KEREM ALKİN

Büyüme başarısı ve 16 Nisan

Ekonomik ve demokratik reformlarla bezenmiş 2003-2006 dönemi yüzde 7.8 ile, 1923-1938 döneminden sonra ilk kez Türkiye Ekonomisi'nin rekor büyüme performansı yakaladığı bir dönemdi. 7.8 ortalama büyüme rekorunun lokomotifi, büyümeye 3.9 puan katkısı ile özel sektör yatırımlarıydı.
Tüketici güvenini baltalamak ve özel sektör yatırımlarını frenlemek adına, vesayet odakla 'Danıştay saldırısı', 'Hrant Dink cinayeti' ve 'AK Parti kapatma davası ile üzerimize geldiler.
2007'de büyüme yüzde 5, 2008'de ise ancak yüzde 0.8 olabildi.
2009'da ise, küresel finans krizi ile yüzde 4.7 daraldık. AK Parti, bir yandan iç ve dış vesayet odakları ile mücadelesini sürdürürken, bir yandan da ekonomide yeni açılımları, yeni projeleri, yeni politikaları sürekli devreye almayı başararak, 2010-2015 döneminde, Türkiye'yi belirli yıllarda dünyanın en hızlı büyüyen 3. veya 4. ekonomisi yaptı ve ortalama yüzde 7.4 büyüme yakaladık.
Türkiye'yi durdurmak gerekiyordu.
Eğer, böyle bir büyüme motivasyonu ile, Türkiye Avrasya'daki kapsayıcı rolünü güçlendirmeyi sürdürür ise ve bölgedeki diğer ülkelere de 'ekonomik ve demokratik' özgürlüğün, vesayet odaklarının kontrolünden kurtulmanın yolunu öğretir ise, bu coğrafyaya çöreklenmiş odakların planları boşa çıkacaktı. Bu nedenle, ellerindeki tüm terör imkânları ile saldırdılar.
Hesaba katmadıkları ise, 2003 ile 2016 arası gerçekleşen ekonomik ve demokratik reformlarla kendi ülkesinin 'gerçek' sahibi olmuş Türk halkının, 15 Temmuz hainliği başta olmak üzere, her türlü saldırıyı 'Milli İradesi' ile durdurabilecek bir 'özgüven'e ulaşmış olmasıydı.
Aynı Milli İrade, 27 çeyrek dönem aralıksız pozitif büyüyerek, dünya ekonomisinde bunu başarabilen yegâne 5 ülke arasına girmiş Türkiye Ekonomisi'nin 3. çeyrekte yaşadığı negatif büyümeyi, 2016'nın son çeyreğinde yüzde 3.5 ile yeniden pozitif büyümeye döndürdü.
Şimdi, önümüzde, Türkiye'nin Cumhuriyet tarihi ortalama büyümesini yüzde 4.9'dan, yüzde 5.7'ye çıkaracak, Türkiye'yi milli ve yerli yüksek teknoloji üretebilen bir ekonomiye dönüştürecek tarihi bir fırsat var. 16 Nisan'daki referandumdan çıkacak bir 'Evet' ile geçilecek yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye'yi 2023, 2050, 2071 hedeflerine taşıyacak güçlü bir iradeyi, güçlü bir motivasyonu hayata geçirecek.
Önümüzdeki 2 hafta, halkımıza Türkiye Ekonomisi'nin yeni bir sıçrama yakalaması adına, bu tarihi eşiğin önemini, 'halkın iradesi'ne dayalı ekonominin geleceğini, 48 bin ile 50 bin dolar arasında yaşam standardına ulaşacağımızı anlatmayı sürdüreceğiz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.