RIDVAN DİLMEN

Başkan da gider hoca da

Fenerbahçe çok hassas bir yıla girdi... Geçen sene aynı tabloda olan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, "% 100 Futbol"a konuk olduğunda "Transferleri Mayıs'ta bitirmiş miydiniz?" diye sorduğumda "Çok daha önce" dedi. Fenerbahçe ise resmi olarak oynadığı 6 maçta yeni santrforunu ilk 11'de oynatamadı. Niye? Hazır olmadığı için... Finansal Fair Play'dan dolayı da koskoca Fenerbahçe takımı, en önemli oyuncusu olan Kjaer'i satıp, transfer yapabilme sevinci yaşadı. Ligde ikinci hafta bitmesine rağmen Valbuena dışında, seyircinin alkışladığı bir tek oyuncu yok. Yarısından fazlasını da ıslıklıyorlar. Tribünler ve ülkedeki tüm Fenerbahçeliler barut gibi… Birkaç tane oyuncu yaptıkları pozitif hareket olsa da negatif hareketler çoğunlukta olduğu için tepki alıyorlar. Fenerbahçe taraftarı takımına bağlı ancak sildiği zaman da tamamen silen bir taraftardır.
ŞANS İÇİN RİSK GEREKİR
Aykut Kocaman, hayatı boyunca hep sabırla hareket eden bir insandır. Antrenörlüğünde de öyle. Hedef gösterdiği Ekim ayıydı ama o da beklemiyordu Avrupa'da Vardar gibi bir takıma elenmeyi- ki ben de fena yanıldım. Fenerbahçe 4-5 atar rövanşı alır diye düşünüyordum. 20 bin kombine satılmış taraftar maça gelecek derken yine kararsız bir taraftar grubu oluştu. Bu taraftarı geri getirmek, camianın tekrar ayağa kalkması için çok kritik cümleler kullanmak, "4 maç kazanılır, takım toparlar" demek istemiyorum. Kötü ve şanssız başlangıcı biraz daha şansa çevirmek için belki uzun vadede eksi olarak dönebilir ama risk gerekir. Avrupa'dan elenince Finansal Fair Play kalktı. Aldıkları oyunculara bonservis ödeyebilecekler. Yani Başakşehir'le oynanacak 4. hafta maçına 4 ya da 5 yeni yıldız oyuncu ile çıkması gerek. Bu taraftarın yeniden heyecanlanması, Aziz Yıldırım ile Aykut Kocaman'ın bu riski alıp taraftarın yeniden gönlüne girmesi gerek. herkes baskı altında İki ihtimal var… Ya dediğim gibi yıldız isimler gelecek ya da Türk futbol tarihinin bana göre en büyük başkanı Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe tarihinin en önemli oyuncusu ve teknik direktörü olan Aykut Kocaman ayrılmak zorunda kalacak. Takımı yöneten ve kulübü yönetenler üzerinde büyük baskı var. Fenerbahçe sadece basketbol takımı ile -ki o da güzel bir olay ama- yetinmeyecektir. 4-5 tane gelip bekleyecek değil, oynayacak oyuncu şart. Düzelme ihtimalinin zor görünmesinin en büyük sebebi, sadece rakiplerine göre oyuncu yetersizliği değil. Fenerbahçeli oyuncuların maçlara büyük baskı altında çıkmaları, başarı getirme ihtimalini zayıflatıyor. Muhtemelen 9. haftaya kadar maçlar güç geçecek. Kadro yenilenmezse geçen sene Nisan'ı göremeyen Fenerbahçe bu sene Ocak'ı da göremeyebilir. Benim bu söylediklerim Fenerbahçelilerin, belki yönetimin ve teknik direktörün moralini bozabilir ancak gerçek olan bu.
-------

Mutfağa bile göndermiyorlar!
Oyunun sonunda iki isyan vardı dikkat çekici.. Çıkan Tolga, "Niye çıkıyorum, daha çok atardım" diyor, Yasin pas vermeyince, Rodrigues arzusundan, hırsından çıldırıyor. Sivas takımına haksızlık yapmayalım. Karşısında kim olsa sindirirdi Galatasaray... Zaman zaman kontrataklar da buldular fakat şu var, insanlar 0-0'dayken bile maçı Galatasaray'ın kazanacağını düşünüyor. Eveleme geveleme yok. Dün basın toplantısında Vardar'ın hocasının analizi çok önemliydi. Yana yana oynamak yok. Bu oyun formatı Tolga'yı öne çıkardı. Penaltı yok, frikik yok, 4 golü var. 0-0 gitse Selçuk atardı penaltıyı ama Gomis'e verdiler 2-0 diye. Büyük kulüpler nasıl başlarsa, öyle giderler. Galatasaray bu yılın seyirci rekorunu kırmıştır. Tudor, Dursun Bey ve bu takım, taraftarı stada getirdi. Avrupa kupalarından elenmiş bir takımın taraftarı olarak üstelik... Müthiş bir coşku, istek var çünkü.
Galatasaray'da 11 değişmiyor, haftaya nasıl çıkacağını biliyoruz. Kulübe de iyi denecek düzeyde. Daha Feghouli gelecek. Freni boşalmış kamyon demek doğru... Geçen sene iyi oynayan var mıydı? Parçalı bulutlu Podolski belki. Bu sene ise kötü oynayan bulamazsın.
Emre'yle konuşurken bana Sevilla maçında direkten dönen frikiğiyle ilgili bir tespit yaptı: "Farklı bir top olmuş olsa dönerdi. Topun başına geçtiğimde kaleci benim vuracağımı düşünerek iki uzun oyuncuyu barajın benim tarafıma koydu. Ben de Visca'yı çağırdım, yer değiştirdiklerinde ben vurdum." İşte bu zekadır, tecrübedir. Ne kadar basit bir detay ama çok önemli. Bu detayları yakalayabilecek birçok oyuncu var Galatasaray'da. Mesela Belhanda... Çok iyi oynamasa dahi 2'ye 1 yapıp işi çözebilir. Ya da Ndiaye... Tribünleri ayağa kaldırır, heyecanlandırır. Linnes kontrataklarda çabuk gelebilir. Sol bek almaktan vazgeçmesinler ama, uzun maraton var.
Çok tempolu, önemli bir maç oldu. Bir mutfağa gidip iki lokma alayım dedirtmediler. Geçen sene 5 kere yemeğe çık, sıkıntı olmazdı! Coşkusunda sıkıntı olmaz bundan sonra Galatasaray'ın.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.