Siyasi illüzyon Ankara gerçekleri...
Anayasa'nın ruhu ile murad edilen erkler ayrılığı da Meclis'in, Hükümet'i denetleme görevi de bir tür "siyasal illüzyona" dönüşür.
Aslında öyle olmayan ama öyle olduğu varsayılan bir sistem içinde patinaj yapılır.
Çarşamba-perşembe saat 15.00-19.00 arası Meclis çalıştırılmaya gayret edilir. Cuma Meclis yine faaliyette değildir. Yani... Milli iradenin tesis edildiği Meclis, özel günler ve gündemler dışında "kısmi çalışma" esası ile açıktır. Dolayısıyla Yasama ile Yürütmeyi net sınırlarla ayırmak, seçimle birlikte Hükümet kurma sorununu çözmek elzemdir.
"Türk milleti adına karar veren" yargının da yeniden yapılandırılması gerekliliği her zaman tartışma konusudur.
Bugün atılan adım, hâkim ve savcıların atama-terfi-disiplin işlerini gerçekleştiren Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun üye bileşimini, yani seçilme kaynaklarını belirlemekle ilgilidir. Oysa Yargı'nın, layıkıyla Türk milleti adına karar verebilmesi için milletin bizzat dahil olacağı yeni mekanizmaların kurulması zaruridir.
Bu kurumlardan, siyasal muhalefet yapması beklenmektedir. Türkiye'nin demokratik kimyasını bozan absürt kararların nedeni de bu irade sapmasıdır.
Özetle... Bugün sistem değişikliğine karşı çıkmak yerine geçiş dönemi mevzuatına, ikinci nesil reformlara ve hatta "sivil anayasa" gerekliliğine odaklanmakta fayda vardır. Türkiye, korkularla yönetilemez.
Türkiye, milli irade ile yönetilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İYİ Parti... Acil yoğun bakım! (28.04.2024)
- Siyasi mahalleler hareketli (27.04.2024)
- Görmesi netleşen Özel, açıkgöz CHP’liler... (25.04.2024)
- Makbule Atadan... ‘İnsanüstü Atatürk... Hakiki Atatürk’ (23.04.2024)
- Değişim, dönüşüm ve zamanın ilerisinde koşmak (20.04.2024)
- Erdoğan... Bir Liderlik Dersi! (18.04.2024)
- İran, İsrail... Madalyonun iki yüzü! (16.04.2024)
- Dönüm noktaları ve Devlet Bey... (13.04.2024)
- Sü uyur, düşman uyumaz! (11.04.2024)
- Değişim… CHP mi değişti, seçmen mi? (09.04.2024)