NİHAT HATİPOĞLU

Karaborsacılık ve stokçuluk haramdır

Ülkemizdeki döviz hareketini fırsat bilip her ürünü fahiş fiyatla satan, tüketiciyi zor durumda bırakan fırsatçılar var.
Bunların bir kısmı aç gözlülüğünden diğer bir kısmı ise siyasi hedeflerden dolayı bu çirkin günahı işliyor. Zira ürünü karaborsaya düşürüp fiyat arttırmak haramdır.
Ürünün hak etmediği fiyatı ürüne yaslayıp insanları mağdur etmek haramdır. Stokçuluğun her türlüsü haramdır.
Hz. Peygamber (s.a.v.): 'Bizi aldatan bizden değil' buyuruyor. Hz. Ali fiyat yükselsin de satayım diye gıda maddesini kırk gün saklayıp öyle satanın kalbi kararır der.
Ticaret meşrudur. Her Müslüman ticaret yapabilir. Hz. Peygamber (s.a.v.) yıllarca ticaret yaptı. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Abdurrahman bin Avf, Ebu Hanife ve daha binlerce alim, zahid ticaret yapmıştır. Ancak ticarete hıyanet bulaştı mı bereket kalmaz. Bu noktada kul hakkı söz konusu olur.
İffetli ve dürüst tüccar Allah'ın korumasındadır. Ancak aldatan, gözü açık, fırsatçı, fesatçı kişi kim olursa olsun Müslüman'ı aldatandır. Aldatan da Allah'ın emanının dışındadır. Bu nedenle de pazarı makul ölçüye çekmek devletin olduğu kadar halkın da görevidir.

****

ÜŞÜYEN YÜREKLERİ KUR'AN ISITIR

Sonbahardayız. Mevsim değişti. Soğuk günler bekliyor bizi. Dereceler eksiyi gösterecek. Kar ve yağmur, belki dolu inecek. Ağaçlardaki yapraklar sararacak. Bazı bölgelerde zemheri soğuklar dudakları çatlatacak. Kısacası o ılık ılık esen rüzgâr yerine şimşekler, yıldırımlar, boranlar göreceğiz. Üşüyeceğiz. Daha kalın, koruyucu elbiseler giyeceğiz. Üşüyen vücudumuzu ısıtmak için.

***
Ancak kalbimiz de üşüyor. Dilerseniz kalbinizi kontrol edin. Eskisi kadar sevecen, sıcak, ılımlı ve tahammüllü değiliz. Dışarıdan gelen her rüzgâr, her ses, her söz üşütüyor bizi.
***

Kur'an'la ahdi yenileme zamanı. Kur'an'la ısınma zamanı. Onu okuyun. Düşünmek için, ibret alıp yıkılmamak için. Surelere sığının. Bazen 'Kamer'e, bazen İnşirah'a, bazen Duha'ya, bazen Yusuf'a, bazen Tarık'a, bazen Tevbe'ye, bazen İsra'ya, bazen Taha'ya, bazen Furkan'a sığının. İnsanların aymazlığı mı sizi daralttı işte Mutaffifin orada sana, beni oku diyor. Vefa yerine cefa mı gördün; işte Yusuf Suresi buradayım diyor. Zafer uzak mı diyorsun; Fetih suresi sen benden, ben senden hicret ettik diyor sanki, Efendimize ait bir iz mi arıyorsun işte ılgıt ılgıt esen rüzgar pencerelerini tavaf edercesine dönerken Efendimiz'in Hucurat'ını hatırla.
Efendimiz (s.a.v.) daralınca başını göğe çevirirmiş; dilersen Ve'n Necmi de, ve't-Tarık de, göğü anlatan Şems'e dilersen - Kamer'e dön.
Soran büyük, sorulan çok büyük bir hatıra mı aradın - Mümtehine'ye, Mücadeleye - bak.
Dağıldık mı, aramıza tefrika girdi mi diyorsun, 'Saff' suresine sığın.
Ahiret korkusu daraltıyor mu seni, Haşr suresinde meveddet var. Oraya yolculuk et.
İnsanların aymazlığından, hicranından, aykırı düşüşlerinden şikayette misin Teğabun suresinde ısınırsın.
Münafık simalılar ve nifaka batmış kalpler mi seni umutsuz kılıyor 'Münafikun' suresine bir uğra.
Ahiret yurdunu ihmal etmiş kara suratlar mı gördün. 'Hakka' suresinde senin derdine cevap var.
Sevgili Efendimizin silkinişini, kalkışını, ibadete ve yola koyuluşunu mu özledin; Müdessir ve Müzemmül sureleri bütün haşmetiyle seni bekliyor.
İmansızların dünya üzerinde çalım atıp yürüyüşleri mi seni öfkelendiriyor: Naziat'ı anlatan sureyi oku. Meleklerin öfkesini gör.
Karanlık ve dipsizlik safi gönlünde bir helezon gibi sizi aşağıya mı savurdu o zaman vel-Fecri de.
Leyl olmuş, Gaşiya olmuş, Karia olmuş kısaca Kur'an'da ne yer almışsa senin ilacın orada.
Bu kış kalbini Kur'an'la ısıt.

****

313 MÜMİN ADAM

Bin kişiye karşı 313 mümin adam ayağa kalktı. Kimi Mekkeli kimi Medineli hepsi bir sevgiliye sevdalı. Başlarında Hz. Resul (s.a.v.) var. 313 mümin adam ellerini kılıçlarına attılar. Saf saf oldular. Putları parçalamış, Allah'a yönelmiş, eskinin şirkini toprağa bulamış 313 mümin, 313 sahabe.
Efendimizin dudaklarına bakıyorlar. Aralanacak dudaktan çıkacak sözlerle göğü yakarlar! Yeri göğe, göğü yere indirecek Rabbe sığınıp gelmişler.
Nihayet o mübarek dudak aralandı. 'Genişliği yer ve gökler kadar olan cennete kalkın' 313 mümin ayağa kalktı. Bu son dinin ilk ve en çetin imtihanıydı. Bedir'di.
313'ten biri elinde bir hurma ile yürüdü. 'Genişliği yer ve gökler kadar olan cennet mi' oh oh ne güzel.
Bu sözleri söyleyen Umeyr'di (r.a.). Efendimiz (s.a.v.) neden oh, oh ne güzel dedin ey Umeyr diye sordu.
Umeyr (r.a.) derin bir teslimiyet içinde şöyle dedi: Ey Allah'ın Elçisi. Vallahi o cennetin bir sakini olmak için ben böyle dedim:
Allah'ın Resulü bu kabarmış okyanusa şöyle seslendi: Sen o cennet ehlindensin.
Bu söz Umeyr'in (r.a.) tufana dönmüş yüreğini göğsünden fırlatacak kadar heyecanlandırmıştı. Demek ki kapı açıktı. Sanki kendi kendine haydi Umeyr ne duruyorsun der gibiydi. Elindeki hurmanın yarısını ısırmış çiğnemeye hazırlanıyordu. Bir cennet. Sonsuz bir rahmet. Orada Rabbi görmek vardı. Daha ne duruyordu ki! Şimdi koşmak zamanıydı. Kapı aralanmış sanki cennetin bekçisi Rıdvan başta olmak üzere bütün melekler âlemi tebessüm ediyorlardı.
Hadi Umeyr gelsene der gibilerdi. Artık o dünyaya ve ötesine bizim gözümüz ve bakışımızla bakmıyordu.
Birdenbire elinde tuttuğu hurmaları fırlattı. Ve şöyle dedi:
"Bu hayat bu hurmaları yiyip bitirecek kadar uzun olmamalı."
Sonra ok gibi fırladı. 313 mümin adam ok gibi fırladılar. Düşman saflarından gelen bir ok Hz. Umeyr'in (r.a.) tufana dönmüş kalbine saplandı. Tufan dindi. Umeyr yere yığıldı. O an cennetin kokusunu duyuyordu. Umeyr (r.a.) Bedir'in şehitlerindendi artık.
Kulaklarda Efendimizin sözü yankılanıyordu. "Umeyr sen cennet ehlindensin." Bize düşen ise sevgiliye büyük bir sevda ve hasret içinde bu hakikata teslim olmaktır. "Saddekte Ya Resulullah! Doğru dedin ey Allah'ın Resulü."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.