ERHAN AFYONCU

Belçika Tiyatro sahnesinde kurulan devlet

Bugün NATO'nun ve AB'nin merkezi olan Belçika, bir tiyatroyla başlayan isyandan sonra kurulalı iki asır bile olmadan, parçalanmanın eşiğine gelmiş bir devlet olarak tarih sahnesinde duruyor
Terör örgütlerinin bayraklarını açmalarına müsaade eden Belçika terör saldırılarıyla sarsıldı. Onlar teröristleri koruyadursunlar biz ülke olarak Belçika'nın teröre karşı yanındayız. Asırlarca başka başka ülkelerin hakimiyeti altında yaşayan ve adı bile olmayan Belçika, 1830'da bir tiyatro oyununu izleyen seyircilerin galeyana gelip, bağımsızlık için Hollanda'ya karşı isyan etmelerinden sonra kurulmuştu. Genç tarihçilerimizden Fatih Gürcan bir yazısında Belçika'nın kuruluş hikâyesini anlatır.
İSİMSİZ BİR ÜLKE
Belçika tarih boyunca başka ülkelerin hakimiyeti altında yaşadı. Uzun süren İspanya hakimiyetinden sonra 18. yüzyılın sonlarında patlak veren İspanya Veraset savaşlarının sonunda Belçika, Avusturya hakimiyetine girdi. İspanyol Felemenk'i olan ülkenin adı da artık Avusturya Felemenki'ydi.
1789'da meydana gelen Fransız İhtilali, Belçika'da da karışıklığa sebep oldu. Fransa, Belçika'daki asilerin haklarını bahane ederek Avusturya Felemenki'ne ordularıyla girdi. Avusturya'yı mağlup eden Fransa, Belçika'yı özgürleştirmek yerine ilhak etti. Avusturya bir süre sonra Belçika'yı geri aldıysa da Fransızlar bir yıl sonra tekrar bölgeyi hakimiyetine geçirdi. Napolyon'un askeri başarılarından sonra Avusturya, Belçika'nın Fransa toprağı olduğunu kabul etti.
Fransa'ya karşı birleşen koalisyon güçlerinin Napolyon'u mağlup etmesiyle Avrupa'nın sınırları yeniden çizildi. 1815'te Viyana Kongresi'nde diplomatlar Napolyon sonrası Avrupa'yı yeniden düzenledi. İtalya'da birçok toprak kazanan Avusturya, diğer devletleri ürkütmemek için Belçika'yı istemedi.
HOLLANDA HAKİMİYETİ
Belçika'nın Fransa hakimiyetine girmediği her durum Avusturya'nın işine geliyordu. Görüşmelerin sonunda Belçika, Hollanda'ya verildi. Devletin adı Niederland, yani "Alçak yükseklikte ki ülke" olacaktı. Bu devlet aynı zamanda Fransa'ya karşı bir denge unsuru olacaktı.
Aradan geçen iki asırda Hollanda ve Belçika'nın dini ve siyasi yapıları iyice birbirinden kopmuştu. Belçika nüfusunun yaklaşık yarısını Valon denilen Latin kökenli Fransızca konuşan bir halk oluşturmaktaydı ve ülke Katolik'ti. Hollanda'da ise Felemenk'ti ve ülkenin çoğunluğu Protestandı. Hollanda ticaret, Belçika ise sanayi toplumuydu.
Belçikalılar, Hollandalılar'ın neredeyse iki misli nüfusa sahipken, Kral Willem Oranje'nin baskısıyla mecliste eşit olarak temsil edilmişlerdi. Kral, Belçikalılar'ın Felemenkçe konuşmasını ve Protestanlığı benimsemesini istiyordu. Kralın baskısı Belçikalılar'ı patlamaya hazır barut fıçısına döndürdü. Ancak Avusturya Başbakanı Metternich başta olmak üzere Avrupa'nın önde gelen güçleri milliyetçiliğin yayılmasını istemiyorlardı.
Fransa'da, 1830'da başlayan hürriyetçilik akımı Avrupa'nın siyasi yapısını alt üst etti. Fransa'da kralın baskısına karşı ayaklanan hürriyet yanlıları bütün Avrupa'yı sarstı. Fransa'da kralın tahttan indirilmesi Avrupa'da 1830'dan itibaren ayaklanmalara yol açtı.
TİYATRO'DA BAŞLAYAN İSYAN
Halkın en büyük eğlencelerinden biri olan tiyatro hem etkin bir muhalefet aracı, hem de halkın bir araya geldiği sosyal merkezdi. Belçikalılar, Fransa'daki ihtilalden bir ay sonra 1830 Ağustos'unda Brüksel'de bir gösteri izliyorlardı. Oyunun konusu İspanyol idaresine karşı ayaklanan Güney İtalyalılar'dı. Bu oyun bir anda Belçikalılar'ın ayaklanmasına yol açtı. Brüksel sokakları özgürlük yanlılarının çığlıklarıyla doldu. İşçiler başta olmak üzere herkes isyana katıldı. Zengin ama adı bile olmayan toplum artık hürriyet ve kendi devletlerini istiyordu. Geçmişte bölgede yaşayan "Belgaların" ismi ülkenin yeni adı oldu.
Durumu kabullenmeyen kral, orduyu asilerin üzerine gönderdi. Hollanda ordusu karşısında dayanamayan Belçikalılar, yenilmek üzereyken İngiltere ve Fransa devreye girdi. Fransa ve İngiltere, Ocak 1831'deki Londra Konferansı'nda Belçika'nın bağımsızlığını tanıyıp, garantör oldu. Belçika müstakil bir krallık oldu ve başına İngiltere kraliyet ailesinin akrabası Leopold getirildi.
Hollanda kralı ise oldu-bittiyi kabul etmeyerek, Belçikalılar'ın üzerine harekâta devam etti. Bu gelişmeler üzerine Fransa karadan, İngiltere ise denizden Hollanda'yı sıkıştırdı. Hollanda iyice köşeye sıkışmasına rağmen Kral mağlubiyeti kabullenemedi. Müttefikler ise Hollanda'ya Lüksemburg ve Limburg tavizini vererek 1838'de Belçika Krallığı'nın kurulmasını Hollanda Kralı'na kabul ettirdi.
PARÇALANMAK ÜZERE OLAN BELÇİKA
Belçika, bağımsız olduktan sonra hızla Afrika'da sömürge sahibi oldu. Birinci Dünya Savaşı başlayınca iki ateş arasında kaldı. Tarafsız olmak istedi ama olamadı. Almanya'ya topraklarımdan Fransa'ya geçemezsin diyen Belçika, Kayserin ordusu karşısında perişan oldu. Belçika Alman işgali altına girdi. İtilaf devletleri Almanya savaşı kaybedince, iki eski Alman sömürgesi olan Burundi ve Ruanda'yı Belçika'ya verdiler. Belçika, 1930'da Felemenkçe ve Fransızca konuşanlar olmak üzere iki idari bölgeye ayrıldı.
İkinci Dünya Savaşı başladığında Belçika yine Alman ordularınca işgal edildi. Belçika hükümeti İngiltere'ye kaçtı. Dört yıl işgal altında kalan Belçika savaşın bitmesiyle huzura kavuştu. Belçika, tarihi boyunca büyük güçlerin karşılıklı olarak kozlarını paylaştıkları bir sahne olmuş. Ülke İkinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar barışa hasret bir biçimde yaşamıştı. Belçika'nın başkenti Brüksel hem AB'nin, hem de Fransa'nın askeri kanattan ayrılmasından sonra, NATO'nun idari merkezi oldu.
1960 sonrası sömürgelerine bağımsızlık veren Belçika, 1980'de Felemenk- Valon olmak üzere iki federasyona dönüştü. Brüksel iki toplumun da yönetimde söz sahibi olduğu idari merkez oldu. Bugün, Kuzeyli bir kavim olan Flamanlar'la, Latin orijinli Valonlar'ı aynı çatı altında barındıran Belçika'nın en büyük kaygısı bölünme. Kraliyetin sembolik varlığı ve Brüksel'in idari durumu ülkeyi bölünmeden koruyor ama nereye kadar gideceğini bekleyip göreceğiz.
KELTLER'İN ÜLKESİ
Belçika'da yaşayan ilk topluluk Belga adıyla anılan Keltlerdi. Belçika bölgesi Roma İmparatorluğu'nun bir parçası oldu ve 500 yıl Roma hakimiyetinde kaldı. Roma İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra bölge Frank Krallığı'na geçti ve Hıristiyanlaştı. Daha sonra Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu'nun hakimiyetine girdi. Kanunî'nin en büyük rakiplerinden Şarlken'in 1558'de ölümünden sonra Hollanda ile beraber Habsburglar'ın İspanya kanadının hakimiyeti altına girdi.
Hollanda ile Belçika'nın yolları 16. yüzyılın sonlarında ayrıldı. Hollanda Protestanlığı benimserken, Belçika Katolik kaldı. Dini ayrılık siyasi sahaya da yansıdı. Hollandalılar, 16. yüzyılın sonlarında Habsburglar'ın Batı kolu olan İspanya Krallığı'na karşı isyan etti. Ancak güney, yani Belçika, Katolik olarak İspanya idaresinde kaldı.
Hollanda, 17. yüzyılda yüzlerce gemisi ile okyanusların hakimi haline geldi. Birçok yerde sömürge elde etti ve okyanus ticaretinin en büyük aktörü oldu. Belçika ise dünyaya açılamadığı gibi bağımsız da olamamıştı. Hollanda'nın İspanyol hakimiyetinden kurtulmasından sonra Belçika "İspanyol Felemenk'i" olarak anıldı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.