Bir tren ve yeni ‘Altın Çağ’
Atlantik İttifakı, 200 yıl boyunca kendi 'Altın Çağ'ının nimetlerinden fazlasıyla yararlandı. Ancak, 21. Yüzyıl'la birlikte, Avrasya'nın ve Asya-Pasifik'in yükselişiyle, Çin ve Türkiye, 'yükselen' ekonomiler olarak, Avrasya'nın en doğusu ve an batısı olarak, küresel ölçekte ses getiren, belgesellere konu olan büyük mega alt ve üst yapı projelere imza attılar. Bilhassa Türkiye, Kafkasya'ya, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'ne, Balkanlar'a 'oyun kurucu' bir ülke olarak ilham verdi. Türkiye, 'Türk Konseyi' üyesi ülkelerle, Çin Seddi'nden Macaristan'a kadar uzanan yeni bir 'köklü' işbirliğine öncülük etti.
Ve, bir tren, Avrasya'nın bir uçunda Çin'in, diğer ucunda Türkiye'nin girişimleriyle, öncülüğüyle, 'inisiyatif alabilme' becerisiyle, Çin'den çıkıp, Kazakistan, Azerbaycan ve Gürcistan'ı da kat ederek, Türkiye'ye ulaştı. Ve, iki kıtayı birbirine bağlayan 'Marmaray'la Avrupa'ya geçti. 'China Railway Express', artık yeni bir 'Altın Çağ'ın müjdecisidir. Atlantik'in 'Altın Çağ'ından 200 yıl sonra, Asya- Pasifik'in, Avrasya'nın 'Altın Çağ'ının müjdecisidir. Türkler, bizler nasıl ki, İstanbul'un Fethi'yle, Atlantik için 'Altın Çağ'ın kapısını açtıysak; bugün de, Avrasya'nın oyun kurucu ülkesi, dev mega projelere imza atan ülkesi olarak, bu defa da Asya-Pasifik'in 'Altın Çağ'ı için kapıyı aralıyoruz.
Peki, ABD'li siyasetçilerin, Washington'daki sivil ve askeri bürokratların, Amerikalı 'medya' maymunlarının tarih bilgisi, entelektüel birikimi, dünyayı okuma becerisi, Türkiye'nin ve Türklerin 'çağ kapatan', 'çağ açan' köklü bir tarihi mirasın üzerinde oturduğumuzu; yüzyıllara dayanan 'özgüven'imizi zedelemeye hiç bir yaptırım ve ambargonun gücünün yetmeyeceğini anlamaya yetecek mi? Ve, 'siyasi cinnet'ten kurtulamayıp, ABD Kongresi söz konusu tasarıları çıkarmaya, sonuna kadar gitmeye kalkarsa, Türkiye gibi 'çağ' değiştiren bir ülkeyi, bu derece stratejik önemde bir müttefiki kaybedeceklerini bile bile, sonradan çok pişman olacakları 'tarihi' bir hataya imza atmayacaklar mı? Belki de, bir 'tren'in kimin 'Altın Çağ'ını açtığını idrak ederler ve son 30 yılda 'ektikleri' onca 'zehirli' tohumun arkasında durmaktan vazgeçerler.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel emtiaların gelecek 10 yılı (01.05.2024)
- IMF: Verimlilik odaklı reformlar hızlandırılmalı (29.04.2024)
- Batının ‘mükemmeliyetçilik’ sendromu (26.04.2024)
- Küresel ticarette ‘jeoekonomik parçalanma’ (24.04.2024)
- 2024’ün beş küresel riski (22.04.2024)
- Küresel kutuplaşmanın ‘ekonomik’ sonuçlar (19.04.2024)
- Küresel ekonominin 4 ‘derinleşen’ sorunu (17.04.2024)
- Türkiye’nin küresel hedefi yüzde 1.5 (15.04.2024)
- Küresel talebin direnci ve Türkiye’nin büyümesi (10.04.2024)
- Küresel enflasyonun değişen anatomisi (08.04.2024)