Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 29 Ekim resepsiyonuna katılmak için giderken, aklımın bir yerinde hep şu soru vardı: Acaba birilerini ötekileştirmeden cumhuriyeti, cumhuriyetin demokrasiyle buluşmasını ne zaman ortak kutlayacağız?
Ya da Türkiye'nin cumhuriyetle buluşmasından yıllar sonra yıldızının parladığı bir zaman diliminde bunu başaramıyorsak ne zaman başaracağız?
Tören öncesi gelen ilk haber negatifti: "CHP ve İyi Parti katılmayacak..." DEM Parti ise davet edilmemiş. Yine de Külliye'de törenin yapıldığı salona girdiğimde gözüm önce siyasi aktörleri aradı. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, iki eski Başbakan Tansu Çiller ve BinaliYıldırım ilk gözüme çarpanlar. Sonra Mehmet Şimşek, YılmazTunç ve Yaşar Güler gibi yeni bakanlar ile AK Parti'nin ilk hükümetinden bugüne kadar görev yapan çok sayıda eski bakan dikkatimi çekiyor.
Bu isimlere, bugün farklı partiler kurarak AK Parti karşısında siyaset yapan Ahmet Davutoğlu ve AliBabacan'ı da eklemek gerekiyor. Bu ikilinin çok el sıkarak dolaşmaları dikkatlerden kaçmadı. Zaten son günlerde de bu ikiliyle ilgili çok şey yazıldı, konuşuldu. Meclis'in açılışıyla başlayan söylentiler arasında AK Parti'ye geçişten bile söz edildi.
Bunu biraz da CHP'nin giderek yalnızlaşmasından korkan fondaş medya köpürtüyor ama ne o parti mensupları ne de AK Partililer bu duruma sıcak bakmıyor.
Resepsiyonda Cumhur İttifakı'na yakın Önder Aksakal, ZekeriyaYapıcıoğlu, muhalefet cephesine yakın Fatih Erbakan ve MahmutArıkan da vardı.
Sohbetlerde İngiltere ve Almanya'nın Türkiye'ye ilgisinden, dünyanın nereye gittiğine dair farklı yaklaşımlardan söz edilse de en çok merak edilen ve konuşulan, MHP ve Lideri Devlet Bahçeli oldu.
Anıtkabir'deki anma törenine başta Celal Adan olmak üzere 4 isimle katılan MHP'nin resepsiyonda hiçbir temsilcisinin olmaması doğal olarak konuşuldu, hatta spekülasyonu bile yapıldı. Kimi bürokratik atamalardan, kimi de terörsüz Türkiye sürecinin yavaş gitmesinden dolayı MHP'nin "hoşnut" olmadığını söylüyordu.
Tören sırasında MHP'ye yakın isimler, "Ortada sorun yok, sadeceDevlet Bey katılmadığı içinkimse de katılmadı" dese de olup biteni tören sonrası konuştuğum tecrübeli bir MHP'li açıkladı: "Ortada bir sorun yok amamesaj var. Mesajın muhatabı daCumhurbaşkanı Erdoğan değil,Kıbrıs meselesinde bugüne kadarhiç konuşmayanların birden ortayaçıkıp esip gürlemeleri."
Kulisleri hareketlendiren bu söylentilere rağmen görkemli bir 102'nci yıl resepsiyonu gerçekleşti. EmineErdoğan'ın ay yıldızlı broşla katıldığı resepsiyonda son noktayı ise BaşkanErdoğan demokrasi vurgulu konuşmasıyla koydu: "Şu noktayı da her zamanhatırımızda tutmamız gerekiyor.Türkiye Cumhuriyeti devamlılıkilkesine dayalı kadimdevlet geleneğimizin en sonhalkasıdır. Bundan 102 seneevvel ilan edilen cumhuriyetimiz,'Hâkimiyet kayıtsız şartsızmilletindir' ilkesiyle de aynızamanda milli iradenin şahlanışıdır.Unutmayalım, cumhuriyetinmütemmim cüzü demokrasidir.Cumhuriyeti cumhurla vedemokrasiyle taçlandırma yolculuğutek parti yıllarında ve darbedönemlerinde kesintiye uğramışolsa da bir şekilde bu engelleriaşarak bugünlere gelmeyi başarmıştır."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.