UAD: İsrail Gazze'ye yardımları kasıtlı olarak engelliyor!
Katil İsrail ordusunun Gazze saldırıları sonrasında bölgede insanlık krizi daha da derinleşirken Uluslararası Adalet Divanı'ndan (UAD) konuya ilişkin açıklama geldi. UAD, İsrail'in saldırılarla bölgede insanlık krizine yol açarken insani yardımları ise kasıtlı olarak engellediğini vurguladı.
İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarının çalışmalarını kasıtlı olarak engellediğini belirterek bu durumun Gazze'de insani krizi daha da kötüleştirdiğine dikkat çekti. BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarının hukuki sonuçlarını değerlendiren danışma görüşü duruşmalarının ikinci gününde Belçika, Kolombiya ve Bolivya adına sunum yapan yetkili ve avukatlar Filistin'deki BM kuruluşlarına ilişkin bilgi verdi.
İsrail'in BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansını (UNRWA) yasaklamasına ilişkin duruşmalar, Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda 5 günde tamamlanacak.
Duruşmaların ikinci gününün ilk oturumunda Güney Afrika, Cezayir ve Suudi Arabistan'ın ardından Belçika, Kolombiya ve Bolivya sunum yaptı. Duruşmalarda, Türkiye dahil 39 devlet ve 4 uluslararası kuruluş, İsrail'in BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarına ilişkin kanaatlerini sunacak.
GAZZE'DE AÇLIK VE YETERSİZ BESLENME RİSKİ
Belçika adına ilk sözü alan UAD nezdinde Belçika Temsilcisi Monsieur Antoine Misonne, Gazze'deki mevcut durumun uluslararası hukuku teste tabi tuttuğunu ve tutmaya da devam ettiğini dile getirdi.
"İSRAİL FİLİSTİN'DE EGEMENLİK HAKKINA SAHİP DEĞİLDİR"
Misonne, "İsrail, işgal altındaki Filistin topraklarının herhangi bir bölümü üzerinde egemenlik hakkına veya egemenlik yetkilerini kullanma hakkına sahip değildir. Bu nedenle İsrail, BM ve organlarının, BM ajanslarının ve personelinin işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerini kendi rızasına tabi kılamaz." diye konuştu.
Brüksel Özgür Üniversitesi Uluslararası Kamu Hukuku Profesörü ve avukat Vaios Koutroulis, İsrail'in, Hamas ile sağlanan ateşkes ve esir takası anlaşmasının birinci aşamasının sona ermesinin ardından 2 Mart'tan itibaren Gazze Şeridi'ne insani yardımların girişini bir kez daha engellediğine dikkati çekti.
Koutroulis, "Gazze'de ilaçlar hızla tükeniyor. İsrailli yetkililerle koordine edilen insani yardım hareketlerinin ve misyonlarının çoğu reddedildi. Gazze, bir kez daha açlık ve yetersiz beslenme riskiyle karşı karşıya." ifadesini kullandı.
Suya erişimin çok kısıtlı, sağlık koşullarının eşitsiz ve endişe verici olmaya devam ettiğini belirten Koutroulis, "Bu durum, halk sağlığı tehlikelerini daha da kötüleştirmektedir. Bu nedenle, İsrail'in insani yardım sağlamaya ilişkin yükümlülüklerini hatırlatmak ve içeriğini açıklığa kavuşturmak gerekli ve acildir." dedi.
"UNRWA'NIN KAPASİTE VE DENEYİMİ"
Kolombiya adına söz alan Kolombiya Çok Taraflı İlişkilerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Mauricio Jaramillo Jassir, İsrail'in uluslararası örgütlerin yanı sıra üçüncü devletlerin uluslararası hukuk kapsamındaki yetki ve yükümlülüklerini yerine getirmelerine ciddi engeller koyduğunu ifade etti.
Jassir, "İsrail, Filistin halkını sadece kendi gücüne tabi kılmış ve zaten sürekli savaş ve yıkım tehdidiyle karşı karşıya olan ve gıda, sağlık veya eğitim kaynağından mahrum bırakılmış nüfus için tek koruma olan yardım kuruluşlarının çalışmalarını engelledi." diye konuştu.
Jassir, ayrıca İsrail'in, BM'ye kabulü sırasında üstlendiği taahhüt bağlamında örgütün mevcudiyet faaliyetleriyle ilgili tüzük hükümlerine tam ve sadakatle uymakla yükümlü olduğuna işaret etti.
İşgal altındaki Filistin topraklarındaki sivil nüfusa insani yardım ve temel hizmetlerin sağlanması, nüfusun korunması ve geçiminin garanti altına alınmasının elzem olduğunu vurgulayan Jassir, UNRWA'nın yardımlarının Filistin halkı için önemine dikkati çekti.
Jassir, "Başka hiçbir kurum, UNRWA'ya verilen özel görevleri yerine getirecek altyapı kapasitesine ve deneyime sahip değil. Bu nedenle Kolombiya, İsrail'in uluslararası insancıl hukuk uyarınca, Filistin halkına temel hizmetlerin ve insani yardımın sağlanmasını engelleyen her türlü eylemden kaçınma yükümlülüğünü ihlal ettiği görüşünü paylaşıyor." dedi.
İsrail'in, sivil halkın hayatta kalması için elzem olan mal ve varlıklara saldırmaktan, bunları tahrip etmekten, ortadan kaldırmaktan veya kullanılamaz hale getirmekten kaçınması gerektiğini vurgulayan Jassir, Kolombiya'nın, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki eylemlerini reddederek, kendi kaderini tayin hakkının engellenmesine son vermesi çağrısında bulunduğunu söyledi.
Kolombiya'nın, işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan insani krizden duyduğu derin endişeyi dile getiren Jassir, İsrail'in uluslararası haksız eylemlerini ve işgalini sona erdirmesinin yanı sıra keyfi koşullar olmaksızın insani yardım sağlaması gerekliliği konusunda mahkemeyi rehberlik yapmaya çağırdı.
ULUSLARARASI TOPLUMUN BAŞARISIZLIĞI
Bolivya adına ilk sözü alan ülkenin Lahey Büyükelçisi Roberto Calzadilla Sarmiento, Filistin'in, mahkemenin de hukuka aykırı bulduğu bir işgale onlarca yıl katlandığını belirtti.
Calzadilla Sarmiento, "Bugün ise bu hukuka aykırı durum, İsrail'in sömürgeci ve soykırım eylemlerinin sonucu olarak özellikle Gazze'de yıkıcı can kayıpları, yıkım ve ihtiyaç duyulan temel yardımın sistematik olarak engellenmesiyle insani bir felaket olarak daha da kötüleşiyor." dedi.
İsrail'in, BM'nin 'Gazze'deki insani yardımın vazgeçilmez omurgası' olarak tanımladığı UNRWA'nın faaliyetlerini engellediğini anımsatan Calzadilla Sarmiento, İsrail'in uluslararası hukuku ihlal ettiğinin altını çizdi.
İngiltere'deki King's College London'dan Dr. Niccolo Ridi de İsrail'in BM üyesi olarak da yasal yükümlülükleri bulunduğuna işaret ederek, "Ancak İsrail, insani yardımların ulaştırılmasına keyfi engeller koyarak, BM çalışanlarının vize veya izinlerini vermeyerek, kısıtlamalar getirerek ve hatta BM çalışan ve tesislerine saldırarak engel oluşturmaktadır." diye konuştu.
"İSRAİL'İN BATI ŞERİA'DAKİ VARLIĞI YASA DIŞI!"
Bolivya adına son sözü alan İngiltere'deki University College London'da profesör olarak görev yapan Ralph Wilde ise İsrail'in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki varlığının "yasa dışı" olduğuna dikkati çekerek, "Bu, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının ihlalidir. İsrail buna bir an evvel son vermelidir." dedi.
Doğu Kudüs dahil Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da yasal olarak yetki kullanma hakkının yalnızca Filistin ve halkına ait olduğunu vurgulayan Wilde, "Dünya halkı, Filistin halkına yapılan soykırıma son verilmesi konusunda uluslararası toplumun başarısızlığı nedeniyle şok içinde. Uluslararası hukuk neden var diye sorgulanıyor. Bolivya, mahkemenin devletlerin harekete geçmesi ve seyirci kalmaması yönündeki kararına dayanarak, bu çağrıya cevap vermeye çalışan devletlerden biri olarak buradadır." ifadesini kullandı.
İsrail Meclisi'nin 28 Ekim 2024'te UNRWA'nın faaliyetlerini kısıtlayan yasaları kabul etmesi ve 31 Ocak'ta Doğu Kudüs'teki UNRWA operasyonlarını sonlandırmasına ilişkin UAD danışma görüşü duruşmalarında, 39 ülkenin yanı sıra Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı, Afrika Birliği ve BM de sunum yapacak.
Türkiye, görüşünü 30 Nisan'da sunacak. Duruşmaların tamamı 2 Mayıs'ta sona erecek. Danışma görüşüne ilişkin yazılı beyanda bulunan İsrail, sözlü duruşmalarda yer almayacak.
Süreç, sözlü sunumların ardından Divan yargıçlarının danışma görüşünü hazırlamak için müzakereye başlamasıyla devam edecek.
UAD, danışma görüşlerini genellikle 4 veya 6 aylık bir süre içinde açıklıyor.
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN