ERHAN AFYONCU

İlk milli maçımızı 103 yıl önce oynamıştık

Futbolla yatıp futbolla kalkan bir ülkeyiz. Ancak futbol tarihimizi tam bilmiyoruz. Yaklaşık 140 yıldır futbol oynuyoruz. Milli takım maceramız ise 103 yıllık. Osmanlı döneminde 1913'te kurulan milli takımımız, ilk milli maçında İngilizler'i 2-0 yenmişti

Milli takımın arka arkaya iki mağlubiyet alması hepimizi üzdü. Futbolla yatıp futbolla kalkan bir milletiz. Ancak futbol tarihimiz hakkıyla yazılmamıştır. Türkiye'nin en önemli tarihçilerinden Vahdettin Engin'le birlikte ana kaynaklara dayanarak hazırladığımız ve yakında yayınlanacak "Osmanlı Döneminde Futbol" isimli kitabımız futbol tarihimizi aydınlatacak ve birçok yanlışı düzeltecek.
İLK MİLLİ TAKIMIMIZ
Türk Milli Futbol Takımı'nın ilk maçını 26 Ekim 1923'te Romanya ile oynadığı hususu genel bir kabul görmüştür. Ancak bu tarihten çok önce 1913'te, yani Osmanlı İmparatorluğu döneminde milli futbol takımı kurulmuştu. İlk Türk Milli Futbol Takımı İngiltere'nin Akdeniz donanmasına mensup Weymouth gemisi mürettebatı ile yaptığı iki maçtan birini kazanmış, diğerinde ise berabere kalmıştı. İlk maç 30 Mart 1913 Pazar günü oynandı. İngilizler'in karşısına çıkan takım Galatasaray ve Fenerbahçe futbolcuları arasından seçilmişti ve "Türkiye Futbol Heyeti Takımı "olarak adlandırılmıştı. Maç 2-0 Türkiye'nin galibiyetiyle sonuçlandı. Mağlubiyeti kabullenemeyen İngilizler yeni bir maç daha talep etti. İlk maçın hemen akabinde bu maçın rövanşı yapıldı. 6 Nisan 1913 pazar günü oynanan rövanş maçında milli takımımız İngilizler ile 1-1 berabere kaldı.
İLK FUTBOL FEDERASYONU
Milli takımımız 1913'te ilk futbol müsabakasını yapıp, İngilizler'i mağlup ettiği dönemde bugünkü Türkiye Futbol Federasyonu'na benzeyen "Türkiye Futbol Heyet-i Merkeziyesi" adını taşıyan ve kamuoyunu milli maçla ilgili bilgilendiren bir kurum da ortaya çıkmıştı. Milli takım oyuncuları da Türkiye Futbol Heyet-i Merkeziyesi tarafından belirlenmişti. Milli takımın teknik direktörü Ali Sami Bey, kaptan ise aynı zamanda santrfor oynayan Galib Bey'di. 1914'te ise Fenerbahçe, Galatasaray ve Altınordu takımları futbolcularından meydana gelen bir milli futbol takımı kuruldu. 12 Nisan 1914 Pazar günü Romanyalılar'la bir hazırlık maçı yapıldı ve maç 5-4 milli takımın galibiyeti ile sonuçlandı.
TÜRKİYE'DE FUTBOL
Barutan , matbaaya birçok icatta olduğu gibi futbolun da ilk oynandığı yer Çin'dir. Çinliler, Milattan Önce 4 binli yıllarda içi tüyle dolu bir topla futbol oynuyorlardı. Kıta Avrupası'nda Galya'da, yani Fransa'da "seault" ismiyle gördüğümüz bu oyun, Fransızlar'ın 11. yüzyılda adayı işgalleriyle İngiltere'ye gitti. Futbol ilk dönemlerinde belli bir kuralı olmadan oynanan bir oyundu. Oyuncu sayısı sınırlaması olmadan iki köy halkı birbiriyle tarlalarda, meydanlarda kafa göz kırarak, hatta evleri bile yıkarak mücadele ederdi. 19. yüzyılda Londra kulüp kaptan ve temsilcileri bir barda toplanarak Football Association'ı kurmalarından sonra futbolun ilk kuralları olan Cambridge Kuralları tespit edildi. Cambridge Kuralları, futbola İngiliz damgasının vurulmasına sebep oldu. Futbol 19. yüzyılın son çeyreğinde Türkiye'de de oynanmaya başladı. Ülkemize futbolu getirenler yabancılardı. İlk olarak İzmir ve Selanik gibi şehirlerde oynanan futbol 1880'lerde İstanbul'da da oynanmaya başlandı. Futbolun İstanbul'da ilk oynandığı yer Kadıköy'de bugün Fenerbahçe'nin stadının olduğu yerdi. İzmir'de futbolun öncülüğünü yapanlardan James La Fontaine, 1889'da İstanbul'a yerleşti. Böylece onun girişimleri ile futbol İstanbul'da da oynanmaya başladı. İstanbul'da ikamet eden yabancılar ve gayrimüslim Osmanlılar, kendi aralarında oluşturdukları takımlarla, Kadıköy ve Moda'da futbol maçları düzenlediler. Bunlar hafta sonları ailece Kuşdili Çayırı'na veya İstanbul'un mesire yerlerine gidiyor, hem eğleniyor hem de çayırda futbol oynuyorlardı. Yabancılar arsında futbol merakı giderek yaygınlaştı. Ancak futbol oynamak için kalabalıklar bir araya geldiği için müsabakalar sıkı bir takip altındaydı. Bu yüzden Türk gençleri futboldan uzak duruyorlardı. La Fontaine 1897'de Kadıköy'de, İngiliz ve Rumlar'dan oluşan "Football Association" kulübünü kurdu. 1904'te İstanbul Futbol Ligi kurulup maçlar yapılmaya başlandı. 1906-1907 futbol sezonundan itibaren ilk defa bir Türk takımı, Galatasaray Futbol Kulübü de İstanbul ligine katıldı. 1909-1910 sezonundan itibaren Fenerbahçe de İstanbul Ligi'nde yer almaya başladı. 1903'te jimnastik kulübü olarak kurulan Beşiktaş ise 1910'dan sonra ağırlığını futbola kaydırdı.
KUDÜS'ÜN TARİHİNİ İRCİCA AYDINLATIYOR
Kudüs ve Filistin 400 yıl Osmanlı hakimiyetinde kaldı. Bu dönemle ilgili Türkiye'de yapılan araştırmalar çok fazla değil. Yahudi tarihçiler, Osmanlı arşivini kullanarak Kudüs'le ilgili birçok kitap ve makale yayımladı. Son zamanlarda ise Kudüs'le ilgili birçok yeni araştırma ve kaynak İrcica yani İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi tarafından yayımlanmaya başladı. Halit Eren'in başkanlığını yaptığı İrcica Kudüs'le ilgili şimdiye kadar "Filistin'de Osmanlı Vakıfları ve Emlakı", "Fotoğraflarla Osmanlı Döneminde Kudüs", "Kudüs'te İslam Vakıfları", "Osmanlı Döneminde Kudüs Uluslararası Kongresi Bildirileri", "Fotoğraflarla Dünden Bugüne Kudüs" isimli önemli eserleri yayımladı.Kudüs tarihinin en önemli kaynakları olan şeriye sicillerini, yani mahkeme kayıtlarını sekiz cilt olarak yayımladı. Bu defterler Kudüs'ün adalet, dinî, sosyal ve ekonomik tarihine ışık tutan en önemli kaynaklar. İrcica, şimdi ise Kudüs'le ilgili Osmanlı mühimme defterlerinde yer alan fermanları, yani dönemin bakanlar kurulu kararlarını yayımlamaya başladı. Halit Eren'in editörlüğünde Cengiz Tomar, Yüksel Çelik, Murat Uluskan ve Davut Hut tarafından neşredilen ilk eser "Mühimme Defterlerinde Kudüs (1545-1594) I" adıyla çıktı. Kudüs'le ilgili fermanları ihtiva eden kitapta, Kudüs'te görev yapanların tayin ve azilleri, idari ve güvenlik meseleleri, vakıfların idaresi, inşaattamirat işleri, gündelik hayat ve Kudüs'teki kutsal yerler hakkında birçok bilgi yer alıyor. Kudüs tarihinde en önemli çekişme Hıristiyanlar'a ait kutsal mekânlarda Ortodoks ve Katolik çekişmesidir. Ermeniler, Rumlar, Sırplar ve Gürcüler arasında yaşanan çekişmeyi ve Osmanlı yönetiminin bu konuyla ilgili çözümlere ilişkin belgeleri okuyabilirsiniz. Kitapta yer alan fermanlar düzgün bir biçimde okunmuş ve eser kaliteli bir baskıyla yayınlanmış. Yalnız eseri yayımlayanların isimleri iç kapakta ve çok küçük olarak yazılmış. Eseri kullanırken hazırlayanların ismini bulmak bir mesele. Bu yüzden yeni ciltlerde bu durum düzeltilirse iyi olur. Bu eseri hazırlayan İrcica yöneticilerini ve hazırlayanları tebrik ediyor, yeni ciltleri sabırsızlıkla bekliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.