NİHAT HATİPOĞLU

Malum derginin Hz. Peygamber (SAV) ve Hz. Musa'yı birer terörist gibi göstermesi, halkın ve her yaştan müminin infialiyle karşılaştı. Sonradan zevahiri kurtarma gayreti de içi boş birer hamle olarak kaldı.
Hz. Muhammed'den ne istiyor bu kişiler? Bu basiretsiz bir girişim mi yoksa planlı bir operasyon mu? Algı kirletmesi mi? Olaya, gidişata ve daha önceki faaliyetlere baktığımızda koordineli bir çalışmayla karşılaşabiliyoruz. Adlar, soyadlar, görevler değişiyor ama Hz. Muhammed'i hedef alan bu rezil hamleler değişmiyor. Bunlar her yerden çıkıyorlar. Hadlerini aşıyorlar. Kendilerini ilgilendirmeyen konularda söz söylüyorlar. Hz. Muhammed'i tanımıyorlar. İğrenç bilgilerle İslam Peygamberi'ni yorumluyorlar.
Yorumlarında bilgi, insaf, edep, adap yoktur. Hz. Peygamber'e saldırmayı sıradan bir kişiye saldırı gibi görüyorlar. Veya öyle biliyorlar.
Saldırgan olan beyler, bayanlar!.. Haddi aşan utanmazlar!.. Şunu iyi bilin:
Yeryüzünde bir tek mümin kalsa, Hz. Muhammed'in bir tel saçı için canını feda etmekten vazgeçmez. Belli ki aklınız bu duyguyu anlamıyor. Bu sevgiyi, bu saygıyı, bu bağlılığı bir türlü bir yere konduramıyorsunuz. Ama mesele budur. Dilerim bundan sonra adımınızı atarken dikkat edersiniz. Hz. Peygamber'e inanır veya inanmazsınız. Zerre kadar umurumuzda değil. Herkes kendi ahiretini kendi çizer. Ama pis ve çirkin emellerinizi Hz. Peygamber'den uzak tutun. Sınırınızı, edep ve çizginizi koruyun. Bizim istediğimiz bu. Saygısızlık etmeyin.



İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ MÜ?
Müminlerin baba ve annelerinden daha aziz saydıkları bir kutsala saldırmak, O'nu aşağılamak ne zamandan beri ifade özgürlüğü olarak kabul edildi? Buna fikir özgürlüğü değil, "utanmazlık, ahlaksızlık, çapsızlık özgürlüğü" denebilir. Herhangi bir hususta belli edep ve adap içinde vicdanları yaralamadan ifade beyanına fikir özgürlüğü dersiniz. Ama her iki peygamberin adını zikrederek onları katil gibi göstermek hangi özgürlükle izah edilebilir?

NEDEN SALDIRIYORLAR?
Hz. Muhammed hakkında çirkin algı oluşturma hamlesi Batılı oryantalizmin de takip edegeldiği bir operasyondur. Yıllardır bu iş böyle yürütülüyor. Peygamber'in haremine (aile hayatına) uzanacak kadar hayâsızca saldırılar yapıldı. Evlilikleri dile dolandı. Yanlış bilgiler servis edildi. Peki neden Hz. Muhammed (SAV)?.. Zira Hz. Muhammed, Kuran'la bizi buluşturan isimdir. Kuran'ın nasıl okunması gerektiğini, hangi ayetin nerede, nasıl ve hangi olay üzerine indiğini anlatan insandır. Rabb'i kul ile muhatap kılan isimdir. Onu çirkin algılarla yıpratmak, İslam düşmanlarının en büyük emelidir.

KIBLESİNİ YİTİRMİŞ İNSANLAR
İslam aleyhindeki her operasyonda görünenlerin kendileriyle konuştuğumuzda dinlerinin İslam olduğunu söylerler. Kimlikte isimlerine bakıyorsunuz ya Ahmet'tir, ya Enes'tir ya da benzeridir. Baba ve anneleri Müslüman isim takmışlardır. "Peki, bütün bunlara rağmen neden İslam'a, Hz. Peygamber'e dil uzatırsınız?" diye sorarsanız ciddi hiçbir gerekçe sunamıyorlar. Şuursuzluk mu, aymazlık mı, bilgisizlik mi, çirkinlik mi?.. Varın cevabını siz verin.

EFENDİMİZİ KİMSE YIPRATAMAZ
Bizim için iki âlemin de önderi ve lideri olan Hz. Muhammed, 1400 yıldır gönüllerin mimarı olarak duruyor. Ahmed-i Muhtar Efendimiz, Şah-ı Resul'dür. Mahşer âleminin şahinidir. Sultanların sultanıdır. Mahşerin sığınağıdır. Bütün insanlığa hidayet rehberidir. Güzel ahlakın timsalidir.
Bir gülüşüne 1000 can fedadır. İffeti iffetimizdir. Gülüşü gülüşümüz, gözyaşı gözyaşımızdır. Emri fermanımızdır. Varı varımızdır. Yoku yokumuzdur. Canı canımızdır. Kıblesi kıblemiz, helali helalimiz, haramı haramımızdır.



DİL UZATANLAR REZİL OLDULAR
Tarih şahittir. Kim ki Efendimize dil uzattı, dünyada rezil oldu. Ahirette de rezil olacaktır. Şöyle bir hafızamızı yineleyelim. Kimler ona saldırmadı ki! Kimler? Hani neredeler? Adları sanları kayboldu. Ya Hz. Muhammed (SAV)?.. O gün geçtikçe gönüllere yeniden doluyor. Sözleriyle, kendisine gönderilen kitapla hep yol gösterdi. Biz yolcu; O, yolun sahibi oldu. O kadar mütevazıydı ki abartıyı kaldırmak için "Beni İsa gibi uçurmayın" buyurdu.
Kendisini görünce heyecanlanan bir köylüye, "Kendine gel kardeşim. Ben Mekke'de güneşte kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum" diyecek kadar sadra (gönüle) şifa oldu. "Ben ve yetimi kollayan cennette işte bu iki parmak kadar yakınız" diyecek kadar mazlumun yanında saf tuttu. Kim onunla yarışabilir? Yaşadığı dönemdeki krallara, Kisrâ, Kayser ve Necaşilere dinini tebliğ etti. Bütün evreni muhatap aldı. O'na uyanlar uyandılar. O'na düşmanlık edenler kinlerinde boğuldular.

BİZ AYNAYIZ, BAKANI YANSITIRIZ
İman edenler ayna gibidirler. O aynada herkes kendini görür. İslam, Hz. Peygamber, Kuran ve sadık müminleri görünce nefret ve kin kusanlar aslında kendilerini tarif ediyorlar. Hz. Peygamber, Mekke'de oturuyor. Ebu Cehil (cehaletin babası) oradan geçti. Hz. Peygamber'e baktı ve "Ne kadar çirkinsin" dedi. Hz. Peygamber duruşunu hiç değiştirmeden "Doğrudur" dedi. Birazdan Hz. Ebu Bekir geldi ve Efendimize bakarak "Ne kadar güzelsin" dedi. Efendimiz biraz evvel dediğini söyledi: "Doğrudur." Sahabe şaşırıp "İkisine de evet dediniz" deyince Efendimiz şöyle buyurdu:
"Biz aynıyız, bize bakan kendini görür. İlki imansız bir isimdi, bize bakınca kendi küfür, isyan ve çirkinliğini gördü. Onun için 'Doğrudur' dedim. Ebu Bekir ise bize muhabbetle, sevgiyle baktı. Çünkü ruhu pak ve nezihti. Bundan bizi öyle gördü."
Bu noktada bizi üzen tek husus şudur: Bu kadar saldırgan, önyargılı, bilgisiz, ruhsuz, robotlaşmış insan nerede kendine zemin buldu? Az da olsa bu kadar İslam düşmanı nerede yetişti? Bunu sorgulamalıyız.

İKİ KARİKATÜRÜN MESAJI
Batı'daki ahlaksızların karikatürlerinde özne Hz. Peygamber'di. Leman dergisindeki özne de Hz. Peygamber'di. Bu bir şey anlatmıyor mu? Ülkemizdeki saygısızların nereden nemalandıkları apaçık ortada. Bütün İslam'a saldıran çirkin ve çirkef cenahın hedefi Hz. Muhammed olmuştur. Keşke bu kişiler O'na saldırmak yerine O'nu tanımaya, hayatını test etmeye gayret etselerdi.

BATI'DA İSLAM YÜKSELİYOR
Gelecekte Doğu mu, Batı mı İslam'ı taşıyacak? Bunun cevabını vermek zor. Ancak Avrupa ülkeleri ve Amerika'da İslamlaşma çoğalıyor. Batı'daki yeni neslin daha çok araştırmacı olması bu yönelişi tetikliyor. Kuran'ı, Hz. Peygamber'i ve Mevlânâ, İbn Arabi gibi tasavvuf büyüklerini okuyanlar sonunda kendilerini İslam'da buluyorlar. Bu dönüşüm gelecek yıllarda çoğalacak. Hiçbir güç de buna engel olamayacak.

EFENDİM HAZRETİ MUHAMMED'DİR
En daraldığımda ellerimden tutup ötelere götürsen.
Sesine kurban olduğum ruhuma âb-ı hayat sunsan.
Bikesliğimizi yutkunduğumda ben varım desen.
Tövbeler tövbesi dediğimde bir yâr gibi baksan.
Ne olur yüzüme vurmasan hatamı ve kabulümsün desen.
Ayağına yüzüm sürdüğüm kollarımdan tutup kaldırsan.
Ömrümü sana adadım bir nazarına râm olsam.