ERGÜN DİLER

Korku siyaseti

Boğaz Köprüsü'nde bırakılan şüpheli araç, insanların korkuyla tanışması, televizyonların canlı yayınla bunu dünyaya duyurması, sivillerin hedefe konulması, terörün psikolojik üstünlüğü ele geçirmek istemesi... Bir akıl, kurduğu oyunu saniye saniye sahneye koyuyor! Gelin anlamaya çalışalım... Günlük düşünmeden adımlarımızı atarak ilerleyelim...
Hatırlayalım...
5 Haziran 2015, Diyarbakır'da HDP'nin mitinginde patlama: 5 ölü, 400 yaralı...
20 Temmuz 2015, Suruç saldırısı: 34 ölü, 100 yaralı...
10 Ekim 2015, Ankara Tren Garı saldırısı: 109 ölü, 500 yaralı...
12 Ocak 2016, Sultanahmet saldırısı: 11 ölü, 15 yaralı...
17 Şubat 2016, Ankara-Merasim Sokak saldırısı: 30 ölü, 15 yaralı...
13 Mart 2016, Ankara-Kızılay: 37 ölü, 125 yaralı...
Sınıflandırma yapmak pek doğru olmasa da anlamak için mecburuz!
5 Haziran'daki saldırı HDP'nin oyunu artırdı. Hepimiz saldırının siyasi amaçlarla yapıldığını, arkasında da DAEŞ'in olduğunu düşündük.
Arkasından gelen SURUÇ saldırısı da KÜRTLER'i hedefine alan saldırıydı. İlk iki patlama Güneydoğu'yu sarstı!
HDP'liler hiç zaman kaybetmeden çıkıp "Devlet yaptı" dedi...
Kimse orada ne olduğunu bilmiyorken Ankara'da daha çok HDP'ye destek verenlerin bulunduğu SOL gruplara saldırıldı. Kürtler'e ya da Kürt siyasetine yakın olanlara yapılan saldırılarla 1 Kasım seçimine gittik. Seçim sonuçlarından sonra tıpkı seçimlerden önce Kürtlere yapılan saldırılar gibi üç saldırı meydana geldi.
Sultanahmet'te Alman turist kafilesi hedef alındı! Ne Türk ne de Kürt vardı içlerinde ama alındı!
Sonra bomba yüklü araç Ankara Merasim Sokak'ta çıktı ortaya...
Ankara'nın kalbinde Hava Kuvvetleri'ni hedef aldı. Bu acı yüreğimizi dağlarken birkaç gün önce Kızılay canımızı yaktı... Ortada 6 büyük saldırı vardı. 3'ü Kürtler'i, 2'si Türkler'i, 1'i de Almanlar'ı hedef alıyordu. Bu sınıflandırma çirkin de olsa anlamak için yapıyorum...
Bir akıl, CANLI BOMBALAR üzerinden hem Türk-Kürt kardeşliğini bitirmeye çalışıyor, hem Almanlar'a "Ortadoğu'da işiniz yok, çekin gidin buralardan!" diyordu...
Oyun Türk ve Kürt'ü ayrı kamplara koyarak geliyordu. Ankara'ya "Kardeşlik peşinde koşma" mesajı veriyordu... O akıl bizi içeriye çekip bildiğimiz kısır döngü içinde çırpınmamızı istiyordu. Oyun kuran değil oyunda yer almayan Türkiye istiyordu.
Köprü yapmamıza, denizin altından tünel geçirmemize, otoyollarla şehirleri örmemize, körfezleri birbirine bağlamamıza ve en büyük havalimanını yapmamıza ses çıkarmıyordu!
Ama siyaseti ve bölgeyi değiştirecek hamle yapmaya kalktığımızda işin rengi değişiyordu.
Ülkenin neredeyse yüzde 70'i olan milliyetçi muhafazakar oyları aynı çatı altına almaya kalktığında ve üstüne sistemi değiştirip "Başkanlığı getireceğim" dediğinde sinirler alt üst oluyordu.
Bunu yapacak olan tek isim Erdoğan'dı. Bu nedenle söylemeseler de kabul etmeseler de hedef Erdoğan'ın yoluydu! Kontrol ettikleri Türkiye'nin ellerinden kayıp gitmesini beklemeyeceklerdi. Saldıracaklardı.
İçeride nasıl olsa taşeron sıkıntısı çekmiyorlardı.
Ekonomik krizle geldiler olmadı.
Darbe-cunta işlemedi.
Kumpas tutmadı.
Kayıtlar iş yapmadı...
Hem Türk'le Kürt'ü birbirinden ayıracak, hem de Erdoğan'ı zayıflatacak bir operasyona ihtiyaç vardı. En iyi yol, en iyi bildikleri yöntemdi.
Yani TERÖRDÜ.
Son kartları buydu. Her bombanın kesinlikle siyasi bir hedefi olurdu. Bu hedef güçlü Türkiye idi...
Korku salarak Erdoğan'ın arkasındaki gücü yani MİLLETİ ondan ayırmak istiyorlar...
En büyük operasyonları bu.
Meseleyi sokağa taşırdıkları an hedeflerine ulaşırlar. Aman oyuna gelmeyin. Akıllı olalım, sağduyu ile gidelim... Siyaseten yenemedikleri milleti bombalarla alt etmek istiyorlar.
Korku bedeni kapladığında AKIL devredışı kalır... Bunu bildikleri için araç dolusu cani ile geliyorlar... Gelenin önemi yok. Gönderene bakın. İçeride Alman otomobillerine bomba yükleyenler Berlin'i de araçtan sarsıyordu!
Bir akıl Almanlar'ın, Türkler'in ve Kürtler'in yanında olmasından feci halde rahatsızdı. Bu nedenle bomba yüklü araçlarla geliyorlardı...
Amerika Rusya bu yakınlaşmaya karşıydı. Ama son dönemde Alman-
Türk yakınlaşmasından en çok huzursuz olan İngilizlerdi...
Kimin eli kimin cebinde!
Ne dersiniz?
NOT: Kissenger, Putin'e gittikten sonra Rusya Suriye'den çıkıyor, petrol fiyatları artıyor ve paranın Avrupa'da KORKU NEDENİYLE kalamayacağı ortaya çıkıyordu... İttifak böyle çalışıyor. Oyunu anlayalım, ona göre adımlarımızı atalım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.