Uluslararası ihbarcılar... Moral değerler...
Gerek 16 Nisan referandumu öncesi siyasi ve sosyolojik tablo gerekse CHP'nin "adalet yürüyüşü" dediği organizasyonun uygulanma şekli, önümüzdeki 1.5 yıla dair ciddi ipuçları veriyor. Eskiden örtülü kurgulanan işbirlikleri, artık açık düşmanlık veya cephe harekâtı olarak karşımıza çıkıyor. Almanya... FETÖ... PKK... HDP... CHP... Ve yedekte bekleyen medya organizasyonunu aynı düzlemde buluşturabilen, konjonktürel ortaklıklara iten aktörleri ve faktörleri yeniden, ciddiyetle ele almak zorundayız. Geleneksel ezberler, anlık durumları açıklamaya yetse de orta-uzun vadeli riskleri bertaraf etmeye yetmeyebilir. Ne aşırı özgüvenle meseleyi hafife almak ne de karamsarlıkla olayları olduğundan büyük görmek fayda sağlar. Gerçekçi ve soğukkanlı olmak durumundayız.
16 Nisan'daki oy dağılımını konsolide etmenin yolu, Türkiye'yi global arenada şikâyet etmekten, uluslararası ihbarcılıktan mı geçiyor? Birkaç değişik ekolün, farklı uçlara çekmeye çalıştığı CHP, siyaset üreterek iktidara gelmekle, dış siyasi planların aracı olmak arasında neden gel-git yaşıyor?
Sözün özü... Türkiye, politik, diplomatik, sosyolojik, ekonomik fay hatlarındaki kırılmalara karşı duyarlı olmak durumunda. Nasıl ki komşularla düşmanlıkları azaltıp dostlukları geliştirmeye çalışıyorsak, ülke içinde de gerilim noktalarındaki elektriklenmeyi izole edip, moral değerleri ön plana çıkarmalıyız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İYİ Parti... Acil yoğun bakım! (28.04.2024)
- Siyasi mahalleler hareketli (27.04.2024)
- Görmesi netleşen Özel, açıkgöz CHP’liler... (25.04.2024)
- Makbule Atadan... ‘İnsanüstü Atatürk... Hakiki Atatürk’ (23.04.2024)
- Değişim, dönüşüm ve zamanın ilerisinde koşmak (20.04.2024)
- Erdoğan... Bir Liderlik Dersi! (18.04.2024)
- İran, İsrail... Madalyonun iki yüzü! (16.04.2024)
- Dönüm noktaları ve Devlet Bey... (13.04.2024)
- Sü uyur, düşman uyumaz! (11.04.2024)
- Değişim… CHP mi değişti, seçmen mi? (09.04.2024)