KKTC’de siyaset ve FETÖ

Kıbrıs meselesi bir kez daha Rum tarafının çark etmesiyle çözüm masasından kalktı. Nereye evirilir, yeni bir süreç başlar mı bilinmez ama KKTC kendi içinde derin bir arayış ve sancı yaşıyor. O arayışın en yoğun yaşandığı alan ise siyaset. Mağusa Yeniboğaziçi Belediyesi'nin düzenlediği uluslararası festival için geldiğim KKTC'de "bir dokun bin ah işit" misali kimle konuşsak herkes dertli.
Kimse siyasetten, yönetimden hatta Türkiye ile ilişkilerin yürütülme biçiminden memnun değil. Bu belki yeni değil ama bu kez, keskinleşen bir toplumsal kopuşun işaretleri söz konusu.
Özellikle sol cenahın da içinde olduğu bir kesimde akıl almaz bir Türkiye karşıtlığı var. İşin arka planında farklı küresel güçler olabilir ama en sinsi siyaseti yine Türkiye karşıtlığını derinleştiren FETÖ'cüler izliyor.
Bu yüzden siyasette derin bir alt üst oluş ve eski siyasi yapıda çatırdama bekleniyor.
İki yeni partinin kurulması ve önümüzdeki seçime katılacak olmaları bu yeni arayışın ilk ipuçları olarak görülüyor.
Bu süreçle KKTC'de, FETÖ'ye karşı verilmesi beklenen mücadele arasında yakın ilişki var. 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminden hemen sonra KKTC'deki FETÖ varlığına dikkat çekmiş ve FETÖ'ye karşı ciddi bir mücadele yürütülmediğini yazmıştık.
Oysa geç de olsa anlaşıldı ki, FETÖ, KKTC'de var ve askeri yapıdan polise, bürokrasiden iş dünyasına birçok alanda etkililer. Bu da başta KKTC imamı olmak üzere birçok ismin yakalanması ve tutuklanmasıyla ortaya çıktı.
Gazeteci Gökhan Altıner, bir süre önce bir kez daha Kıbrıs Postası'nda KKTC Başbakanı Hüseyin Özgörgün'ün önünde, içinde ünlü işadamlarının da olduğu bir FETÖ listesinden söz etti ve nasıl bir yol izlendiğini sordu.
Yeni bir cevap verilir mi bilemem ama şu bir gerçek; KKTC'de hâlâ FETÖ'ye karşı etkili bir mücadele yürütüldüğüne dair inanç yok ve kafalarda çok sayıda soru işareti var. Bir polis memurunun 4 yıldır süren davası en net soru işareti:
"Şu an Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı KKTC'de görev yapan Tuğgeneral Baki Kavun hakkında vatan hainliği nedeniyle ömür boyu hapis cezası isterken, KKTC Başsavcılığı bu haini bana karşı savunuyor."
KIBRIS'TA BİR SAKİN ŞEHİR: YENİBOĞAZİÇİ
Kuzey Kıbrıs'ın en güzel yerlerinden biri Mağusa, Mağusa'nın en güzel yeri de denizi ve doğasıyla YeniBoğaziçi...
Yeniboğaziçi, güzelliğini "sakinlikle" buluşturarak dünyanın Cittaslow (sakin) kentleri arasına girmeyi başarmış bir belediye. Bunu da dünyayı iyi izleyen Belediye Başkanı Katip Demir'e borçlu.
Demir iddialı bir yerel yönetici... Bir belediye başkanı olarak yaşadığı kentin çehresini değiştirdiği gibi, o küçük kenti düzenlediği Pulya Festivali'yle uluslararası arenaya da taşıdı.
Dünyanın birçok ülkesinden, Ukrayna'dan Azerbaycan'a çok sayıda gençlik ekibi yerel kıyafetleriyle festivali renklendirdi. Halkın ilgisi de yoğundu. Ama bu başarıya imza atan başkan Demir, hem Kuzey Kıbrıs'taki yönetimin hem de anavatandaki yerel yöneticilerin ilgisizliğinden şikâyetçiydi.
Özellikle de Türkiye'deki belediyelerden...
Başkan Demir'e göre, 1974 sonrası adaya gelen Türkiyeli birinin seçim kazanması, Türkiye -KKTC arasındaki toplumsal dayanışma açısından önemliydi ama ne yazık ki Türkiye'deki yerel yöneticiler bu önemin farkında değil.
Sahi, başta İstanbul olmak üzere büyükşehir belediye başkanları Yavru Vatan'daki belediyelere neden el uzatmaz?