Dünyayı diken üstünde tutan İsrail ile İran arasındaki 12 gün savaşı, nihayet "Savaş istemiyorum" dediği hâlde "savaşazorlanan" ABD Başkanı Trump'ın "ustaca" hamleleriyle son buldu. İşin belki de en vahim tarafı, bu savaşın sadece bölgeyle ilgili olmadığı gerçeğiydi. ABD Başkanı Trump, Lahey'deki NATO toplantısı sonrası yaptığı basın açıklamasında birbiriyle çelişen çok şey söyledi. Ama en dikkat çekici olanı, satır aralarına sıkıştırdığı şu cümleydi: "Savaş devam edebilirde..." Prof. Dr. Süleyman Seyfi ÖğünHoca da benzer bir noktaya dikkatçekiyor: "Kanaatimce bu ateşkes,tarafların, daha sonraki fasılaiçin, yaralarını sarmak ve nefeslenipenerji biriktirmeleri içinilan edildi. Savaş ve kapitalizminmahut krizleri arasındaki çelişkiyihatırlamanın tam zamanı."
Güya "Savaşları durduracağım"diyen Trump'ın İran'ın nükleertesislerini bombalamak zorunda kalması,aynı zamanda ABD içinde küreselgüç merkezleri arasında derin bir"ekonomik çıkar" çatışması olduğunugösteriyor. Bu büyük küresel çatışmanınne zaman ve nasıl patlayacağıda bilinmez. Şimdilik ertelense de buihtimal bütün dünyayı bir süre dikenüstünde tutacak.
Bu küresel çaptaki kaygıya rağmen İsrail-İran savaşının kısa sürede bitmesi dünyayı rahatlattı. Ancak bu İsrail'in saldırganlığını sürdürmeyeceği anlamına gelmiyor. Zaten soykırımcı Netanyahu, Gazze'de durdurulamıyor ve başka nereye saldıracağı da sürpriz olmaz.
Çünkü bu savaşla siyonist Netanyahu'nun hem İran'a hem de Trump ABD'sine karşı eli daha da güçlendi. Gerçi İran da ilk kez füzelerle İsrail'e korku saldı ama süreci esas yönlendiren İsrail'di. Önce İran'ın vekil güçlerini elimine etti, sonra ülkenin içlerine kadar girip suikastlar yaptı, onlarca şehri bombaladı. ABD'yi peşine taktı, Trump'a geri adım attırdı. Dünyanın "savaş suçlusu" ilan ettiği Netanyahu neredeyse "meşruiyet" kazanan bir siyasi aktör havasına girdi.
Bu da Netanyahu ve İsrail'in bundan sonra daha saldırganlaşacağı anlamına geliyor. Peki bunun nedeni sadece "siyonist" emeller mi yoksa arkasında daha karmaşık bir küresel hesap mı var?
Gazeteci Mahir Esen'in yaklaşımına atıf yapan Prof. Öğün şöyle diyor: "Bu savaşlar, bitirmek, bölmek,parçalamak için yapılmıyor.Mahir Esen, bölme ve parçalamanınneticede şöyle böylebir düzen doğuracağını ifade ediyordu.Irak'ı, Suriye'yi ne böldülerne de parçaladılar. Bölmek veparçalamak eski dünyada müracaatedilen bir yoldu. Bugün tamaksine, Irak ve Suriye'nin sözdebirliği içinde hepsini her an birbiriyleçatışacak şekilde tutuyorlar.Ezcümle, bölüp parçalamanınyerini her an kısa devre doğurabilecekistikrarsızlık şebekeleridöşemek almış durumda. Hersavaş, matruşka bebekler gibiyenisini türetmek için yapılıyor."
Gördüğünüz gibi meselenin İsrail'i de Netanyahu'yu da aşan bir boyutu var. Trump bu işin bir parçası mı belli değil, işin içinden ustaca hamlelerle çıksa da küreselciler, bölgeye ilişkin projelerini ona rağmen İsrail aparatı eliyle adım adım hayata geçiriyor. Bu küresel hesaplaşma bitmez. Bu yüzden asıl çare araması gereken bölge ülkeleri.
Sahi bölge ülkeleri ne yapıyor? Neden bir araya gelmeyi başaramıyorlar? Her şey bir yana acaba İran, başına gelenlerle ve vekil unsurlar siyasetiyle yüzleşip bir ders çıkartacak mı?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.