Bugün Vaşington saati ile 12'de Donald Trump ABD'nin 47. başkanı olarak, bir kez daha 4 yıllık bir dönem için Beyaz Saray'a yerleşiyor. Dünyanın önde gelen liderleri Trump'la birlikte, kıtasal ve bölgesel ölçekte güç merkezi konumundaki ülkelerin karar vericileri olarak, 'küreselleşme 2.0'ın çöktüğü bir dönemde, yeni normlar ve kurallar belirleme gayretindeler. Uluslararası ekonomi-politik sistem tümüyle çok kutuplu ve çok parçalı bir düzenin etkisi altında. 1. Soğuk Savaş döneminde iki süper güç arasındaki stratejik rekabetin şekillendirdiği iki kutuplu bir düzen dünyaya hakimdi. Uluslararası sistem uzmanlarının bir kısmı, 2. Soğuk Savaş döneminde benzer bir sürecin bu defa ABD ile Çin arasında yaşanabileceğini öngörmekteler.
Uluslararası uzmanların hayli küçük bir bölümü ise, iki ayrı senaryo üzerinde durmaktalar. İlki, bir kez daha ABD'nin liderliğinde, kabul görmüş uluslararası kurallara dayalı bir küresel düzenin yeniden canlandırılması. Ancak, bu senaryonun geçerli olabilmesi için, ABD'nin son dönemde aşırı taraflı tutumu nedeniyle, bizzat kendi eliyle zarar verdiği çok taraflı sistemi ayakta tutan uluslararası kurallar konusunda yeniden tutum belirlemesi gerekmekte. ABD'nin dünya vatandaşları nezdindeki saygınlığı bu kadar ayaklar altına düşmüşken, ABD'nin repütasyonu için ciddi bir mücadele ortaya koyması gerekiyor. Ancak, temel sorun Vaşington'daki aktörlerin repütasyon konusunu pek de kale almamaları. ABD'nin bile bile 'vahşi kapitalizm' modeline yoğunlaştığını gözlemliyoruz. Başkan Trump'la da bu tutumun değişme olasılığı sıfıra yakın.
İkinci senaryo ise, alternatif bir süper gücün etkisi ve yönetimi altında yeni bir küresel düzene doğru dünyanın yeniden hizalanması. Bu senaryoda şu an için tek olası süper güç Çin gibi gözükse de, Çin'in de uluslararası normlar ve kurallar noktasında sicili parlak değil. Yatırım yaptığı coğrafyalarda Çin'in de 'vahşi kapitalizm' metotları noktasında ABD'den geri kalmadığını görüyoruz. Bu nedenle, Çin'in de saygınlığı kırılgan. Bununla birlikte, Çin'in repütasyonunu düzeltmek konusunda şansı daha güçlü gözüküyor. Ancak, Çin'in mutlaka son dönemde emperyalist izlenimler veren yaklaşımını, metotlarını gözden geçirmesi gerekecek. Dünyada 1. derece ve 2. derece süper güç olarak ifade edilen ABD, AB, Çin, Hindistan, Rusya ve Japonya'dan herhangi birisi alternatif bir süper güç olarak dünyayı yeniden hizalaması bu aşamada hayli zor gözüküyor. 2000'li yılların ilk çeyreğinde, bilhassa AB'nin gerçek bir süper güç olma olasılığını kendi elleriyle yok ettiğine birlikte şahit olduk.
Uluslararası alanda ekonomik, siyasi, ticari veya askeri yönleriyle 1. ve 2. derece süper güç olarak tanımlanan ülkelerin tümünün ciddi zorlukları söz konusu. Ya mali disiplin sorunu, artan bütçe açığı ve kamu borcu yükü, ya siyasi çalkantı ve istikrarsızlığın üzerine binen ekonomik zorluklar, ya hızlı yaşlanma ve yavaşlayan büyüme sendromu, ya da ülkenin bizzat kendisinin gerçek manada gelişmiş bir ekonomi olabilmesi adına, ülke içerisinde en temel değerleri tahkim etmek noktasında hala ciddi çaba gerekiyor olması. Bu nedenle, ABD'ye alternatif yeni bir süper gücün küresel düzeni yeniden hizalaması yakın vadede kolay gözükmüyor. ABD de küresel değerlere yönelik umursamaz tutumu nedeniyle küresel düzeni yeniden hizalamaktan çok uzakta. Bu nedenle, kendimizi çok kutuplu ve çok parçalı bir düzene önümüzdeki 10 yıl için hazırlayalım.
Uluslararası uzmanların hayli küçük bir bölümü ise, iki ayrı senaryo üzerinde durmaktalar. İlki, bir kez daha ABD'nin liderliğinde, kabul görmüş uluslararası kurallara dayalı bir küresel düzenin yeniden canlandırılması. Ancak, bu senaryonun geçerli olabilmesi için, ABD'nin son dönemde aşırı taraflı tutumu nedeniyle, bizzat kendi eliyle zarar verdiği çok taraflı sistemi ayakta tutan uluslararası kurallar konusunda yeniden tutum belirlemesi gerekmekte. ABD'nin dünya vatandaşları nezdindeki saygınlığı bu kadar ayaklar altına düşmüşken, ABD'nin repütasyonu için ciddi bir mücadele ortaya koyması gerekiyor. Ancak, temel sorun Vaşington'daki aktörlerin repütasyon konusunu pek de kale almamaları. ABD'nin bile bile 'vahşi kapitalizm' modeline yoğunlaştığını gözlemliyoruz. Başkan Trump'la da bu tutumun değişme olasılığı sıfıra yakın.
İkinci senaryo ise, alternatif bir süper gücün etkisi ve yönetimi altında yeni bir küresel düzene doğru dünyanın yeniden hizalanması. Bu senaryoda şu an için tek olası süper güç Çin gibi gözükse de, Çin'in de uluslararası normlar ve kurallar noktasında sicili parlak değil. Yatırım yaptığı coğrafyalarda Çin'in de 'vahşi kapitalizm' metotları noktasında ABD'den geri kalmadığını görüyoruz. Bu nedenle, Çin'in de saygınlığı kırılgan. Bununla birlikte, Çin'in repütasyonunu düzeltmek konusunda şansı daha güçlü gözüküyor. Ancak, Çin'in mutlaka son dönemde emperyalist izlenimler veren yaklaşımını, metotlarını gözden geçirmesi gerekecek. Dünyada 1. derece ve 2. derece süper güç olarak ifade edilen ABD, AB, Çin, Hindistan, Rusya ve Japonya'dan herhangi birisi alternatif bir süper güç olarak dünyayı yeniden hizalaması bu aşamada hayli zor gözüküyor. 2000'li yılların ilk çeyreğinde, bilhassa AB'nin gerçek bir süper güç olma olasılığını kendi elleriyle yok ettiğine birlikte şahit olduk.
Uluslararası alanda ekonomik, siyasi, ticari veya askeri yönleriyle 1. ve 2. derece süper güç olarak tanımlanan ülkelerin tümünün ciddi zorlukları söz konusu. Ya mali disiplin sorunu, artan bütçe açığı ve kamu borcu yükü, ya siyasi çalkantı ve istikrarsızlığın üzerine binen ekonomik zorluklar, ya hızlı yaşlanma ve yavaşlayan büyüme sendromu, ya da ülkenin bizzat kendisinin gerçek manada gelişmiş bir ekonomi olabilmesi adına, ülke içerisinde en temel değerleri tahkim etmek noktasında hala ciddi çaba gerekiyor olması. Bu nedenle, ABD'ye alternatif yeni bir süper gücün küresel düzeni yeniden hizalaması yakın vadede kolay gözükmüyor. ABD de küresel değerlere yönelik umursamaz tutumu nedeniyle küresel düzeni yeniden hizalamaktan çok uzakta. Bu nedenle, kendimizi çok kutuplu ve çok parçalı bir düzene önümüzdeki 10 yıl için hazırlayalım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Sonraki Haber
Daha Fazla Gör
- Son dakika video izle
- Son dakika haberleri
- A Haber analiz
- Gündem haberleri
- Ekonomi haberleri
- Otomobil haberleri
- Namaz vakitleri
- Hava durumu
- İstanbul Yol durumu
- Atv canlı yayın izle
- Spor haberleri
- Foto galeri
- Son dakika emekli haberleri
- Teknoloji haberleri
- A Haber programlar
- Sabah – Takvim yazarları oku
- Kuruluş Osman izle
- Gazete manşetleri
- Instagram dondurma
- Sibirya'dan gelen kar İstanbul’u da vuracak: Sıcaklıklar 12 derece düşecek! MGM uyardı: 18 Şubat hava durumu
- Bugün okullar var mı, yok mu? 18 Şubat Salı hangi illerde okullar tatil edildi? Kastamonu, Sinop...
- BİLSEM sonuçları açıklandı mı, ne zaman? MEB BİLSEM sonuçları nereden öğrenilir?
- Ankara'dan fay hattı geçiyor mu? Deprem riski var mı? İşte diri fay hattı sorgulama ve güncel harita
- Dünya kediler günü ne zaman? 17 Şubat mı, 8 Ağustos mu? Dünya Kediler günü tarihi ve mesajları
- TÜBİTAK iş başvuru ekranı 2025 | 737 personel alımı başvuru şartları neler? İşte tüm kadrolar...
- AUZEF Kayıt Yenileme 2025: Ne zaman, nasıl, nereden yapılır?
- Miktar yükseldi: e-Devlet’ten başvurana 510 euro yatacak! Çalışan anneye destek ödemesi değişti
- Alperen Şengün oynadı mı, kaç sayı attı? NBA All Star 2025'i kim kazandı?
- Bu hafta resmen DONACAĞIZ! Altay kar fırtınası Türkiye'yi etkisi altına alacak... 17 Şubat MGM hava durumu raporu
- Kabine Toplantısı ne zaman, saat kaçta? 17 Şubat Kabine Toplantısı gündem maddeleri neler?
- NASA uyardı: 2032'de o ülkelere çarpabilir! Atom bombasından 500 kat güçlü