bin 219'a, yaralıların sayısı ise 111 bin 665'e çıktı.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Mısır sınırındaki Refah Sınır Kapısı üzerinden hasta ve yaralıların çıkışını kasten engellediğini bildirdi.

Hamas'ın, İsrail'in 19 Ocak'tan bu yana yürürlükte olan ateşkes anlaşmasının 4 maddesini ihlal ettiğini duyurmasının ardından Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'ndan yazılı açıklama yapıldı.

İlaç girişi ile hastanelerin ve sağlık sektörünün yeniden inşası için gerekli malzemelerin geciktirildiği belirtilen açıklamada, "İsrail, hastaların ve yaralıların Refah Sınır Kapısı'ndan çıkışını kasten engelliyor." ifadesine yer verildi.

Bugün Refah Sınır Kapısı'ndan çıkışına izin verilmesi gereken 150 hasta ve yaralıdan sadece 53 kişinin çıkış yapabileceği aktarılan açıklamada, İsrail'in 16 yaşında kanser hastası bir çocuğun seyahatine izin vermediğini ve bu çocuğun bugün çıkış yapacaklar listesinde bulunduğunu kaydetti.

Hamas'tan dün yapılan yazılı açıklamada, ateşkese uyulduğu ancak İsrail'in ateşkes anlaşmasının 4 maddesini ihlal ettiği vurgulanarak söz konusu maddeler şöyle sıralanmıştı:

"Yerinden edilen Filistinlilerin Gazze Şeridi'nin kuzeyine dönüşleri geciktirildi. Gazze Şeridi'ndeki Filistinliler, hava saldırıları ve üzerlerine açılan ateşle hedef alındı. Barınma malzemelerinin Gazze'ye girişine izin verilmedi. Tıbbı malzeme ve ilaçların Gazze'ye girişine geç izin verildi."

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, 15 Şubat'ta gerçekleştirilmesi beklenen esir takasının İsrail'in ateşkes anlaşmasındaki taahhütlerini yerine getirmediği gerekçesiyle askıya alındığını açıklamıştı.

New York Times'a (NYT) konuşan İsrailli yetkili yaptığı açıklamada, işgalci güçlerin ateşkesi ihlal ettiğini doğruladı: 

"Hamas'ın, İsrail'in ilk aşamada verdiği sözleri yerine getirmediği konusundaki açıklamaları doğru. İsrail, Gazze'ye yüzbinlerce çadırın ve diğer yardım malzemelerinin girmesine izin vermedi." 

Hamas'ın üst düzey liderlerinden Sami Ebu Zuhri, AFP haber ajansına yaptığı açıklamada Trump'ın sözlerinin "meseleleri daha da karmaşık hale getirdiğini" vurguladı ve "Trump, ortada her iki tarafın da saygı göstermesi gereken bir anlaşma olduğunu ve rehinelerin geri dönmesinin tek yolunun bu olduğunu hatırlamalı." dedi.

Ebu Zuhri "Tehdit dilinin hiçbir değeri yoktur ve meseleyi daha da karmaşık hale getirir." derken Hamas'tan bir diğer üst düzey yetkili ise Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yardım sevkiyatını geciktirmek ve engellemek yerine "anlaşmayı uygulaması" yönünde baskı yapması gerektiğini söyledi.

Yetkili açıklamasında "Hamas ve direniş grupları, ateşkesi başarıya ulaştırmak ve halkımızı korumak için tüm şartları harfiyen yerine getirmeye kararlıdır." ifadelerini kullandı.

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü yaptığı açıklamada, iki tarafın görüşmede, Gazze Şeridi halkının içinde bulunduğu feci insani durumun sona erdirilmesi için insani yardımların girişinin kolaylaştırılması gerektiğini vurguladığını belirtti.

"FİLİSTİNLİLERİN HAKLARINI KORUYACAK ŞEKİLDE..."

Açıklamada, Sisi ve Frederiksen'in ayrıca, "Filistinli sakinlerini yerinden etmeden, onların haklarını ve topraklarında yaşama haklarını koruyacak şekilde, Gazze Şeridi'ni yaşanabilir hale getirmek amacıyla yeniden inşa operasyonlarına başlanmasının gerekliliği" vurgulandığı belirtildi.

Cumhurbaşkanlığı sözcüsü, görüşmede, 4 Haziran 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devleti kurulmasının gerekliliğinin vurgulandığını belirterek, "Bunun kalıcı barış, ekonomik istikrar ve refahın sağlanmasının tek garantisi olduğu" vurgulandı.

DIŞİŞLERİ BAKANI'NDAN ABD'YE: PLANINIZI REDDEDİYORUZ

Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Pazartesi günü Washington'da Amerikalı mevkidaşı Marco Rubio'ya, Filistin Arap ülkelerinin ABD Başkanı Donald Trump'ın onları Gazze'den çıkarıp Şeridi kontrol altına alma planını reddettiğini bildirdi.

Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Abdulattin'in Washington'da Rubio ile yaptığı görüşmede, Filistinliler orada kaldıkça Gazze'nin yeniden inşasının hızlandırılmasının önemini vurguladığı belirtildi.

"AYRIMCILILK YAPMADAN TÜM HALKLARIN HAKLARI GÖZETİLMELİ"

Mısır, Filistinlilerin topraklarında kalma ve İsrail ile yan yana bağımsız bir devlet kurma haklarına destek verdiğini belirterek, uluslararası toplumu Filistin sorununu çözmek için siyasi bir vizyon etrafında birleşmeye çağırdı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, "İsrail işgali ve son dönemde Gazze'ye yönelik İsrail saldırıları ve bunların sonuçları sonucunda bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe yönelik risk ve tehditlerle mücadele etmenin tek yolu, uluslararası toplumun Filistin halkı da dahil olmak üzere bölgedeki tüm halkların haklarını ayrımcılık yapmadan dikkate alan bir yaklaşım benimsemesidir." dedi.

TRUMP'IN SKANDAL GAZZE AÇIKLAMASI 

ABD Başkanı, önceki gün yaptığı açıklamada, "Gazze'yi satın alıp sahiplenmeye ve belki de bir kısmını inşa etmeleri için Orta Doğu'daki diğer ülkelere vermeye kararlı olduğunu" açıklamıştı. 

İsrailli emekli general Giora Eiland, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yürüttüğü politikaları sert bir dille eleştirdi.

Eiland, "Netanyahu kesin zaferden bahsediyor. Hamas, teslim bayrağı çekti de bizim mi haberimiz olmadı? Esirlerin tamamını geri getirebildik mi? Esir takasının ne şekilde olacağına bile Hamas karar veriyor. Ortada olan tek bir şey var: Mutlak başarısızlık!" açıklamasında bulundu. 

İsrail merkezli The Jerusalem post'un haberine göre en yaşlı esir olan 86 yaşındaki Şlomo Mantzur hayatını kaybetti. 

Gazze'de rehin tutulanların aileleri, Salı sabahı rehin alma anlaşmasının devamını talep eden aktivistlerin yanı sıra Kudüs'e giden 1 Nolu Karayolu'nu trafiğe kapattı.

Trafiği engelleyenler, İsrail hükümetinin, daha sonra yapılacak güvenlik kabinesi toplantısından önce anlaşmanın ikinci aşamasını görüşmek üzere tam yetkili bir heyeti Doha'ya göndermesini talep etti.

Hamas'ın ikinci bir duyuruya kadar esir takasını ertelemesinin ardından İsrail muhalefet lideri Yair Lapid'den konuy a ilişkin açıklama geldi. 

Lapid, "Hamas, esir takasını erteleyerek Netanyahu'nun ateşkesin ikinci aşamasını geciktirmesine net bir yanıt verdi." ifadelerini kullandı. 

ABD Başkanı Donald Trump, Gazze'yi Mısır ve Ürdün'e sürgün etme planını yineledi. Tehcir fikrine karşı gelen iki ülkeye ise tehditte bulundu. 

Trump, gazetecilere yaptığı açıklamada  "Filistinli mültecileri kabul etmemeleri durumunda Ürdün ve Mısır'a yardımı durdurabilirim. Netanyahu ile esirlerin serbest bırakılması için son tarihin cumartesi olarak belirlenmesi konusunu görüşebilirim." dedi. 

İsrail merkezli Jerusalem Post'a konuşan İsrailli yetkili, "Hamas, ateşkesi bozmak değil, Netanyahu hükümetine baskı yapılmasını ve ateşkesin uygulanmasını sağlamak için esir takasını erteledi." açıklamasında bulundu. 

 Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail'in öldürdüğü veya hapishanelerinde tutulan Filistinlilerin ailelerine maddi yardım yapılmasını öngören yasa ve düzenlemelerin iptaline ilişkin genelge yayınladı.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, Filistin Devlet Başkanı Abbas'ın İsrail tarafından öldürülen, alıkonulan ve yaralanan Filistinlilerin ailelerine maddi yardım yapılmasını öngören kanun ve yönetmelikleri iptal etti.

Kararnamede değişiklik yapan Abbas, söz konusu Filistinli ailelere sağlanan maddi yardımın Sosyal Kalkınma Bakanlığından Filistin Ulusal Ekonomisini Güçlendirme Kurumuna aktarılmasını kararlaştırdı.

HAMAS: KARAR UTANÇ VERİCİ 

Hamas'tan konuya  ilişkin yapılan açıklamada "Mahmud Abbas yönetiminin şehit ve esir ailelerine yapılan yardımları kesme kararını kınıyoruz. Abbas'ın kararı utanç verici. Yapılması gereken esirlerin, yaralıların ve şehitlerin ailelerinin fedakarlıklarını takdir etmek, onları korumaktır. Aileleri kendi kaderlerine terk etmek değil." ifadeleri kullanıldı. 

İSLAMİ CİHAD HAREKETİ: VATAN HAİNLİĞİDİR 

Filistinli diğer bir direniş örgütü olan İslami Cihad Hareketi, yqaptığı açıklamada "Mahmud Abbas yönetiminin Filistinli şehitlerin ve esirlerin ailelerine yapılan yardımları sonlandırması en hafif ifadeyle vatan hainliğidir." dedi. 

ABD Başkanı Trump, Beyaz Saray'da düzenlediği imza töreninde Gazze'deki son duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Trump, Hamas'ın Gazze'deki esirlerin serbest bırakılmasına ara verdiği yönündeki haberlerin sorulması üzerine, bunun kabul edilemez olduğunu belirtti.

Trump, cumartesi günü öğlen 12.00'ye kadar Gazze'deki tüm esirlerin serbest bırakılmaması halinde ateşkesin iptal edilmesi gerektiğini kaydederek, "Sonra kıyamet kopsun" yorumunu yaptı.

"Hepsini geri istiyoruz. Ben kendi adıma konuşuyorum. İsrail bunu farklı şekilde yapabilir, ben kendi adıma söylüyorum, Cumartesi saat 12.00'ye kadar gelmezlerse, burada olmazlarsa, kıyamet kopacak." değerlendirmesini yapan Trump, İsrail'in bu konudaki kararı kendilerinin vereceğini belirtti.

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, 15 Şubat'ta gerçekleştirilmesi beklenen esir takasının İsrail'in ateşkes anlaşmasındaki taahhütlerini yerine getirmediği gerekçesiyle askıya alındığını açıklamıştı.

BATI ŞERİA İLE İLGİLİ GAZZE GİBİ BİR PLANIM YOK

Öte yandan Gazze'deki Filistinlilerin Mısır ve Ürdün gibi komşu ülkelere yerleştirilmesine yönelik planından da bahseden Trump, bu planının halen masada olduğunu söyledi.

Trump, "Eğer gidecek bir yer bulabilirlerse Gazze'den ayrılmayı çok isterler. Gazze Şeridi'ne yakın bölgedeki çeşitli ülkelerin liderleriyle konuştum, bence toprak sağlama konusunda çok olumluydular. İhtiyacımız olan şey toprak ve eğer insanların güven içinde yaşayabileceği güzel bir yer inşa edebilirsek Gazze'deki herkes bunu yapacaktır. Gazze'den çıkmayı çok istiyorlar ama şimdiye kadar hiç alternatifleri olmamıştı." şeklinde konuştu.

Bir soru üzerine işgal altındaki Batı Şeria için Gazze'dekine benzer herhangi bir planının olmadığını kaydeden Trump, "Şu anda oradalar ve sanırım orada kalmak istiyorlar. Bu farklı bir şey. Gazze Şeridi ile ilgili konuştuğumuz gibi bir durum hiç olmadı. Orasıyla ilgili bir planım yok." değerlendirmesini yaptı.

Mısır ile Ürdün'ün bu plana olumlu yanıt vermemesi durumunda bu ülkelere ABD'nin sağladığı savunma yardımlarını durdurmayı düşünüp düşünmeyeceğiyle ilgili bir soruya da yanıt veren Trump, "Evet bu olabilir." dedi.

Hamas'ın İsrail'in ateşkes anlaşmasındaki ihlallerini gerekçe göstererek bir sonraki esir takası turunu askıya aldığını açıklamasının ardından İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi çevresinde teyakkuz halini artırdığını, takviye yaptığını, Güney Cephesi Komutanlığında savaşçı ve operasyonel birliklerinin izinlerini iptal ettiğini duyurdu.

İsrail ordu sözcülüğünden yapılan açıklamada, durum değerlendirmesi sonucu Güney Cephesi Komutanlığında teyakkuzun artırıldığı, savaşçı ve diğer operasyonel birliklerin izinlerinin iptal edildiği paylaşıldı.

Bölgeye takviye güç gönderileceği, bunların da çeşitli senaryolar için hazırlık olduğu belirtildi.

 Hamas, İsrail'in 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının 4 maddesini ihlal ettiğini bildirdi.

Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, hareketin askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın, İsrail'in ateşkes anlaşmasındaki taahhütlerini yerine getirmediği gerekçesiyle hafta sonu gerçekleşmesi planlanan esir takasını askıya aldığı hatırlatıldı.

Kassam Tugayları'nın askıya alma kararını esir takasının yapılacağı tarihten 5 gün önce duyurduğuna işaret edilen açıklamada, böylece arabulucu ülkelere İsrail'e ateşkes maddelerine bağlı kalmasını sağlayacak baskıyı kurma fırsatı verildiği belirtildi.

İsrail'in ihlallerine rağmen Hamas'ın ateşkes anlaşması maddelerinin tümünü yerine getirdiğinin altı çizilen açıklamada, "Hamas olarak, üzerimize düşen tüm sorumlulukları belirlenen zamanda yerine getirdik." ifadeleri yer aldı.

İsrail'in ise ateşkes anlaşmasının 4 maddesini ihlal ettiği vurgulanan açıklamada, söz konusu maddeler şöyle sıralandı:

"Yerinden edilen Filistinlilerin Gazze Şeridi'nin kuzeyine dönüşleri geciktirildi. Gazze Şeridi'ndeki Filistinliler, hava saldırıları ve üzerlerine açılan ateşle hedef alındı. Barınma malzemelerinin Gazze'ye girişine izin verilmedi. Tıbbı malzeme ve ilaçların Gazze'ye girişine geç izin verildi."

Hamas'ın İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal ettiği gerekçesiyle bir sonraki esir takasını askıya aldığını duyurması dikkatleri Gazze'de yaşanan ihlallere çevirdi.

Ateşkes ve esir takası anlaşmasının yürürlüğe girdiği 19 Ocak'tan bu yana İsrail ordusunun Gazze'ye yönelik saldırılarında 25 Filistinli hayatını kaybetti, 564 kişi yaralandı.

Bölgeye insani yardımların girişini kısıtlamaya devam eden İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile güneyini ayıran Netzarim Koridoru'ndan da gecikmeli olarak çekildi.

Hamas, İsrail'i ilaç, gıda, su, kıyafet ve çadır gibi ihtiyaçların karşılanması için anlaşmada öngörülen acil yardımları kısıtlamakla suçladı.

ANLAŞMADA YER ALAN İNSANİ YARDIMLARIN GİRİŞİNİ İSRAİL ENGELLEDİ

Hamas ile İsrail arasında imzalanan ateşkes ve esir takası anlaşması, Gazze Şeridi'ne 60 bin konteyner ev ve 200 bin çadırın girişini öngörmesine rağmen bu konuda ciddi bir gelişme olmadı.

Gazze'deki Filistin hükümeti Medya Ofis Müdürü İsmail Sevabite, AA'ya yaptığı açıklamada, "60 bin konteyner ve 200 bin çadırın girişine izin verilmesi gerekiyordu, ancak İsrail'in teslimatı geciktirmesi on binlerce Filistinlinin açıkta kalmasına neden oldu." ifadelerini kullandı.

Gazze'deki hükümetin 7 Şubat'taki verilerine göre, ateşkes anlaşmasına göre bugüne kadar 12 bin insani yardım yüklü tırın Gazze'ye ulaşması gerekiyor ancak bugüne kadar 8 bi 500 ulaştı.

İsrail, Gazze'nin kuzeyine ulaşması beklenen 6 bin tır yerine sadece 2 bin 916 tırın girişine izin verdi.

Anlaşamaya göre günlük yakıt yüklü 50 tırın Gazze'ye girmesi gerekirken, günlük sadece 15 tır bölgeye girebildi.

HASTA VE YARALILARIN GAZZE'DEN TAHLİYESİ ENGELLENDİ 

Sağlık alanında da ihlallere imza atan İsrail güçleri, tıbbi ekipman, ilaç, yakıt ve sahra hastanelerinin bölgeye girişini geciktirdi, aynı zamanda yaralılar ile hastaların tahliye edilmesine de izin vermedi.

Bu gecikmeler sonucunda Gazze'de 100 hasta çocuk hayatını kaybetti, böbrek hastalarının yüzde 40'ı diyaliz hizmeti alamadığı için yaşamını yitirdi.

İsrail'in Gazze'ye ağır iş makineleri ve ekipmanların girişine izin vermemesi yüzünden hala enkaz altındaki binlerce Filistinlinin cansız bedenine ulaşılamıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu, Gazze'de ateşkes başlamadan hemen önce güvenlik kabinesinde yaptığı açıklamada bu ateşkesin geçici olduğunu ve ABD'den herhangi bir ateşkes ihlali durumunda ikinci aşamada Gazze'ye saldırıların yeniden başlayabileceklerinin teminatını aldıklarını ileri sürmüştü.

 İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD ziyaretinden farklı bir vizyonla döndüğünü ve bu vizyonda "Hamas'ın ve Filistin yönetiminin yeri olmadığını" iddia etti.

Başbakan Netanyahu, İsrail meclisinde hükümeti hakkında verilen gensoru oturumunda yaptığı konuşmada, Filistin yönetimi ile İsrail arasında imzalanan Oslo Anlaşması'nı yok saymakla tehdit etti.

İsrail'de muhalefetin Hamas'a karşı Filistin yönetimini güçlendirme fikrini savunduğunu iddia eden Netanyahu, "Ancak ben ABD'den farklı bir vizyonla döndüm. Hamas'ın ve Filistin yönetiminin olmadığı bir vizyon; ne biri ne de diğeri." ifadelerini kullandı.

Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'den Filistinlilerin zorla yerlerinden edilmesi teklifini "devrimci" olarak nitelendirdi.

Gazze'de Hamas'ın, işgal altındaki Batı Şeria'da ise Filistin yönetiminin olmayacağını ileri süren Netanyahu, Oslo Anlaşmalarının bir hata olduğunu savunarak "Bu hatayı bir daha tekrarlamayacağız." dedi.

NETANYAHU ABD'Yİ ZİYARET ETMİŞTİ 

ABD Başkanı Trump'ın daveti üzerine Washington'a giden Netanyahu, bir haftalık ziyareti sırasında Trump ve diğer ABD'li yetkililerle görüşmeler yapmıştı.

Netanyahu ile düzenlediği ortak basın toplantısında Trump, Gazze'deki Filistinlilerin zorla yerinden edilerek başta Ürdün ve Mısır olmak üzere farklı ülkelere gönderilmesi planını paylaşarak "ABD, Gazze Şeridi'ni devralacak." ifadesini kullanmıştı.

Trump'ın bu açıklamaları Netanyahu tarafından memnuniyetle karşılanırken dünyadan tepkiler gelmişti.

 İsrail'in ateşkesi ihlal eden uygulamaları gerekçesiyle Hamas'ın bu hafta sonu yapılacak karşılıklı esir takasını bir sonraki duyuruya kadar askıya aldığını açıklaması üzerine İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun güvenlik istişareleri yaptığı bildirildi.

İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamaya göre, Netanyahu'nun, güvenlik teşkilatının üst düzey temsilcileriyle istişare gerçekleştirdiği belirtildi.

İsrail devlet televizyonu KAN'ın haberine göre, İsrail Genel Kurmay Başkanı Herzi Halevi ve 6 Mart'ta göreve başlayacak bir sonraki Genel Kurmay Başkanı Eyal Zamir'in de istişarelere katıldığı kaydedildi.

İsrail'de ateşkesin ikinci aşamasının müzakerelerini ele alacak güvenlik kabinesinin de salı akşamından sabah saatlerine çekildiği aktarıldı.

İsrailli esirlerin aileleri, Tel Aviv hükümetinden, Hamas ile ateşkes ve esir takası anlaşmasının uygulanmasını sekteye uğratabilecek herhangi bir adımdan kaçınmasını ve taahhütlerine bağlı kalmasını talep etti.

İsrailli Esir Aileleri Heyeti, Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının İsrail'in ateşkes anlaşması taahhütlerine uymadığı gerekçesiyle 15 Şubat'ta planlanan esir değişimini ertelediğini duyurmasının ardından yazılı açıklama yaptı.

İsrailli esirlerin aileleri, hükümete Hamas ile ateşkes ve esir takası anlaşmasının uygulanmasını sekteye uğratabilecek herhangi bir adımdan kaçınması, taahhütlerine bağlı kalması ve 76 İsraillinin serbest bırakılmasını sağlaması çağrısında bulundu.

İsrailli Esir Aileleri Heyeti, arabuluculardan, anlaşmanın yeniden uygulanmasını sağlamak için hızlı ve etkili bir çözüm bulmaları konusunda acilen müdahale etmelerini istedi.

Öte yandan, İsrail'in Maariv gazetesinde yer alan haberde İsrailli esirlerden Matan'ın annesi Einav Zangauker, "Hamas'ın açıklaması, Netanyahu'nun sorumsuz tutumunun doğrudan bir sonucudur. Onun kasıtlı oyalamaları ve gereksiz kışkırtıcı açıklamaları, anlaşmanın uygulanmasını engelledi." ifadelerini kullandı.

İsrail'de aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisi lideri Itamar Ben-Gvir, İsrail ordusunun Gazze'de insani yardım malzemeleri dahil her şeyi vurmasını istedi.

Ben-Gvir, X hesabından yaptığı açıklamada, Hamas'ın 15 Şubat'ta gerçekleştirilmesi beklenen 6'ncı tur esir takasını ikinci bir emre kadar askıya aldığını duyurmasınına verilecek cevabın Gazze'ye yeniden şiddetli saldırılar düzenlemek olduğunu öne sürdü.

İsrail ordusunun Gazze'ye yeniden havadan ve karadan şiddetli saldırılar düzenlemesi gerektiğini iddia eden Ben-Gvir, "Elektrik, yakıt ve su da dahil olmak üzere insani yardımların tamamen durdurulması ve Gazze'ye daha önce giren yardım paketlerinin bombalanmalı." ifadesini kullandı.

Ben-Gvir, "Savaşa ve yok etmeye geri dönmeliyiz." dedi.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya Gazze'de muhtemel her türlü senaryoya karşı hazırlıklı olma talimatı verdi.

İsrail Savunma Bakanlığı, Hamas'ın 15 Şubat'ta gerçekleştirilmesi beklenen 6'ncı tur esir takasını ikinci bir emre kadar askıya aldığını duyurmasının ardından bir açıklama yayımladı.

Katz, "Hamas'ın İsrailli esirleri serbest bırakmayı durdurduğunu açıklamasının, ateşkes ve karşılıklı esir takası anlaşmasının tamamen ihlali olduğu" iddiasında bulunarak, İsrail ordusuna, Gazze'de muhtemel her türlü senaryoya karşı en üst düzeyde hazırlıklı olmaları talimatını verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde, İsrail'in ateşkes anlaşmasındaki taahhütlerini yerine getirmediği gerekçesiyle hafta sonu yapılması beklenen esir takasını ertelediklerini açıkladı.


Ebu Ubeyde yaptığı açıklamada, 15 Şubat'ta yapılması planlanan esir takasının, İsrail taahhütlerine uyana ve geçmiş haftalardaki sorumluluklarını geriye dönük olarak telafi edene kadar süresiz olarak ertelendiğini belirtti.

Ebu Ubeyde, İsrail'in ateşkes anlaşmasının maddelerine uyması halinde, kendilerinin de bu maddelere bağlı kalacaklarını teyit ettiklerini ifade etti.

İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, İsrail güvenlik kabinesinin Hamas'ın 15 Şubat'ta yapılması beklenen esir takasını askıya alma kararını görüşmek için yapacağı toplantı öncesi yerel basına açıklamada bulundu.

Hamas'a "ültimatom verilmesi gerektiğini" savunan Smotrich, insani yardımların Gazze'ye girişinin engellenmesini istedi.

İsrailli esirlerin başına bir şey gelmesi halinde Gazze topraklarının ilhak edilmesi önerisinde bulunan Smotrich, "Herhangi bir rehine zarar görürse, o gün Gazze topraklarının yüzde beşini ilhak edeceğiz.” ifadesini kullandı.