RIDVAN DİLMEN

Coşkuyla buraya kadar...

Maçın öncesinde coşkulu bir Galatasaray bekliyordum. Maçtan önce "Fenerbahçe dördüncü yıldızı takmasın" diyen taraftarların dahi sahaya gittiklerinde takımının kazanmasını istediğini hissettik. Futbolcular da saygı duyulacak bir futbol oynadı. Devrede şöyle bir tablo vardı: Beşiktaş'ın bir tane iyi oynayan oyuncusu yoktu, Atiba bile vasattı. Defans fazla çıkamadı, ilk yarıda takım olarak yoktular. Fakat gerçekten bekliyordum ikinci yarıdaki durumu. Galatasaray defolu bir takım.
Ruhuyla, enerjisiyle başladı ama bunu kontrol edemiyordu.
Galatasaray için sorun golü atamamaktı.
Galatasaray ilk devrede Beşiktaş'ı hiçbir takımın itmediği kadar itti. Oğuzhan'ı kendi ceza sahası ön bölgesine kadar gelmek zorunda kaldı. Beşiktaş'a vururken devireceksin.
Deviremezsen ayakta kalırlar ve oyunun devamında etkili olurlar. Rakibini bu kadar geriye itmişken skor bulamazsan Beşiktaş bir-iki tık seviye arttırdığında golü bulabilir. Aslında takımın antrenörü Riekerink açığı gördü, hamleler yapmaya çalıştı. Selçuk'la Emre oraya yetmiyor, Sosa ve Oğuzhan devreye girince 3-4 pozisyon çıktı. Yüksek tempoya rağmen Galatasaray'ın golü bulamaması kilitti.
Şampiyon olurken Galatasaray, bu seviyedeki tempoya iki yarıda da 25'er dakika ulaşabiliyordu. Bu sene bunu yapamazken ilk yarıdaki etkinlikleri bile ortalamanın çok üstündeydi. İki kez geldi fırsat Galatasaray'a ama değerlendiremedi.
Beşiktaş ise biraz iyi oynarken değerlendirdi.
Beşiktaş'ın pozisyon problemi olmaz, Beşiktaş ortalama oynarken de pozisyonlar bulabilir.
Beşiktaş ikinci yarıda geldi, bildiğimiz seviyesinin altında kalmasına rağmen aradığı golü buldu. Sosa ikinci santrfor olarak etkili olmaya başlamıştı. İkinci yarıda Galatasaray'daki düşüşü bekliyordum, Oğuzhan gibi, Sosa gibi maçın sonunu iyi bitiren oyuncuları var çünkü. Şenol Güneş de Cenk Tosun'u oyuna alarak sistem değişikliği yaptı. "Benim şampiyonluğum gidebilir" dedi, risk alıp 4-4-2'ye döndü. Jose Sosa'yı ve Gökhan Töre'yi kanatlara aldı, Cenk Tosun ile Gomez'i öne koydu... Antrenör olarak doğrusunu yaptı iki taraf da.
İlk yarıda deparlı bir oyun vardı. Bu tip maçlar yorar oyuncuları... İkinci devrede bir an vardı. Martin Linnes sakatlanır gibi oldu, durumunu sorarlarken Sabri, "Hayır, oynuyor" diye araya girdi. Sağ beke geçmek istemiyor yani, bu da oyunun temposunu gösteriyordu.
Galatasaray'da Riekerink'in hamlelerini ben beğendim, coşku ve oyunu da beğendim. Olcay hücumdan vazgeçip daha defansif oynamaya başlamıştı, sarı kart da gördü. Quaresma bütün maç kendi gölgesine dahi çalım atarken, Şenol Güneş de bunu gördü ve değerlendirip Cenk'le 4-4-2'ye döndü. Golü Beşiktaş geç buldu, 50-55'lerde bulabilse farka bile gidebilirdi. Muslera, oyun bitimine 2 dakika kala kornere çıkışlara başlamıştı, Beşiktaş da o sıra skoru koruma odaklı düşünüp oynadı. Daha önce skoru bulmak kontratak fırsatları da yatıracaktı.
G.SARAY KUPAYA DÖNER
Sneijder uzun süredir oynamayan bir oyuncu ve kenara gelmesi normaldi.
Maçın öncesinde favori bir Beşiktaş vardı. Deplasmanlarda bugün itibariyle 36 puana ulaşmış bir takım var.
İkinci yarı da favoriymiş gibi oynadı.
Galatasaray'ın coşkusu beklediğimden de uzun sürdü diyebilirim. Bu tempoda oynamaya alışkın değiller. Galatasaray, bu saatten sonra ilk 5'ten vazgeçti.
İhtimal var ama bundan sonra oynayacağı iki maç da zor geçecek. Galatasaray bu akşam itibariyle 26 Mayıs'taki Ziraat Türkiye Kupası finaline konsantre olmuştur, Antalya'ya odaklanmıştır.
Antrenör olarak doğrusunu yaptı iki teknik adam da... Riekerink'in hamlelerini beğendim. Şenol Güneş de "Benim şampiyonluğum gidebilir" dedi, risk alıp 4-4-2'ye döndü. Sosa'yı ve Gökhan'ı kanatlara aldı.
F.BAHÇE DE BEŞİKTAŞ'LAŞTI AMA...
Fenerbahçe'de oyuncuların morali biraz düşmüştür ama yine de kazanmak zorundayım diye hissediyordur.
Yine de 65-70 dakika, "Acaba farkı 1'e indirebilir miyiz" diye izleyen oyuncuların enerjisi bu galibiyetle azalmıştır. Ligin boyu artık çok kısaldı, bunun etkisi olur.
Fenerbahçe enteresandır, "Oyun olarak Beşiktaş'laştı" diye tanımlayabiliriz ama geç. Atağını yaptı ama maalesef 9 gün kaldı. Avantaj fazlasıyla Beşiktaş'ta... Son olarak gole de değinelim: Pozisyonda sahaya bir seyirci girdi. Yüzde 100 eminim ki dördüncü hakem sahaya giren taraftarı Mete Kalkavan'ın kulağına söylemiştir.
Sahaya gol öncesi girdi diye düşünüyorum. Benim gördüğüm gol olmadan önce giriyor, saliselik bir farkla pozisyon oldu. Hakem kendisi görmüş olsa pozisyon olsa dahi kural olarak durdurmak lazım. Konuşulacağı için bu konuda da fikirlerimi yazmak istedim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.