Kayıp kültür tartışmaları...
Başlıca nedeni Tanzimat'tan beri devam eden, Cumhuriyetle yeni bir dönemeç almış kültür veya uygarlık/ medeniyet kriziydi. Belkemiğini Batılılık- Doğululuk zıtlaşması oluştururdu ve soyut bir kültür irdelemesi olarak kalmazdı.
O dünyada Osmanlı'nın toplumsal yapısı, feodaliteyle ilişkisi, neden (yarı) sömürge olduğu, sınıfsal ilişkileri gibi konuları gündelik meseleler olarak ele alınırdı. Kemal Tahir, Cemil Meriç, Attila İlhan gibi yazarlar bu tartışmalarda başı çekerlerdi. Sencer Divitçioğlu, İdris Küçükömer gibi iktisatçılar, hatta Ömer Lütfi Barkan, Mustafa Akdağ, Stefanos Yerasimos gibi tarihçiler yazdıklarıyla adeta ezberlenen isimlerdi.
İki nedeni olduğu kanısındayım.
Birincisi, Batılılaşmayla ilişkili kompleksimizi aştık. Bu 1980'lerden gelen bir damar. O yıllarda kendimiz olarak Batılı olabileceğimizi şaşarak gördük. Çünkü küreselleşme başlamıştı ve bu yeni düzen yerelliği ayrıca önemsiyordu. Ulus ötesi ve sivil bir 'yerlilik' dönemin ana unsuruydu. Bu gerçek bizi kendimize yöneltti. O zaman Doğu-Batı zıtlaşmasını aştık. Medeniyet bunalımımızı giderdik.
İkincisi aydınlar artık toplumun gündeminde değil. Öncü, hiç değil. Aydın toplumdaki tartışma planından kayboldu. Bu, 'yerli' gibi görünen aydınların da yitip gitmesi anlamına gelir. Bugün Attila İlhan okunmuyor, Kemal Tahir sadece Osmanlıcılık bağlamında ele alınıyor. Geriye Ahmet Hamdi Tanpınar, Cemil Meriç ve Oğuz Atay kaldı. Onlar da medeniyet bunalımı bağlamında değil, işledikleri varoluşsal bunalım bakımından okunuyorlar. Evet, Tanpınar öyle görünmese de bal gibi Varoluşçu bir bunalımın yazarıdır. Cemil Meriç o bunalımı kendi etinde kemiğinde duymuştur. Oğuz Atay, keza.
Böylece kültür tartışmalarını dışlamış bir topluma dönüştük. Sadece kitle ve eğlence kültürü ile onun ürettiği sosyal pornografiyle yaşıyoruz.
Reva mıdır?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Sondan bir önceki’ yazı... (01.09.2017)
- Kasketten atlete... (30.08.2017)
- ‘Sol’dan ‘sos’a: Bir ayrışma ihtiyacı (28.08.2017)
- Türkiye’de Macron olmak... (25.08.2017)
- Kılıçdaroğlu aday olmazsa... (23.08.2017)
- Türkiye Avrupa’nın ortasında... (21.08.2017)
- Sıradan faşizm ve radikalizm ihtiyacı... (18.08.2017)
- Gecikmiş ırkçılık hayreti... (16.08.2017)
- Üniversite yerleştirmeleri üstüne... (14.08.2017)
- Bir tatil sonrası düşünceleri... (11.08.2017)