ERGÜN DİLER

Göçmen savaşı

DAHA önce de yazmıştım...
Önemli bir isimdir. ABD'li Profesör John Mearsheimer, "Rusya, Ukrayna'da özel bir askeri operasyon gerçekleştirmesi için kışkırtıldı" demişti.
2008'deki NATO Zirvesi'nde UKRAYNA'nın ÜYELİĞİNİN konuşulması, Moskova'ya "Haydi harekete geç" anlamına gelmekteydi. Öyle de oldu. Kremlin'in askeri harekatı, AVRUPA'da AVRASYA'da dengeleri yerinden oynattı. Zaten ARAP BAHARI ile başlayan dalga SURİYE'ye gelmiş milyonlarca insan evinden yurdudan olmuş, yollara düşmüştü! Kitleler yer değiştiriyordu yani...
Peki bu ritmin arkasında yatan asıl gerçeklerden, amaçlardan biri neydi? Gelin buna bakalım... Savaşı anlayalım...
İlk adımı, Sarıyer'deki İTALYAN KİLİSESİ'ne yapılan silahlı saldırıdan başlayıp atalım...
İstanbul'daki Sarıyer Santa Maria Kilisesi'nde önceki gün bir kişinin hayatını kaybettiği silahlı saldırı, İtalya basınında geniş analiz ve yorumlarla yer aldı. Orada da DEAŞ ve GAZZE üzerinden açıklamalar büyük yer tutuyordu. İsrail'e elbette AVRUPA destek veriyordu, netti!
Saklayan da yoktu. Ancak İTALYA burada arkalarda yer alıyordu. Olan biteni GAZZE üzerinden okumak bizi doğru koordinata götürmezdi sanki...
Polonya'dan araç getirip bir yıl garajda tutan Tacik ve Rus'a SUİKAST GÖREVİ veren bir akılla karşı karşıyaydık.
Soruşturmanın altından pek bir şey çıkmazdı. Konunun ne olduğu anlaşılacak ve kapatılacaktı.
Reina saldırısı gibi düşünün!
İSTİHBARAT İŞİ OLDUĞU için gidilecek son istasyon bellidir. 28 kişi daha gözaltına alındı. Sorgulamalar sürüyor... Sürecek de...
Peki konu neydi o zaman?
Açalım...
Konu büyük savaşın gölgesiydi.
Önce Trump'a kadar gidelim.
Trump DAVOS'ta, "Eğer AVRUPA'ya saldırı olursa bilin ki sizi korumayacağız" dedi mi?
Evet dedi. Von der Leyen'e kadar herkes bunu biliyor mu? Kesinlikle biliyor. Aynı Trump şimdi seçim ikliminde yine bu konuya girdi! Las Vegas'ta konuşan ABD Başkan adayı Trump, "ABD'ye bir saldırı olması durumunda NATO yardıma gelmeyecektir" çıkışına imza attı. Davos'taki çıkışını izah eder gibiydi! NATO'ya para vermeye devam ettiklerini belirten Trump, "Size NATO hakkında bunu söylemekten nefret ediyorum, ama eğer onların yardımına ihtiyacımız olsaydı, diyelim ki, saldırıya uğradık, orada olacaklarına inanmıyorum.
O insanları tanırım..."dedi. Aynı Trump, Texas konusuna da girdi!
Yani savaşın asıl mevziine de yaklaştı. Sadece ARALIK ayında 302 bin kişinin MEKSİKA'dan ABD'ye girdiğinin altını çizen Trump "Tüm zamanların rekoru kırıldı.
Sınırımız kitle imha silahına, yani bizim yıkımımıza dönüştü. Sadece 3 yıl önce ABD tarihinin en güçlü ve en güvenli sınırına sahiptik. Bugün bizi bekleyen bir felaket var. Bu, DÜNYA TARİHİNİN EN KÖTÜ
SINIRI'dır, bir zamanlar büyük olan ülkemiz için açık yaradır. Dünyanın her yerinden teröristler, ABD'ye kontrolsüz şekilde akın ediyor. Artık ülkede büyük bir terör saldırısının meydana gelme ihtimali yüzde 100..."
Yani ARAP BAHARI ile başlayıp Suriye'ye ulaşan DALGA, İNSANLARI yollara düşürüyor, AVRUPA'nın kapısına itiyordu!
Aynı şekilde aynı güç AFRİKA'da başlattığı momentumla yine AVRUPA'yı hedefe koyuyor yüzbinlerce insanı, AKDENİZ kıyılarından AB'ye sürüklüyordu!
İTİYORDU! Doğru mu? Elbette...
NET...
Yani bir AKIL, ARAP BAHARI ve ardından RUSYA'nın UKRAYNA harekatına karar veriyor, sonra da AVRUPA'yı önce enerji sonra da İNSAN SELİ sorunuyla karşı karşıya bırakıyordu.
Ancak AVRUPA, ordusu olmasa da aklı olan bir medeniyetti. Onlar da boş duramazdı. Durmuyordu.
FRANSIZ istihbaratı, ALMAN desteğiyle MEKSİKA sınırını zorluyordu.
Meksika'dan ABD'ye girmek isteyenler arasında AFRİKA kökenli insan çoktu.
Fransız istihbaratı DSGE, ABD'nin görünmeyen eliyle AB'ye yaptığını yine aynı yöntemle TEXAS üzerinden Washington'a yapıyordu. Bu kavga zaten SİLİK de olsa BM toplantılarında bile çıplak gözle görülebiliyordu. 25 eyalet bu insan dalgası, göçmen akını neticesinde ABD'nin birliğini bozabileceklerini BAĞIMSIZLIKLARINI
İLAN EDEBİLECEKLERİNİ söylüyorlardı. ARALIK'ta 302 bin kişinin ülkeye giriyor oluşu, az bir hamle değildi!
Suriye üzerinden başlayan GÖÇMEN DALGASINA, AB'de en net kim karşı çıktı? Evet!
Macaristan lideri Viktor Orban...
Ne dedi? "Göç dalgasının arkasında SOROS var..." Yani sınırlarını dikenli telle çeviren ORBAN, ABD'yi işaret ediyordu. ABD, enerji kriziyle, tedarik zincirlerinin gevşemesiyle, GÖÇMEN sorunuyla mücadele edecek olan AVRUPA'nın KÜRESEL rekabetten çekileceğini hesap ediyordu. AYAKTA KALAMAYACAKLARINI düşünüyordu. Hem bu türbülansları AB'ye havale ediyorlar, hem de korkudan kendilerine sığınmalarının önünü açıyorlardı. KÜRESEL REKABETTE ÇİN ile baş başa kalmak için önce bu adımı atıyorlardı. Pekin'in en büyük ticari partnerini saha kenarına çekmek istiyorlardı. Rusya ile de korkutup dediklerini yaptırma peşindelerdi!
Zorunlu ittifak şıklardan biri olarak öne çıkmaktaydı!
Devam...
Bu denge içinde İtalyan Başbakan Meloni Türkiye'ye geliyordu.
Giorgia Meloni, muhalefetteyken Türkiye'nin AB üyeliği ihtimaline net ve sert biçimde karşı çıkıyordu...
"İtalya'nın kardeşleri, Türkiye'nin tarih, coğrafya ve kültür olarak bizim anladığımız Avrupa'nın bir parçası olmadığına inanıyor" diyordu. Hatta ANKARA'yı 'Avrupa'daki Türkler'i ve Müslümanlar'ı çocuk yaparak kıtayı sömürgeleştirmeye teşvik etmek, Avrupa'ya göçmen şantajı yapmakla suçluyordu. Başbakan olarak İstanbul'a gelen Meloni, Erdoğan'la Vahdettin Köşk'ün de bir araya geliyordu. Ve sızan bilgilere göre Başkan Erdoğan'dan "Libya'dan gelen göç dalgasını" durdurmasını istiyordu.
Oysa ARAP BAHARI ile Afrika'daki darbeler ve savaşlar, AVRUPA'ya göç akını için de kurgulanıyordu. Bunlar AVRUPA'nın BÜYÜK OLMA İDDİASINDAN vazgeçmesi için atılan adımlardandı. Ve bu sorun AVRUPA'nın geleceğini sarsıyordu.
İtalyan Başbakan da bu çerçevede Erdoğan'dan yardım rica ediyordu.
Meloni'nin, Başkan Erdoğan'la görüşmesinde Libya'nın geleceğinin de masaya yatırılma ihtimali elbette fazlaydı! Ancak ilk sırada GÖÇMEN KRİZİ yer tutuyordu!
İşte KÜRESEL OYUN kuran akıl İtalyan Başbakan Meloni'nin GÖÇMEN RİCASINA Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesi'nde cevap vermekteydi. Mesaj doğrudan ROMA ve ANKARA'yı ilgilendiriyordu. AFRİKA ve ORTADOĞU'yu hallaç pamuğu gibi atan, ayağa kaldırıp AB'yi sarsan akıl GÖÇMEN SORUNUNUN iki ülke arasındaki ilişkilerden daha yukarıda bir nokta olduğunu söylüyordu. Bu nedenle de DERİN YAPILARI harekete geçiriyordu. "Siz karışmayın" diyordu.
ABD ve AVRUPA, GÖÇMEN meselesi nedeniyle de örtülü olarak savaşa devam ediyordu. Bu savaşın bir cephesi de İSTANBUL'a taşınıyordu. Olan buydu. Bence...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.