MAHMUT ÖVÜR

Trump, Pence veya Clinton

Şu sıralarda sadece iç siyasetin değil dünyanın da gündeminde Türkiye- ABD ilişkilerindeki gerginlik var.
Bunun nasıl seyredeceği merak ediliyor.
Bizzat ABD Başkanı Trump'ın Papaz Brunson'u bahane ederek Türkiye'yi yaptırımla tehdit etmesi ve ardından gelen kur manipülasyonu iki ülke arasındaki ilişkileri içinden çıkılmaz hale getirdi. Henüz diplomatik kanallar kapanmış değil ama ilişkilerin eskisi gibi olma ihtimali de yok.
Aslında FETÖ darbesinden PKK-PYD'ye silah desteğine kadar ABD, uzun zamandır Türkiye karşıtı bir duruş sergiliyor ve bu bir yerde patlayacaktı. Şimdi yaşanan tam da budur... Bu krizin, Trump'ın başkan seçilmesiyle veya Papaz Brunson'u bahane etmesiyle direkt bir ilişkisi de yok. Hatta Trump'ın bugün yaşanan derin krizi biraz ötelediği de söylenebilir. Trump değil de rakibi Hillary Clinton seçilseydi kriz çok daha erken patlayacaktı. Çünkü FETÖ ile içli dışlı Clinton çok daha sert bir Türkiye siyaseti izleyecek ve eminim 15 Temmuz darbe girişimini de açık açık destekleyecekti.
Şimdi birileri, daha doğrusu Türkiye'nin kur manipülasyonuyla sıkıştırılmasını iç siyasete bağlayanlar şöyle diyor: "Dün Trump geldi diye sevinenler şimdi onun gitmesini istiyor. Gelecek olan Pence daha tehlikeli. O zaman ne yapacaksınız?" Bir kere ülkelerin çıkarları da pozisyonları da zaman içinde değişebilir. Bir siyasi aktörün bir dönem işinize yaraması her zaman yarayacağı anlamına da gelmez.
Bu gerçeği görmeden analiz yapanlar ne yazık ki Türkiye'nin yaşadıklarını saklamak için özel çaba harcıyor. Artık şu gerçeği görmek gerekiyor; cin şişeden çıktı. ABD'yi ister Trump, ister Pence veya Clinton yönetsin sonuç değişmeyecek. Çünkü ABD ile Türkiye'nin küresel ve bölgesel çıkarları örtüşmüyor. Türkiye, otonom siyaset izleyen, küresel haksızlıklara itiraz eden bir ülke olmak isterken ABD bunu istemiyor, saldırıyor.
Trump gibi siyasi aktörler bunu söylemiyle ya yavaşlatır ya da iç siyaset malzemesi olarak kullanarak hızlandırır, o kadar.

***********

BODRUM VE CHP BELEDİYECİLİĞİ

Bodrum'a bir dokununca bin ah işittik.
Meğer Bodrumluların derdi sadece yoğun yapılaşma ve kötü yollar değil asıl problem altyapı ve çevre sorunu... Birbiriyle ilişkili bu gerçek, Kurban Bayramı'nda şehirdeki kalabalığın artmasıyla çok daha net ortaya çıktı. Şehrin bütün zayıf noktaları bir bir görünür oldu. Ne çöpler toplanabildi ne de kanalizasyon sistemi çalıştı. Gümbet gibi en göz önündeki sahil şeridinde bile rögarlar taştı, binlerce insanın girdiği sahillere fosseptikler aktı.
Öyle ki şehrin birçok noktasında çöp konteynırlarının ve kanalizasyonların yaydığı kokudan geçilmiyordu. Bodrum sanki 1994 öncesi İstanbul gibiydi. Biraz da bu yüzden Bodrumlular CHP belediyeciliğiyle bağ kuruyor ve mevcut belediye yönetimini suçluyordu.
Haksız da sayılmazlardı çünkü hem Muğla'yı hem de Bodrum'u CHP yönetiyordu.
Yerel seçimlere giderken CHP'nin bir yandan iç kargaşa yaşaması, bir yandan da yerel yönetimlerde Bodrum örneğinde olduğu gibi kötü sınav vermesi CHP için tehlike sinyali olarak yorumlanıyordu.
Bu gerçekler ortada dururken, kulislerde CHP'li Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon'un da başka hesaplar içinde olduğu konuşuluyordu. Kimi Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na oynadığını söylüyor kimi de AK Parti ile flört ettiğinden söz ediyordu. Bu tablo Bodrum gibi CHP'nin önde olduğu yerlerde bile seçimlerin CHP için çantada keklik olmadığını gösteriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.