NİHAT HATİPOĞLU

Yeraltında en çok ne var?

Tasavvufi derinliğin aynalarından biri olan Behlül Dana bir gün sordu: "Yeraltında en çok ne vardır bilir misiniz?" Sonra dinleyenlere döndü ve cevabını kendisi verdi: Yeraltında en çok ölülerin vah vah'ları ve keşkeleri vardır. Pişmanlıkları vardır.
Ölenler pişmanlık duyar
Efendimiz (s.a.v.) bir seferinde şöyle buyurmuştu: Ölüp de pişmanlık duymayan hiç kimse yoktur. Sahabe bu sözü açmasını istediler. Ve sordular: Ey Allah'ın Elçisi bu nasıl oluyor?
O, şöyle cevap buyurdu: "Ölen iyi ve iyilik yapan bir kişi ise ahireti görünce neden dünyada daha çok iyilik yapmadım diye hayıflanır. Kötü bir kişi ise; neden ölmeden önce tövbe edip doğru yola girmediğine yanar ve pişmanlık duyar. (Tirmizi)
Seher vakti âlem uyurken
Seher vakti kâinatın sükûna erdiği, ayakların çekildiği, ehli zikrin ise uyanık olduğu zamandır. Bu özel zamanı ihmal etmemek lazım. Her fecir vakti sabahın şahit melekleri yeryüzünü teftiş ederler. Kim ne yapıyor, diye.
Fecir suresinde Yüce Rabbimiz onun için 'Fecre yemin olsun' buyurur. Gecenin sonunu, sabahın doğuşuyla karşılayan Fecir ehli yeni güne böyle başlarsa ne ala! Yoksa günü de, gecesi de, harmanı da bozuk olur.

****

IRKÇILIĞI DİNLE DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ

Bozulmuş olan toplumlar nasihatle, gönül kazanarak düzeltilebilir. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) 23 yıllık nübüvvet hayatında takip ettiği yöntem buydu. Dine, hikmetle ve güzel örnekle çağırdı.
Öncelikle Ensar ve Muhacir kardeşliğini kurdu. Arap hiyerarşisini ümmet bilinciyle yıktı. Asilzade Hz. Ömer'i, Habeşli köle Hz. Bilal'le aynı safa kabul etti. Hatta imametten sonraki en önemli makamı -müezzinliği- eski siyahi köle Hz. Bilal'e teslim etti.
Irkçılık din kadar güçlü bir alan oluşturabilir. Asabiyet, yani ırkla övünme en eski hastalıklardandır. Aşiret, boy, kabile asabiyeti 'Tekasür' suresinin ilk ayetine konu olacak kadar helak edicidir. Onun için Hz. Resul (s.a.v.) "ırka çağıran bizden değil" buyuruyor. Mekke'de; Hz. Bilal'i, Hz. Süheybi Rumi; gibi Arap asıllı olmayan sahabeyi, Medine'de her ırk ve dinden insanı etrafında toplayan Hz. Nebi (s.a.v.) Kureyş ırkçılığını ümmet bilinciyle yerle bir etti. Irkçılığın felaketini ancak ümmeti Muhammed bilinciyle yıkarız. Bizler, bıkmadan, usanmadan, dinlenmeden, nefeslenmeden yeniden bir Mekke ve Medine dönemindeki 23 senelik tebliğ rüzgârı estirmek zorundayız.
Girilmedik gönül, kapısı çalınmadık ev, tokalaşmadık kırık gönül bırakılmamalıdır. Bozulanı ancak rahmet teması imar eder. Kırarak, yıkarak, bozarak değil. Zira şeytanın elindeki malzemeyi almadan, insanları şeytanın tuzağından kurtaramayız. Gönlümüz ve imanımız ırkçılığı mahkûm eder.
Yeniden imana, ahlaka ve ıslaha çağırmak için donanımlanmalıyız. Kaybettiklerimizi, kaybettiğimiz yoldan geçerek kazanabiliriz. İnsanlara ,dini alıştıklarıyla yolla ve sistemle öğretirseniz, sizin daha öncekilerden farkınız kalmaz. Bir yeni ruh, yöntem ve mesai ile yeniden işe koyulmalıyız.
Irkçılık, vefasızlık, hak bilememek, iyiliği ve hizmeti takdir edememek gibi hastalıklarla boğuşanları ancak sağlam ve bilinçli bir din terapisi ve gönülle kazanabilirsiniz. Diğer yollarla değil.

***

ALLAH'I BİLİYOR MUSUNUZ?

Allah'ı hakkıyla bildik mi? Allah'ı, yüceliğine uygun tarzda takdir ettik mi? O'nun yüceliğinin, kudretinin farkında mıyız?
O'na karşı büyük bir tazim, kulluk, teslimiyet ve rıza içinde olmalıyız. Rabbe karşı edebimizi tam takınmalı ve O'na boyun eğmeliyiz.
O'na ibadet ederken huzurunda, O'nun kontrolünde ve gözetiminde olduğumuzu unutmamalıyız.
Sadece ibadette mi? Günah işlerken de "O", sizi görüyor. Kötü söz söylerken de sizin fısıltınızı biliyor. Gizli her amelin ona aşikârdır. Marifetullahı eğer adabına uygun yaşasaydık her anı istiğrak halinde olan bir mümin edası içinde O'nun yüreğinde yanıp kül olurduk. Tıpkı dağa tecelli eden nuru, Tur-i Sina'da Hz. Musa'yı kumlara uzattığı gibi bizi de kendine âşık ederdi. Bizler nereye baksa Hakk'ı gören gönül ehlinden çok uzaklıkta, sözü ile fani olmayı iddia ederken kalbi sonsuz bir hayatı arzu eden, tulul emel (sınırsız arzular) sahibi birer müthiş tüccar gibiyiz.

***

HİÇBİRİ GERİ DÖNMEDİ

Hz. Peygamber'in (s.a.v.) dostlarına Mekke'de büyük işkenceler uygulandı. Bu işkencede şehit olanlar oldu. Kan kusanlar, sakat kalanlar ve aklını kaybedecek hale gelenler oldu.
Bu dönemi anlatan İtalyan tarihçi Leone bütün art niyetine, bağnazlığına ve İslam düşmanlığına rağmen şu itirafta bulunur: Hayrettir. Hayrettir ki, Peygamber'in yol arkadaşları arasında bir tane bile dönek çıkmamıştır.

***

VEDA EDEN GİBİ...

Efendimiz (s.a.v.) namaza kalkana böyle buyurdu: "Veda eden kimsenin kıldığı gibi namaz kıl."
Namaza durunca kalbini dünya endişelerinden kopar. Yüce Allah'la baş başa olduğunu düşün. Belki bu son vakittir. Belki bir daha namaza duracak vaktin olmaz. Öyle bir namaz kıl ki; Fatiha ile tam bir hamde ulaş, selamla bütün günahlarından arın. Namazın tövben olsun.
Namazdan birkaç dakika sonra ahirete gidecek bir insanın şuuruyla namaz kıl.
O (s.a.v.) namazı öyle kıldı. Sahabi de öyle kıldılar. Bizim de, onların yolundan giderek dini Allah'a has kılmamız gerekir.

***

KIYMETİN BİLİNMİYOR MU?

Bazı insanlar kıymetlerinin bilinmemesinden şikâyet ederler. Derler ki, falanca kişiler hiç hak etmedikleri itibarı görüyorlar. Ben ise şu özelliklerde olsam da kadru kıymetim bilinmiyor.
Bu hal doğru olsa bile, üzüntü sebebi olmamalı. Önemli olan kulun nasıl gördüğü değil, hakkın nasıl gördüğüdür. Hak Teala seni iyi görüyorsa tasaya ne gerek var? Hak Teala iyi görmüyorsa, dünya ehlinin kadru kıymet göstermesine sevinmek niye?

***

HZ. MUHAMMED (S.A.V.) HAKKINDA NE DEDİLER?

Prof. Dr. Mones: Onun her sözü vecizedir.
V.A. Erotsen: Ben şahsen Hz. Muhammed'in hayranıyım.
Prof. Dr. Jules Messerman: Bütün zamanların en büyük lideri Hz. Muhammed'dir.
Prof. Dr. Michael Hart: Hz. Muhammed tarihte dini ve dünyevi açıdan en üstün başarıya ulaşmış tek kişidir.
Tolstoy: Hz. Muhammed hürmet ve saygıya fazlasıyla layıktır.

***

BİR HADİS

"Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez."
(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.