Ramazan'ın bazı günleri öyle yapıyorum.
Boğaz kıyısından içerilere doğru yayılan iyot kokusuyla, bir çay bahçesimasasıyla, önümde dalgalara uyupkıpırdanıp duran dolmuş motorlarıyla,Gazi İskender Paşa Camii'nin meydanındakiağaçlarla birlikte iftarı ediyorum.
Görenler tek başıma olduğumu sanıyor.
Bilmiyorlar ki, masamız kalabalık... Sohbetimiz pekkoyu.
İçimiz pek ferah...
Kim demiş ağaçlar, meydanlar, mekanlar, manzaralar dilsizdir?
Varsa bunu diyen, fena yanılıyor.
Sustuğumuz olmuyor mu? Oluyor.
Dev gibi bir yük gemisi geçiyor mesela... Makine dairesinden gelen tokgürültü ile Boğaz sularının yarılmasınınçıkardığı hışırtı birbirine karışıyor. Ozaman sanki gözlerimizle işaretleşip susuyorve bu sesi dinliyoruz.
***
Geçen perşembe akşamı da öyleydi ve ne güzeldi!
Erken gittim Kanlıca'ya.
Masama oturup kitabımı açtım.
Okuduğum roman yağmur mevsimi geldiğinde şemsiyenin altına girmekten hiç hoşlanmayan, yağmura âşık küçük birçocuğu anlatıyordu.
İşte tam o satırları okurken hava dönüverdi.
Önce rüzgâr çıktı.
İftara beş kala masama demliği bırakan garson içeri girmeyi isteyip istemediğimi sordu.
Yok, dedim kalacağım.
"Muhabbet iyi, bozmak istemiyorum"desem, anlamayıp kafası karışacaktı.
Dilimi tuttum.
Bunun üzerine tenteyi açıp üzerimizi kapattı.
Derken vakit geldi. Hurma, zeytin, bir yudum su veçay...
***
Masa boşalmış, demlik ve bardağım bir başına kalmışken yağmur usul usul dökülmeye başladı.
Bir süre tenteye düşen damlaların tıkırtısına kulak verdim. Sonra hesabımı ödeyip yürümeye çıktım.
Akşamın lacivert örtüsü yerini iyice alçalmış kara bulutlara bırakmıştı. Sıra sağanak yağıştaydı artık.
Yüzümü kaldırmamla sakallarımın sırılsıklam kesilmesi bir oldu.
Bir yerlerden yasemin çiçeklerinin yoğun kokusu geldi burnuma. Caddenin karşı kaldırımında tentenin altına sığınmış adam sigarasını yaktı. Yağmur ve yaseminkokusuna bir de yanık tütünkokusu eklendi.
Onlarca yıl şehre yağan yağmurla aram iyi olmamıştı. Bir uyumsuzluk buluyordum; çamur, trafik derdi, şu bu. Kendimi ıslanınca buruşacakmış gibi hissederdim.
Bu yüzden ne çok güzel duyguyu tecrübe etmeyi kaçırdığımı bir kez daha anladım.
O güzelliği geç de olsa yakaladığıma hamd ettim.
Bunu yazayım dedim...
Yazdım.
Budur!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.