OKAN MÜDERRİSOĞLU

İsrail'in İran'a karşı başlattığı, ABD'nin de bir noktada katıldığı 12 gün savaşlarının öncü bilançosu netleşti. Sıcak çatışmanın ilk anından itibaren her iki ülkenin "askeri stratejisini, kullandıkları silah ve mühimmatların niteliğini, ordularının mukabele kabiliyetini, elektronik harp yeteneklerini, siber güvenlik duvarının düzeyini" ayrıntısıyla inceleyen Türk Genelkurmay'ı, ülkemiz açısından da dersler çıkardı. Gerek İsrail'in gerekse İran'ın karşılıklı açtığı askeri ve istihbari kartlar ile teknolojik imkânların operasyonel sahaya yansıtılmasındaki beceri ve koordinasyon, halkın moralinin korunmasına eşlik eden enformasyon savaşları da hedefleri ve sonuçları bakımından değerlendirildi.
Kırılgan ateşkesle sonuçlanan bu 12 günde İsrail ve İran'ın yoğunlaştığı merkezler ile birbirlerine verdikleri hasarın Türkiye tarafından tespit edilen özet tablosu şöyle:
İsrail'in, "Yükselen Aslan Operasyonu" diye adlandırdığı saldırı dizisi, 73 dalga halinde 1.800 sortiyle gerçekleşti. İsrail drone, füze ve hava harekâtları şu noktalara yöneldi:
Tahran Radyo İstasyonu, İran Devlet Televizyonu, başkentteki füze bataryaları, Tebriz ve İsfahan'da rafineri, Devrim Muhafızları Ordusu füze üssü, hava savunma sistemleri, askeri uçak pistleri, Natanz Nükleer Tesisi, Kirmanşah'ta balistik füze depoları, endüstri bölgesi, petrokimya tesisi, sağlık merkezleri, Hürremabad'da füze rampaları ve depolar, Rey şehrinde rafineri, Bushehr'de balistik füze ve İHA üretim tesisleri, hava savunma sistemleri, Devrim Muhafızları karargâhı, Mehrabad Havalimanı, Fordow Nükleer Tesisi, Abadan Petrol Rafinerisi, (muhaliflerin tutulduğu) Evin Hapishanesi, ülkenin batısındaki çok sayıda askeri tesis.
ABD de B2 ağır bombardıman uçakları ile üç nükleer tesise; Fordow, Natanz ve İsfahan'a yönelik hava saldırısı düzenledi. Hava harekâtında 13 tonluk, (MOP-Massive Ordnance Penetrator) Dev Delici Bombaları ilk kez kullandı.
İran'a gelince... "Gerçek Vaat- 3 Operasyonu'nda" 36 dalga halinde 1.300'den fazla füze ve kamikaze drone ile İsrail'de şu noktaları vurdu:
Tel Aviv Finans Merkezi, İsrail Savunma Bakanlığı, Ben Gurion Havaalanı, Kudüs'te Ekonomi Bakanlığı, Telnof Havaalanı, Hayfa Limanı, Hayfa Rafinerisi, Gazze sınırı doğalgaz tesisi, Nevatim Hava Üssü, Eylat Limanı, ABD Büyükelçiliği çevresi, Dimona Nükleer Tesisi, Beerşeba Sorok Hastanesi, Lojistik Karargahı, Aşdod Limanı...
Sonuçta...
İsrail, ABD-İngiltere desteği ile İran'ın 1.600 km mesafedeki stratejik tesislerini vurabileceğini ispatladı.
İran ise "Demir Kubbe"nin sanıldığı gibi aşılamaz olmadığını göstermiş oldu.
Ama... İki ülke de askeri güç gösterisi ile geride "yıkım ve uluslararası hukuk enkazı bırakarak" yeni bir çatışmaya kadar yine teyakkuza geçti.

***

HUKUKULLAH!
Anlamak isteye nler, ders çıkarmayı düşünenler ve ibret alanlar için denildi ki...
Elektrik ve suyu kaçak kullanmak, devletin tarımda, hayvancılıkta ve ticarette verdiği desteklerden amacı dışında yararlanmak, çiftçinin ürününü tarlada bekleterek gerçek fiyatının altında tedarik etmek, fiyatlar artsın diye karaborsacılık ve stokçuluk yapmak, ihtiyacı olmadığı halde sosyal yardım almak, ailesinden kalan maaşı alabilmek için resmiyette boşanıp gerçekte birlikte yaşamaya devam etmek, naylon fatura ile vergi kaçırmak, sahte belgelerle mal beyanını düşük göstermek, engelli muafiyetinden yararlanılarak alınan aracı maksadı dışında kullanmak, vergi imtiyazını istismar edip rant kapısına çevirmek, menfaat için rüşvet alıp vermek, "haramdır, günahtır, ateşten gömlek giymektir, Allah'ın lanetine müstahak olmaktır!.."
Dünkü Cuma Hutbesi'nden çıkardığım notlar, İslâm Dini'ni hakiki manâsıyla yaşamanın önemini ve değerini "kişi, kurum, kimlik, görüş, aidiyet fark etmeksizin" bir kez daha gösterdi.
Kamu hakkı, "Hukukullah'tır", Allah'ın hakkıdır ve bizlere emanetidir. Hazine, kamu, belediye, vakıf ve dernek mallarına el uzatmak insanı dünyada zillete, ahirette büyük bir azaba sürükler.
Peygamber Efendimiz'in (s.a.s) uyarısı ile...
"Kamu malından haksız kazanç sağlayanlar için kıyamet günü ancak cehennem azabı vardır!"