Çok fena fırçalanıyorlar!
Ne güzel oldu bu çağrının yapılması değil mi? Bir anda bütün topluma sirayet etmiş olan o gerginlik, stres dağıldı ve yerini inanılmaz keyif veren barış havasına terk etti. Bütün riskleri göze alan iktidar partisi başlattığı süreci sonunda son derece olumlu bir noktaya taşıdı. Bu öyle bir nokta oldu ki ota, bota muhalefet yapmayı alışkanlık edinmiş ana muhalefet partisi bile destek vermek zorunda kaldı. Ve bu öyle bir nokta oldu ki aşırı milliyetçi kanadın adresi olan MHP lideri bile muhalefet yapmak yerine sessiz kalmayı tercih etti.
Çünkü onlar da biliyordu ki bu çağrı toplumun en önemli beklentisi ve ihtiyacıydı. Bu ihtiyacı karşılamaya çalışanlara köstek olmak da büyük vebaldi. Elbette ki her zamanki çıkıntılıklarını sürdürdü Paralel Örgüt Medyası ve onların sosyal medyadaki tetikçileri. Çünkü her biri vatan haini olarak damgalanmayı hak etmiş bu insanların en başından beri tek emelleri vardı o da bu çözüm sürecini baltalamak! Çünkü taşeronluklarını yaptıkları dış mihrakların onlardan arzuladığı tek şey buydu! Sorsanız barışın gelmesi için onlardan daha çok destek veren başka bir Cemaat yok! Ama bunun böyle olmadığını biz çok iyi biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilcileri ile PKK'nın temsilcilerinin çözüm arayışıyla Oslo'da bir masanın etrafında yaptıkları konuşmaların kayıtlarını kamuoyuna sızdırıp; "Bunlar vatan haini!" demeye çalıştıkları günleri de, çözüm için yola çıkan bürokratların ve devlet adamlarının kollarına kelepçe takmaya çalıştıkları günleri de unutmadık!
O nedenle barış için atılan bu son adımı sulandırma gayretlerinin nedenini anlayışla karşılamak lazım. Tüm hainliklerine, provokasyonlarına ve fitnebazlıklarına rağmen süreç öyle bir noktaya evrildi ki... Emin olun fena fırça yediler bir ucu ABD'de, diğer ucu İsrail'de olan patronlarından!
Şimdi sıra o fırçaları büyük bir cezalandırmaya dönüştürmeye çalışmakta! Uşağı oldukları patronlarının verdiği ödevi yerine getirmedikleri için bertaraf edilip, çırılçıplak, dımdızlak ortada bırakılmalarını sağlamakta! Bir olacağız.
Diri olacağız ve illaki bunu başaracağız!
CHP BARAJI GEÇMEMELİ!
Önümüzdeki seçimle ilgili en kritik soru; "HDP barajı geçecek mi geçmeyecek mi?" sorusu. Şu anda bir tahminim yok ama gönlüm kesinlikle HDP'nin barajı geçip parlamentoda olmasından yana. Çözümden yana olan her bireyin de bunu istemesi lazım. Çünkü Kürtler HDP çatısı altında Meclis'te varlık gösteremezse sürecin önünün tıkanma riski bizi istemediğimiz noktaya götürür. Ayrıca baraj altında kalmayı hak eden bir parti varsa, bu HDP değil, CHP'dir! Çünkü gitmiyor artık. Olmuyor. İpe sapa gelmez politikaları ile ne sol, sosyal demokratları tatmin edebiliyor CHP ne de ulusalcıları...
Beğenin beğenmeyin HDP'nin bir kimliği var. Ve tüm Türkiye'yi kucaklayan bir parti olabilmek adına da çabası! Kimliği olmayan, inişli çıkışlı saçma sapan politikalarla iktidarı çaptan düşürmek için Paralel İhanet Çetesi ile işbirliğine girişen ve kendi kitlesinin bile aklını başından alan CHP'dir.
Biliyorum ki yine zıplayacak bazıları bu yazdıklarım üzerine ama gerçek şu ki, ne yaptığını bilmeyen, kimin gemisine binip, kimin borazanlığına soyunduğunun farkında olmayan bir CHP'dense, ne istediğini bilen, kimlik sahibi bir HDP'nin Meclis'te olmasını tercih ederim ben! İnanın bunu laf olsun diye söylemiyorum. Evet! CHP'nin yenilenmesi, dirilmesi ve içine sızan o ihanetçi cemaatçileri içinden atabilmesi bir silkinmesi lazım! Yani bir şamar yemesi lazım. Bir ders alması lazım! Emin olun bunun da en iyi yolu CHP'yi baraj altında bırakmaktır!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- "İçerim yanıyor... Dışarım serin..." (07.06.2015)
- Durun! Siz kardeşsiniz! (04.06.2015)
- Üfürükçü müsün, müneccim mi? (03.06.2015)
- Pensilvanya'nın altın çocuğu Can Dündar... (31.05.2015)
- HDP ve baraj meselesi... (30.05.2015)
- Ahh Aydın Bey ahh... (28.05.2015)
- Nedir bu tahammülsüzlük yahu! (27.05.2015)
- Yılın sabırlısı:)) (24.05.2015)
- Her ‘gurbetçi’ seçmen değildir! (21.05.2015)
- Amacınız bal gibi de oydu! (20.05.2015)