Son hafta etkisi
Her iki tarafın anketleri kendi adayını önde gösterirken adaylar birinci turda seçimi kazanmak için tüm kozlarını sahaya sürüyor. Seçmenin de "ikinci tura kalmasın" hissiyatına girmesi sürpriz olmaz. Böylece son haftada kampanyalarda sert söylemler devam ederken "umut veren kapsayıcı" bir dilin, yani balkon konuşması yaklaşımının ağırlık kazanması beklenir. Cumhur İttifakı "Yaparsa Erdoğan yapar" yaklaşımı ile büyükşehirlerdeki artan kira ve konut fiyatları ile gıda enflasyonunu çözeceğini öne çıkarıyor. Kılıçdaroğlu ise "ekonomi takımını" açıklayarak seçmeni vaatleri konusunda ikna etme çabasında.
***
Kılıçdaroğlu'nun "Sana söz" sloganını seçmesini anlamlı buluyorum. Zira hem çok söz verme hem de önceki sözlerini tutma konuları en eleştirildiği alanlar. Birkaç örnek vereyim... 2010'da CHP genel başkanlığına kurultayda aday olmayacağı sözünü verip bir hafta sonra aday olması, 2018 seçimlerinde parti genel başkanının cumhurbaşkanı adayı olmaması gerektiğini söyleyip 2023'te kendisi aday olması ve seçilirse de genel başkanlıktan ayrılmayacağını söylemesi ve 2019 belediye seçimlerinde kimsenin işten çıkarılmayacağını açıklayıp sonra İmamoğlu'nun 15 bin işçiyi çıkarması karşısında sessiz kalması.... Kılıçdaroğlu tutmadığı sözler için inandırıcı bir açıklama da yapmış değil.KILIÇDAROĞLU'NUN YETERSİZ 'TERÖR' AÇIKLAMASI
Millet İttifakı'nın en çok zorlandığı alan ise PKK'nın Kılıçdaroğlu'na verdiği açık destek ve HDP (YSP)'lilerin taleplerinde sürekli eli yükseltmesi. Bu parti, Öcalan, Demirtaş ve PKK militanlarının serbest bırakılması ve yeni çözüm sürecinin yanı sıra "özerklik" ve "Kürdistan" hedeflerini de gündem yapıyor.
En son bir YSP adayı "Afrin'i geri alacağız" diyerek doğrudan PKK-YPG diliyle konuştu. Bu ortamda Kılıçdaroğlu, "HDP ile kapalı kapılar ardında ne konuştun?" ve "PKK'ya ne vaat ettin?" sorularını cevaplayamıyor. Üzerindeki baskı artıyor. Kılıçdaroğlu'nun "Kim terör örgütlerinin yanında olursa Allah belasını versin" söylemi ikna edici bulunmuyor. PKK elebaşlarının kendisine açık desteğine "Hadi oradan teröristler" diyemediği için ve dahası DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan "AB, YPG'yi terör örgütü olarak görmüyor" dediği için Kılıçdaroğlu'nun muğlak ve muhataplarını (PKK, YPG ve FETÖ) tam göstermeyen terör örgütü söylemi yetersiz kalıyor.
THE ECONOMİST KÜSTAHLIĞI
İngiliz The Economist dergisinin "Erdoğan gitmeli" çıkarması ile sunduğu dosyada "demokrasiyi kurtarmak adına Kılıçdaroğlu'na destek verme" kampanyası yapması ülkemizdeki seçimlere yönelik küstah bir girişim. Batı medyasındaki diğer örneklerle birlikte bu derginin cüretkâr yaklaşımlarına siyaset kurumunun hep birlikte "Türkiye'nin geleceğine sandıkta milletimiz karar verir ve size çenenizi kapatmak düşer" cevabını vermeli.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)
- Özel’in yeni siyaset tarzı nereye kadar? (26.04.2024)