ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack neden doğruyu söylüyor? Dikkat çeken sözler

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, son günlerde yaptığı sert çıkışlarla hem Washington'da hem de bölge başkentlerinde dikkatleri üzerine çekti. İlk olarak 'SDG, YPG ve PKK'dır. Onlara bağımsız devlet kurma borcumuz yok.' sözleriyle ABD’nin Suriye politikasında olası bir değişimin işaretini verdi. Daha sonra 'Tel Aviv güçlü ulus devletleri tehdit olarak görüyor' diyerek İsrail’in bölgesel stratejisine doğrudan gönderme yapan Barrack, sadece diplomasi çevrelerinde değil, uluslararası kamuoyunda da geniş yankı uyandırdı. Peki, Barrack’ın bu net açıklamalarının arkasında ne var? Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok, Barrack’ın açıklamalarıyla ilgili bir yazıyı bugün köşesine taşıdı.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack, son günlerde yaptığı sert açıklamalarla dikkatleri üzerine çekti. İlk olarak, "SDG, YPG ve PKK'dır. Onlara bağımsız devlet kurma borcumuz yok." ifadelerini kullanan Barrack, bu sözleriyle ABD'nin Suriye politikasında olası bir değişimin işaretini verdi.
Barrack'ın bir diğer çarpıcı açıklaması ise "Tel Aviv, güçlü ulus devletleri tehdit olarak görüyor." oldu. İsrail'in bölgesel stratejisine doğrudan gönderme yapan Barrack, sadece diplomasi çevrelerinde değil, uluslararası kamuoyunda da geniş yankı uyandırdı.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack
"TOM BARRACK NEDEN DOĞRUYU SÖYLÜYOR?
Peki Tom Barrack'ın bu keskin açıklamalarının altında yatan neden ne? Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok konuyla ilgili olarak bugün köşesinde "Tom Barrack neden doğruyu söylüyor?" başlıklı yazıyı kaleme aldı. İşte Altınok'un yazısından detaylar:
Sıradışı bir büyükelçi olduğu kesin olan Tom Barrack, Trump'ın Suriye temsilciliğinin de hakkını veriyor.
Yeni görev yeri için "eve döndüm" diyen Lübnan kökenli Barrack da patronu Trump gibi "kitabın ortasından konuşuyorum" edasında. Sıkıcı diplomatik kalıplara sığmıyor.
Geçtiğimiz günlerde yaptığı "SDG, YPG ve PKK'dır. Onlara bağımsız devlet kurma borcumuz yok. Özgür bir Kürdistan olmayacak, özgür bir SDG devleti olmayacak" çıkışıyla ortalığı sallamıştı. Son olarak Beyrut'ta AP'ye verdiği demeçle tartışılıyor.
Zira, İsrail'in Suriye'de güçlü bir merkezi devletin egemen olması yerine parçalanmış bir Suriye'yi tercih ettiğini savunan elçi, Tel Aviv'in güçlü ulus devletleri tehdit olarak gördüğünü söylüyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan - ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack
Türkiye'den başka bölgede İsrail'in tehdit algılayacağı başka ulus devlet yok da Barrack bunları niye en üst perdeden hatırlatma ihtiyacı duyuyor?
ABD'nin Orta Doğu'ya atadığı özel yetkili üst düzey elçisinin doğruyu söylemek gibi bir motivasyonla ağzını açmayacağı ortada.
Belli ki, ülkesinin çıkarları için bir senaryoyu olgunlaştırıyor.
Peki bölgemizde ABD'nin çıkarına olan denge nedir?
İsrail'in kontrolünde bölünmüş bir Suriye, ulus devlet yapısı zayıflatılmış bir Türkiye ve nihayetinde İsrail'in egemenliğinde bir Orta Doğu mu?
Biliyorum, pek çoğunuz "ABD eşittir İsrail" deyip kestirip atıyor. Ben o kadar emin değilim.
Kafamda sorular var. Bırakın küresel iktidar mücadelesini, ulusal ve yerel siyasette bile ilişkiler bu kadar net değil.
Kaldı ki ABD'nin yekpare bir durumda olmadığını da unutmamalıyız. Ülkenin başında, açık şekilde bir Mossad aparatı olan Epstein soruşturması sopasıyla terbiye edilmeye çalışılan bir Başkan var. Jokerin şimdi çekilmesi, Trump'ın Tel Aviv'e hep "evet" demediğinin göstergesi.
Dolayısıyla ABD iç işlerine müdahale edecek kadar etkili mekanizmalara sahip olan İsrail'i sınırlandıracak Türkiye gibi güçlü bir ulus devletin varlığı Washington için pekala elzem olabilir.
Bu iki güç arasında, tarihte hep tampon rolü oynamış Suriye coğrafyasından ala sınır mı var?
Türkiye'nin ABD açısından, İran ve Rusya'nın yanı sıra uzun vadede Çin için de bölgede bir denge unsuru olduğu konusuna girmiyorum bile.
Destelerin her an karıldığı masada oyuncuların elinde 80 yıl önce dağıtılan kartlar yok ya.
