NİHAT HATİPOĞLU

Duan kabul olmaz

Ebu Hüreyre'den rivayet edilen bir hadiste de Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Allah temizdir ve ancak temizi kabul eder. Şüphesiz Allah müminlere, peygamberlere emrettiği şeyi emretmiştir. Allah; Ey peygamber! Temiz olan şeylerden yiyin; güzel işler yapın. Ben sizin yaptıklarınızı hakkıyla bilmekteyim." (Müminun,51) buyurmaktadır.
Yüce Allah yine; "Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin" (Bakara, 172) buyurmaktadır. Resulullah daha sonra bir insandan bahsetti: Uzun yol yürümüş. Üstü başı dağınık halde elini göğe uzatır. Adam sürekli "Ya Rabbi, Ya Rabbi" der. Halbuki onun yediği haram, içtiği haram, elbisesi haramdır ve haramla beslenmiştir. Hal böyle iken duası nasıl kabul olunur.

************

ZİNNİRE! BİR SEMBOL KADIN

Mekke'de köle bir kadın. Adı Zinnire. Müslüman oldu. Bundan sonra da çile ve işkence başladı. Ebu Cehil bazen boğazını sıkardı. Öldü diye bırakırdı. Bir seferinde Ebu Cehil onu şiddetli bir şekilde dövdü. Ebu Cehil yorulunca, henüz Müslüman olmayan Hz. Ömer, kaldığı yerden Zinnire'yi dövmeye devam etti. Ömer de yorulunca şöyle dedi: Sana acıdığım için değil, yorulduğum için bıraktım.
Diğer gün dayak devam ederken Ebu Cehil bu asil ve sadık kadının kafasına yumruk vurdu. Zinnire iki gözü görmez oldu. Ebu Cehil şöyle dedi: Bak işte! Putlarımız seni çarptı. Hadi git, Muhammed'in Rabbi seni iyileştirsin.
Gecenin ilerleyen saatleri. Zinnire ellerini açtı. Ve şöyle yalvardı. Rabbim! Senin için her eziyete katlanırım. Ama bu Ebu Cehil, seni putlarımız kör etti, Rabbin açsın gözlerini dedi. Ben senden diliyorum. Gözümü aç da önlerine dikileyim ve Rabbim benim gözümü açtı diyeyim.
Allah bu mazlumun duasını kabul etti. Zinnire'nin gözleri açıldı.
Sabahleyin Ebu Cehil ve Ömer'in geçeceği yolun ortasında ayakta bekledi. Ebu Cehil uzaktan görünce şaşırdı. Bu dün gözünü kör ettiğimiz Zinnire adlı cariye-köle- değil mi?
Hz. Ömer evet o dedi. Yanaştılar! Zinnire şöyle dedi: Rabbim gözümü bana iade etti! Ebu Cehil, yeniden hamle yaptı dövmek için. Hz. Ömer, Ebu Cehil'in kolunu yakaladı ve bırak artık bu kadını. Uğraşma dedi.
Kadının duruşu, imanı, direnci Hz. Ömer'i etkilemişti. Sonra Hz. Ebu Bekir, sahibine bir kese altın verdi ve Hz. Zinnire'yi satın alıp azad etti.
Allah'ın rızası onlara olsun.

************

DİN KİBİR VE ENANİYETİ KABUL ETMEZ

Halkımızın geneli çok temiz ve duru bir inanca sahiptir. Bu satırlar tertemiz ve duru imanıyla halkımızı değil başka bir düşünce erbabını, din hakkında kalem oynatan bazı kardeşlerimizi konu alıyor.
Dini konuda kendini diğer insanlardan birkaç kademe daha bilgili bulan bir kesim kardeşimiz Kur'an'ı kendince tefsir ederek, Hz. Resul'ün hayatına dudak bükerek, hadisle karşılaştığında bana göre bu hadis diye başlayarak, entellektüel zihin karmaşasıyla biraz felsefe serpintisiyle yepyeni bir akım oluşturmaya çalışıyorlar. Tarihte yer alan fıkıh mezheplerinin imamları onlara göre sıradan birer alim, büyük muhaddisler ise boş hayalle hadis derlemiş kişilerdir. Gerçi onlar daha saygısızca sözler söylerler ama edebimiz ancak bu kadarını hikâye etmeye yetiyor.
Bu kardeşlerimiz gün gelir mezhepleri, gün gelir tasavvufu, gün gelir eski ulemayı cerh ederler. Her şeyi onlar bilirler. Kendilerine 'din uzmanı', 'entellektüel islam yorumcusu', 'Tefsir uzmanı', 'din sosyoloğu', 'İslamcı düşünür' gibi sıfatlar tanımlarlar.
Ne yaptınız bugüne kadar diye sorsanız bol bol eleştiri yaptıklarını, herkesi tenkitle hayat sürdüklerini görürsünüz. Bir insanı namaza başlatmamışlardır, bir insana Hz. Peygamber'i sevdirmemiş, hidayetine vesile olmamışlardır.
Bir unutana Rabbi hatırlatmamışlardır. Bir insanın uyuşturucu kullanmasına engel olmamışlardır. Bir aile problemini çözmemişlerdir. Kadın şiddetine, çocuk tacizine karşı etkili bir pozisyon almamışlardır. İnsanların kafasını karıştırmaktan başka hiçbir faziletleri yoktur. Ve de süslü, yaldızlı cümlelerden başka. Tenkit ettikleri bir fazilet, kendilerine sunulsa kesinlikle reddetmezler. Ulaşamadıklarını eleştirirler. Ulaştıklarında bir hikmet var ederler. Halkı bid'at ve hurafe ehli gibi görürler. Onlar aslında dini en iyi bilenlerdir. Her sözlerinin ilahi birer hikmeti vardır. Her sözleri ilahi bir süzgeçten geçmektedir.
İmam-ı Azam veya İmam-ı Şafii'yi, İmam Buhari'yi, İmam Maturidi, Eşari'yi zemmederek itibar ararlar. Bir otobüs dolusu olan bu kardeşlerimiz; dine saf ve safiyane duygularla gelen binlerce gencin imanını tehdit ettiklerini düşünmezler. Tamirin değil, tahribin daha kolay olduğunu bilirler. Onun için hiçbir şeyi düzeltmezler, bilakis eleştirerek, aykırı yorumlar getirerek yıkarlar.
Kimi Kur'an'dan ayet atmayı teklif eder, kimi kabir azabını inkâr eder, kimi Hz. Adem'e baba sipariş eder, kimi şefaatı, kimi cenneti inkâr eder. Kimi Hz. Resul'den nefretini O'nun sözlerini inkâr ederek gösterir, Mirac'ı inkâr etmek için köksüz dedikodulara tevessül eder. Bu kadar problemli düşünce nasıl üredi ve türedi bilmek hakikaten zor. Burada bir zihniyeti eleştiriyorum. Zihniyet sahiplerini değil. Bu görüntü sanki şu ayeti hatırlatıyor; "Onlar ki, dinlerini parçalayıp gruplara ayrıldılar. Her grup kendilerinde olan ile böbürlenmektedir."
Yukarıdaki yazılar hakaret veya karalama niyetiyle yazılmadı. Samimi bir Müslüman olarak sancımı belirttim. Onun için 'Kardeşlerimiz' sözcüğünü özellikle altını çizerek kullandım. Gayem dinimizi ve dinin kabullerini hedef tahtasına çeviren bu ters rüzgârın dinmesidir. Zira gençlerin içinde olan biri olarak binlerce kişiyi dinleyen biri olarak biliyorum ki, bu kibir, enaniyet, şöhret arzusu, nefsaniyet ve vesvese kokan tahliller gençlerin bir kısmının imanına mal olmaktadır. Bedelini bu rüzgârı estirenler mutlaka dareynde öderler.
Mesele artık Mevlid kandillerini, teravih namazlarını, cuma namazlarını inkârdan Hz. Peygamber'i ve dinin kuralları ile hatta ayetlerin bir kısmını inkâra kadar gitmektedir. Bu işin mimarlarına sözüm, yarın evlatlarınız da bu savrulmuşluk içinde karşınıza birer Rab inkârcısı olarak çıkabilirler.

************

SAHİH DİNî BİLGİ

Sahih dinî bilgi Kur'an'a ve Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sözlerine dayalı olan bilgidir. Zira dinin temeli olan tevhid, kulluk ve marifetullaha bu yolla ulaşılır. Din alimlerinin Allah'ın kitabı ve O'nun resulünün arasına girmemeleri gerekir. Yüce Allah emirlerini bildirmiş, Hz. Peygamber ise Allah'ın maksadını bize izah etmiştir. Şimdi bizim bunun dışında herhangi bir otoriteye ihtiyacımız yoktur. Özellikle de; Allah'ın kitabı ile Resulünün sünnetine müdahale eden ve bunları birbirinden ayıran hamlelere hiçbir ihtiyacı yoktur.

************

KUR'AN'IN ON VASİYETİ

En'am suresinin 151, 152, 153'üncü ayetleri Kur'an'ın on vasiyeti olarak kabul edilmiştir. Elbette Kur'an-ı Kerim'in emir ve tavsiyeleri, haram veya helalleri on sayısıyla sınırlandırılamaz. Ama bu ayetler bize dinin hayati bakışını özlü şekilde aktarıyor.
"De ki; Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana- babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. -Sizin de onların da rızkını biz veririz- kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın. İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki, düşünüp anlarsınız." (En'am,151)
"Olgunluğuna erişinceye kadar yetimin malına, sadece iyi tutumla yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun. Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti." (En'am, 152)
"İşte bu benim dosdoğru yolumdur. O halde bana uyun. Başka yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti." (En'am, 153)
Bu üç ayette on prensip Müslümanlara hatırlatılıyor. Böylece Kur'an, Hz. Adem'den Efendimiz'e kadar süren bütün vahiylerin (aslına uygun kalsaydı) hedefinin aynı olduğunu gösteriyor. Şayet kutsallara dokunulmasaydı hepsi Kur'an'ın bir yansıması olacaktı.
Hayat mücadeleleri tahrif edilmemiş her peygamber, Hz. Resul'ün yaşadıklarının bir benzerini yaşamış olacaktı.
Bu ayeti kerimeler bizlere şunları hatırlatıyor:
1- Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmayın.
2- Anneye ve babaya iyilik edin.
3- Çocuklarınızı öldürmeyin.
4- Her türlü kötülükten uzak durun.
5- Cana kıymayın.
6- Yetim malını yemeyin.
7- Ölçü ve tartıda adil olun. (Haram yemeyin)
8- Söz söylerken adil olun. (Yakınlarınızın aleyhinde olsa da)
9- Allah'a verdiğiniz sözü tutun.
10- Yanlış yollara sapmayın. Dosdoğru yoldan ayrılmayın.

************

RABBİM BUGÜN BENİ ŞEHİT ETTİR!

Uhud Savaşı öncesi. Herkes birazdan çekilecek kılıçlarına elini koymuş. Müsaade bekliyorlar. Mekkeliler tam 450 kilometre uzaktan Medine'ye gelmişler. Resul'ün şehrini kana bulayacaklar.
Numan (r.a.) öne bir adım attı. Şöyle dedi:
"Allah'ım! Senin adına senden istiyorum. Bugün ben şehit olayım ve cennetinle tanışayım."
Akşamüstü şehitler içindeydi. Hz. Resul (s.a.v.) sahabesine şöyle buyurdu. Numan, Allah'a yemin etti. Sadıktı. Allah da yeminini yerine getirdi. Vallahi ben şimdi onu cennetin yeşilliklerinde yürür halde görüyorum.

************

İSLAM ÜLKENİN ORTAK DEĞERİDİR

Elhamdülillah Müslümanız. Müslümanlığımızdan memnunuz. Böyle doğduk, böyle devam ediyoruz, böyle öleceğiz. İslam bizim için dokunulmaz bir kutsalımızdır.
Kur'an-ı Kerim bizim hayat disiplinimizdir. Helali haramı ondan öğrendik. Aldık ve kabul ettik. Ebediyen korunacaktır. Hz. Resulullah bizim için babamızdan, kendimizden daha sevimlidir. O'nun 63 yıllık hayatı dünyanın haritasını değiştirdi. Evet, Abdullah'ın oğlu Muhammed (s.a.v.) şu anda dünyada en çok konuşulan isimdir. Günden güne ismi daha da yücelecek. Daha iyi bilinecek. Daha tanınacak. O'nu tanıyanlar izzet bulacaklar. O'na uyanlar şereflenecek. Ondan uzak olanlar veya düşman olanlar iki âlemde de kaybetmeye mahkûm olacaklar.
Sevgili okurlarım. Allah'a hamdedin. Müslümansınız diye sevinin. Ahirette inşallah O'nun haber verdiği her şeyin satır satır gerçek olduğunu göreceksiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.