Birileri aksini iddia ediyor olsalar da Türkiye'de hakikateniyi şeyler oluyor... Detaylara girip rakamları konuşturduğunuzda çok iyi anlaşılabilecek bu hususu, genel görüntüye bakarak anlayabilmek te mümkün.
İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Bursa ve benzeri büyük şehirler bir yana, nispeten taşra kabul edilebilecek diğer şehirlerimizin tamamı,bundan 15-20 yıl öncesi ilemukayese kabul etmeyecekderecede gelişmiş durumda.
Yapılaşmanın dikey mi yatay mı olması gerektiği tartışmasını bir kenara bırakarak söylemek gerekirse binaları, caddeleri, yeşil alanları, sosyal tesisleri ile ülkemizin bütün illeri, ilçeleri, beldeleri ve hatta köyleri gelişmeden paylarını almış bir görüntü arz ediyor.
Özellikle de şehirleri birbirine bağlayan karayolları konusundamuhteşem bir gelişmeyaşandığının altını çizmek gerek.
Otoyollara ek olarak duble yollar ve gerekli yerlerde mesafeleri kısaltıp yolculuğu kolaylaştıran tüneller ile karayollarımız, gelişmenin en açık göstergelerinden.
Hafta içi bir program dolayısıyla gittiğim Bingöl Üniversitesi'ningirişinde 'Pilot Üniversite'tabelasını görünce, önce havacılık konusunda bir bölüm mü açıldı acaba diye düşündüm...
Ancak Rektör yardımcısı Prof. Dr. Hakan Olgun ve Genel Sekreter Prof. Dr. Abdullah Taşkesen'le yaptığımız sohbette, Bingöl Üniversitesi'ninCumhurbaşkanımız Recep TayyipErdoğan tarafından ilan edilen 5Pilot Üniversite'den birisi olduğunu öğrendim. 'Tarım ve Havza Bazlı PilotÜniversite' ilan edilmiş olan BingölÜniversitesi'nin şehir ve bölgeaçısından ne ifade ettiğini için öneminiise, o gün YÖK'teki bir toplantı içinAnkara'da bulunan Prof. Dr. İbrahimÇapak'ın yerel gazetelerden birisinde yeralan şu sözlerinden anlamak mümkün:
"Pilot Üniversite, bölgeye ciddi bir katkı sağlayacak. Arıcılarımıza,alternatif tıpa, endemik bitkilerinyetiştirilmesine katkı sağlayacak.
Fiili olarak bine yakın arıcımız var.
Arıcılar birliği ile de ortak çalışıyoruz.
Kalitenin yanında, kovan başına düşen balın kilogram olarak arttırılması, arı hastalıklarının engellenmesi söz konusu. Bu projelerin, kısa, orta ve uzunvadede çok olumlu sonuçlarınısadece Üniversite olarak değil,bölge olarak da göreceğiz."
GÜZEL ŞEYLER BUNLAR...
Kalkınma Bakanlığı ve YÖK'ün özel ilgisi ile yürütülen çalışmaların daha sonra bölge ile ilgili tarım ve hayvancılık gibi konuları da kapsayacağı ve Bingöl'de ciddi değişiklikler yaşanacağı anlaşılıyor. Üniversitelerin hayatla veinsanımızla buluşması herhalde bu olsa gerek.
Üniversite'deki programdan sonra Elazığ'a doğru yola çıktığımızda, yolların güzelliğini görünce yapanları takdir etmek gerektiğini düşündüm. ÇünküTürkiye'nin başka taraflarındaher ne yapılmışsa, buralardada eksiksiz olarak aynı şeylersağlanmıştı.
Eskiden Elazığ için 'Doğu'nun Paris'i' sözü çok kullanılırdı. Şimdiki duruma bakıp, 'aslında Paris'e 'Batı'nınElazığ'ı denmeli' sözü mübalağalıkaçabilir... Ama Elazığ, hakikaten günden güne gelişen ve güzelleşen bir şehir. Temizlik en dikkat çeken yönlerinden birisi Elazığ'ın. Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz'ın hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da çok titiz olduğu anlaşılıyor.
Kültür Müdürlüğü yetkilileri ile yaptığımız konuşmalarda, 2018 yılınınbelediye tarafından 'Kültür SanatYılı' olarak ilan edildiğini öğrendim.
Sadece o gün, benim katılacağım programın 4 etkinlikten birisi olduğunun farkına varınca da, işi ne kadar sıkı tuttuklarını anlamış oldum.
Ne diyorduk?.. Türkiye'dehakikaten güzel şeyler oluyor vegörmek isteyen gözlerin bunlarıgörmemesi mümkün değil. Birlik veberaberliğimiz sürdükçe daha güzelşeyler de olacak, inşallah...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.