NİHAT HATİPOĞLU

Niye Müslüman olmalıyım?

Bu sorunun cevabını vermek için "Ben neyim, kimim?" ve "Benden ne isteniyor?" gibi soruların cevabını aramak lazım. Bu dünyaya geldik. Anne babamız aracı oldular. Ama yaratıcı onlar değil elbette. Her baba veya anne, istediği nitelikte evlat sahibi olmak ister. Sağlıklı, mükemmel, zeki, çalışkan ve bunun gibi bütün güzel niteliklerle donanımlı olsun ister. Ama böyle olmuyor. Çünkü Yaradan istediğini yapıyor.
Biz her varlığı, detayıyla, teferruatıyla Yüce Allah'ın yarattığına ve idare ettiğine inanıyoruz. Bizi bir sınav için yarattı ve sorumluluklarımızı da elçileriyle gönderdi. Hz. Âdem'den son elçi Hz. Muhammed'e kadar bütün peygamberler bizlere Yaradan'ı, yaradılanı, görevimizi anlatmaya geldiler. Bizler de nefsimizin veya menfaatimizin kulağımıza fısıldadığını değil de inancın, vicdanın ve aklın gerektirdiğini yapacak olursak aslında dünya gülistana döner.
Aklı başında, sağlıklı düşünen her insaf sahibi insan, yaradılmışın değil, Yaratıcı'nın dairesinde yer alır.
Meçhul -bizce malum- bir âleme gidecek. Akıllı adam ne yapar; gideceği yere uygun erzakını, öteberisini alıp yola öyle çıkar. Ötekisi ise halkımızın deyişiyle "Saldım çayıra, Mevlam kayıra" hesabı idealsiz yaşar ve habersiz ölüp gider. Yarın dirilince de, "Bir fırsat daha" der durur.
Aklı başında olan, etraftan etkilenmeyen ve İslami kaynaklardan İslam'ı öğrenen herkes Müslüman olmak ister. Aklının ve vicdanının onu getireceği son liman İslam olur. Zira İslam, insanlığın muhtaç olduğu her şeyi vaat ediyor.
İslam ne vaat ediyor?
Dilerseniz şöyle kısa bir yolculuk yapalım:
- İslam, Allah'ı vaat ediyor. Allah'ı sevmemiz gerektiğini vaat ediyor. Yolun sonunda huzura kabulü vaat ediyor.
- İslam, kadın ve erkeği bir bütün kabul ediyor.
- Maddi ve manevi her türlü şiddeti, işkenceyi, acımasızlığı reddediyor.
- Kadın, erkek, anne, çocuk, hayvan, hatta bitkiye, ormana, ağaca, suya, denize velhasılı kime ve neye karşı olursa olsun haddi aşmayı günah kabul ediyor.
- İslam, hırsızlığı, arsızlığı, hak yemeyi reddediyor.
- Küfrü, hakareti, ihaneti, münafıklığı, aymazlığı, iftirayı, yalan sözü, yalan şahitliği reddediyor.
- İslam, haram kazanmayı ve haram yola harcamayı reddediyor.
- Günde 5 vakit Yaradan'la sohbet etmeyi, yılda bir ay nefsi terbiyeyi, fakiri anlayıp ona yardım etmeyi, zekât ve sadakayı emrediyor.
"Veren ol" diyor.
- Cinayeti, zulmü, vicdansızlığı reddediyor.
- Irkçılığı, köleciliği, insan istismarını reddediyor.
- İnsanı; rengi, yüzü, şekli ve görüntüsüyle değil insan olma vasfıyla muhatap alıyor.
- Adaleti, hakkaniyeti, nefsi müdafaayı emrediyor.
- Çocuğun ve mazlumun masumiyetini, hukuken temel haklardan sayıyor. "Adalet mülkün temelidir" diyor.
- İslam, "azgınlaşma, günah işleme, sömürme" diyor.
- İslam, "gelişmiş ve sömürgeci olan güçlere prim vermeyin, mazlumla beraber olun" diyor.
İslam, sömürülmüş, hakları elinden alınmış, önlerine bariyerler konulmuş, hayat standartları çağdaş sömürgeciler tarafından gasp edilmiş insanlara "Bir araya gelip haklarınızı uygun zeminde arayın" diyor. Nitekim Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Mekke'de yaptığı buydu. Habeşli köle Hz. Bilal, köle Hz. Vahşi, köle Amir, köle Ebu Fukayha, köle Zinnire, İranlı ateşgede Hz. Selman, Amir bin Füheyre ve yaşı 10-30 arası genç kuşak... Dünyanın bütün sömürgeci güçlerine, o günün İran, Rum, Yemen, Habeş, Mısır imparatorlarına meydan okumadı mı?
Dünyanın geleceği İslam'da
Bugün de değişen bir şey yok. En son virüsle savaşta Afrika ve geri bırakılmış ülkelere aşı göndermeye tenezzül etmeyen insanlığın bakış açısının, "Bu ilacı önce siyahilerde deneyelim" diyen çağdaş kölecilerin, köle ağası Ebu Cehil, Amir, Velid, Şeybe, Uteybe, Firavun, Haman, Nemrut'tan ne farkı var?
Kapitalizm başta olmak üzere bütün siyasi ve felsefi düzenler, "izm"ler, miadını dolduruyor. Tevhide, özellikle İslam'a karşı duruşlarını felsefi, sosyolojik ve ekonomik üçlemde tutan ve bütün insanın söylemlerini aldatma üzerine bina eden operasyonlarla karşı karşıyayız.
Mazlum halkların sığınağı
Siz sömürgecilerin insancıl göründüğüne bakmayın. Özgürlükten yana olduklarını sanmayın.
Hakkaniyet ve adalet ilkelerine bağlı oldukları hikâyesine aldanmayın. Elbette bir nefret ve önyargı objesi olsun diye bunları yazmıyorum.
Görünen köy kılavuz istemez. Sadece "Resmin tümünü görelim ve aldanmayalım" diye yazıyorum.
Mazlum, hakkını alsın diye yazıyorum.
Bu vahşi çark, bir de sömürülen halkların yararına dönsün diye yazıyorum. Bir tarafta tiksindirici bir oburluk, öteki tarafta mandalarla aynı gölden su içen Afrikalı çocuklar. Daha bir yaşına gelmeden hayatını kaybeden, sömürülmüş halkların küçük evlatları!
Akbabalara yem olan çocuklar kimin umurunda sizce?
Bütün tenkit veya uyarıları ideolojik veya davetçi bir ön niyetle yaptığımı sanmayın.
Önce bu mazlumlara insanca yaşamı kazandıralım. O halkların madenlerini paylaşmayalım.
Sömürmeyelim.
Zenginliklere el koymayalım.
Misyoner dürtüsüyle değil, insani endişelerle oralara gidelim. Önce insanoğluna Rabb'in verdiği hakları verelim.
Sonra da Kur'an'ı ve Hz. Muhammed'i tanıtalım. Unutmamak lazım, din afyon değil.
Sömürme aracı hiç değil. Bilakis İslam, son kurtuluştur, mazlumların sığınağıdır. Dik durma ve durulanma vesilesidir.
Hele de İslam, gerçek Müslüman'la buluştuğunda.

***


Cennete sokacak dua
Adamın biri şöyle dua etti: "Allah'ım, nimetinin tamamını isterim." Bunu duyan Hz. Peygamber sordu: "Nimetin tamamı nedir biliyor musun?" Adam cevap verdi: "Yani ben hayrın tümünü istedim." Hz. Peygamber cevap buyurdu: "Şüphesiz nimetin tamamı cennete girmek veya cehennemden kurtuluştur." O halde biz de duamızda böyle diyelim: Allah'ım, nimetinin tamamını isterim.

***

Uyuz deveyi ilaçlıyordu
Hz. Ali anlatıyor: Bir gün devletin develerinin bulunduğu ahıra uğradım. Hz. Ömer'i gördüm. Eline bir çaput sarmış, devlete ait uyuz develerin sırtına ilaç sürüyordu. Develeri eliyle temizliyordu.

***


"O, Allah'la meşgul"
Tasavvuf büyüklerinden İbrahim Edhem, Hanefi mezhebinin kurucusu büyük bir hukukçu, âlim ve zahid olan Ebu Hanife'nin meclisine uğrayıp selam verir. Ancak orada bulunan bazı genç ilim talebeleri, İbrahim Edhem'i küçümserler. İmam-ı Azam Ebu Hanife, bunu sezer. İbrahim Edhem'e özel ilgi gösterir, iltifat eder, "Buyurun, hoş geldiniz, şeref verdiniz" der. İbrahim Edhem teşekkür eder, selam verip ayrılır.
Öğrenciler, büyük âlimin İbrahim Edhem gibi bir tasavvufçuya fazlaca ilgisine şaşırırlar.
Sorarlar, "Efendim! Sizin gibi bir âlim, bu sofuya -tasavvufçuya- nasıl olur da 'Efendim' der, şaşırdık." İmam Ebu Hanife, nefsini öldürmüş, haset ve benzeri hastalıklardan arınmış bir âlim olarak şöyle cevap verir: "O küçümsediğiniz Allah dostu, daima Allah'la meşguldür. Biz ise işin zahiriyle, görüntüsüyle meşgulüz."

***


'Kısas istiyorum'
Bedir Savaşı öncesidir. Hz. Peygamber safları kontrol ediyor, yaşı küçükleri geri çeviriyor, son sözlerini söylüyor... Bir ara öne çıkmış, safları bozan birine doğru elindeki kamçıyı uzatıp karnına hafifçe değdiriyor. Bu kişinin adı Sevad bin Gaziyye. Karnına kırbacın ucu değince Hz. Sevad şöyle dedi: "Ey Allah'ın elçisi! Beni incittin. Senden kısas istiyorum. Ben de senin karnına elimdeki kırbacımla dokunmak istiyorum."
Hz. Peygamber, bunu duyunca Hz. Sevad'a doğru yürüdü ve karnının üzerindeki gömleği sıyırdı. Kırbacı Sevad'a doğru uzatıp "Al bunu Sevad ve hakkını al benden. Sen de karnımı kırbaçla dürt" dedi. Hz. Sevad, Efendimize yaklaştı. Elindeki kırbacı yere fırlattı ve karnını öpmeye başladı. Efendimizden zor ayırdılar Hz. Sevad'ı. Bir taraftan sevinç gözyaşı döken Hz. Sevad, kendini şöyle savundu: "Birazdan savaşa gireceğiz. Belki şehit olacağım. İstedim ki, dokunduğum son şey Efendimizin vücudu olsun."
Sevgi tezahürü... Kiminde bakarak, kiminde özleyerek, kiminde dokunarak, kiminde aynileşerek, kiminde sevilende fani olarak ortaya çıkar.

***


Sezaryen doğum yapmak gusül abdesti gerektirir mi?
Sezaryen yöntemiyle doğum, normal doğum kapsamı içindedir. Doğumdan -yani sezaryenden- sonra rahimden kan gelmezse kadın gusül -boyabdesti alır ve namaz kılmaya başlar. Ama rahimden kan gelmeye devam ediyorsa kanın kesilmesinden sonra gusül yapar. (Serahsi, 3, 210)
Tüp bebekte başkasına ait sperm, yumurta, embriyo veya rahim kullanılabilir mi?
Tüp bebek yönteminde evliliği devam eden çiftin (karı-koca) dışında üçüncü şahsa ait sperm, yumurta, embriyo kullanılamaz. Başkasına ait rahim de kullanılamaz. Zira bu durumda evlilik kurumu, neslin devamı, neslin korunması gibi sıkıntılar kaçınılmaz olur. Dini açıdan da sakıncalı olan bu durumun psikolojik ve sosyolojik birçok problemle önümüze gelmesi kaçınılmazdır. Sperm ve yumurta döllenmesi, evlilikleri devam eden karı-koca arasındaki faaliyetle ancak meşru kabul edilebilir.
Anne karnında ölen veya kendiliğinden düşen, düşük olarak rahimden koparılan cenine ne yapılır?
Ceninin organları belirmemiş ise yıkanmaz. Organları tamamlanmış veya bazı organları tamamlanmış ise yıkanır ve beze sarılıp defnedilir.

***


Hz. Aişe anlatıyor
Hz. Peygamber son zamanlarında hasta olarak yatıyordu. Ben ona Felak, Nas surelerini okurdum. Sonra Efendimizin üzerine üfürürdüm. Sonra O'nun avuç içiyle vücudunu sıvazlardım. Kendi elimi sürmekle yetinmez, O'nun avucuyla da vücudunu sıvazlardım. Zira O'nun eli benim elimden, O'nun avucu benim avucumdan daha hayırlıydı.

***


Bir ayet
"Öyleyse emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür." (Hud, 112)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.