Eski hamam eski tas...
Bu ortamda Tayyip Erdoğan'a karşı gelemeyince, İstanbul sermayesinin sözcülüğünü yapan muhalif gazetelerde "Kılıçdaroğlu'nuparlatma çabası" sürüyor...
Halkı meydanlara Erdoğan dökmemiş de, en büyük mitingi geçen pazar günü Kılıçdaroğlu gerçekleştirmiş!
Yerseniz.
Hazret bir de "demokrasimanifestosu" yayınlamış.
Kılıçdaroğlu, Lenin'in "nisantezleri" misali on maddelik"temmuz tezlerinde", direnmehakkından sözetti.
Fakat bu biraz, 27 Mayıs darbecilerinin anayasalarının önsözüne koydukları direnme hakkına benzedi.
Aba altından sopa gösteren hazret, geçenlerde de "anayasadeğişikliğine direnme hakkından" sözediyordu.
Kılıçdaroğlu, Taksim konuşmasında şehitlere rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilemeyi bile akıl edemedi.
Buna karşılık, darbecilere "iyimuamele edilmesi" gerektiğinibelirtmeyi ihmal etmedi.
Sonra da gitmem dediği Beştepe'nin yolunu tıpış tıpış tuttu. (Meğerse gitmem dememiş, "çok önemli bir gelişmeolmazsa gitmem" demiş, İstanbul sermayesi onu böyle kurtarmayı deniyor.) Üstelik "hep birlikte birtarih yazdık" falan demiş.
Yalandır.
Tarihi, tekbir getiren, Allahüekber diye haykıran "kırolar" yazdılar, CHP seçmeni yüksek sosyete hanımlarının ırzımıza geçecekler diye korktukları halk yani...
Kılıçdaroğlu'nu beğenmese de daha iyisini bulamadığı için desteklemek zorunda kalan İstanbul sermayesinin kalemşorları, şimdilik "NazlıIlıcak hemen serbestbırakılsın" düzeyinde iş tutuyorlar...
Daha ileri gitmeye korkuyorlar...
Fakat biraz zaman geçsin, "darbecileraffedilsin" noktasına da geleceklerdir!
Görürsünüz.
Kılıçdaroğlu, darbe girişiminden hemen sonra, "bütün siyasipartiler özeleştirilerini yapmalıdırlar" demişti.
Aradan iki hafta geçti, CHP'den herhangi bir özeleştiri duymuş değiliz.
FETÖ örgütüyle kurduğu ilişkilerin özeleştirisini kim yapacaktır, partinin başkanı mı, yetkili kurulları mı, yoksa kadrolu kedisi Şero mu?
Bunu başarsınlar, belki sıra CHP'nin 1960 darbesindeki, 1971 darbesindeki sorumluluk payına da gelir...
Bütün gözlemciler, Kılıçdaroğlu'nun anlı şanlı Taksim mitinginin gerek Türkiye'de gerekse kendi siyasi kitlesinde "hayal kırıklığı yarattığı" görüşünde birleşiyorlar (müseccel amigolar hariç tabii.) "Yakaladığı tarihi fırsatıher zamanki gibi heba etti" deniyor.
İşte "Tayyip düşmanı" Le Monde gazetesinin muhabiri bile söylüyor: Yürek yoktu!
İsterseniz Fransızca aslını da yazayım: "Le coeur n'yetait pas!" Kılıçdaroğlu'ndan daha yeni yeni hayal kırıklığına uğrayanların gözlerinden öperim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.