CHP İstanbul’da ne oldu?
Oysa bir süredir İstanbul CHP örgütünde başını birkaç belediye başkanının çektiği alternatif bir başkan arayışı vardı ve ortada da yeniden seçilmek istediğini söyleyen eski İl Başkanı Cemal Canpolat rüzgarı esiyordu. Daha doğrusu Canpolat, iddialı çıkışlarla "Ben de varım" diyordu. Öylesine iddia- lıydı ki, çok değil daha 30 Ocak'ta sosyal medyada şu mesajı yayınlıyordu:
"Teslim olmadan, demokrasi mücadelesi verenler tarihte her zaman kazanmıştır! Cumhuriyet Halk Partisi sadece örgütün emrinde olacaktır. Esas olan CHP emekçileri ve CHP örgütünün kararıdır."
Sonra bu mesajını daha veciz bir hale getiriyordu:
"Vazgeçenler değil mücadele edenler tarihe geçer..."
Önceki gün mevcut İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da basının karşısına geçti ve bu iddiaları yerle bir eden açıklamasını yaptı. Adeta "tek aday" olmanın keyfiyle meydan okudu. Gazeteciler de merakla sordu; rakibiniz Cemal Canpolat neden çekildi?
O da tek aday ilan edilmekten hicap duymadığı gibi rakibi Canpolat'ı refüze etmekten de çekinmeyen bir cevap verdi:
"Cemal Başkanımıza da hak teslim etmemiz lazım. Kendisi 'Ben sizin karşınızda aday olmayı düşünmedim. Doğru da bulmuyorum. Bunu genel başkanımıza ve örgütümüze söyledim. Benim çevremde dışlandığımı düşünen birtakım arkadaşların böyle bir eğilimi ve önerileri oluyor, ben de bu süreci yönetmek durumundayım' dedi. Cemal Başkanımız da aday olup çekilmiş birisi değil."
İlginç bir durum. Çünkü herkes biliyor ki, kongreler başladığı andan itibaren İstanbul CHP kulislerinde Canpolat ismi dolaştı, o da sürekli birileriyle konuşarak kulis yaptı. Bu gerçeği basın açıklamasında kabul etti.
Peki, neden adaylıktan çekildi?
Soruyu bizzat kendisine sordum. İşte cevabı:
"Ben mücadeleden kaçan biri değilim. Benim emir komuta ile çekilmeyeceğimi herkes bilir. Biz İsmet Paşa karşısında kongrede mücadele eden bir gelenekten geliyoruz. Ancak genel başkanımız geldi, bütün ilçe başkanlarını topladı ve onları il başkanına teslim etti. İlçe başkanları da durumu kabullendi."
Araya girip soruyorum; "İl Başkanı Kaftancıoğlu ile görüştüğünüz ve adaylıktan çekilmekle kalmayıp kimsenin de aday olmaması gerektiğini söylediğiniz konuşuluyor?"
"Bu doğru değil, İl Başkanıyla böyle bir konuşmam olmadı. Sadece beni aradı, divan başkanı kim olsun diye tartıştık."
Ama İl Başkanı basın toplantısında sizin ona aynen şöyle dediğinizi aktardı: "Kendisi 'Ben sizin karşınızda aday olmayı düşünmedim. Bunu görüştüğüm herkese söyledim."
"Bu da doğru değil. Dediğim gibi sadece divan meselesini tartıştık."
Canpolat kendi açısından süreci böyle değerlendiriyor. Ama parti tabanında tam tersi bir hava var ve ciddi bir hayal kırıklığı yaşanıyor. Sosyal medyada o hayal kırıklığı yaşayanların en hafif tepkisi ise şöyleydi: "Size güvenerek 270 oy veren insanları boşa çıkardınız. Bu saatten sonra bitiksiniz, kusura bakmayın."
Kendi yazdığı "Vazgeçenler değil mücadele edenler tarihe geçer" sözüne ise çok daha sert bir cevap geliyordu:
"Ancak vazgeçtiğin zaman kaybedersin. İnanıyorsan, ilkeliysen asla vazgeçmeyecek ve teslim olmayacaksın. Tarihi korkaklar değil, cesurlar yazar."
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İmamoğlu, İsrail ve ‘sol’ CHP (02.05.2024)
- DEM kimin DEM’i? (30.04.2024)
- 68’lilerin torunları sarsıyor (29.04.2024)
- Akşener ve ‘mıntıka temizliği’ (28.04.2024)
- Özgür Özel’e iki koldan saldırı (27.04.2024)
- Postmodern Altılı Masa (25.04.2024)
- Uğur Dündar’ın öfkesi (23.04.2024)
- Filistin davasında yeni dönem (22.04.2024)
- CHP’de İmamoğlu vesayeti bitti mi? (21.04.2024)
- Sivil dalga (20.04.2024)