Rejimi değiştirmişlerdi, yazıyı değiştirmişlerdi, takvimi değiştirmişlerdi, kılık kıyafeti değiştirmişlerdi, dili de değiştirebileceklerini sandılar.
Eh, zaman içinde bunu, dili "fakirleştirme" pahasına bir ölçüde başardılar da.
Bolşevikler de buna benzer bir şey yapmışlardı, önce "imla reformuyla" bazı gereksiz harfleri kaldırmışlar ("yat" harfi gibi, çünkü "ye" harfi de aynı sesi veriyordu), sonra da yeni kelimeler uydurmuşlardı. Bir de "kısaltmayı" çok seviyorlardı Bolşevikler, "SavyetNarodnih Kammissarov" yani bakanlar kurulu kısaca "Savnarkom" olmuştu.
George Orwell o ünlü "1984" romanında bunu gelecekteki muhayyel bir "komünistİngiltere"ye uygulayıp ne güzel dalgasını geçer... "Very bad" yoktur, "double plus ungood" vardır!
Dahası, Bolşevikler böyle böyle "insanı" da değiştirebileceklerini sandılar, hani bizimkilerin "KöyEnstitüsü" kurarak "köylüyüCHP'li yapabileceklerini" sanmaları gibi...
Dilde bizimkiler bir "şok tedavisi"uygulamak istediler. Emirdemiri kesiyordu ya,emirle Öztürkçe konuşulacaktı!
Cumhuriyet Halk Partisi'ne de, en büyük yumurtlayıcı Nurullah Ataç'ın önerisiyle "Kamubuyurum TüzBölemi" denilecekti!
Atatürk'ün 1932 yılında yaptığı o ünlü konuşmayı okuyalım: "Avrupa'nıniki bitim ucundayerlerini berkitenuluslarımız, ataçözlüklerinin tüm ıssıları olarakbaysak, önürme, uygunlukkıldacıları olmuş bulunuyorlar. Onlar bugün en güzelutkuyu kazanmaya anıklanıyorlar: Baysal utkusu!"İsmet Paşa dinlemiş de dinlemişde, o genizden gelen kısıksesiyle "vallahi hiçbir şey anlamadım"demiş.
Atatürk'e "hadi canım sende" diyemezdi tabii.
***
Sevgili ağabeyim Yavuz Donat eline bir CHP tüzüğü geçirmiş, geçen gün anlatıyordu: 1935 tarihli bu tüzük "üsnomal" toplanan Büyük Kurultay'da kabul edilmiş.
(Olağanüstü demek istiyorlar.) "Partinin değişmez başkanı,onu kuran KemalAtatürk'tür" diyor. Demokrasi bu.
Peki, bir de 1938 sonunda kabul edilen yeni tüzüğe bakalım: "Partinin değişmez genel başkanıİsmet İnönü'dür" diyor.
Bu da demokrasi.
Partinin bugünkü "değişebilir"ve hatta "hemen değişmesigereken" genel başkanıKılıçdaroğlu da "tek adam yönetimine"karşı çıkıyor!
O tüzükte azıcık bir Sovyet etkisi de yok değil ha: "Partiningenel başkanı ile vekili vegenel sekreter, Genbaşkur'umeydana getirirler!" Genbaşkur... Bir çeşit Politbüro... Bu Genbaşkur, kamutaya saylav adaylarını, yani meclise milletvekili adaylarını seçme tekeline sahip. Demokrasi dediğin bu olmalı herhalde.
Vallahi bugün de "sonsuzuyuşmazlık bölemi" meydanagetiriyorlar, ebedi muhalefetpartisi.
Ebmuhpar!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.