İklim güvenliği ve iklim krizi
İklim Analitik Kurumu (Climate Analytics) ve Yeni İklim Enstitüsü'nün (New Climate Institute) birlikte oluşturdukları İklim Faaliyet Takibi Platformu'nun (The Climate Action Tracker, CAT) COP26 için yayınladığı son rapor, önde gelen ülkelerin COP26 İklim Zirvesi'nde verdikleri taahhütlere rağmen, yeryüzünü büyük bir iklim felaketinden korumak adına, üzerinde titizlikle durulan küresel sıcaklık artışını kısıtlama hedefinin bir hayli uzağında kalındığını gösteriyor. Dinazorların, kendilerine mikrofon tutulsa 'en azından bizim yok olmamızı izah edeceğimiz bir meteor çarpması gerekçesi var. Peki, siz bile bile kendinizi nasıl yok ediyorsunuz' dedikleri aklıma geliyor.
CAT'in raporundaki analiz, küresel sıcaklıklarda hedeflenen 1,5 derecelik artışın çok ötesinde, yeryüzünün 2,4 derecelik artışa doğru gittiği yönünde bir hesaba işaret ediyor. CAT, COP26'da bunca toplantı, bunca görüşme, bunca beyin fırtınası tartışmaya rağmen, İklim Krizi'ne dair büyük bir güvenilirlik sorununun devam ettiğini; ülkelerin taahhütleri ile bu taahhütlerini yerine getirmek için yürüteceklerini duyurduklarını çalışmalar arasında ciddi bir 'iklim güvenliği açığı' oluştuğunu vurgulamakta. Başta 'ormansızlaşmanın durdurulması' olmak üzere, COP26'da verilen taahhütler ve oluşan iyimser hava, raporlardaki projeksiyonlarla ne yazık ki çelişmekte.
'İklim Güvenliği' ancak sıcaklık artışı 1,5 derece ile sınırlı tutulabilir ise mümkün gözüküyor. Oysa, mevcut verilere dayalı projeksiyonlar, yeryüzünün bir 'iklim krizi'ne doludizgin koşmaya devam ettiğini gösteriyor. CAT'in 2100'de yeryüzü sıcaklık artışının 2,7 derece ulaşacağı yönündeki değerlendirmesi, Potsdam İklim Etkisi Enstitüsü başta olmak üzere bir çok önde gelen araştırma kurumu tarafından da desteklemekte. Önümüzdeki 10 yıl, yeryüzünün 'iklim güvenliği' ile 'iklim krizi' kavramları arasında gidip geleceği zorlu bir etaba işaret ediyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel emtiaların gelecek 10 yılı (01.05.2024)
- IMF: Verimlilik odaklı reformlar hızlandırılmalı (29.04.2024)
- Batının ‘mükemmeliyetçilik’ sendromu (26.04.2024)
- Küresel ticarette ‘jeoekonomik parçalanma’ (24.04.2024)
- 2024’ün beş küresel riski (22.04.2024)
- Küresel kutuplaşmanın ‘ekonomik’ sonuçlar (19.04.2024)
- Küresel ekonominin 4 ‘derinleşen’ sorunu (17.04.2024)
- Türkiye’nin küresel hedefi yüzde 1.5 (15.04.2024)
- Küresel talebin direnci ve Türkiye’nin büyümesi (10.04.2024)
- Küresel enflasyonun değişen anatomisi (08.04.2024)