ERGÜN DİLER

Pa'parola

HEM içeride hem dışarıda ilginç gelişmeler yaşanmakta.
Refleks alışkanlığımız gereği hepsine ayrı ayrı bakıp değerlendirmeyi severiz. Gelin biz çok "AYRI" gibi duran konuları tek bir PAYDANIN altında toplamaya gayret edelim...
Kavala'dan Demirtaş'a, Tuğrul Türkeş'ten MHP'ye, İsrail'den HAMAS'a ve oradan da ABD ile SUUDLAR arasındaki yeni anlaşmaya uzanalım.
Ve gizli manşet olarak da ABD Hint-Pasifik Kuvvetleri'nin yeni komutanı Paparo'yu not edelim...
İçeriden başlayalım...
Araya hafta sonu girdi. Gözden kaçtı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, hapisteki Selahattin Demirtaş için önemli bir karar verdi. Demirtaş kendisine kumpas kurulduğunu söyleyip başsavcıyı işaret etmiş ve "Hukuk önünde hesap verecek" demişti.
Bu sözler nedeniyle Demirtaş hakkında 'terörle mücadelede görev alan kamu görevlisini hedef göstermek'ten dava açılmıştı. Mahkeme sonucunda da ceza aldı. Karara itiraz edildi.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22'nci Ceza Dairesi, kararı bozdu.
"BERAAT" dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 'kamu görevlilerinin kabul edilebilir eleştiri sınırının sade vatandaşlara nazaran daha geniş olduğu' yönündeki içtihadına işaret edilerek kararda şu not düşüldü: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gibi bürokratik yönü de bulunan önemli bir kamu görevini yerine getiriyor olması nedeniyle kendisi hakkında bu tür eleştirilerin yapılmasının olağan ve katlanılabilir olduğu da değerlendirilmelidir...
Bu olayın hemen ardından Tuğrul Türkeş, OSMAN KAVALA meselesine dahil oldu.
"Osman Kavala'nın yeniden yargılanmasına kim neden karşı çıkıyor?" diye sordu. Hem rahmetli babasından dolayı hem AK PARTİLİ vekil şapkasından dolayı konuşması önemliydi.
Türkeş "Dava hem uluslararası hem de iç hukuk açısından önemli. Yeniden yargılama için dilekçe verilmiş. Davaya vakıf olmayan kişiler, dilekçenin tümünü görmeden konunun aleyhine fikir beyan ediyor. Neye dayanarak ve neye karşı çıktılar?" sözleriyle tartışmayı büyüttü... Akabinde 6 soru yöneltti.
"Osman Kavala'nın nihayet tahliye olma ihtimalinin yüksek olmasına mı?" şıkkı kadar finalde paylaştığı "Düşünmek bile istemiyorum ama; acaba konunun iç hukuk ile çözülmesi ihtimali mi bazı çevreleri rahatsız ediyor?" çıkışı çok önemliydi... Çok detaya girmeye gerek yoktu. Ancak muhatabın kim olduğu ortadaydı sanırım! İÇ POLİTİKADA nasıl yankılanacağını tahmin etmek zor değildi.
Başkan Erdoğan, CHP lideri Özgür Özel'i kabul ediyordu. Özel, Namık Tan ile birlikte AK PARTİ Genel Merkezi'ne giderek yeni bir dönemi başlatıyordu. Herkes boş koltukla ilgilense de asıl mesele o görüşmeden sonra Türkiye'nin dünya üzerindeki konumunun ne olacağıydı...
Devam...
İsrail saldırıya devam ediyor, masum insanlar can veriyor, ABD'deki üniversiteler ayağa kalkıyor, başkentler sokaklara dökülüyordu. Bu arada ABD Suudi Arabistan ile çok önemli bir anlaşmanın eşiğine geliyordu.
Riyad'a güvencenin en üst düzeyden verileceği anlaşmanın ana fikirlerinden biri ÇİN'in bölgeden uzaklaştırılmasıydı.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Financial Times'a verdiği demecinde, Biden yönetiminin Suudi Arabistan ile bir savunma anlaşması imzalamasının ancak Riyad'ın'ın Tel Aviv ile ilişkilerini normalleştirmeyi kabul etmesi halinde mümkün olacağını açıkladı. Sullivan "Bütüncül vizyon, ABD ile Suudi Arabistan arasında ikili bir anlayış, İsrail ile Suudi Arabistan arasında normalleşme ve Filistin halkı adına anlamlı adımlar atılmasıdır" notunu düşerek "Bunların hepsi bir araya gelmek zorunda" dedi.
Yani bölge tamamen değişecekti.
İsrail son kozlarını oynuyordu.
ABD, üniversitelerindeki tepkileri sokaklara çıkan milyonlarca insanı görmezden gelemezdi.
NETANYAHU üzerinden CANİ KİMLİĞİ üzerinden finalde İSRAİL'in bölgedeki rolünü budayacaktı. Yeni sayfa açılacaktı.
Sık sık yazdığım gibi bölgede tek bir aykırı ses tek bir terör örgütü bırakılmayacaktı. Temizlenecekti.
Türkiye burada öne çıkan ülke olacaktı. Ankara'nın da bölge ile uyumlu politikalar geliştirmesi adımlar atması istenecekti. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Can Atalay meselelerine de buradan bakmakta fayda vardı. Neden şimdi gündemdeydi? Neden dün değildi? Yeni ANAYASA çalışmalarını da aynı pencereden okumak şarttı...
Etrafımızda bunlar olurken uzaklarda ıskaladığımız ancak kesinlikle atlamadan takip edilmesi gereken adımlar atılıyordu.
Amiral Paparo, ABD Hint-Pasifik Kuvvetleri'nin 27. Komutanı olarak, Amiral John Aquilino'dan görevi devraldı. "Serbest ve Açık Hint-Pasifik" vurgusu yapan Paparo, komutanlığın, Çin'in müdahaleci ve yayılmacı planlarına karşı yanıt vermeye hazır olması gerektiğinin altını çizdi. Paparo, "Mevcut stratejik ortamı ülkemizin, müttefiklerimizin ve ortaklarımızın avantajına göre şekillendirmeye benzersiz şekilde hazırız. Artık aciliyet duygusuyla harekete geçmeliyiz" dedi. Törende konuşan ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, "Misyonu 21. yüzyılda ABD güvenliğinin kalbinde" diye nitelediği Hint- Pasifik Kuvvetleri'nin "öncelikli operasyon alanında nöbet tuttuğunu" bildirdi. Austin "Çin, Hint-Pasifik'e hükmetme, küresel düzeni kendi otokratik vizyonuna uyacak şekilde yeniden şekillendirme isteği ve kapasitesine sahip tek ülke" dedi.
Yani doğrudan TEK RAKİPLERİNİN ÇİN OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA İLAN ETMİŞ oldular.
"GÜVENLİĞİMİZİN KALBİ" denilerek Hint-Pasifik'in dünya üzerindeki en hassas en kritik en stratejik bölge olduğu birinci ağızdan duyuruldu!
Arkadaki İNGİLTERE'yi ise açıktan söylemeyeceklerdi.
İşte ORTA DOĞU'da sorun çıkmaması KÜRESEL anlamda çok önemli ve değerliydi. İsrail asla ve kat'a İran'a saldıramayacak, Suudlar güvende olacak, Türkiye bölgeyi kontrol etmek için yeni adımlar atacak, Tel Aviv yeniden formatlanacak, Filistin için adil bir çıkış bulunacak ve ÇİN ile baş başa kalınacaktı! EN tepedeki SAVAŞ için BÖLGESEL ROLLERİN TEKRAR tanzimi zorunluydu. Olacak olan da buydu.
Türkiye Mehmetçik ile ANAYASA ile kapsayıcı birleştirici özelliği ile GENLEŞECEK kontrolü sağlayacaktı. Biz bölgemizde ABD küresel çapta BÜYÜK olarak yoluna devam edecekti. Herkes mücadelenin içindeydi. Dışında kimse kalamazdı. Olan da buydu.
İçerideki tartışmalar aynı zamanda DIŞARISI, yabancı başkentlerdeki Türkiye manşetleri de aslında İÇERİSİ demekti!
Bu çerçevede içeride atılması düşünülen sürpriz adımların BÖLGESEL karşılığı kadar KÜRESEL getirisi vardı.
İmamoğlu'nun seçilmesi için verilen destekler de Kemal Bey'in son günlerde Erdoğan'ı sert bir şekilde hedef alması da, MHP'nin gizli açık tepkileri de Hürriyet'te çıkan "KAVALA" yazıları da, yeni ANAYASA çalışmaları da Sinan Ateş davası da aynı paydada görülmesi gereken hamlelerdi. Siz isterseniz hepsine AYRI AYRI bakın... Tercih sizin...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.