Birkaç gün önce ABD merkezli NCB televizyonu, Türkiye'de gündemi değiştiren şöyle bir haberi verdi: "Beyaz Saray,FBI, AdaletBakanlığı ve İçişleriBakanlığı'ndanGülen'in iadesini sağlayacakyasal yollarıaraştırmasını istedi."
Basit ama çok önemlibir haberdi bu. Kimiinandırıcı buldu, kimi deTürkiye'yle pazarlık içindevreye sokulduğunu söyledi. Yayından sonra da ABD'li yetkililer haberi yalanlandı. Ancak buna rağmen bu bir ilkti ve etkisi gerçek kadar olmasa da büyüktü. Çünkü FETÖ'nün 17 Aralık 2013'te açığa çıkan darbe girişiminin üzerinden 5 yıl geçmesine, araya 15 Temmuz darbe ve işgal girişimi girmesine rağmen ABD, bugüne kadar kılını bile kıpırdatmadı.
İkili görüşmelerde verilen sözler, istenen dosyalar göstermelik olmaktan öteye gitmedi. Obama ve Trump dahil ABD'li yetkililer, "statejik ortakları" Türkiye'de kan döken bir darbeciyi korudukları gerçeğini görmezlikten geldi. Çünkü FETÖ bir CIA projesiydi ve 160'ı aşkın ülkede ABD'nin gözü kulağıydı. Onlar için FETÖ'nün kan dökücülüğü yok hükmündeydi.
Peki, şimdi ne oldu da medya, Beyaz Saray'ın, Gülen'in iadesi için yollar arandığına ilişkin bir haber yaptı?
Bu sorunun cevabıyla, yol açacağı sonuçlar, Türkiye'nin bölgedeki rolü ve geleceğiyle ilgili.
Öncelikle şunu söyleyelim; haber yalanlansa da gerçeği yansıtıyordu ve ABD yönetiminin FETÖ elebaşı Gülen'e bir mesajıydı.
Bu mesajı, gazeteci CemalKaşıkçı cinayetinin sonuçları, PKK'lıCemil Bayık, Murat Karayılanve Duran Kalkan'ın başlarına ödülkonması ve Suriye'de Türkiye'nin izlediğisiyasetle birlikte ele almak gerekiyor. Çünkü bütün bunlar birbiriyle ilişkiliydi ve Türkiye-ABD arasındaki sorun noktalarıydı.
Daha açık söylersek, Türkiye, ABD'yi, Gülen, PKK ve Ortadoğu'da izlediği "kirli" siyaset nedeniyle en zayıf yerinden yakalamış ve sıkıştırmış durumda. Şimdi ABD bu sıkışmışlığı aşmak için yol arıyor ve o yolu Gülen'e yeni bir formül, PKK'lıların başına da ödül koyarak bulmak istiyor.
Burada önemli olan ABD'nin samimiyeti değil, bu noktaya gelmesidir. Artık ABD, Türkiye ile ilişkilerinde Gülen'i, PKK'yı ve Kaşıkçı cinayeti nedeniyle Suudileri birlikte taşıyamaz durumda. Sıkıştı ve her zaman yaptığı gibi birilerini "satmak" zorunda.
Tabi bu "satış" tamamen vazgeçmek anlamına da gelmiyor. Yıllardır terörist ilan ettiği PKK'lıların başına ödül koyarak, FETÖ'ye de "Artıksen ABD içinde sorun oldun" diyerek şimdilik uyarıyor.
FETÖ'ye karşı yurt dışındaki mücadelesiyle tanınan Kafkas Vakfı Başkanı, yazar Hayati Küçük bu uyarıyı şöyle yorumluyor: "ABD,dünyada kurduğu düzeni yıkmakistemeyeceği için FETÖ'yü aslaiade etmez. Müslüman ülkeleriçin bunu kullanacak. Ama çıkmazagirdiği için de bana göreKanada'ya gönderecek."
İşte ABD merkezli NBC televizyonunun haberi bu olasılığa hazırlığın işaretini verdi. ABD, bu çıkışıyla neyin pazarlığını yaparsa yapsın, 40 yıllık projesine bu sinyali gönderiyorsa, tehlike çanları çalıyor demektir ve bu Türkiye'nin başarısıdır. Bunun FETÖ'cüler üzerinde nasıl bir motivasyon yıkımı yaratacağını yakında göreceğiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.