Türkiye, 7 Şubat 2012 MİT Operasyonundan bu yana içeriden ve dışarıdan yoğun bir saldırı altında. Biri bitmeden öteki başlıyor.
Bırakın iç ve dış siyaset odaklarını, FETÖ dahil DAEŞ, PKK ve DHKP-C gibi irili ufaklı bütün terör örgütleri Türkiye'ye saldırıyor.
15 Temmuz işgal hareketi bu topyekun saldırının en hayasız olanıydı.
Ancak, Türkiye toplumunun destanlaşan direnişiyle bu hayasız saldırı püskürtülmesine rağmen durmayacak gibi... Daha üzerinden bir hafta geçmeden PKK kanlı eylemlerini başlattı. Büyük olasılıkla DAEŞ de yakında harekete geçer.
Peki, kanlı darbeye imza atan FETÖ ne yapar?
FETO, hem devletin kılcal damarlarına kadar sızan hem de küresel desteği olan tehlikeli bir örgüt. Bu nedenle şu sıralarda ne yapacağı daha çok merak ediliyor.
Halkı ve Meclis'i bombalayacak kadar vahşileşebilen bu yapı, son teknolojiyi de iyi kullanıyor.
FETÖ'nün intihar saldırılarından, toplumu birbirine kırdırmaya kadar uzanan birçok eylemi yapabileceği biliniyor ama en çok üstünde durulan ve beklenen "siber saldırı" eylemi.
Yani kaybettiği için çılgınlaşmakta sınır tanımayan FETÖ'cülerin, ülkenin teknolojik altyapısını yıkmakta hiç tereddüt etmeyecekleri söyleniyor.
O teknolojik alt yapıların neler olduğunun cevabını ise Türkiye'nin dünya çapında teknoloji üreten firması Natek Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Erpolat veriyor: "Siber saldırının hedefi ülkemizinkritik altyapılarıdır. Enerji, finans, sağlık,savunma, ulaşım ve bilişim önemlikritik altyapılardır."
Peki, neler yapabilirler? Erpolat'a göre en kolay ve zahmetsiz olanı "Servis dışı bırakma (DDoS) saldırılarıdır." Yani ülkenin bilişim ana servis sağlayıcı merkezini devre dışı bırakmak. Bunun örneğini geçen yıl 14-17 Aralık 2015 tarihinde yaşadık. O saldırıda ODTÜ'de bulunanana DNS (Domain name sever)'leryavaşlamış ve birçok kurumumuz hizmetveremez hale gelmişti. Bankalar ve diğer finans kuruluşları bu saldırı nedeniyle milyon dolarlarla ifade edilen zarar yaşadı. Elektrik ve sağlık sistemi de benzer biçimde devre dışı bırakılabilir.
İkinci önemli saldırı alanı ise savunma... Bu konuda da ses trafiğinin dinlenmesi, trafiğin arasına girerek yanlış yönlendirme yapılması, planların ele geçirilmesi gibi çok stratejik risklerden söz ediliyor. Erpolat saldırıların nereden geleceği konusunda da şunları söylüyor: "Bu saldırılar sadece dışarıdan değiliçeriden de yapılabilir. İç ağımızda oluşturulmuşarka kapılar (back door) veyazararlı yazılımlar (malware, virüs vb.) ilede bu servis dışı bırakma saldırısı gerçekleştirilebilir. Görevden almalarınyoğun yaşandığı bu süreçte kişilerin butarz açık kapılar bıraktığı ihtimali üzerindedurmak gerekir."
"Milli ve yerli yazalım"
Gelelim alınması gereken acil önlemlere... Teknik ayrıntıya girmeden Erpolat'ın şu tespitini aktaralım: "En önemli tedbir, tüm sistemlerimizdeya da en azından kritik sistemlerimizdezararlı yazılım analizi yaparak gereklitemizliği gerçekleştirmek... Ancak buyetmez. Tüm kritik organizasyonların altyapısınıoluşturan bilişim sistemlerinde çoğunluklayabancı menşeli ürün kullanılması aslında riskkatsayımızı artırmaktadır. Çünkü bu sistemleriniçerisine üreticiler açık kapı bırakabilirlerve cihazları bir anda zombi ordusunadönüştürebilirler. Bu noktada milliçözümlerin kullanılması ve milli üreticinindesteklenmesi gerekiyor." Ve önemli bir uyarı: Bilgi işlem birimlerinde7/24 esasına göre nöbetleşe çalışılmasıve tüm ağ trafiğinin incelenmesi gerekmektedir. Ülkemizin merkezi DNS'lerini yöneten kuruma ve internet servis sağlayıcılarımıza büyük görev düşmektedir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.