ERHAN AFYONCU

İngiltere’nin Avrupa’dan ilk kopuşu 8. Henry’nin evliliği

İngilizlerin referandum oylamasında AB'den çıkmak istemesi İngiltere ile Avrupa arasındaki ilk kopuş değil. 600 yıl önce İngiltere Kralı 8. Henry Norfolk Dükü'nün yeğeni Anne Boleyn ile evlenmesine izin vermeyen Papa'yı tanımadı ve Anglikan Kilisesi'ni kurarak Kıta Avrupa'sını karşısına aldı
İngiltere tarihinin en renkli krallarından Sekizinci Henry tarihe zaferlerle değil boşadığı eşleri ve boşanma biçimleriyle geçmiştir. Zeynep Dramalı'nın "Tarihi Tersten Okumak" isimli kitabında kralın renkli hikâyesi şöyle anlatılır.
PAPA-KRAL KARŞI KARŞIYA
Sekizinci Henry'nin ağabeyi Arthur, 1501'de İspanya kraliyet ailesinden Aragonlu Catherine ile evlenmişti. Arthur bir yıl sonra ölünce Catherine, kocasının kardeşi Henry ile nişanlandı ve 1509'da nişanlısı kral olarak tahta çıkınca, evlendiler. O dönemdeki Hıristiyan hukukunda kayınbiraderlerle, yengelerinin evlenmesi yasak olması sebebiyle bu nikâhın kanuni bir evlilik olması için Papa'dan özel izin alınmıştı. Büyük zorluklarla nikâhlanan kralın evliliği istediği gibi gitmedi. Catherine'nin doğurduğu altı çocuktan sadece Mary Stuart hayatta kalmıştı. Çapkınlıkları dillerde dolaşan VIII. Henry, hoşlanmadığı eşi taht için erkek varis de vermeyince yeniden evlenmeyi kafasına koymuştu. Bu iş için Norfolk Dükü'nün genç ve güzel yeğeni Anne Boleyn'i gözüne kestirmişti. Ancak ortada Katolik nikâhı vardı ve ömür boyu sürerdi. Boşanmak için Papa'nın özel izni gerekiyordu. Kralın eşi, Avrupa'nın en büyük hükümdarı Kutsal Roma- Cermen İmparatoru Şarlken'in teyzesi olduğu için Papa, kralın 1527'deki müracaatını 6 yıl oyaladı.
EVLENEBİLMEK İÇİN KİLİSE KURDU
Papa, kralı boşamaya yanaşmayınca İngiltere ile Papalık arasında ipler koptu. Henry, resmi bir boşanma olmadan 1533 başlarında Anne Boleyn'le gizlice evlendi. Cantenbury Başpispokosluğu kralın evliliğini geçersiz ilan ettiğinde Anne Boleyn ile dört aylık evliydi. Papa, bu tavır üzerine kralı aforoz etti. İngiltere Parlamontosu, kralı İngiltere kilisesinin önderi, Papa'yı ise sadece Roma piskoposu olarak kabul etti. Papazlar krala bağlılık yemini edip, Katoliklikten vazgeçti. Böylece yeni bir kilise, Anglikan Kilisesi ortaya çıktı.
İNGİLTERE- KITA AVRUPA'SI ÇATIŞMALARI
İngiltere'nin Avrupa ile arasındaki ilk ihtilaf Roma dönemindedir. Romalılar, bütün Avrupa'ya hakim olurken İngiltere'yi de işgal etmişler, ancak hiçbir zaman bölgede güçlü bir hakimiyet kuramamışlardı. Nitekim Romalılar, barbar olarak gördükleri adalılardan korunabilmek için duvarlar inşa etmişlerdi. İngilizler, Roma İmparatorluğu dağılırken 410'da adadaki Batı Roma hakimiyetine son verdi. Roma, Avrupa'ya en büyük miras olarak hukuk anlayışını bırakmış, ancak İngilizler bu hukuk modelini benimsememişti. Corpus Juris Civilis ile Roma hukuku bir kodeks olarak belirlenirken İngilizler, Germen kökenlilerin etkisiyle Leges Barbarorum olarak bilinen kendi yasal sitemlerini oluşturdu. Bu sistem daha sonra Anglo-Sakson hukukuna, Roma hukuku da Kıta Avrupa'sı hukukuna dönüştü. İngiltere'nin Avrupa düzeninden ilk köklü kopuşu yukarıda anlattığımız evlilik mesesiyle oldu. Bu olay milli bir devletin, 1534'te Papalık'ın kontrolündeki Avrupa düzeninden ilk çıkışıydı. İngiltere'yi, 1536'da İskandinav ülkeleri Danimarka, İsveç ve Norveç takip etti.
İngiltere, 1580'lerde Kutsal Roma Germen İmparatorluğu aleyhinde Osmanlı ile işbirliği yaptı. 17. yüzyılda ise, yine Kutsal Roma Germen İmparatorluğu aleyhine 30 Yıl Savaşları'na dahil oldu. Avrupa'nın Fransa liderliğinde birleşmesini savunan Napolyon'a karşı en büyük direnci İngiltere gösterdi. Napolyon, Benelüks, İspanya, İtalya, Almanya'da hakimiyet kurarken, Fransa'nın önderliğinde Avrupa İmparatorluğu oluşmasına 1805 Trafalgar ve 1815 Waterloo savaşlarıyla İngiltere engel oldu. İngiltere, 1815'ten sonra Avrupa'da izolasyon politikasını belirledi. Bu amaçla Avrupa devletlerinin birleşmesine engel olmaya çalışıp, kurulacak ittifakların önüne geçmeye çalıştı. İngiltere bu dönemde gelecekte Commonnwealth olarak anılacak sömürge imparatorluğunu oluşturdu.
İngiltere'nin 1945 sonrası en büyük adımı kurulacak Avrupa kurumlarını sulandırmaktı. 1949'da kurulan Avrupa Konseyi'nin federal bir yapıya ulaşmasını engellemek için uğraştı.
1952'den itibaren Demir Çelik Birliği'nin kurulmasıyla beraber 6 ülke (Almanya Fransa İtalya, Belçika, Lüksemburg, Hollanda), ortak hareket etti. Bu yapı 1957'de AET'ye (Avrupa Ekonomik Topluluğu) dönüştü. İngiltere'nin başlangıçta üye olmadığı AET'nin, Avrupa Konseyi'nden en büyük farkı Federal Avrupa hayalini gütmesiydi. Avrupa'nın siyasi bir birliğe dönüşmesinden endişe eden İngiltere 3 Mayıs 1960'ta EFTA'nın kurulmasına öncülük etti. EFTA ortak dış gümrükler oluşturma amacı gütmemekteydi ve sadece serbest ticaret mantığı üzerine kurulmuştu. Avusturya, Finlandiya, Danimarka, Portekiz İsveç, İsviçre'nin de kurucu üyesi olduğu bu birlik, 6'lı AET üyelerine karşı (içerideki 6'lı) "dışarıdaki 7'li" olarak anıldı.
İngiltere'nin asıl amacı AET'ye üye olmaktı, ancak Fransız Cumhurbaşkanı De Gaulle, İngiltere'nin kültürel olarak farklı olduğunu düşünüyor ve AET'yi sulandıracak bir ülke olarak görüyordu. De Gaulle İngiltere'nin üyeliğini 1963 ve 1967'de veto etti. İngiltere ancak 1969'da De Gaulle devlet başkanlığından çekildikten sonra müzakerelere başladı ve 1973'te üye oldu. Üye olduktan sonra da ileriki yıllarda Avrupa Birliği adını alacak toplulukta hep farklı hareket etti.
İNGİLTERE'DEN BİRLEŞİK KRALLIĞA
İngiltere'nin resmi adı Birleşik Krallık'tır. Birleşik Krallık tabiri 19. yüzyılın başında ortaya çıkmış bir ifadedir ve Büyük Britanya Adası ile İrlanda'nın birlikteliğini ifade eder. İrlanda adasının büyük kısmını oluşturan İrlanda Cumhuriyeti'nin 1922'de birlikten ayrılmasıyla beraber, günümüzde Birleşik Krallık terimi Büyük Britanya ile Kuzey İrlanda'nın birlikteliği için kullanılmakta.
Büyük Britanya adasında ise 3 ayrı alt devlet bulunmakta. Bu devletler İngiltere, İskoçya ve Galler. Adanın kuzey kesiminde yer alan İskoçya ve batısında bulunan Galler'in yerli halkı Kelt'tir. Keltler, Roma İmparatorluğu kurulmadan önce, Avrupa'nın her noktasında kabileler halinde yer alan bir millettir ve Orta Avrupa'dan göç ederek Britanya Adası'na yerleşmişlerdir. Romalılar, Galler bölgesinde hakimiyet kurarlarken, İskoçya bölgesi ile kendi toprakları arasına duvar örmüşler ve Kuzey bölgesine karışmamışlardı. İskoçlar uzun dönem İngilizler'le mücadele ettikten sonra, 1707'de iki ülke parlamentolarının onayladığı "Birleşme Yasası" ile İngiltere ile birleşti.
Büyük Britanya Adası'nın güneyini ve en büyük parçasını oluşturan İngiltere ise, farklı toplumların karışmasından meydana gelmiş bir millet. Adanın tarih öncesi sakinleri Beaker kültürünü teşkil etmişlerdi. Daha sonra bölgeye Kelt göçleri başladı ve Keltler'in bu grubu Bretonlar olarak anıldı. Ada, Roma yönetimine girdikten sonra çok sayıda Romalı asker ve tüccar adaya yerleşti. Milattan Sonra 5. yüzyılda Roma hakimiyetinin bitmesi ve Kavimler Göçü'nün tesiriyle adaya Germenler'in iki kolu olan Angıllar ve Saksonlar adaya yerleşti. Böylece Britanya'da Anglo-Sakson hakimiyet dönemi başladı.
1066'da aslen İskandinavya'dan gelip, Fransa'nın kuzey kıyılarına yerleşen Normanlar (Kuzeyliler), İngiltere'yi istila etti. Normandiya Dükü Fatih William, Anglo-Saksonlar'ı yenince, adada Norman hakimiyeti başladı. Zamanla Normanlar'la Anglo-Sakson unsurlar karıştı ve bugünkü İngiltere'nin etnik yapısı oluştu.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.