TUNCAY GÜVEN

Yargı reformuna karşı ‘Eğreti Demokrat’ savrulmalar

Türkiye önemli bir yargı reformunun arifesinde… Yüksek yargıda ideolojik yapılanmaları ortadan kaldırmak ve kurumların iş yükünü azaltmak için devlet, yeni kanun tasarısıyla yargıya neşter vurmaya hazırlanıyor…

Başta yeni anayasa olmak üzere kilit sorunların çözümünde sürekli direnen bir 'üst' yapıya radikal bir neşter anlamı taşıyor bu…

Peki bu radikal değişiklikte neler var ve neler hedefleniyor?

Örneğin, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görev süreleri Anayasa Mahkemesi üyeliklerinde olduğu gibi 12 yılla sınırlandırılıyor…

Yargıtay ve Danıştay üyeleri sadece bir kez seçilebilecek.

İstinaf mahkemelerinin faaliyete geçecek olması nedeniyle iş yükü büyük oranda hafifleyecek ve dolayısıyla da Yargıtay ile Danıştay'daki üye ve daire sayıları azaltılacak…

Kanun yürürlüğe girdiğinde Yargıtay ve Danıştay üyelerinin üyelikleri de düşecek. Görevi sona eren üyeler arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nca Yargıtay ve Danıştay üyesi seçimi yapılacak.

Pek çok hukukçu, kanun tasarısının, yüksek yargı organlarına sızan ve çeteleşen paralel yapı ile mücadelede çok önemli bir çalışma olduğu görüşünde…

Keza, FETÖ hakkında açılan birçok davanın, yüksek yargıda yuvalanan örgüt elemanları marifetiyle paralel yapı lehine sonuçlandırıldığına dair net veriler var…

Bu yüzden de hükümetin yaptığı kanun değişikliğinden en çok FETÖ üyeleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığında birleşen medyadaki 'özgür kalemler' rahatsız oldular...

Gerekçeleri ise –her zaman olduğu gibi- düzenlemenin Anayasa aykırı olduğu yönünde…

İşlerine gelmeyince "Anayasa değişmeli"

İşlerine gelince "Anayasa'ya aykırı hareket edilmemeli" diyorlar ya hep,

İşte öyle bir durum tezahürü…

Ankara kulislerinden gelen bilgilere göre, Yargı cephesinde özellikle HSYK'da tasarının rahatsızlık uyandırmadığı ve tam tersine olumlu karşılandığı görüşü hakim…

Peki paralel yapı ve 'Cumhurbaşkanı düşmanlı'ğında birleşen bazı 'köşe yazarları' yeni düzenlemeyi neden itibarsızlaştırma çabasında?

Demokrasi ve yargı bağımsızlığı elden gidiyor diyerek asıl neyin üzerini kapamaya çalışıyorlar?

Siyasi gücün, "yargı üzerindeki etkisi"ni neden son 14 yıla mal etmeye çalışıyorlar?

Geçmişte, koalisyon dönemlerinin postal yalayıcıları olarak bilinen sözde demokratlar, yargıdaki kadrolaşmalara, ihlallere hantallığa, ihanetlere neden ses çıkarmıyorlardı?

Vesayetçi ve marjinalleşmiş hukukçular dışında yargı çevrelerinin bile rahatsız olmadığı bir düzenlemeyi neden engellemeye çalışıyorlar?

Toplumda oluşturmak istedikleri algı ne?

İşte bu sorulara yanıt olması anlamında ilk örnek, (genel yayın yönetmeni Can Dündar'ın PKK'nın yayın organı Özgür gündem gazetesine nöbetçi GYY olduğu) Cumhuriyet Gazetesi…

23 Haziran'da atılan manşet, devlet kurumlarına yapılan operasyonun tam bir kanıtı…

İddialarına göre yargıdaki tasfiye operasyonuna MİT'in verdiği destekle hazırlanılmış…

MİT tasfiye listesini hazırlamış,Yargı bunun üzerinden temizlenecekmiş…

Hürriyet'in bazı 'demokrat' yazarları ise tasarıya karşı aynı gün, "Yargıya güvenin tabutuna çakılacak son çivi" "siyasi darbeye kılıf" gibi başlıklarla 'itibarsızlaştırma takımının orta saha oyuncuları' olarak yerlerini alıyorlardı…

Yine aynı gün Barolar Birliği başkanı Metin Feyzioğlu, yargı reformu üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alan açıklamalar yaptı,

Tüm bunların üzerine siyasi cepheden de gelmesi gereken 'destek ihtiyacı'nı kim karşılayacaktı?

Elbette ki, CHP…

Selin Sayek Böke "Yargıya dair ortaya çıkan düzenlemelere ilişkin hızla Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz" dedi…

Bir yandan manşetler atılıyor, bir yandan 'kalemler' devreye sokuluyor, Barolar birliği harekete geçirilirken diğer yandan da vesayetin siyasi kalesi CHP "Anayasa Mahkemesine götürürüz" tehdidini savuruyordu…

Yine aynı senaryo ile kaçıncı kez karşı karşıya kaldığımızı görmek için son 14 yıldaki siyasi gelişmelere bakmakta fayda var…

14 yıldır iktidarını koruyan siyasi iradeye karşı yargı yoluyla yapılan operasyonlar yazmakla bitmez…

Açıkçası, Cumhuriyet tarihi boyunca yargıyı demokrasiye karşı silah gibi kullanan zihniyetin, bugünlerde "Yargı bağımsız olmalı" yönündeki çıkışları 'eğreti demokratlık'tan öteye geçmiyor…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.