ERHAN AFYONCU

İstanbul’un surlarını satılmaktan müzeciler kurtardı

İstanbul'un surları tarih boyunca birkaç defa yenilenmiştir. Bugünkü surlar Bizans İmparatoru Theodosios'un yaptırdığı ve Osmanlı döneminde defalarca tamir edilen surlardır.

SURLARIN TAMİRİ
Surlar, İstanbul'u tarih boyunca dışarıdan gelen saldırılardan korudu. Fatih'ten önceki Osmanlı kuşatmalarında surlar aşılamadı. II. Mehmed, surları geçmek için yıllarca hazırlandı, Rumeli Hisarı'nın tamamlanmasından kısa bir süre sonra 30 bin kişilik bir kuvvetle ansızın şehir surları önüne gelerek üç gün incelemelerde bulundu. Sultan, keşiften sonra kuşatma taktikleriyle ilgili kitaplar okudu ve kuşatma planları yaptı. Yapılan hazırlıklardan sonra şehir kuşatıldı. Bizanslılar, İstanbul kuşatması sırasında top ateşleri sonucunda açılan gedikleri kapatıp, surların yıkılan kısımlarını fıçılar, toprak ve diğer malzemelerle doldurdular. Türkler ise büyük bir cesaretle çengelleri kullanarak yıkılmış surlar üzerine yerleştirilen fıçıları yere düşürerek gedikleri tekrar açmaya çalıştılar. 54 gün süren kuşatmanın sonunda 29 Mayıs 1453'te Fatih'in askerleri, Topkapı'ya yakın bir yerden savaşarak şehre girdiler. Nitekim bu bölgenin ismi, surların gördüğü tahribat sebebiyle, fetihten sonra Top Yıkduğu Mahallesi olarak anılmıştır. Nitekim fetihten sonraki tamirat sırasında yaklaşık 25 metre boyunda, 17 metre eninde Topkapı yakınlarındaki bir gedik de tamir edilmişti Şehrin surları kuşatma sırasında harap olmuştu. Fetihten sonra Karışdıran Süleyman Bey ve İstanbul'un ilk kadısı Hızır Çelebi surları tamirle görevlendirildiler. Yapılan tamirat ile surlar eski haline kavuştu. Ancak Osmanlı döneminde deprem surları sık sık yıkacaktı.

YIKIK SURLAR KAPI OLDU
Osmanlı döneminde yıkılan surlar sık sık tamir edildi. 1800'de III. Selim tebdilen kale kapısından şehre girerken, surların yıkık kısımlarından bazı kimselerin girip çıktıklarını gördü. Bu durumun uygun olmadığını, gümrük mallarının da buralardan kaçırılabileceğini ifade edip, surların yıkılmış yerlerinin mimar vasıtasıyla keşif yapılıp, tamir edilmesini emretti. Deniz tarafındaki surlarda dalgaların tahribini önlemek için ilginç bir yöntem izlenmişti. Deniz tarafındaki sur duvarlarının önüne taşlar dökülerek dalgaların etkisi azaltılırdı. Bunun için her gemi yüzlerce kiloluk büyük beş taş getirirdi. Taşlar, şehremini ve başmimar vasıtasıyla gerekli yerlere konulurdu.

SATILIK SURLAR
II. Meşrutiyet döneminde 1909'da ordunun ihtiyacı için surların satılarak kaynak meydana getirilmesi düşünüldü. Surların eski eser olan kısımlarının haricindeki yerleri müzayede yoluyla antik eser meraklısı taliplerine satılacaktı. Birinci ve üçüncü orduda inşa edilecek binaların inşaat masrafları da buradan gelecek gelirle karşılanacaktı. Ancak bu mesele gündeme gelince surların tamamının asar-ı atika, yani eski eser olup olmadıkları tartışıldı. Müze-i Hümâyûn Müdürlüğü, surların tamamımın fevkalade tarihî öneme sahip olduğu ve bu yüzden muhafaza edilip, aslî şeklinde bırakılması gerektiği ve hiçbir cihetinin yıkılmasının caiz olmadığı yönünde görüş bildirdi. Müzenin şiddetli muhalefeti sayesinde surlar kurtuldu. Surların yıkılıp, satılması yerine gereken yerlerinin tamir edilip muhafazasına karar verildi.

SURLAR VE DEPREM
1509 depreminde İstanbul surlarında bulunan burçlardan 49'u ya yıkılmış, ya da ağır hasar görmüştü. Depremde yıkılmayan, ancak yıkılma tehlikesi bulunan bina ve duvarlar ise çevresindeki insanlara korkulu günler yaşatmaya devam etmişti. Depremden sonraki imar faaliyetleri sırasında şehrin surları, köprüler Rumeli ve Anadolu hisarlarının tahrip olan yerleri, Kız Kulesi, evler, camiler, medreseler, hanlar, çeşmeler ya baştan inşa edildi, ya da tamir edildi. 1556, 1690 depremlerinden de surlar etkilendi. 25 Mayıs 1719 depremi İstanbul'da, İzmit kadar olmasa da bazı bölgelerde hasara yol açmıştı. İstanbul'daki surlarda hasar çoktu. Surlardaki 27 burç yıkılmıştı. 1754 depreminde ise Yedikule'nin burçlarından biri yıkıldı. 1766 depreminde şehrin surları da depremden etkilenip, surlarda yer yer yıkılmalar meydana geldi. Surların yıkılması ona bitişik veya yakınında bulunan ev, dükkân, değirmen gibi binaların hasar görmesine sebep oldu. 1894 depreminde de şehrin surları harap oldu.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.