Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti kongresinde söylediği "Biryandan demokratikkazanımlarımızı ileritaşırken, diğer yandankalkınma alanındadaha büyük hamlelerbaşlatacağız" cümlesi, ülkemizin bundan sonrasının yol haritası gibi.
Cumhurbaşkanımızın, "Demokratikleşme alanında hedefimiz; ülkemizin ve dünyanın değişen şartları ışığında herkesimden, her yaştan, hermeşrepten insanımızın hak veözgürlükler bakımından kendisinidaha güvende hissedeceği birTürkiye inşa etmektir" cümlesi de, demokratikleşmeden ne anlaşılması gerektiğinim açıklaması sadedindeydi.
Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğü olmadığı ve dolayısıyla demokrasimizin eksiklikle malul olduğu, son senelerde Türkiye'ye yönelik en önemli eleştirilerden birisi. İfade ve basın özgürlüğü konusunda var olduğu ileri sürülen eksikliklerin, hakikaten medyanın işleyişi ile mi alakalı olduğu ise en önemli mesele.
Son yıllarda art arda yaşanan olumsuz birtakım gelişmeler sebebiyle, bu gelişmelerden sorumlu olanlar haricinde sıkıntı çekenler de olmuştur belki. Ancak ülkemizde özgürlüklerin eksikolduğu iddialarının, doğrudanülkemiz ve yöneticilerine düşmancadavranışlar içinde olanlarla ilgiliolduğunu bilmek gerek.
Türkiye'nin bundan sonraki yol haritasının belirleyici unsurlarından birisi olarak öne çıkan demokratikkazanımların ileri taşınmasıkonusunda daha değişikbeklentileri olanlar var. Her ne yaparlarsa yapsınlar normal karşılanması ve kesinlikle müeyyidelerle karşılaşmamaları gerektiğini düşünüyor bu kesim.
Önümüzdeki dönemin diğer belirleyici unsuru olan 'Ülkemizin kalkınma alanında daha büyük hamleler başlatması' konusunda da farklı düşünceleri var bunların. Kendiayaklarımız üzerinde durabilmekyerine hep başkalarına muhtaçolmamız gerektiğini savunuyorlar.
Bu kesimin tasmalarını ellerinde bulunduranlar, böyle yapmalarını emrediyor çünkü.
Ülkemize ve yöneticilerine düşmanca davranan ve hukuk kurallarını hiçe sayan bir yapı bu. Kendilerini buülkenin sahipleri olarak kabulediyor ve halkın oylarıyla işbaşınagelen kadroları da meşru kabuletmiyorlar akılları sıra.
O KADAR DA DEĞİL!..
Galiz hakaretlerden başlayıp, terör örgütlerine yardım ve yataklık ve hatta düpedüz ihanet manasına gelebilecek türde yayın yapmalarına göz yumulması, hatta destek olunması gerektiğini düşünüyorlar.
İfade ve basın özgürlüğünün eksik, hatta hiç olmadığı iddiaları, Türkiye'ninkarşı karşıya bulunduğu tehditleriyok sayan ve dahası bu tehditlere belirli ölçüde katkıda bulunanların ileri sürdükleri bir iddia.
Toz dumana bulanmış ortamda, hakikaten bu tür özgürlüklerin eksik olduğuna delil teşkil edebilecek örnek olayların olup olmadığını anlamak bile mümkün değil. Çünkü, Türkiye'ninbirliği, beraberliği ve karşı karşıyabulunduğu tehditler konusundaherkes gibi davranmak yerine,ülkemizi karıştırmak isteyen ve buuğurda terör örgütlerine gizli-açıkdestek olan medya mensupları vekuruluşları var.
Dışımızdaki bazı mihraklarla iş tutan bu medya kuruluş ve mensuplarının, amansız bir düşmanlık besledikleriAK Parti kadrosunu iktidardanindirebilmek için akla hayalegelmedik atraksiyonlar yaptıkları açık bir gerçek.
Önümüzdeki dönemde artmasını beklediğimiz demokratik kazanımlar, birilerinin bunları ülkemizingelişmesi ve ilerlemesiniengellemekte kullanabilecekleriseviyede olmayacağı için yine de eleştirilecektir, şüphesiz...
Ancak, böylelikle Türkiye'de ifade ve basın özgürlüğü yok yaygaralarının, aslında ülkemizi köşeyle sıkıştırmak için kullanıldığı bir kez daha ortaya çıkmış olacaktır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.